hesabın var mı? giriş yap

  • devletin saçma sapan işidir. allah aşkına kendinizi bu kızın ailesinin yerine koyun. 23 sene boyunca emek veriyorsun, canından can katıyorsun, ona iş güç kazandırıyorsun ama ceberrut devlet kızcağızın diplomasına el koyuyor ve diyor ki; "benim için 1-2 yıl çalışmazsan o diplomayı alamazsın."

    ulan cizre dediğin yerde kimsenin güvenliği yok, şehrin ortası bir anda çatışma yeri oluveriyor ama devlet buna rağmen oraya seni atıyor. orada bir savaş var ve devlet seni sivil halinle, diploma almamakla tehdit edip oraya git çalış diyor.

    siz kendi kızınızı cizre'ye gönderir misiniz? bu nasıl iştir? bu nasıl adalettir? bu nasıl devlettir?

    8 yıl sonra gelen edit: çok yanlış ve çok duygusal düşünmüşüm, kabul ediyorum hatalıyım.

  • mahkeme sonrası edit: onedio yetkilileri mahkeme süreci sonunda lokman önsoy ile görüşmüş ve hatalarını kabul edip, telif hakları çerçevesinde tazminatlarını ödemiştir.

    --------------------------------------------------

    daha önce de birçok yazarın/yakınımızın başına gelen olay. en sonuncusu da illustrator
    (bkz: lokman önsoy)'un başına gelmiştir. yazdıklarını aynen aktarıyorum.

    "23.09.2017 tarihinde onedio sitesinin bana ait bir karikatürü kaynak göstermeden ve hatta üzerindeki imzamı ve o zamanlar kullanmakta olduğum web sitesi adresimi silerek kullandığını fark ettim. "türkiye'de bilim neden gelişmiyor sorusuna verebileceğiniz 17 cevap" şeklindeki klasik başlıklarından birine imzasını sildiği karikatürü koymuş, herhangi bir kaynak belirtmemiş ve 19.04.2016 tarihinden bu yana 235 bin tıklanma almış bir gönderi. 22 bin kez de facebook'ta paylaşılmış. yani kısaca karikatür anonim olmuş, piç olmuş.

    bunun üzerine kendilerine bir mail attım. özetle, çizimin bana ait olduğunu, izinsiz paylaşılmasının, kaynak gösterilmeden paylaşılmasının, imza silinerek paylaşılmasının ve bundan maddi çıkar sağlanmasının yanlış olduğunu; karikatürün kaldırılmasını, ama imzalı çizimlerimin yeni bir gönderi düzenlenerek paylaşılmasını istediğim bir mail. böylece yapıcı bir şekilde bu işin içinden çıkarım, diye düşünmüştüm.

    tabii bu bilinçsiz, üretmeyen, kaynak göstermeyen ama herkes tarafından bilinen site ilgilileri gönderdiğim maile cevap vermediler. yalnızca karikatürün altına adımı yazmakla yetindiler.

    ben de savcılığa başvurarak erişimin engellenmesi kararı aldırdım. devam eden süreçte ki sonuna kadar devam edecek, bakalım cevap verilmeyen bir mail nelere malolacak.

    ayrıca;
    evet bunu dert ettim. telif hakkı ihlalinin 6 aydan 2 yıla kadar cezası vardır. telif hakkını ihlal ederek maddi kazanç sağlamak ise işin başka bir boyutu. eser sahibi öldükten 70 yıl sonrasına kadar bu hakları korunur.

    ne idüğü belirsiz, içerik üreten bir ekibi olmayan, üretmeyen ama başkalarının ürettiklerinden maddi kazanç sağlayan bu gibi siteler benim emeğim ve fikrim üzerinden bir kuruş dahi kazanamaz.

    bilen bilir, istediğiniz herhangi bir çizimimi kullanmanız için benimle iletişime geçmeniz yeterlidir. siyasi veya ticari amaçlar altında kullanılmamak kaydıyla izin veririm.

    biraz uzun bir yazı oldu; ama sevdiğiniz bir şarkının, türkünün veya resmin anonim olmasını ister miydiniz? okuyan, ilgilenen herkese sevgiler!"

    söz konusu resim

    ve diğerleri:

    varan 1

    varan 2

    varan 3

  • samimi olun lan biraz !
    adamın alanı değil hede hödö.
    he a.q sizin alanınız otomotiv ondan tanıyorsunuz adamı.

    celal'in güncel konulardaki cehaletini, kibirini ve çok bilmişliğini gösterir. !

  • maslow efendinin ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramının en üst basamağı. yani maslow efendi diyor ki bir insanın nihai hedefi kendini gerçekleştirmektir.

    peki nedir bu kendini gerçekleştirmek? efendim bu kavram, kişinin potansiyelini tam anlamıyla kullanarak yaşamı en işlevsel bir şekilde kucaklaması anlamına gelir.

    kendini gerçekleştiren insanın özellikleri nelerdir? hemen bakalım :
    -kendi özelliklerini kabul etme ve demokratik dünya görüşü :bu kişiler kendini tüm geçmişi, zayıflıkları, yanlışlarıyla olduğu gibi kabul ederler. diğer insanlara da saygı duyarlar.
    -gerçekçilik: dışarıdaki dünyayı da gerçekçi bir şekilde ele alırlar, kendilerini kandırmazlar.
    -sorun odaklı olma: kendilerinin dışındaki insanları, çevreyi vs. de önemserler, çevredeki sorunlarla ilgilenirler.
    -doruk deneyimler:hayatlarına keyif katacak coşkulu deneyimler yaşarlar. (illa bungee jumping gibi bir şey olmasına gerek yok, herkesin kendi değerlerine uygun doruk deneyim dereceleri farklıdır)
    -otonomi :bağımsızlık, kimsenin uzantısı olmama, tek başına var olabilme özelliği.
    -tek başınalık ve gizlilik: bağımlı insanların aksine yalnız kalabilme, yalnızlıktan keyif alabilme, mahremiyet ve gizlilik, özellik inancına sahip olma.
    -derinlikli mizah anlayışı :bu insanların gelişmiş mizah anlayışı vardır. hayatla da, kendileriyle de mizahi bir gözle ilişki kurabilirler. bu da hayattan daha çok keyif almalarını ve acılara karşı daha az depresif bir tutum benimsemelerini sağlar.
    -yolculuktan keyif almak:bu insanlar bir yere bağlı olmaktan hoşlansalar da farklı yolculuk deneyimleri yaşamayı, yolda olmayı, hayatın akışkan tarafını gösteren yolda olma durumunu severler.
    -spontanlık :kendini gerçekleştiren insanlar açık görüşüdür, esnek ve spontandır. sabit fikirlilik ve katılıktan uzaktır.

    kendini gerçekleştirmek uzun ve uzun olduğu kadar keyifli bir süreçtir. sağlıklı bir birey özelliklerini de bu süreçte keyifli bir şekilde kazanırsınız, patolojik özelliklerden uzaklaşırsınız. her insanın kendini gerçekleştirme hedefi sahip olduğu potansiyelleri kullanma adına büyük bir adım olacaktır.

  • yıl 2007, istanbul üniversitesi avcılar kampüsü' nde açıköğretim vize sınavına yetişmem gerekiyor, lakin sınava çok az bir süre kalmış ve yan yolda trafik felç. öğrenciler sınav telaşıyla otobüslerden, otomobillerden inip koşmaya başlıyorlar. baktım olacak gibi değil, ben de indim ve koşmaya başladım. kızlı erkekli birçok kişi kampüse doğru koşarken önümde bir çocuk görüyorum. koşan insanlara bakıyor, yavaş yavaş hızlanıyor ve o da koşmaya başlıyor. koşarken bana yaklaşıp soruyor: "abi kavga nerde?"

  • napolyon'nun tablolarını incelerken rastlantı sonucu gördüğüm şahıs. meşhur taç giyme töreninin tablosu*.

    bu da bizim elemanımız. napolyon'un arkasında töreni dikkatle izliyor *

    bu olay bazı otoritelere göre avrupa'nın sekülerleşme sürecindeki en önemli sembolik olaylardan birisi. çünkü normalde papalar imparatorlara taç giydirirken napolyon tacı kendi kendine giydirmiş. ressam arkadaş da büyük ihtimalle böyle bir anı ölümsüzleştirmek istemiş. esas nokta şu: gerçekten de tören esnasında bir osmanlı mensubu bulunmuş mu yoksa tamamen ressamın hayal ürünü veya simgesel bir anlatımı mı?