hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---
    utanacak camiada önce şeref olacak bir sümüklünün elini eteğini öpüp ondan medet umuyor ise utanmasını beklemek bülent ersoydan bebek beklemek gibi bir şey..
    --- spoiler ---

    kıymetli bir bilgi; o sümüklü gittikten sonra şampiyon olamayan tek takım fenerbahçe'dir*

  • türkiye'nin toplam nüfusunun, türkiye'deki toplam araç sayısına bölündüğü zaman yaklaşık 7 sayısının elde edilmesi.
    düşünüyorum da;

    1- ben
    2- abim
    3- annem
    4- ev arkadaşım no:1
    5- ev arkadaşım no:2
    6- kız arkadaşım
    7- ebru (kız arkadaşımın kardeşi)

    hayatımda en çok görüştüğüm kişiler.toplamda 7 kişi.ve bu 7 kişinin hakkı olan araba abime düşmüş.vay ipne..

  • yunanistan'dan dönen edirne savcısı fatih aslan'ın arabasını arayan gümrük muhafaza memuru için açılan davada istenen ceza. sebebi de hakimler ve savcılar kanunu'nun 88. maddesi uyarınca savcı ve hakimlerin aranmasının yasak olması. oysa gümrük mevzuatına göre gümrük kapılarında istisnasız her araç aranır. savcı, memur hakkında soruşturma açtırdı. soruşturmayı açan başka bir savcı 2 kez takipsizlik kararı verdi. ama savcı fatih aslan'ın itirazları sonucu üçüncü başvuruda memur hakkında dava açıldı.

    bugün davanın ilk duruşması görüldü. gümrük memurunu edirne baro başkanı dahil 3 avukat savundu. trakya gümrük başmüdürlüğü üst yetkilileri memura destek amacıyla tam kadro mahkemeye geldi. mahkeme nisan ayına ertelendi.

    sonuç olarak devletin iki farklı kanununun birbiriyle çakışması yüzünden ihale memura kaldı. savcı, olayı saçma bir şekilde onur meselesi haline getirip dava üstüne dava açtı. bu dava sonunda memur, istenen 1 yıllık cezayı alırsa o günden sonra sınır kapılarında memur olanlar araçları aramazsa haklıdır.

  • iğrenç yorumdur. kimi savunduğu, ideolojisi önemli değil. sorun kafada, kafanın işleyişinde. bir kadın nasıl kendini sadece çocuk doğuran, ev işi yapan, konuşmaya bile korkan, ikinci sınıf, hayatta var olmayan biri olarak görür bunu kendine yakıştırır? bunu anlamıyorum.

  • kendisini sezon başından beri çok sıkı takip ediyorum. tüm leicester maçlarını izledim. geçen sene takip edemiyordum. çünkü maguire varken yedek oturuyordu. maguire'ın united'a gitmesi onun için büyük şans oldu.

    öncelikle söylemek gerekir ki çağlar'ın en büyük şansı brendan rogers gibi bir hocaya ve jonny evans gibi aşırı tecrübeli bir tandeme sahip olması. brendan rogers özellikle bu sezon olmak üzere sürekli vizyon depoluyor çağlara, görüşünü açıyor. jonny evans ise onun eksik yönlerini kapatıyor. böylece çağlar her geçen hafta üstüne koyarak ilerledi.

    peki çağlar'ın iyi yaptığı şeyler neler? sonuçta bu kadar parlamasına o iyi özellikleri sebep oluyor. öncelikle kafa toplarında hakimiyeti çok iyi. özellikle ceza sahasına açılan ortalarda çağlar'ın hemen öne atılıp topu kafayla uzaklaştırdığını çok kez görebilirsiniz.

    çağlar'ın diğer bir iyi özelliği hızı. çağlar gerçekten çok hızlı. modern oyunda hızlı bir stoper olmak çok önemli. özellikle de topa hakim olarak maç kazanma üzerine oynuyorsanız leicester gibi, rakibiniz muhtemelen kontratak oyunu oynayacaktır. burada da savunmanın arkasına atılan uzun toplarda hızlı santrafor ve kanat oyuncularının durdurulabilmesi için hızlı stoper gerçekten önemli. evans her ne kadar yavaş kalsa da ilk 10 haftada çağlar'ın evans'ın yavaş kaldığı pozisyonlarda onun açığını kapattığı pozisyonlar da oldu.

    hız ile birlikte fiziksel güç de çok önemli. çağlar aynı zamanda buna da sahip. hücum oyuncularını nizami chargelar ile bozduğuna çok kez şahit olduk. ilk aklıma gelen tottenham maçında kane'yi yine böyle bir charge ile yıkmıştı. ancak kane öyle bir santrafor ki düşerken bile topu gole çevirmeyi bilmişti. yine de bu özelliğini geliştirmesi lazım. çünkü her charge'ı tam nizami olmayabiliyor. bu da onun sarı kart yemesine sebep olabilir. sanırım daha önceki sarı kartı böyle bir pozisyonda olmuştu diye kalmış aklımda.

    çağlar aynı zamanda düzgün de bir ayağa sahip. savunmadan oyun kuruyor. önünde boş alan bulursa gidebildiği kadar gidip orta sahada top paylaştırıyor. gidemezse geriden ters kanatta ayoze perez'e veya ricardo pereira'ya adrese teslim uzun toplar göndererek takımı atağa çıkarıyor. kendi tarafı boş kalırsa da chilwell'i hareketlendiriyor.

    ayrıca çağlar tam bir kontratak kesici. rakip takım hızlı hücuma çıkmaya başlarken ileri çıkarak agresiflik göstererek daha atak başlamadan topu kazanıyor ve kendi takımının hücuma devam etmesini sağlıyor. bu hareketleri biraz riskli çünkü ileri bölgede eğer o oyuncu kendisini bir şekilde geçmeyi başarırsa arkada çok büyük tehlike olur. normal bir stoperin de zaten kontratak gelirken geri çekilerek rakibi olabildiğince geride kabul ettiğini görürüz. ancak çağlar'ın ilk 11 haftada daha bu konuda bir hata yaptığını görmedim. hep topu kazanmayı başardı. sadece bu son crystal palace maçında sarı kart yediği pozisyonda saniyelik bir hata yaparak geçilecekti. onda da faul yapmak zorunda kaldı.

    çağlar ayrıca bir hücum oyuncusuna yapışırsa topu ondan mutlaka alır ve bunu faul yapmadan yapar. müdahaleleri çok temiz gerçekten. tamamen topa odaklanıyor.

    çağlar hücumda da çok etkili. badisi evans ile beraber korner organizasyonlarında ciddi tehlike oluşturuyorlar. her kornerden önce evans ve çağlar konuşur ve evans'ın direktiflerine göre biri ön direğe öbürü arka direğe hareketlenir. ikisinden biri de genellikle kafayı vurur. yine crystal palace maçında attığı gol de böyle gerçekleşti. çağlar golü atana kadar da evans'ın bir kaç tehlikeli kafa vuruşu oldu.

    çağlar çok soğukkanlı bir oyuncu. top ayağındayken güven veriyor. takım gegen press'i yerken bile o coolluğundan taviz vermiyor ve topu defanstan çıkarmasını biliyor. bu özelliği ile onu van dijk'a benzetiyorum.

    çağlar söyüncü aynı zamanda sosyal özellikleri de güçlü bir oyuncu. takımını sahipleniyor. takımda da herkes onu çok seviyor. crystal palace maçında herkesin ve özellikle james maddison'un içten bir şekilde onu kutlamaya gelmesine tanık olarak bunu görebiliyoruz. chilwell'in çağlar için attığı tweet de bunu destekliyor. ayrıca taraftarın da sevgilisi. hakkında şarkılar, besteler yapılıyor. sanırım 10 haftada en az 2 bestesini biliyorum ben kendisi için yapılan.

    peki çağlar'ın hiç kötü özelliği yok mu? birazcık daha uzun olsa iyi olabilirmiş ama çok problem değil. ayrıca pozisyon alma konusunda bazen affalayabiliyor. sezon başında ciddi hatalar yapabiliyordu bu konuda ama evans'ın tecrübesinden faydalanarak bu açığını her hafta kapattı ve şu an böyle bir sıkıntısı da yok.

    özetle çağlar neredeyse kusursuz ve üst seviye oyunuyla tüm bu başarıları hakediyor. yaşının da çok genç olmasıyla parlak bir geleceği olduğunu öngörmek çok zor değil. genç türk futbolculardaki vizyonsuzluk hastalığına da sahip değil. o sebeple çağlar söyüncü'nün belki bu sene sonunda belki seneye maguire'dan bile daha yüksek bedellere satıldığını görebiliriz.

    seni izlemeye devam edeceğim. leicester city' i bana sevdirdin.

    yürüyedur çağs!

  • memur mesaisi (taslak)

    8:30-10:00 kahvaltı ve dedikodu (geç gelinirse başlama saati değişebilir)
    10:00-10:30 gazete- internet
    10:30-11:00 günlük evraklarla ilgilenme
    11:00-11:30 mola
    11:30-12:00 öğle yemeği değerlendirmesi
    12:00-14:00 öğle yemeği (normal ara 12:30-13:30)
    14:00-15:00 ayşe hanımla ahmet beyi çekiştirme, duruma göre diziler de olabilir
    15:00-15:30 günlük evraklar
    15:30-16:00 kahve-fal
    16:00-17:00 akşam ne yemek yesek, çocukların okulu
    17:00 çıkış (mesai 17:30)

    hangi birini yasaklayacaksın dediğim durum. sorun sanki başka bir şey.

    mecburi edit: özel sektörde de durum faklı değil demişler. sanmıyorum aynı olsun büro çalışanları için belki biraz benziyordur.

    17:30 da biten mesai için 17:15 de servis kaldıran kurumlar gördüm ben. 8:45 de gittiğimde daha memurlar gelmedi diye içeri alınmadığım kurumlar, ki ben de aynı kurumun başka bir biriminde yöneticiydim.

    edit2: kendi mesaisini gönderen var. arkadaşlar size aşina değilim.

    edit3: bir şey işte @simgeselkedi

  • "kasirga212 - 972624 sen aksama benim gibi nba kupon yap uyu o zamn birsey olmuyo :) ben yapiyom yatiyom kalkiyom para gitmis kupon yatmis :) uykuda acimiyo"

    uykuda acımıyo.
    olay budur...

  • çayın şekerini karıştırırken bardağı tıngırdatmamak. ülkemizde kendim dışında bilen bir kişi bile görmedim. her yerde şangır şungur, şangır şangır.

  • yöntemini birkaç cümleyle sizlere iletmek istediğim dolandırıcı. maksat tuzağa düşen olmasın çünkü inandırıcı konuşup destekli sallıyordu.

    affedersiniz diyip beni çevirdi. yol falan soracak diye döndüm haliyle. böylece yaklaşık 10 dakikalık esaretim başladı. "ben havaalanında çalışıyorum. bize prim olarak parfüm veriyorlar. benzin problemim var, üstümde para yok. bunları satıp benzin almak istiyorum. inanır mısın çok komik fiyatlara satıyorum. zaten prim olduğu için bana bedava geliyor." tarzında yardıra yardıra konuşuyor. ve ağzı öyle laf yapıyor ki 2 saniyede 3 cümle falan kuruyordu. o arada poşetinden 2-3 tane parfümü çıkarıp gösterdi, hatta koluma falan sıktı. parfümlerin üzerinde duty free 39,99€ falan yazıyor. jelatinli melatinli, orijinal gibi görünmesi için her şey güzel ayarlanmış. üzerimde çok para olmadığını, bunları alamayacağımı söyledim. ne kadar olduğunu sordu üstümde daha fazlası olmasına rağmen yalandan 20 tl dedim. 2 saniye kadar sustu, düşündü. "tamam" dedi "acil ihtiyacım var, 20 tl ver senin olsun." zaten önyargılıydım ve bu noktada şüphe oluşmaya başladı, bahanelerle gitmeye çalıştım fakat daha da yapıştı. yanında bir de kadın parfümü de veririm dedi. şüphelerim iyice arttı. fakat bu süreçte sürekli konuşuyor, asla sakin kafayla düşünmenize fırsat vermiyor. baştan başlayıp benzin problemi, thy'de çalışıyorum vs. anlatıyor. adamın bu kadar yapışmasından iyice işkillenince almamaya karar vermiştim ki o anda cüzdanını çıkarıp "bak thy'de çalışıyorum, yalan söylemiyorum" diyip üzeri thy logolu, kendi resminin de olduğu bir kart gösterdi. işte o anda yalanını anladım çünkü thy kartlarının neye benzediğini biliyordum. çok kararlı bir şekilde almayacağımı söyleyip uzaklaştım.

    hikayede yakaladığım açıklar beni kandırılmaktan kurtardı:

    1- thy çalışanlarına prim verecekse eğer bunu para olarak verir; parfüm, deodorant, cüzdan gibi eşya olarak değil.
    2- thy kimliği diye gösterdiği kartın üzerinde beyaz fonda kocaman thy logosu, kartın ortasında fotoğraf vardı. thy id kartlarının dizaynı böyle değil. ayrıca hiçbir thy çalışanının o kartı cüzdanında taşıyacağını sanmıyorum.
    3- ağzı çok laf yapıyor. sürekli ben satıcı değilim diye belirtmesine rağmen pazarlamacı edasında olduğunu sezebiliyorsunuz.
    4- çok fazla konuştuğu için arada tutarsızlıklar yakalamanız mümkün. önce arkadaşım arabada bekliyor derken 1 dakika sonra sevgilim arabada bekliyor gibi ufak yalanlar vs.
    5- çok ısrarcı olması acil paraya sıkıştığını değil, dilencilik yaptığını hissettiriyor.
    6- iki adım ötede atm'ler olmasına rağmen para çekmek yerine elindekileri satmaya çalışıyor. (ayrıca parfümleri hep yanında mı taşıyor?)

    özetle 5 liralık sahte parfümleri duty free'den alınma orijinal parfüm diyerek 20-30-50 lira gibi fiyatlara (neyi gözden çıkardıysanız artık) satmaya çalışanlar var. yeni türemişler sanırım. dikkatli olmanızda fayda var.

    edit: oha lan bir iyilik yapalım dedik ne ergenliğimiz kalmış ne mağara adamlığımız! hayır sanki bizim milletimiz değil telefonla kandırılıp tüm parasını çekip çöp konteynırlarının yanına bırakan? ama benim hatam, ekşi'deki küllyutmaz yazarların böyle şeylere ihtiyacı yoktur onu unutmuşum. neyse en azından okurlara bir faydamız olsun. 1 kişiyi bile uyandırabildiysem ne mutlu bana.

    ha bu arada gelen mesajlara göre, kısa zaman önce bu numaraya inanıp alanlar da olmuş. o yüzden iyi ki yazmışım bu entry'yi.

    ekstra not: almadım parfümü. valla lan :)

  • adamin biri bi bara girer. barmenin tam karsisina oturur.

    - barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic ! der.

    herkes alkislar eder, barmen dahil herkes icer. bir sure daha gecer. adam tekrar ;

    - barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic! der.

    yine alkislar kopar. barmen ve musteriler icerler. bi sure gecer, adam kalkar kapiya yonelir. o ara barmen yakalar ;

    + versene lan paralari ibiş ! o kadar viski ismarladin ! der.

    adam ;

    - benim icimden geldi ismarladim, hic param yok ki? der.

    barmen bunu oyle bi guzel marizler, paket yapar, atar disari.

    aradan 2 gun gecer. ayni adam yine bara gelir. barmenin karsisina oturur.

    - barmen ! herkese benden viski ! ama sen icme, icince sapitiyosun. der.

    yazarin notu : dinleyince komik gelmisti.