ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sel felaketinde balıkçıya gitmedik
-
ülke dışına, gezmeye çıktıgı felaketleri yazsak sayfa yetmez.
tanım: bir ifade.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
milletvekili seçerken ilkokul zekası arayan zihniyet , memur seçerken einstein zekası arıyor ! *
ekrem imamoğlu ve mansur yavaş'ın chp'li olmaması
-
halkı sınıflandırıp ayrıştırmadıkları için sağ görüşlü olmadıkları kesin. sol görüşlü olmalarını bekleyen de yok onlardan. atatürk'ün ilke ve inkılaplarını kılavuzları olarak gördükleri sürece bizim açımızdan sıkıntı yok.
düzeltme: imla.
yılan hikayesi'nden akılda kalanlar
-
mal sevkiyatına çomak sokulan kürşat'ın ''allah kahretsin, allah kahretsin!'' diye bağırması.
yeni uyanmış kız sesi
-
bu sesten etkilenen ne kadar da çok insan varmış meğer. halbuki benim kendi, öz babamın beni erkek zannedip telefonun diğer ucunda çıldırmışlığı bile mevcuttur.
josef bozsik
-
dünyanın ilk total futbolunu oynamış macar millî takımının efsanevi isimlerinden biri, nam-ı diğer milletvekili. puskas'ın kapı komşusuydu josef bozsik ya da jozsef bozsik; her iki şekilde de yazıyorlar adını, şaşırmayın. hep beraberdiler. birlikte büyüdüler, aynı okula gittiler. solak çocuk o kadar yetenekliydi ki onu kaybetmemek adına, kankasını da oynatıyorlardı mahalle maçlarında. giderek sivrilmeye başlamıştı sağ haf, malum kankasını affedersiniz eşek seyretse adam olurdu. ikili, beraber genç takımda oynadı, a takıma geçti, honved oluşturulunca onun bir parçası oldu. millî takımda da kendine yer bulmuştu bozsik. göbekli solaktan bağımsız olarak da bir değer ifade etmeye başlamıştı. 1954 isviçre dünya kupası'nda battle of berne olarak tarihe yazılmış brezilya karşılaşmasında sahadan atılmıştı milletvekili. nilton santos ile tepişmesi pahalıya patlamıştı. unutulmaz final maçında da almanya'nın attığı ve şampiyonluğu getiren son golün adeta yaratıcısı olmuştu sağ haf; bir kötü pas nelere kâdirdir. 19 şubat 1956 türkiye macaristan maçında da sahadaydı, bu yüzden adına rastlanır arşivlerde. 1958, onun sahne aldığı son dünya kupası yılı olacaktı...
türkiye'nin en underrated müzik grubu
-
oha pentagram denmiş. lan pentagram harbiye'de konser verebilecek kadar bilinen bir grup amk!
bu yeni nesil çok değişik azizim.
tunnelbana
-
temizliğinin kadife bezlerle yapılması gerekiyor.
lan insafsız godoşlar, bir çıta hiç bu kadar yükseğe çıkarılır mı amk yavv. bundan sonra isveç, stockholm, gais, orebrö, hacken, trelleborg, malmö, nörkopping, aik, mjallby, kalmar isimlerini gördüğüm zaman aklıma geleceksiniz. *
http://i.imgur.com/i8llozx.jpg
http://i.imgur.com/zhujvho.jpg
kim milyoner olmak ister'deki hadsiz eczacı sorusu
-
(bkz: az bilinen efsane duyarlar)
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
özlenen yorgandır. ne anneanne kalmıştır ne de yorgan.
çözüm süreci beyanname matbaaya giderken düştü
-
"beyanname dijital ortamda metin baskıya gönderilirken bazı kaymalar olmuş, bir iki sayfa düşmüş."
bu dijital ortam baya rüzgarlı oluyor, sayfalar uçuşabiliyor normal.
çok küçük hesapların adamı
-
-dayı 1 lira bozuğun var mı?
-yok.
-1 dal sigara?
-kullanmıyorum.
-saat kaç, onu söyle bari!
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
sen git, makarnayı süzdükten sonra kalan nemi de kurutmak için (!) makarnaları kısık ateşte dinlenmeye bırak, daha doğrusu dinlenmeye unut. onlar dinlenedursunlar, sen bu sefer hakikaten git, dersin başına otur. mutfaktan gelen kokuyu içine çekince git altını söndür, tencerenin dibine yapışan siyah tortuyla başbaşa kal.
tamam bunu yaptın da, bırak ama değil mi? yok, git içine azıcık su at tencerenin, "kirler yumuşasın." diye tekrar ocağı aç, sonra su kaynayıp bitsin, tencereyi bir posta daha yak.
hayata karşı çok net bir duruşum olduğu kanaatindeyim.