hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: 2000 lerin başıydı yanlış olmasın

    1. hani bu cola turka toplarının ilk çıktığı zamanlar. 3 kapağa mı 5 kapağa mı ne veriyorlardı. colaturka da iyi çıkış yapmıştı o dönemler hatırlarsınız, müslüman kolası türklerin kolası diye kertirmişlerdi. neyse. bizim mahallede de bu topu ilk yılmaz bini aldı. hemen kaleleri kurduk tabi deli gibi oynuyoruz. top da baya iyi sağlam bişi. yılmaz bininde de ticari zeka tavandı. bu dedi bana uzaktan bu topla gol atabilene topu veririm, he şayet atamazsa bu topun aynısından isterim. biz tabi fakir fukara kuru ekmek kemiren fasulyeleriz. hiç yanaşmadık bu teklife. ama sonra bizim mahallenin en sert abananı var; adı uğur. dıbına koyduğum bininde nasıl bir ayak varsa füze gibi vuruyordu. adı carlos uğur'a çıkmıştı zaten. uğur dedi tamam lan ben sana bir şut çekicem ama gol olursa bu top mahallenin topu olacak, öyle bacak arası yedin mi alıp eve kaçmayacaksın tamam mı dedi. uğurun, bu olayı herkes oynayacak tarafına çekmesi bizi çok sevindirmişti. helal olsun sana adamsın lan diyerek bunu biraz pohpohladık. sonra yılmaz tabi tek kalınca egosunun hıncıyla tamam diye bağırdı, kaleleri ayarladık yılmaz 30 metre öteye koydu topu dıbına koyduğum gavatı, buradan vuracan dedi. bizim uğur ilkte bi yapabilir miyim diye git gel yaşasa da bizim desteğimiz ve pohpohlamamızla tamam lan oç diyerek geçti topun başına. ben de kalenin dibindeyim gol olduğu an topu alıp uğurun yanına koşucam. bizim uğur gerildi gerildi gerildi gerildi bir yapıştırdı, o top ışık hızıyla meteor gibi geldi benim gibime bi vurdu. ama ne vurma. dünyam karardı amk. kendime geldiğimde sağlık ocağındaydık, ilk cümlem top artık bizim mi lan demek olmuştu...

    evet, mahalle bir top kazanmıştı.. belki iki top. ama kazanmıştık ya gerisi önemli değildi.

  • ürkünçlü olaydır. işin ilginç kısmı; haberdeki ailenin soyadının "toprak" ve bununla aynı olayları tecrübe eden diğer ailenin soyadının "taş" olması. "su" ve "hava" aileleri dikkatli olsun. "tahta" aileleri de espri yapmasın.

  • atletico madrid'e gideceğini öğrendiğimden beri, "gitsin tabi abi, geliştirir kendini" diyordum, pek üzülmüyordum. ama sitede güle güle arda turan başlıklı yazıyı görünce, fotoğrafını görünce çok kötü bir hüzün çöktü be. umarın bir gün, iyi oyuncularımızın kendilerini geliştirmek için, avrupa kupalarında oynamak için, uluslararası piyasada kendilerini göstermek için yurtdışında oynamaları gerekmeyen günleri görürüz.

    http://www.galatasaray.org/…tbol_as/haber/10789.php

    yolu açık olsun.

  • kamerası ile ilgili fazla bilinmeyen bir detayı vereyim de, sonra niye söylemedin demeyin.

    bildiğiniz gibi 15 pro max 5x zoom (120mm) ile gelirken, iphone 15 pro 3x zoom (77mm) ile geliyor. eğer siz "1x'ten 5x'e kadar zoom yapabiliyorsam demek ki 3x'e de aynı şekilde zoom yaparım. pro max daha fazla aralık sunuyor, o yüzden pro max alayım" diyorsanız kazın ayağı öyle değil.

    çok detaya girmeden anlatacak olursam; pro max'in temelde 4 ana focal length'i var. 13mm (0.5x), 24mm (1x), 48mm (2x), 120mm (5x). sensor crop yaparak, yani 48mp'lik sensör'ün sadece belli bir kısmını kullanarak farklı odak uzunluğundaki lenslerin de yardımıyla size çeşitli çözünürlük ve odak uzaklıklarında fotoğraflar sunuyor. yani bu sensör ve lens kombinasyonları ile full çözünürlükte elde edebileceğiniz görüntü sayısı limitli. siz pro max ile 3x zoom yapmaya kalkarsanız olacak olan şey 48mm'lik (2x) odak uzaklığı ile oluşturulmuş görüntüye dijital olarak zoom yapmak olacak. yani aslında 2x ile çektiğiniz görüntüyü dijital olarak büyütmüş oluyorsunuz. örneği daha da çoğaltırsam, 2x'ten bir sonraki native odak uzaklığı olan 5x'e kadar yaptığınız tüm zoom'lar dijital zoom olacak. 2.1x, 2.3x,...3x,....4.9x vs. olay tabii ki basit bir dijital zoom işleminden ibaret değildir, apple bir takım görüntü işleme yöntemleriyle oluşturulan görüntüyü iyileştiriyordur ama neticede dijital olarak yakınlaştırılmış bir fotoğraf elde ediyorsunuz.

    o yüzden 15 pro max'e sahip olmanız, 15 pro'dan "daha iyi" biri kameraya sahip olduğunuz anlamına gelmiyor. sadece 5x odak uzunluğunda 15 pro'dan daha yüksek görüntü kalitesi sunacak olan bir kameraya sahip oluyorsunuz. tam tersi olarak da 15 pro 3x odak uzunluğunda 15 pro max'ten daha iyi görüntü kalitesi sunacaktır, çünkü 15 pro 3x odak uzunluğunu native olarak destekliyor.

    bu sebepten dolayı, çok fotoğraf çeken biriyseniz 77mm ya da 120mm'den hangisini daha çok kullanacaksanız onu seçmenizde fayda var. aksi takdirde 2x'ten büyük odak uzunluklarında çektiğiniz fotoğrafların görüntü kaliteleri iki kamerada da farklı olacaktır. ben şahsen 15 pro'nun 3x zoom'unu tercih ederim, çünkü 2x'ten 3x'e gidene kadar kameranın dijital olarak zoom yapacağı sadece 1x'lik bir aralık var. yani objektif tarafından desteklenen native odak uzukluğuna hemen ulaşıyorsunuz. daha sonra da 3x objektif devreye girip 3x'den büyük odak uzunlukları bu kamera tarafından oluşturulacak. 15 pro max de ise 2x den 5x'e varana kadar olan devasa aralık tamamen kayıp. tüm yükü 2x kamera almış durumda ve 5x'i günlük hayatta kullanabileceğiniz senaryo sayısı limitli.

    edit: özetin de özeti şu. iphone 15 pro, 3x zoom ile iphone 15 pro max'in 3x zoomundan daha kaliteli fotoğraf çekerken, iphone 15 pro max, 5x zoom ile iphone 15 pro'dan daha kaliteli fotoğraf çekiyor. (örnek) hangi odak uzunluğu ile daha çok fotoğraf çekecekseniz onu alın.

  • antalya'daki kuaförleri denetleyen müyap, telif ödemeden radyo ve tv’den müzik dinlettikleri gerekçesiyle kuaför ve çeşitli esnaflara 3500tl ceza kesmiş. müyap ve müyorbir avukatı ile polisten oluşan 7 kişilik ekip, lisans ücreti ödemeden müzik yayını yapan işyerlerine yönelik denetim gerçekleştirmiş. 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu kapsamında lisans ücreti ödemeden müzik yayını yaptığı tespit edilen işyeri sahiplerine para cezası kesilmiş.

    bu adamlar kafayı yemiş olmalı. bu durumda eve gelen misafire tv izletmek için lisans mı alacağız? ülkede her şey fıkra gibi. bu lisans çılgınlığı nereye gider belirsiz.

  • çok matah bişey olmayan vasat aktivite. malum şahıstan tiksinmedim şu içtiğini herkese duyurma meraklısı ergenlerden tiksindiğim kadar. yazık size...

  • aile gallaghers gibi olunca çekilmeyen hadise. her bayram ayrı gerilim. yaklaşık 1 saat kaldı korkuyorum sözlük...

    edit: entrynin üzerinden 6 yıl geçmiş, ben mezun olup iş güç sahibi oldum. kardeşlerim evlendi, farklı şehirlere göçtüler. bu entryden sonra sadece bir kere daha bir araya toplanıldı, o da düğün var diye idi. uzun süre sonra bu kurban bayramında beraber olacağız. sorunun ana kaynağı babam yaşlandı, kendisini artık kimse takmıyor, herkesin ekonomik özgürlüğü var. eskiden yaptığı gibi parayı o kazandığı için psikolojik şiddet uygulayamıyor, buna kalkıştığı zaman gülünç duruma düşüyor. fiziksel olarak devantajlı duruma geçtiği için fiziksel şiddete de başvuramıyor. sorunun diğer kaynağı kardeşim yaşlanmasının ve yaşadıklarının etkisiyle daha bir ağır başlı olmuş gibi duruyor. ayrıca evlenenler çocuk sahibi oldular, aile genişledi. bu sebeplerden dolayı bu bayram kahvaltısından umudum var, o öve öve bitiremediğiniz özlemiyle yanıp tutuştuğunuz aile toplantılarını ben de umarım tadabilirim yıllar sonra.

    9 yıl sonra editi: yurtdışına çıktım artık umurumda bile değil :) son iki bayramdır hayatımın en huzurlu bayramlarını yaşıyorum tek başıma. bazı ailelerde bireyler arası dinamikler uyumsuzdur, bir süre sonra bunu anlayıp çabalamaktan vazgeçiyorsunuz. insan seçtiği ailesiyle ama daha da önemlisi kendiyle başbaşa daha mutlu olabiliyor. herkese iyi bayramlar!

  • hata yapan biridir. nasıl mı? cem garipoğlu, rüzgar çetin gibi varlıklar anne baba hatasıdır. veliaht prens muamelesi yaptıkları, tüm dünyanın çocuklarının etrafında döndüğü hissini onlara veren anne baba hatası.

    ve senin oğlunun ismi cem garipoğlu'nun ismi ile aynı cümlede geçiyor sinan çetin. çünkü sen oğlunu, cem garipoğlu'nun yetiştirildiği gibi yani yediği tüm haltlarda, yaptığı tüm pisliklerde ailesinin onu kurtarmak için yanı başında olacağını bilerek yetiştirdin. doğruyu öğretmek yerine yanlıştan nasıl yırtacağını öğreterek yetiştirdin. ortaya koyduğun müthiş hata için tebrikler.

  • milattan önce 98 yılında romalı bir hukukçu aşağıdaki kuralı koymuş :

    “aynı kanun tasarısında birbiriyle yakın ilişkisi olmayan konuların yer alması yasak edilmiştir. bu şekilde, halkın kabul edeceğine inanılan teklifler, tek başına oylanırsa reddedileceği kesin olan tekliflerle beraber aynı kanun tasarısında yer alamaz."