• senaryosunu çetin altanın yazmış olduğu bir oyun
  • suc islemis cogul sahislar
  • yönetmenliğini serhat karaaslan'ın yaptığı, oyuncu kadrosunda deniz altan, lorin merhart, erdem şenocak ve ercan kesal'ın yer aldığı kısa film.

    baş başa kalmaya çalışan genç bir çiftin öyküsüne odaklanan film, dünya prömiyerini 17. sundance film festivali'nde gerçekleştirecek.

    edit: film sundance'te "jüri özel senaryo ödülü"ne layık görüldü.

    edit 2: filmi izledim ve yorumlarımı şöyle bırakıyorum.

    baş başa kalmaya çalışan genç bir çiftin öyküsüne odaklanan film, modern dünyanın özgür gençliği ile toplumun geneline sirayet etmiş muhafazakar anlayış arasındaki çatışmaya odaklanıyor ve bu yönüyle de tamamen zıtlıklar üzerine kurulu bir hikaye sunuyor. oldukça sakin ilerleyen ilk yarısının ardından dozajı yavaşça artan gerilim unsuruna da kavuşan film, ikinci yarısıyla farklı birçok duyguyu homojen bir şekilde içinde eritip bizlere sunmayı başarıyor. psikolojik ve sosyolojik anlamda topluma ayna da tutan film, gecenin karanlığı, namus bekçisi karakterler, sinir bozan sesler ve yasaya dayandırılan yasaklarla karakterleri boğan hastalıklı dumanı adeta ekrandan bizlere savuruyor.

    bütün insanların en temel hakkı olan ve ülkemizde tabu haline getirilip hor görülen doğal bir sürecin yani aşkın "fiziksel haline" verilen tepkisine tüm çıplaklığıyla merceğine alan yönetmenin nokta atışı yerlerdeki dokunuşları da filmin seyir zevki açısından bir sonraki dakikası için olumlu sinyaller vererek ilerliyor. iki gencin oldukça masum ve saf duygularla yaklaştıkları geceye sosyal ve çevresel koşullardan dolayı ket vurulması da gençleri hayatın gerçek ve acımasız yüzüyle bir kez daha karşılaştırıyor. sevgileri dizginlenen, kontrol altına alınmaya çalışılan filmde, serhat karaaslan kendi toplumuna dair de bir sorumluluk bilincini alarak bir öz eleştiri de bulunuyor. üniversite öğrencisi emre'nin, hem aşkı hem de cinselliği yeni yeni keşfetme süreci, beraberinde de çeşitli sorumlulukları getiriyor. baskıcı ve ürkütücü durum karşısında sevgilisini dışarıya karşı korumacı bir tavır sergileyen ve bu yönüyle erkeklik egosu öne çıkan emre'nin bu zorlu gecede zayıf yönlerine de şahit olarak, toplumun kişi üzerindeki söz, eylem, jest ve mimiklerle ne denli etkin bir güç olduğunu da bizlere tekrardan hatırlatıyor.

    "suçlular" ismiyle seyirciye "gençler mi yoksa onları sorgulayan toplum mu suçlu" sorusunu da pas olarak gönderen karaaslan, böylelikle sinema sanatının düşündüren yönünü de kullanmayı ihmal etmiyor.

    yıl içinde ülkemizde çeşitli festivallerde sıklıkla göreceğimiz serhat karaaslan'ın suçlular'ı ile karşılaştığınız zaman es geçmemenizi şiddetle tavsiye ederim.
  • bu yıl gerçekleştirilen 17nci sundance film festivalinde juri özel ödülünü kazanmış yapımdır. serhat karaaslanı tebrik ederiz!
  • serhat karaaslanın çektiği kısa metrajlı film denemesi. henüz filmi görme fırsatım olmadı, merak ediyorum.
  • bugünlerde istanbul film festivali'nde gösterilmekte olan kısa film.

    izledim ve çok sevdim. serhat karaaslan özgürlüğün elimizden nasıl alındığını, baskının masum insanları nasıl suçlu psikolojisine soktuğunu, 'normal' olanın nasıl 'anormal'leştirildiğini, korkunun nasıl yaratıldığını çok iyi anlatıyor.

    olayın geçtiği otel=türkiye

    siz de filmi izlerken kim olduğunuza karar verebilirsiniz.

    --- spoiler ---

    "kimliklerimizi geri ver!"
    --- spoiler ---
  • diğer adı les criminels olan serhat karaaslan kısa filmi.
  • 30 nisan’da mubi’de izlemeyi bekliyorum. esas kızın kimliklerimizi ver diye bağırması bile filme çekti beni :)
hesabın var mı? giriş yap