ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
buraya bir melek mi düşmüş
-
yıllar önceydi. mojo'da takılıyoruz, ortam o biçim. güzel bir kız vardı, ben de hafif çakırkeyfim yanaştım, "buraya bir melek mi düşmüş" dedim. hıh, dedi saçlarını savurarak. mojo başıma yıkıldı gardaşlar.
spora gitmeden 2 saat önce yemek yeme sorunsalı
-
antrenman öncesi beslenmenin amacı kas ve karaciğerdeki glikojen depolarımızı doldurmaktır.
antrenman sırasında metabolizmamız karaciğer ve kaslardaki glikojen depolarını yıkarak oradaki glikozu enerjiye çevirir.
beyin, sinir sistemi ve kaslarımızın enerji üretmek için tercih ettiği kaynak karbonhidratlardır.
evrimsel süreçte kıtlık dönemlerinde karbonhidrat bulamayan insan metabolizması enerji ihtiyacını karşılayabilmek ve hayatın devamını sağlayabilmek için yağlar ve proteinleri de enerji olarak kullanmayı öğrenmiştir.
ama bunu öğrenmesi karbonhidrat yemeyelim anlamına gelmez. gördüğünüz gibi kıtlık dönemleri, olağanüstü haller için bunu öğrenmiştir.
metabolizmanın karbonhidrat olmadan enerji üretmesi demek karbonhidrat yemeyelim anlamına gelmez çünkü beynimiz, sinir sistemimiz ve kaslarımızın enerji üretmek için başvurduğu ana kaynak, kullanmak istediği kaynak karbonhidratlardır.
antrenman öncesi sindirim sürelerini de dikkate aldığımızdan 2-3 saat önce karbonhidrat ağırlıklı bir yemek yemeliyiz.
hatta antrenmandan önceki akşam yediğiniz yemek yarın ki antrenmanda antrenman öncesi yediğiniz yemekten daha iyi etki görmenizi bile sağlayacaktır işin içine sindirim süresi girdiği için.
antrenmandan önceki akşam yediğiniz yemek yarın ki antrenmanda göstereceğiniz performansa etki edecektir.
antrenmanda yüksek performans göstermek için tempoyu, yoğunluğu arttırmak istersek metabolizmamız büyük oranda karbonhidratların enerjisine ihtiyaç duyacak.
örneğin %80 karbonhidrat, %20 yağlardan enerji ihtiyacını karşılamaya çalışacaktır nabzımızın, yoğunluğun ve temponun arttığı bir antrenmanda.
antrenmandan önce yediğimiz yemek protein ve yağ içeriyorsa sindirim süresi artacağından yediğimiz yemeğin zamanlamasına dikkat etmeliyiz.
eğer antrenmana 30 dk gibi bir süre kalmış ve antrenman öncesi bir öğün tüketmek istiyorsak daha çabuk sindirilen bir gıda tüketmeliyiz.
örneğin muz gibi çabuk sindirilen bir meyve...
antrenmandan önce yeteri kadar su içtiğimizden emin olmalıyız.
yeteri kadar su içtiğimizi öğrenmenin kolay yolu idrarımızın rengidir.
ne çok koyu ne de çok açık olmalıdır. açık sarı yeterli su içtiğimizi gösterir.
antrenmandan önce kendinize en uygun ''ne yemeli? ne zaman yemeli?'' sorusunun cevabını deneyerek zaman içinde siz belirleyebilirsiniz.
örnek olarak antrenmandan 2 saat önce bir kasenin içinde ihtiyacınız kadar yulafı sıcak suda 5 dk bekletin.
üzerine bir ölçek protein tozu ve muz ile karıştırıp antrenmandan önce yiyebilirsiniz.
not:yaptığınız antrenman 1 saat civarı sürüyorsa antrenman sırasında beslenmenize pek gerek olmayacaktır.
yaptığınız antrenman 1 saatin üzerinde ise triatlon, dağcılık, martial arts v.b uzun saatle sürecek spor dalları ile ilgili antrenmanlarda antrenman sırasında da beslenmek önemlidir.
atatürk'ün alkollüyken yaptığı konuşma kaydı
-
"asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır.bu istikâmetteki muvaffakiyeti türk milleti anladığı zamandır ki en büyük zafer tecelli edecektir."
- anlayamadı.
luke skywalker
-
kardeşi prenses, babası lord olan maraba. ama eşeklik bunda değil, obi van denen hıyarda. ulan zaten komşuymuşunuz. arada bi uğra, bi iki figür göster şu çocuğa. babasını daha el kadar yavruyken alıp yetiştirdiniz. işi kaptı iblis gibi oldu maşallah. bunu bıraktınız tozun toprağın arasında, oturdu bokuyla oynadı yirmisine kadar. e nooldu sonra ışın kılıcını gördu merteksandı, r2d2'dan kardeşinin hologramını buldu, bakıp 31 çekti. kazık kadar adam olduktan sonra da geçtiniz karşısına yok forcedu yok light sidedı yok dark sidedı bi saat kafa ütülediniz. bunun babası daha bıyıkları terlemeden galaksinin yarısını dolaştı. düdüklemedik kraliçe bırakmadı. bu garibimin taktınız kıçına r2d2yu, yolladınız 900 yaşındaki cücenin yanına . ağaç yaşken eğilir dememişler boşuna. 3 film bitti anca buldu kendini de adam oldu herif.
ekşi itiraf
-
yanlis yone yurudugumu farkettigimde cep telefonunu cikarip, sanki yeni mesaj gelmis gibi okuyup sonra yeni bulusma noktasina gider gibi davranirim...
280 bin km yürüyüp 60 bin imza toplayan adam
-
osmanlı devleti de dahil olmak üzere 6 kıtada onlarca ülkeyi yürüyerek gezen, yanında taşıdığı 30 kilogramlık defterine, dolaştığı ülkelerdeki önemli kişilerin imzalarını toplayan joseph mikulec'dir. 1900'lerin başında başladığı yolculuğu 1929 yılında sona ermiştir. görsel
imzaları ve kendisi için yazılan sözleri içeren defteri bugün 250.000 amerikan dolarına satışa çıkarılmıştır. defterde imzası ya da yazısı bulunan herkes bizzat kendisi ile görüşerek defteri doldurmuştur. en az 33 ülke gezmiştir ve defterinde en az 23 dilde yazı tespit edilmiştir.
görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel
mikulec, antarktika hariç her kıtada yüz binlerce km seyahat etti, dünya liderlerinden yerel tüccarlara, theodore roosevelt'ten topeka'daki sigortacıya ve gittiği yerlerdeki hükümdarlara ve liderlere kadar, seyahati hakkında düşüncelerini defterine yazan on binlerce insanla tanıştı.
yolculuğu, ziyaret ettiği yerlerdeki yerel gazete haberlerinin yanı sıra new york times'da yayınlanan 4 makaleye ve yüzlerce röportaja konu olmuş. amerika birleşik devletleri'nde tüm sinema salonlarında gösterilen kısa bir sessiz filme de konu olmuştur. video
altı abd başkanı, iki hükümdar ve bir büyük britanya başbakanı, çin hükümdarı, japonya, avustralya, hindistan, singapur liderleri, kanada başbakanları dahil olmak üzere defterine not düşenlerle bizzat tanıştı. thomas edison, andrew carnegie, enrico caruso gibi kişiler de defterinde yer almıştır.
osmanlı devleti, ingiltere, iskoçya, danimarka, isveç, belçika, italya, almanya, çekoslovakya, hollanda, yugoslavya, fransa, polonya, irlanda, isviçre'de, japonya, çin, kore, singapur, filistin, burma, hindistan, filipinler, amerika birleşik devletleri, kanada, meksika, brezilya, küba, uruguay, arjantin, kosta rika, avustralya ve yeni zelanda, afrika ve mısır'da bulunmuştur. buralarda 30 kilogramlık defterini yanında taşımış ve imza ile notlarla doldurmuştur.
defter içerisinde ingilizce, fransızca, italyanca, yidce, arapça, sırpça, hırvatça, lehçe, ispanyolca, ermenice, hintçe, çince, japonca, rusça, danca, isveççe, ukraynaca, rumca, norveççe, macarca, farsça, siyamca, portekizce ve litvanca notlar tespit edilmiştir.
yolculuğu sırasında 44 çift ayakkabı eskitmiş, 8 dil öğrenmiş ve 60.000'den fazla imza/not toplamıştır. defteri 1929 yılında ortadan kaybolmuş, 2021 yılında tekrar ortaya çıkmış ve 250.000 dolara satışa çıkmıştır.
hayatına dair daha fazla detay için: smithsonian - raab collection (defteri bu adreste satışta.)
christian bale'in bale yapmaması
-
alen boksic'in bok sıçıyor olması gerçeğinin yanında sönük kalan bir durumdur.
edit: başlık bana yıkılmış, ama sıkıntı yok xd
ingiliz bayraklı havlu asan kişinin tutuklanması
-
zaytung haberlerinden bile daha saçma. çok haber izlemiş okumuşumdur ama bu kadar saçma bi haberi ilk defa görüyorum. koca valilik açıklama yapmış ya olacak iş değil.
ekşi sözlük şirketlere açılıyor
adana otogar'da satılan ayran videosu
-
tezgahta yazan:
- ayranın sırrını söylemem.
diyalog:
+ ne var abi içinde.
- biber, nane, kekik, limon, soda, reyhan.
bebek ırmak kupal'ın otopsi raporu
-
ülkede bir güvendiğim kurum hapishaneler kaldı. umarım onlar da bozulmamıştır.
acımasız gerçekler
-
'mutlu oldum' zannediyorsun ya ; aslında 'razı oldun'.
bursa'daki magandaların serbest bırakılması
gurbetçi şaban'ın aşırı ırkçı bir film olması
-
tıpkı kemal sunal'ın çoğu filmi gibi absürt komedi filmi olan gurbetçi şaban'ın aslında kendisini türlü hallerde komik duruma düşürerek bir nevi kara mizah yaptığını ve sahte çocuk parası alarak aslında gurbetçileri de eleştirdiğini anlayaman bir yazar tarafından ortaya atılan boş iddia.
aynı at gözlüklerini takarak şu varsayımlara da ulaşabiliriz :
1 -şaban'ın hızla zengin olması aslında filmin kapitalizm propagandası yapmasıdır.
2 -şaban'ın almanya'ya gidip refaha kavuşması aslında filmin alman propagandası yapmasıdır.
3 -şaban'ın filmde hitler'e ve almanlara sallaması aslında şaban'ın amerikan propagandası yapmasıdır.