hesabın var mı? giriş yap

  • yine brezilya: karim benimle tanismadan once bir turkiye seyahati yapmaya niyetlenmis, denyo seyahat acentacisi "gitme" demis "seni kacirir, deve karsiligi sultana satarlar!" .. korkmus, gitmemis tabii .. peru'ya gitmis. biz daha cikarken bunu anlatip dogru olup olmadigini sordu. ben de soyle yukaridan asagiya bir suzdum, "8 deve edersin" dedim. hala dalga mi gectim dogru mu soyledim bilmez.

  • şirketler, kurumlar veya hükümet yolu ile; mal ve hizmetlerde; maliyet artışının önüne geçmek için, ürün ve hizmet azaltma, kalite ve standardı kaybetme durumu.

    örnekler..

    1) her yaz tatile gittiğiniz otelin, bir önceki yıla göre yetişmiş nitelikli personel yerine vasıfsız personel istihdam ederek kaliteyi düşürmesi..

    2) sık sık gittiğiniz bir lokantanın kaliteli pirinç yerine daha düşük kalitede pirinçten pilav yapması veya servis sırasında daha az pilav sunması..

    3) marketten aldığınız bir bardak hazır kutu ayranın 200 ml yerine 180 ml'ye düşmesi..

    4) bir devletin; tecrübeli ve alanında uzman bir meslek mensubu (ögretmen, hekim, mühendis, tekniker, işçi) yerine yeni mezun ve geçici personel istihdam etmesi..

    5) bir bankanın çağrı merkezinde az sayıda müşteri hizmetleri personeli çalıştırarak, müşterinin çağrı merkezi telefon trafiğinde uzun süre bekletilmesi..

    tanım: maliyeti ve/veya fiyatı artırmamak adına ürün küçültme, hizmet azaltma, kalite düşürme..

    not: shrinkflasyon üründe boyutu veya miktarı küçülme yoluyla, hatta bazen yeniden formüle ederek veya ürünün kalitesini düşürerek mal satım işlemi iken skimpflation ise ürün ve mal dışındaki hizmetlerinde kalitesindeki azalmayı ifade eder.. skimpflation, bireyi ve toplumu, mal veya hizmetin hep daha azına, daha eksiğine veya daha kalitesizine mahkum eder..

  • bir anıyla anlatayım.
    mudi : benden neden havale kesiyorsunuz, ben müşterinizim ama?
    memure: efendim, biz zaten müşterilerimizden para kazanıyoruz.

    bende bir aydınlanma, mudi amcada bir sersemlik durumu oldu. e yani!

  • 16-17 yaslarinda bir cocuk kocaman mutfak tüpüyle sofore fark ettirmeden otobüse binmistir. yolcularin sikayeti üzerine:

    - tüpün sahibi yanima gelsin (mahmut hoca)
    - (fiti fiti fiti)
    - oglum bu tüp dolu mu bos mu?
    - bos abi
    - (coskun bir ses tonuyla) dolu da olsa yasak, bos da olsa yasak. otobanda olmasak otobüsü kenara ceker seni indirirdim ama indirmiyorum. neden? çünkü otobanda durmak da yasak!

  • gorunuse gore eksicilerin bir hayali gercek oluyor! belçika hükümeti, düşük bedelli sosyal konutlarda yasayan vatandaslarinin yurtdisinda kendi adlarına kayıtlı mal varligi olup olmadıgıni takip etme kararı aldi. mal varligi olması durumunda bu tahsis edilmiş ucuz kirali sosyal konutlardan cikartma ve 35,000 euroya kadar para cezası vermeyi kararlastirdi.
    hadi taze taze citir link
    al abi bu daha sicak link
    bu su demek ki o evlerde oturan gurbetçiler turkiye'de adlarına mal edinemeyecek!

  • ya arkadaş gerçekten başka şeyler bulun, çünkü ağır saçmalıyorsunuz.

    bu otobüsten bozma karavana bugünün şartlarına göre lüks demek komik ama hadi diyelim ki lüks. adalet yürüyüşü denilen olay etap etap gerçekleşiyor zaten. her etabın sonunda belli bir bölgede dinleniliyor ve ertesi sabah tekrar yola devam ediliyor. bu dinlenme sürecinde, bu adamın içinde bulunduğu karavanın lüksünden size ne? ölüm yürüyüşüne çıktığını falan mı ilan etti, ben mi duymadım?

    her şeyi geçin, şu anki siyaset ortamında, mütevazi bir hayat sürdüğü herkesçe bilinen kılıçdaroğlu'na bu tarz sözler söylemek zaten saçmalığın daniskası...

  • yaptığım ve yapmalara doyamayıp yıllar sonra tekrar hazırlandığım vaka.

    insan hayatı bir tane.
    oysa istekler, beğeniler akışkan.
    saksı değilim ben!
    ömrümüz olursa ve 70 yaşa kadar yaşama olasılığından bahsediyorsak, istemediğin o masada tek 1 dakika bile oturma!
    gönlünde ne varsa onu yap!