hesabın var mı? giriş yap

  • "hayatını, saygıdeğer bir adam olamamana mazeretler aramakla geçiriyorsun."
    ahmet altan

    nokta...

  • kendisinden daha hızlı giden bir ferrari arkasına yaklaştığından yol yermeyen bmw'dir.

    edit: herif 160-170 ile gidiyor, arkasına yaslandığım halde sağ şeride geçip yol vermiyor. ulan sol şerit sollama şerididir senin ne işin var 160-170km hız ile sol şeritte.

  • "bütün hesabı evli barklı adama kilitleyip boşanmasına üzülmek" şeklinde de açılabilecek olan başlıktır.

  • en fazla 60. dakikada hükmen 0-3 olarak bitirilmesi gereken maçı devam ettirenlerin suçudur.

    her sene bu futbolu terörize eden topluluğa tolerans gösteriyorlar. neden, çünkü ülkeyi siyaseten karadeniz lobisi yönetiyor.

    adamlar hakem dövdüler, futbolcu dövdüler, hakemi odaya kitlediler, sahaya kale direği attılar, neler neler yapmadılar amk. her birinden ayrı ayrı küme düşürülmeleri gerekiyordu. ama işte “bakan”ı olan kazanıyor bu ülkede.

  • içimizin yağlarını eriten haldir. herkes kendi adaletini kendisi sağlarsa sonu ne olur diyen duyarcılar gelmeden yapanın ellerine kollarına sağlık diyorum. adaleti sağlamakla mükellef olanlar lgbti nefretinin körükleyicisi, şiddet eylemlerinin azmettiricisidir. unutmayın.

  • binek otomobile 9 kişi binilince haliyle insanlar kucak kucağa otururlar, elemanlardan biri öndeki 2 koltuğun ortasında yarı oturur-yarı ayakta durmaktadır

    şöför: vay be, bu kadar ağırlığa rağmen 4. vitese takabildim
    ortada oturan: evet evet, ben de farkettim.

  • mantikli insandir. misal adam dogma büyüme kesanli. keşan nereye bagli? edirne. e edirne kesan arasi 114 km öyle bakirköy-taksim arasi bir mesafe degil, yani belki adam hayatinda 3-5 kere gitti edirne'ye, olabilir mi? olabilir. bir de tabi kesan'da selanik tarafindan göcmenler bulunurken edirne merkezde selanik-makedonya göcmeni sayisi kesanla karsilastirilamaz. kendini dogup büyümedigi bir yere ait hissetmeyebilir. bunun bir benzeri de biga-çanakkale rekabetinde vardir ki asil nedeni aradaki 95 kmlik mesafe degil canakkale merkezin bundan 80-90 sene önce biga sancagina bagli bir ilce hatta bucakken bugün bunun tam tersi biga'nin canakkale'ye bagli bir ilce haline gelmesidir. bunun disinda mesela edremitli, ayvalikli, bandırmalı bir adam gidip de balikesirliyim demez, keza balıkesir ile ayvalık ya da bandırma arasinda her yönden daglar kadar fark vardir, adam haklidir.

    zöge: bunun nesini eksiliyorsun be allahin denyosu?!?! insan gibi aciklama yapiyoruz adam seri eksiye abaniyor hay amk.

  • ömer aşık'ı ilk 2004 senesinde sahada görmüştüm. o zaman okuduğu istanbul ticaret üniversitesi takımında oynuyordu, daha doğrusu oynamaya çalışıyordu diyelim. devamlı aynı kategoride bulunduğu için bizim üniversite ile, 2004-2006 arası her sene maçımız oldu istanbul ticaret'e karşı.

    burda da yazılmış, "basketbola geç başladı", "hızlı gelişti" şeklinde. ama bu "hızlı gelişim"in ne kadar hızlı olduğunu insanlar tam net bilmiyor. onu anlatmaya çalışacağım.

    2004'te ilk gördüğümde, yürümekte ve koşmakta zorlanan, pozisyon alırken nerde duracağını tam bilmeyen, ama rebound sezgisinin iyi olduğu her halinden belli bir adam vardı. uzun eksikliğinden 195 boyumla ömer'i tutmak zorunda kalırdım ama aradaki 15cm farka rağmen beklediğim kadar zorlanmazdım.

    2005'te gördüğümde gözle görülür bir fark vardı. adamın yürüyüşü bile değişmişti. reboundlarda artık çok daha etkili, yavaş yavaş post-up oyunlarını geliştirmiş, her fırsatta smaç kovalayan bir ömer vardı. hafiften bünyemi zorlamaya başlamıştı koskoca okulda nasıl uzun olmaz, ben niye 3 numara halimle bu adamı tutuyorum lan diye içten içe isyan etmeye başlamıştım. ama yine de 10 sayı civarında tutabiliyorduk.
    hatta maçı kaybettik, bizim hoca da maç sonu "ulan bu iki garibim tuttu 210'luk adamları, siz bi guardı tutamadınız maç gitti." şeklinde azarlamıştı bizim guardları. bizi garip olarak nitelendirdiği için üzülsek mi, ömer'i tuttuk diye sevinsek mi bilememiştik.

    2006'da artık üniversite ligi seviyesi için fazla olmaya başladı. zaten hem sayı hem rebound krallığında direk tepeye oynuyordu adam, bunun üstüne iyice özgüven sahibi olmuştu. o yüzden iyice domine etmeye başladı bizi. biz de hafiften ağlamaya başladık, "ya bu eleman 2 sene önce zor yürüyordu nasıl böyle oldu bir anda" diye.

    daha sonra ben mezun oldum koptum basketboldan. 2008 gibi baktım ömer, türkiye'yi domine ediyor. şimdi sıra nba'de...

    mip ödülüne yakın olduğu söyleniyor. bence adamın most improved player ever ödülünü alması lazım. 8 senede "yürüyemeyen, top tutamayan ömer"'den, "dünyadaki sayılı pivotlardan ömer"'e evrildi adam.

    (bkz: respect)

  • --- iş bu entry pilav reçetesi isteyen yazarlar için girilmiştir ---

    pilav yapmanın onlarca yolu var ama en çok bilinenleri çektirme ve salma yöntemidir.
    salma pilav risksiz ve uğraşsız olanıdır. çektirme pilav ise nispeten daha detaylıdır.

    -ben pilav yaparken 205 ml lik standart su bardağı kullanırım.

    -yeni başlayanlar için teflon tencere mümkün olabilir ama ben o şeyleri mutfağıma sokmak istemiyorum. çelik tencere pilav için iyi değildir ama sağlık açısından mükemmeldir. en iyi pilav bakır tencerede yapılır ama yapımı zordur. hangisini kullanırsanız kullanın tencere yayvan olmalı. yani derinlik az, genişlik fazla. mutlaka kapağı iyi oturmalı.

    -her pirincin kurumuşluk oranına göre bir su çekme kapasitesi vardır. bazı pirinçler 1'e 1,5 çekerken bazıları daha az çeker bu yüzden tek bir pirinç markası ile uzmanlaşmalısınız. gözünüze hoş gelen ve kırık olmayan baldo pirinçlerin ölçüsü 1'e 1,5 tir.

    -pilavın standart yağ ölçüsü 1 su bardağı için 30-35 gramdır. bizim ölçümüz neden 35 gram peki? kaşık hesabı istediğiniz için.

    ölçüler
    yarım yemek kaşığı tuz
    1 su bardağı baldo pirinç
    1,5 su bardağı su
    1 yemek kaşığı ayçiçek yağı (12 gr.)
    1 yemek kaşığı tereyağı (24 gr.)

    1- pirinci nişastasından ayırma işlemi.

    bir bardak pirinci iki bardak ılık suya yatırıyoruz. içerisine bir fiske tuz ilave ediyoruz ve pirincin nişastasından ayrılmasını istiyoruz. suyumuz asla sıcak olmayacak yoksa pirinci ıslayalım derken salma pilav yaparsınız. 15 dk bekledikten sonra suyunu süzüp tekrar soğuk su ile 8-10 kere elimizle karıştırarak nişastasının çıktığından emin oluyoruz. pirincimizin suyu içme suyu kıvamında berrak olmalı. en sonunda süzgece koyarak kuruması gerekli. nişastasını almazsanız tane tane olmayacaktır.

    2-pilav suyu hazırlama işlemi

    bu esnada bir tencerenin içerisine tavuk kemiği koyuyoruz ve içerisine 1,5 su bardağı (pilav suyumuz) ilave ediyoruz. kaynayıncaya kadar bekliyoruz. (eğer bütün tavuk vb suyunu kullanacaksanız istediğiniz kadar bol suda haşlayın. haşlama suyundan 1.5 su bardağı ayırmanız yeterli)

    3- kavurma işlemi

    neyse hepinizin teflon tenceresi var zaten. tenceremizi ocağa koyduk. yukarıda yağ oranını verdim. reçetemizde tereyağı olduğu için yanmamasına dikkat etmemiz gerekli. (kuralımız neydi? şu tencere kızmadan lönnnnnk diye yağımızı basmıyoruz içerisine.) tencerenin ısınmasını bekliyoruz ve yağımızı ilave ederek eritiyoruz. ardından pirinclerimizi ilave ediyoruz. yaklaşık olarak 7 dakika orta ateşte kavuruyoruz. kavururken pirinç topaklaşabilir. tuz ilave ettiğinizde kendini bırakacak ve tane tane olacaktır. bu son aşamada tencere altını iyice açıyoruz ve suyumuzu ilave ediyoruz.

    4- dinlendirme işlemi

    pirincimize suyunu ilave ettikten sonra 30 saniye kapağı açık şekilde fokurdamasını izliyoruz ve sonra tencerenin kapağını kapatıyor ve en düşük ısıyı veren ocağın gözüne alıyoruz ve burada olabildiğince en düşük ısıda demlemeye bırakıyoruz. buraya koyduktan iki dakika sonra fokurdama sesi duymamanız gerekli. tencere kapağından hafif buhar üflemesi yeterli. bu şekilde 13 dakika altı kısık şekilde demlendiriyoruz. ardından altını kapatarak 15 dakika daha dinlendiriyoruz. sonra kapağını açıp karıştırın (köy tereyağına sahip olanlar burada zevklerine göre bir miktar ekleyebilir) ve üzerine havlu kağıt koyarak bir 10 dakika daha demlendirirseniz mükemmel olur.

    edit: ffemmefatalee "-bize tavada yapmamızı öğrettiler" dedi. çok doğru. pirinç mümkün olduğunca tencere tabanı ile temas etmeli. kapağı iyi oturan bir tava ya da yayvan bir tencere kullanabilirsiniz. derin tencere kullananlar su miktarını şaşırabilirler.

    genel hatları ile böyle. detaylar için (bkz: #22109580)

    artık pilav yapmasını biliyorsunuz.