hesabın var mı? giriş yap

  • ya biraz kafanız çalışsa şunu sorarsınız kendinize; sizi şampiyonluktan etmek isteseler pendik ve kasımpaşa maçlarında son dakika penaltıları verirler miydi? bunu bile düşünemiyorsunuz arkadaş.

  • freud'un yaşam içgüdüsü eros'un tersi ölüm içgüdüsüdür. sakarlık diye adlandırdığımız kendimize zarar veren davranışlar (oramızı buramızı bıçakla kesmek, kırık camı tutup elin kesilmesi gibi), sigara ve alkol gibi zararlı madde kullanımları ona göre insanın bilinçaltında bulunan ölme isteğinden kaynaklanmaktadır. bu görüldüğü üzre sadece başkalarına değil, insanın kendisine de zarar vermesini içeren bir içgüdüdür.

  • 100 tane avukata açtır o marka karalama davasını eğer bir tanesi kazanırsa anırıp videosunu ekşi sözlük'e koyayım dediğim rezil cevap.
    türkiye'de çalışma hayatında güç sahibi olan kadınların toksik dünyası.
    allah çalışanlarına ve varsa eşine sabır versin.

  • --- spoiler ---

    birini çok seven, kendisini aldattığı halde sorunu kendisinde aramaya devam eden bir adam var burada. onun sorunu kendinde araması, içinin sevebilme yeteneğidir. o kendisine en berbat durumda bile dönüp bakabilen, benim de hatalarım oldu diyebilen, bir ilişkiyi kurtarmak için hiç yan yollara sapmadan direk koşan biri. o sevmek isteyen biri işte. siz bunu istediğinizde her şey tamam, önemli olan o istek.

    çünkü görüyoruz ki sonrasında o istek bir şekilde hayat buluyor. eski karısıyla da başka bi kadınla da. kendisi kendi gibi kendisini seveni seçiyor sonunda o ayrı. ama işe yarıyor yani.

    o noktada birinde ısrar etmenin nasıl elzem bir şey olduğunu anlatıyor film. sevmek ısrar etmek işidir. karşıya değil, içinde bulunduğun duyguda. o duyguyu tanıyınca ve emin olunca sıkı sıkı tutunmalı ve ayak diretmeli. sonunu görebileceğini zannetmeden, yaşanmayan bir şeyi kurgulamaya çalışmadan, yaşanması için küçük fırsatlar yaratarak, o küçük fırsatları büyükçe değerlendirerek, en önemlisi de asla karamsarlığa kapılmadan deli cesaretiyle gülümseyerek. diyor.

    ha bi de deliyim delisin deliyiz mesajı veriyor. hayat hep mükemmeli arar, insanlar kendilerine elbise biçer gibi kişi seçiyor, bu bende durmaz, bu beni taşımaz diyor. ne bedbaht hikayeler. halbuki her kişinin kendini var etmesi için uygun bir alan var. bir izin ver de bahçe olsun orası.

    bütün aşkın dışında bir de arkasında kaya gibi bir ailesi var adamın. bu o kadar can alıcı bir nokta ki, bütün filmin de dayandığı o sanki. o adamın o yaşta, hala odasına bişiler hazırlayıp getiren, mutlu olabilir belki diye ona ilgisi olan kıza oğlunun yürüyüş saatlerini söyleyen bi annesi, kendisini maçın uğuru olarak gören bi babası var. içinin içtenliği çatısından başlıyor. o zaman daha gözü kara olur insan. çöp poşetiyle de koşar, dehşet ünlü bir yazarın* kitabına isyan da eder, bu ne boktan son yazmaktır diye. mutlu olma ihtiyacı var ve bunu saklamadan yaşıyor.

    ve sonunda- ya da başında hayatın- tıpkı kendisi gibi etrafı önemsemeyen ve tek derdi olduğu gibi mutlu olmak olan bir kadına rastlıyor. belki burası biraz şanstır (:

    --- spoiler ---

  • chp bereketi ile geldi maşallah, eskiden baraj kururdu şimdi temmuz'da yağmur yağıyor, aynı bereket ülkenin başına gelsin.

    çok iyi oluyormuş böyle yazmak ya :d

  • bu tarz karakter sahibi insanları popüler yapan kişiler düşünsün.. eskiden sanatçının da insan olanı sevilirdi.. seyirciden izin alıp ceketini çıkaran sanatçılar gördü bu ülke..

  • hiç bir olaya karışmamak şart oldu.artık tek yapılabilecek kendi aileni ve akrabalarını korumak.bu devirde insanlık, yardımlaşma, vs gibi kavramlar çöp olmuştur.herkesin yaptığı yanına kar kalıyor.önce yalandan bayılarak düşene yardım edenleri soydular, otostop çekip, gasp ederek kimsenin durmamasını sağladılar , ihtiyacı olmadığı halde dilenerek, yardımlaşmayı bitirdiler, şimdi de bu olay, tüm insanların içindeki iyiliği yok ettiniz.