hesabın var mı? giriş yap

  • vol 3

    19 nisan 1973 te bakir madenlerinde calisan madenciler maaslarinin arttirilmasi icin greve basladilar. sili ekonomisinin %30 gelir kaynagini bakir madenleri olusturuyordu. halkta madencilere destek olmak icin sokaklarda protestolara basladi. madenciler hukumetten beklediklerini alamadiklari icin rancagua´dan baskent santiago´ya dogru yuruyuse basladilar. allende hukumeti madencilerin santiago´ya girisine izin vermedi ve madenciler polis barikati ile engellenmeye calisildi. madenciler ve polis arasinda siddetli catismalara basladi, madenciler yanlarinda getirdikleri dinamitler ile polise karsilik veriyordu. sonucta kazanan taraf madenciler oldu ve santiago´ya ulastilar, universidad catolica ogrencileri madencileri universitede agirlamak isteyince, karsit gruplar arasinda siddetli bir catisma yasandi. madenciler baskanlik sarayina kadar ulasinca, allende zoraki olarak madenciler konusma yapmak zorunda kaldi, grev yapanlara nefret beslemedigini acikladi.

    haziran 1973 un ilk gunlerinde askerler nabiz yoklamasi gerceklestirdi, binlerce iscisi olan cuproch grubuna olasi bir darbede nereye kadar yanlarinda olacagini sordular. allende gelismelerden rahatsiz olup hemen askerleri toplantiya cagirdi. askeri kanadi general augosto pinochet temsil ediyordu ve allende´ye askerlerin darbe girisiminde olmadigini bildirdi. allende bu olanlardan patronlari sorumlu tuttu, kepenk kapatarak darbeye zemin hazirladiklarini soyledi.

    29 temmuz 1973 te yarbay roberto souper komutasinda tanquetazo kod adli mini darbe gerceklestirildi. 18 tanktan olusan bir konvoy sabah saat 08:30 kisladan cikarak baskanlik sarayina dogru ilerlemeye basladi. sabah sabah tanklari sokakta goren sili halki bekledikleri askeri darbenin gerceklestigini dusunmeye basladilar. saat 9:00 da baskanlik sarayi la moneda tanklarla cevrilmis durumdaydi. askerler baskanlik sarayi cevresinde mevzi almaya basladiktan sonra, allende´ye bagli muhafizlar ile asker arasinda catisma basladi. genelkurmay baskani carlos prats kendine bagli olan askerleri olay yerine sevk ettikten sonra duruma mudahele etmek icin olay yerine geldi. prats yanindaki hukumete bagli olan askerlerle baskanlik sarayina gelerek olaya mudahale etti, prats´in olaylari yatistirmasi icin guvendigi isim general augosto pinochet´ti. saat 11 de darbeci askerler teslim oldu, mini darbenin bilancosu 22 olu 50 yarali oldu. ayni gunun aksami allende, kendi yandaslarini baskanlik sarayina cagirarak bir konusma yapti.

    tanquetazonun gerceklesmesinden sonra hemen sivil halkin elindeki silahlari orduya teslim edilmesi kanunu cikarildi. askerler artik sivil halki gozetim altinda tutuyor, istedikleri yerlere operasyon yapip arama gerceklestiriyorlardi. genelkurmay baskani carlos prats bu sefer savunma bakani olarak ataniyordu. carlos prats bu goreve geldikten sonra askeriyeden emekliligini istiyor ve yerine gececek olan yeni genelkurmay baskani olarak augosto pinochet´i seciyordu.

    sorunlar bir turlu bitmiyordu, grevler, protetolar derken isciler calistiklari fabriklari isgal ederek uretimi tamamen durduyordu. tum sili genelinde bulunan 31 iplik fabrikasi tamamen isciler tarafindan isgal edilmis ve uretim durdurulmustu. baskent santiago´da uc bin isci grevdeydi bu grevler allende´ye buyuk sikinti yaratiyordu. ısverenlerin lokavt ilan edip uretime baslama cabalarida, isciler arasinda bolunme yaratip isciler arasinda catismalara kadar gidiyordu.

    temmuz 1973 te artik sili halki tamamen iki kutuba ayrilmisti ve ulke yavas yavas ic savasin esigine dogru gidiyordu. sokaklarda catismalara her gecen gun daha da siddetleniyordu.

    allende yavas yavas popularitesini ve guven kaybediyordu.

  • kayseri'de yol çalismasi yapiliyomus. köylüler esegin birini salip geçtigi yerden yolu geçiriyolarmis. o sirada oradan geçmekte olan amerikali bir mühendis görmüs bunlari.
    merak etmis; gitmis yanlarina.
    -merhaba dayi nabiyonuz böyle? demis.
    köylü -yol yapiyoz diye cevap vermis.
    -"e bu essek ne" diye devam etmis mühendis.
    köylü genel prosedürü söyle bir anlatmis. essegin yolun nerden geçecegine karar verdigini söylemis. bizim amerikali mühendis yerlere yatmis gülmekten, öyle sey mi olur diye. alayci bir tonla:
    - "eee demis, essek bulamiyinca napiyonuz?"
    köylü:
    - "o zaman amerika'dan mühendis getirtiyoz."

  • standart daily abazan geyigi diye geldim, hayatin aci gercekleri tokat gibi indi yuzume. ah be abi sen pazara gidemiyorsun millet zevk icin yuz liralar yakiyor. boyle duzene lanet okumaktan baska bi sey de yapmiyoruz

  • tolga'nin yüzüne bir şey diyemeden arkadan "bu kim yeaa" diye cikisan anirici tim elemanı yarmistir. karşıdaki de "tolga" diye cevap veriyor. "nası konusuyo o yeaa" diye de atarlanmis kendi kendine.

    arada 20 cm boy farki olunca cok seyapamamis arkadasimiz.

  • sporcu kimliğinin yanında şov adamıdır. maçlarından önce ve sonraki söylemleriyle, mimikleri ve vücut dili ile muazzam şovlar yapmıştır.

    ernie terrell'ın maçtan önce kendisi ile taşşak geçip "cassius clay" demesi ve muhammed ali'nin maçta terrell'a her yumruk atışında "what's my name?" demesi unutulmazlar arasındadır.

    muhammad ali'nin, yerde yatan sonny liston'un tepesinde bütün heybeti ile durup spor tarihinin en iyi karelerinden birini vermesi.

    benim en sevdiğim şov'u ise; george w. bush'un, muhammed ali karşısında yumruklarını havaya kaldırıp "ehehehe" tribinde takılması, muhammed ali'nin bu şaklabanlığa cevabı, hastalığı nedeniyle titreyen elini şakağına kaldırıp "delirdin herhalde" der gibi oynatması.

    muhammed ali gelmiş geçmiş en iyi sporcu olmasının yanı sıra, çok iyi bir şov adamıdır.

  • ördek bara girer ve barmen'e:
    - ekmek var mı
    - yok
    - ekmek var mı
    - yok
    - ekmek var mı
    - yok
    - ekmek var mı
    - yok dedik ya
    - ekmek var mı
    - eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
    - çivi var mı
    - yok
    - ekmek var mı?

  • herkes bir günlüğüne de olsa terörist olacak bu ülkede. kaçarı yok. sıra kebapçılara gelmiş* şimdi pazarcılar düşünsün tehlike çanları onlar için çalmaya başlıyor, çember daralıyor.

    neyse ki ben 2 yıl önce falan teröristliğimi yapmıştım sırayı savdım. kafam rahat.

  • resmin nasıl yapılacağını anlatmayan öğretmenlerdir. şunu çiz derler, bayramda yaptıklarımızı resmedin derler. ama nasıl? sulu boya nasıl kullanılır, yağlı boya nasıl kullanılır, pastel boya nasıl kullanılır. çalakalem yapar herkes.

    bugün fark ettim ki suluboya yaparken suya çok az daldıracaksın, boyadan çok alacaksın. halbuki okulda tam tersini yapar öğrenciler ve iğrenç resimler ortaya çıkar.

    ortaokulda bir resim yapmıştım, öğretmen bu insanlar havada mı demişti. sadece eleştirmeye yararlar. acaba bu ülkeden niye ressam çıkmıyor diye hiç düşünüyorlar mı?

  • halo etkisi, fiziksel olarak çekici kişilerin, doğru olmasa bile, olumlu bir dizi başka niteliğe de sahip olarak algılanmalarıdır. güzel bir kızın sempatik veya zeki olmasını beklemek gibi bir şeydir. kişisel ilişkilerde olumlu bir izlenim yaratmak için öncelikle bakımlı ve çekici olunmalıdır ki diğer insanların bakış açıları da olumlu olsun.

    halo etkisi her zaman olumlu düşünce ve tutumlarla desteklenmez; bakımsız ve özensiz olan birisinin yarattığı etki de olumsuz olmaktadır. diğer bir deyişle halo etkisini karşıdakinin bıraktığı izlenime göre algılanma düzeyi olarak yorumlayabiliriz.

    o halde, ilişkilerde kişisel bağları güçlendirmenin en önemli yolu yaratılan olumlu halo etkisinde yatmaktadır diyebiliriz.