hesabın var mı? giriş yap

  • facebook'ta herkesin bildiği, uyguladığı, yapılması zorunlu gibi hissedilen, ancak zorunlu, yazılı ve tanımlı olmayan kurallardır.

    örneğin;

    bir arkadaşının paylaşımını paylaşacaksan, önce o kişinin paylaşımını "beğenmen" gerekir.

  • sanırım şöyle bir olayla eşdeğerdir.

    bundan 3-4 yıl önce öğrenci evinin en geç uyuyan bireyi olarak bir gece sabaha karşı inanılmaz bir açlığa karşı mücadele veriyordum. tipik öğrenci evinden bilineceği üzere genelde dolap boş olurdu. fakat o gecenin asıl trajedisi mutfakta kemirilecek kauçuk bile olmamasıydı yani tam bir somali göçmeniydik o akşam. oturduğumuz semtte de o saatlerde açık hiçbir yer olmadığını da biliyordum.
    açlığın verdiği inanılmaz araştırma yetisini kullanarak mutfağın ekstrem bir köşesinde memleketten getirdiğim bir torba kabuklu badem buldum. herhalde kebap bulsaydım mutluluğum bundan farklı olmazdı. karar vermiş, oracıkta bütün torbanın dibine inecektim. fakat gecenin o derin sessizliğinde bademleri örtüyle, pamukla bile sarıp kırmaya kalksam başta ev ahalisi olmak üzere özellikle alt kattaki 0-3 desibel sese duyarlı yarasa aytene yakalanacak ve yine nezih apartman sakinleri tarafından tepki alacaktık.

    her neyse asıl konuya gelelim;
    kaptım badem torbasını, aldım elime çekici çıktım sokağa, ankara’yı bilenler bilir diğer büyük şehirlerin aksine geceleri derin bir sessizlik hakimdir. sokaklarda tek bir kişi dahi göremezsiniz.. (hele ki o saatlerde)
    oturdum bir sokak lambasının altına başladım bademleri kırıp yutmaya, öyle bir ritm tutturmuştum ki son 20 kilometrekare içerisinde ses çıkaran tek şey benim kırmızı saplı çekicimdi.

    sabah ezanı okunmuştu ve -camiye gittiğini düşündüğüm- yaşlı bir dayı önümden geçecek şekilde sokağın ucunda belirdi. adamın karşılaştığı manzaradan hoşnut olmadığı irileşen gözlerden anlaşılabiliyordu. dayı bana yaklaştıkça gözlerini benden ayıramıyor, tespihini daha bir hızla çekiyor ve yolun karşı kaldırımına yakın durmak için çaba harcıyordu.
    kendimi kötü hissettiğimden olacaktır ki iyi niyet gösterisinde bulunma zorunluluğuna kapılıp, bademlerimi paylaşmak istedim
    “dayı badem yerm...” gibi bir cümleyi tamamlayamadan, yaşından ötürü son 30 yıldır koşmadığını düşündüğüm bünye bir anda depara yeltendi sonrasında camiye sığındığını gördüm.
    aradan 5 dakika geçmeden bir polis aracı içindeki 4 polis memuru ile sanırım beni etkisiz hale getirmek amacıyla olay yerine gelmişti. galiba şikayet edilmiştim.
    polislerden biri,
    “bırak elindekini ne yapıyorsun burada” dedi.
    pozisyon itibariyla içinde bulunduğum durumun izahını yapacak kelimeleri sıralamam o an mümkün değildi ve..
    “badem yiyorum” demekle yetindim.

    polisler ilk şoku atlattıktan sonra durumu anlatmam ile birlikte benim aslında normal bir insan olduğuma ya da en azından hayatımın bir döneminde olabileceğime kanaat getirdiler. ben de bir avuç badem verdim aslan parçalarına dünyalar benim oldu. gittim yattım.

  • ülkücü ya da solcu olması çok da önemli değil. asıl öne çıkması gereken vatanı için canını feda etmesidir.

    şehittir. mekanı cennet olsun.

  • türk televizyon tarihinde, esas oğlan rölünün mahallenin 2 delikanlısı tarafından dönüşümlü olarak el değiştirdiği tek dizidir. alişan* miadını doldurup başka diziye geçerken senaryo icabı öldürülüp yerine seri üretim delikanlı kadir'e* bırakmıştır. bununla beraber alişan'ın seslendirdiği "aynalı tahirim biükülmez bileğim, doğruluk hastasıyam, kralı gelse döverim lan yine" sözlü jenerik müziği de değişmesine karşın dizinin ismi "aynalı tahir", sloganı da "ölümüne aşkların destanı olarak" kalmıştır. yapımcılar, dizinin alişansız yan çizdiğini, kadir tiplemesi ile devam edemeyeceğini anladıktan sonra aynalı tahir'i resurrect etmişlerdir. "summon of tahir the mirrored" şu şekilde vuku bulmuştur :
    alişan diziden temelli ayrıldığı için aynalı tahir'i yeniden canlandıracak biri ortada henüz yoktur fakat tahir karakteri bir şekilde dizide yer almalıdır. bundan ötürü aynalı tahir, cast ajansı tarafından bir oyuncu bulunana dek, alişan'ı andıran bir dublöre, sadece yüzünden aşağısı, profilden ve perspektiften gösterilmek suretiyle canlandırtılmıştır. müteakip süre içinde aynalı tahir'i oynayacak eleman (of aman nalan'ın acemi balık şarkısının klibinde yer alan, mankenden çakma arkadaş) bulunmuştur ve bir bölüm fragmanında düşmanlarınca verilen "sen hani ölmüştün, hangi yüzle geri döndün lan" tepkisine karşılık olarak; "anamı, babamı, kızkardeşimi, gururumu, cüzdanımı, telefon rehberimi, vesikalığımı, ders notlarımı kaybettim daha kaybedecek neyim kaldı ulann" cevabı verdirilerek uzun bir aradan sonra endamı tamamen gösterilmek suretiyle diziye döndürülmüştür. yapımcılar bu kez de "esas oğlan nasıl olsa diziye döndü, diğer yan sanayi ürününü defedelim gitsin" düşüncesiyle, kadir tiplemesini, senaryo icabı öldürmüşlerdir fakat aynalı tahir'in yokluğunda kadir tiplemesine iyice alıştırılan seyircinin beklenmedik tepkisi ve yeni aynalı tahir'in fizik olarak boyun bölgesi uganda çimi inceliğinde kıllandırılmış alişan'a hiç benzememesi yüzünden, kadir karakteri, yine bir bölüm fragmanında "belki ölen o değildir, belki o kurşun başka birinin kötüne girmiştir" sunumuyla resurrect edilmiştir, summon edilmiştir... überraschen...
    bu esas oğlan dönüşümleri, ölüp gökten zembille dirilmek olmak kaydıyla defalarca sürünce, bokunun çıktığını anlayan yapımcılar iyice azalan reytingleri de bahane edip diziyi bitirmişlerdir.
    dizinin bitirilmesinde, 2 delikanlıyı zibilyon kere resurrect etmek zorunda kalıp aşırı mana kaybından ötürü tansiyonu düşerek komaya giren mahalle elder'ı erdovan'ın "skerim çay ocağını da geçmişini de bana para mı veriysunuz la" serzenişinin büyük payı olduğu rivayet ediliyor.

  • "mezarınız olur işallah"

    madenlerinde yaşam odası olmayan ama evlat acısı yaşamış bir anneyi meydanlarda yuhalatan diktator için hukuksuzca inşa edilmiş 1000 odalı sarayı olan bir ülkedeyiz.

    iğrenç bir film, herşeyiyle iğrenç. abartı değil. son bir kaç yıldır bu haksız şatafat ve hafsalamın alamadıgı ölçüde cereyan eden hukuksuzlugun bendeki karşılıgı mide bulantısı... bu filmin de bu süreçte farklı bir konumu yok.

    17 aralıktan beri bu ülkenin ferdi olmaktan daha bi utanır oldum.

    "sizin de utanç içinde insan içine çıkamayacağınız günler yakındır. şu an sadece sentetik bir camia karşısındasınız. korkuyorsunuz. biliyorsunuz boğazınıza kadar battıgınızı.
    maddi çıkarlar uğruna oy verenlerin aslında sevmediğini, ancak oy vermeyenlerin nefretini kazandıgınızı siz de biliyorsunuz."

    yargılanacaksınız

    edit 1: entri ilk haliyle formata uygun değildi. hislerimi dile getirdiğim bir cümleydi sadece. ne zaman moderasyon ekibi tarafından kaldırılacak diye beklerken geçen haftanın beğenilenlerine girmiş oldugunu farkediyorum.

    sözlük okur ve yazarlarının teveccühüne teşekkür ederim. bu sebeple formata uygun hale getirmenin daha uygun olacağını düşündüm.

    ghbe editi:
    ali ismaile tedavi etmek yerine ağrı kesici verip gönderen doktoru da unutma. * tekmeyi perçinleyen oydu.

  • yıllardır yazılımlar ve veritabanları ile uğraşan biri olarak şunu söyleyebilirim ki,
    eğer yazılımlar ve sistemler üzerinde doğru düzgün bir şeffaf denetleme mekanizması yoksa toplam 1 saat içerisinde bile 8 farklı cevap anahtarında çalışacak 8 farklı şifreleme yöntemi ile şıklar belirlenebilir.

    zaten işin içinde olan biri için son kpss skandalındaki olaylar nedeniyle güvenlik artırıldıysa, soruları dışarı çıkartmak yerine belirlenmiş cevap yapısını içeri sokmak daha kolaydır.

    bu tip bir durumun gerçekliği durumunda iki ihtimal ortaya çıkıyor.

    a) ösym içerisinde bu algoritmayı uygulayan ve yazılımlara doğrudan müdahelesi olan kişiler tarafından daha sonra bu algoritmanın dışarı satılmasını sağlayan "çıkar amaçlı suç örgütü" söz konusudur.

    b) bu sınavdan yüksek puan alarak kazanılacak üniversite ve bölümlere bazı "özel" insanların yerleştirilmesini amaçlayan ve bunun sonucunda hakim/avukat/mühendis/doktor lardan oluşan ülkenin her noktasında söz sahibi olacak özel bir nesili amaçlayan bir "terör örgütü" söz konusudur.

    her ne kadar hakkında açılacak soruşturmanın bile, körler sağırlar birbirini ağırlar ekseninde olacağını bilsem de,
    soruşturmada yer alacak onurlu birileri okur umuduyla yazayım.

    bu işin olası sorumluları aşağıdakilerden biridir ama hangisidir?
    a) şıkları karıştırma algoritmasını yazan yazılımcılar.
    b) şıklar karıştırıldıktan sonra veritabanına erişebilecek veritabanı kullanıcıları.
    c) veritabanına ve programa erişim kontrollerini elinde bulunduran sistem yönetimi.
    d) hangi öğrenciye hangi kitapçığın geleceğinin bile belli olduğu bir sisteme onay veren idari kadro.
    e) hepsi.

    şimdi ihtimal dahilinde yukarıdaki şıkların gerçek olması durumunda.
    başka neler yapılabilir?

    1- hangi öğrencinin hangi okulda, hangi sınıfta sınava gireceği, hangi sırada oturup hangi tür kitapçığın geleceği belirlenebilir.
    2- istenilen öğretmen istenilen sınıfta görevlendirilebilir.
    3- istenilen öğrenciler bir sınıfa toplanıp, istenilen öğretmenlerle buluşturulabilir.

    sınav sonrasında yapılabilecek diğer müdahaleler farkedilebilir ve fiziksel evraklarla karşılaştırılabileceği için bu risk büyük ihtimalle alınmayacaktır.

    böyle bir durum söz konusu ise, sorumlu kişiler, onları bu konuma getiren amirler, amirleri atayan bürokratlar dahil olmak üzere dürüst bir soruşturma yapılmalıdır.

    ve hükümetimizin halkına birazcık bile saygısı varsa, şu dakikadan itibaren sınav ve seçim sistemlerini denetleyecek, tüm siyasi partiler ve ilgili bilişim dernekleri tarafından belirlenecek uzmanlardan oluşacak bağımsız bir bilişim denetim kurulunun oluşturulması için adım atmalıdır.

    yoksa öğrencilerin girecekleri okulu belirleyen bir sınavda bile bunlar olabiliyor ise, bir vatandaş olarak ülke kaderini belirleyen bir seçim sistemine güvenmemiz beklenemez.

  • 3 dakika 25 saniyelik video ile baştan sona türkiye'nin özeti olan videodur.

    neyi savunduğunu bilmeyen muhalefet, gidişattan şikayetçi olup iki gram yardım alıyor diye akp'yi savunan yandaş, alakalı alakasız yerlerden çıkıp hiçbir şeye yararı olmayan aşırı solcu genç.

  • "bu siteden hemen cikabilirsiniz tesekkurler" olarak algiliyorum ben bunu ve memnuniyetle cikip gidiyorum.