hesabın var mı? giriş yap

  • izmirden m.t. soruyor: ben 38 yasinda, kimya ögretmeni bir
    genç bayanim.
    üç ay kadar önce kismetim açildi ve iyi niyetli bir gençle tanistim.
    gecen hafta da nisanlandik. mutluluktan uçuyordum ki dun
    laboratuarda korkunç bir sey kesfettim.
    nisanlimin bana aldigi yüzügü denemek için civaya
    attim, ve maalesef yüzdü. halbuki saf altinin
    ozgul agirligi civaninkinden fazla, batmasi gerekirdi.
    demek bana aldigi yüzük saf altin degil, öyleyse
    sevgisi de saf olamaz. simdi ben bu civayi
    nisanlimin yemegine koyup bu isi bitirmeyi
    düsünüyorum, ne dersiniz?

    güzin abla: arsimet'in hayatina her
    yönüyle vakif oldugunuz anlasiliyor. yalniz yüzey
    gerilimini hesaba katmamissiniz, civanin yüzey
    gerilimi suyunkinden çok daha fazladir, böylece
    kendinden agir cisimleri de kaldirabilir, çünkü o
    cisim batarken ortaya çikartacagi yüzey için
    harcamasi gereken enerji, kendi potansiyel
    enerjisinden fazla olabilir. ayrica civanin saf
    olmama ihtimali de var, o yüzden ani kararlar
    vermeyin derim.

  • 90’lı yıllarda elektrik faturası iki ayda bir gelirdi. kimse de elektrik faturamız çok fazla diye inlemezdi.
    eğitim ücretsizdi örneğin özel okul yok denecek kadar azdı. özel üniversite yoktu.
    sümerbank diye bir yer vardı. vatandaş aklınıza gelecek her türlü kıyafeti hesaplı bir şekilde satın alabilirdi.
    sebze, meyve, süt, süt ürünleri falan son derece ucuzdu.
    bir siyasetçi bir şekilde yolsuzluğa karışırsa istifa ederdi.
    kimse cumhurbaşkanına hakaretten hapis yatmazdı.
    alkollü içecek fiyatları meşrubat fiyatlarına çok yakındı.
    öğrenci bütçenizle bir pubda bir şeyler içebilirdiniz ve bu sizin bir elektrik ya da doğalgaz faturanız kadar tutmazdı.
    televizyonda her şey sansürlenmezdi.
    liste uzar gider. hülasa şimdikinden bin kat daha modern ve medeni şartlarda yaşayan bir toplumduk.
    son olarak önceden ülkemiz mülteci cenneti değildi.

  • hala yaşıyorsan bu; ters gidecek şeylerin bitmemiş olduğunun göstergesidir...

  • alex'in attığı golde spiker "alex, alex, alex, alex, samba, samba, samba" şeklinde bağırdı.

    diğer memleketlerde de böyle midir acaba? o ülkeye göre yabancı olan bir futbolcu gol atınca spiker o futbolcunun yöresel dansını haykırır mı? dert oldu bana.

    ispanya'da nihat gol atınca spiker "halay, halay, halay" diye bağırıyor mu acaba? n'olur bağırsın. :(

  • suyu başından aşağı döken, ekmeği kıçına sokmaya çalışan, ağzını burnunu tutturamayan hitit halkı yüzünden kral 3. bigudi'nin her köşe başına astırdığı uyarı panosu.

  • internet tarihinin en korkunç sitelerinden birisi: insecam

    insecam, dünyanın dört bir yanındaki binlerce web ve güvenlik kamerasından gelen görüntüleri, kamera sahiplerinin bilgisi olmadan canlı yayın akışı sağlamasıyla ün kazanmış bir web sitesiydi. bu kameralar genellikle güvenlik açıklarına sahip çeşitli kaynaklardan gelen görüntüleri servis ederdi.

    web sitesi ziyaretçilere ülkeye ve kamera türüne göre seçme olanağı sunarak ofisler, yatak odaları, camiler hatta spor salonları ve hastaneler gibi çeşitli yerlere göz atmasına olanak tanıdı. bu durum pek tabii ki özel hayatın gizliliğine ve mahremiyet ihlaline sebep oldu çünkü bildiğiniz gibi aktarılan görüntülerin potansiyel olarak kötüye kullanılması son derece mümkündü. yüzlerce insan, ınsecam'i bireylerin mahremiyetini ve güvenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle eleştirdi, bir kesim sitede belli bir süre geçirdikten sonra kendilerini gördüklerini iddia etti, bu yüzden hem kullanıcılar hem de olaydan hiçbir şekilde haberi olmadan kamera görüntüleri internete yayılan birçok kişi yasal işlemlerde bulunup kişisel güvenlik iyileştirmelerini arttırarak web sitesinin kapatılmasını ve faaliyetlerinin kısıtlanmasını istedi. nihayetinde, site onlarca ülkede erişim engelleriyle kısıtlandı.

    bu olay internete bağlı cihazların güvenliğinin sağlanması ve gizliliğin korunması için ciddi bir uyarı oldu.

  • araba kaçakçılığından hapis yatmış, hülya avşar'la tüm türkiye'nin gözü önünde karısını aldatmış, kumarhanelerde basılmış, hiçbir işte dikiş tutturamayıp sürekli kirli işlerle adı anılan, belki paçayı kurtarırım diye önce mhp'den, olmayınca akp' den aday olmuş, o da olmayınca akp'deki kazanç kapısını görüp şansını zorlamaya devam eden örnek karakter tanju çolak'tan müthiş bir jest. tam bir vatan sevdalısı gerçekten.

  • "sevgili anne, çilek sadece reçel yapmak için kullanılan bir malzeme değildir. bazı insanlar (küçük oğlun da buna dahil) çileği meyve olarak yemeyi de tercih edebilirler. "sakın o çilekleri yeme, onlar reçel olacak!" şeklindeki savunman çok kalp kırıcı!"

    artik nasil dokunduysa cocuga..

  • fethiye'de gerçekleşen, 6 yaşındaki yeğenimin başına gelen rezalettir. belediye, çocuk parkının yanındaki konteynerlara, etraftaki mangal yapan et lokantalarının küllerini buraya
    dökmelerine izin vermiş.
    cocuk parkına dökmelerine izin verilmesi rezaletini de geçtik, külü kor halinde dökmüşler ve 6 yaşındaki yeğenim kum sanıp oynamak için bir anda koşup icine girmiş ve girdiği gibi çığlık çığliğa bağırış. sonuç 2. derece ayakta yanık

    oradaki lokantalar sucu kabullenmemis. soğutup döküyoruz biz demiş. gerekli yerlere şikayetleri yaptık. bir şey cıkacağından da umudum yok açıkcası. en azından içine de düşebilirdi ihtimalini düşününce bir nebze rahatlıyorum. türkiye gibi insan canının hice sayıldığı bir yerde ucundan bucağından hepimize bir rezalet , kepazelik, bela dokunuyor işte. hele cocuksan neşeyle oynayıp kosmak bile haram
    edit: mesajlarınız, iyi dilekleriniz icin , desteğiniz için cok tesekkür ederim. uzun sure önce münasebetsiz, hadsiz insanların mesajlarına artık tahammül edemediğim için mesaj alımını kapatmiştım. bugün bu olay sebebiyle açtım 1-2 tane çürük elma dışında hic kimseden kıricı , hakaretamiz bir dönüş almadım. burası gercekten iyi insanlarla dolu.

  • akil insan olmak için sadece "artık kan akmasın" cümlesini ezberlemenin yeterli olduğunu hepimize gösteren kadın. bu akşamki aykırı sorular programında enver aysever karşısında konu hakkındaki bilgisizliğiyle gerçekten acınası bir haldeydi, nihat doğan'dan bir farkını göremedim.

    istanbul'a dikilen 11 milyon lale' ye aynı soruları sorsak illa ki bir tanesi dile gelir, elle tutulur bir şeyler söylerdi lan. bildiğimiz laleden bir farkın olsun be akil lale.