hesabın var mı? giriş yap

  • sultan abdülmecid’den başlayarak, her yıl ramazan ayının on beşinde topkapı sarayı’nda hırka-i şerif ziyaretinde, padişaha özel iftar yemekleri hazırlandığı bilinmektedir. bu yemekleri pişiren enderun efendileri arasında özellikle en güzel soğanlı yumurta yapma rekabeti kaynaklarda geçmektedir... "eğer padişah iftar yemeklerinden tadarken, soğanlı yumurtayı beğenirse bunu hazırlayan enderun efendisini kendisine kilerci başı seçerdi. soğan, yağ yanmadan ateşte sürekli bir şekilde karıştırılır ve pembeleşinceye kadar pişirilir ve daha sonra yumurtaların ilavesiyle bu işlem yaklaşık 3-3,5 saat sürerdi.. zaman içerisinde bu yemeğin içerisine soğanın daha fazla kavrulmasını olanak sağlayan domates yer almıştır"

    işin aslına baktığımızda günümüzde pek az kişi * menemen pişirmektedir. öyle ki kaynaklara göre gerçek menemen yemeğinde beğenmediğimiz soğanı 3-3,5 saat sahanda yakmadan kavurmak gerekir. anlamadığım nokta "-menemen öyle mi olur kardeşim!!" şeklinde fikir beyan edenlerin bunu neye dayanarak söyledikleridir. annemizin mutfağı bu konuda otorite değildir maalesef..

    görünen o ki soğanlı yumurta daha sonra içerisine domates eklenmesiyle normal olarak hızlı hayat şartlarına ayak uydurmuştur. gerçek menemen in içersine soğan girer mi tartışması nereden kaynaklanır onu da açıklayalım..

    efendim menemen ülkemizde 5 yıldızlı otel mönülerinde genellikle - scrambled eggs with tomatoes olarak tanımlanmakta. yani menemen menülere *direkt menemen adıyla geçmemiştir. bir tür pişirilen bir yumurta yemeğidir.. özellikle batı mutfağına yönelik mönülerde sentezlenerek soğan çıkarılmıştır (zira batılı misafirlerimiz hafif çiğden türemiş soğana pek sıcak bakmazlar)yani menemen "green bell pepper and tomato cubes cooked with eggs added- generally served with breakfast or early noon time." şeklinde sunulmaktadır. soğandan hazetmeyen misafirlere soğan tadı vererek fakat içerisinde göstermeden sunduğumuzu biliyoruz. menemen, scrambled eggs with tomato tanımlaması ile sunulduğunda akla çırpılmış yumurta, yanında söğüş domates gelmekte iken, ben pişen bir yemek olduğunu, türk mentalitesi içerisinde sabah ya da öğlen tercih edildiğini vurgulamak istiyorum. yani meali "domates küp küp doğranır ve yumurta eklenerek pişirilir." şeklindedir.

    kıssadan hisse aslı atalarımızdan kalan soğanlı yumurta iken günümüzde soğanı tartışılır olmuştur. soğan sevmeyen bireyler içerisine katmayabilirler ama inkar etmek ayrı birşeydir. baklavanın içerisindeki cevizden hazetmediğimi söylediğimde bazı tatlıcı arkadaşlar beni dövecek gibi olsalar da sevmiyorum kardeşim bana göre fındıklı olmalıymış. kendi damak tadıma göre bir yemeği şekillendirmek sadece bilgi eksikliği ile tanımlanabilir kanımca.. türk mutfağının temelini soğanlı yemekler oluştururken rahmetli uğur mumcu yaşasaydı o genç dimaglarda yer etmiş sözünü bu başlık için de kullanırdı sanırım.

  • sene 2008 istanbulda makine mühendisliği okuyorum. okuyanlar bilir makine bölümüne dişi hoca bile sokmazlar. öldürülme tehlikesi var çünkü. abazanlıktan üretebildiğimiz tek şey kaldırgaçlar. askeriyeden farkı yok ortamın, yemeklere şap atsalar yeri yani. okul apışarası kokuyor. ama arkadaş ortamında bir sıkıyorum allahım sanırsın okumaya pavyona gelmişim. derslerde filan yanımıza kons oturtuyoruz. öyle ortamlar var.
    uzatmayalım, bir gün dayımla konuşuyorum, paso yalan atıyorum tabi. karı kız alkol uyuşturucu ben sıktıkça dayım tekbir getiriyor telefonda. bizim ki buna inanıp; olm bir yunan misafirim var iş alacağım, onunla gelelim ortama filan sokalım alalım işi dedi. ulan elin yunanı istanbul ortdıbını ne yapsın amk demedim tabi, getir dayı getir buralar fena dedim. yolunacak kaz bulmuşum bırakır mıyım? ben hiç ciddiye almadım ama bu iki hafta sonra aradı, yeğen cuma akşamı oradayız hazırlan. hazırlan dediği de cigara ex karı kız vs vs. dedim ki dayı hazırım, bundan daha hazır olamam, gelin. bir iki de yunanca kelime ezberledim adama şirinlik olsun diye. neyse geldiler, ben tabi ooo adelfos kalosorisma filan ne dediğimi bile bilmiyorum adamı yağlıyorum adam demesin mi ne diyon amk? hoaydaa. meğer bunun yunan dediği izmirde doğmuş büyümüş adı da beşir. dedim yunanistan'ın neresindensin gardaş? hoşgeldin, diye sarıldık yunana. neyse yemek filan yendi birer bira verdim bunlara dedim yavaştan başlayın ortamlar fena, sağlam kafayla çekilmez. sarhoş etmem lazım ki pavyonu gece kulübü diye yedirebileyim. sohbet muhabbet derken bizim yunan, kanka cigara yok mu ya dedi? olmaz mı ya yeter ki isteyin amk müptezelleri diye malı hazırladım. bunlar dayımla mevlana gibi dönmeye başladı cigarayı. plan süper işliyor birer kadehte viski dayadım arkasından. bir yandan hadi hadi viskileri çekin çıkalım diye acele ettiriyorum bir yandan da allahım inşallah ölmezler diye dua ediyorum. 15 dakika sonra kafalar oldu roket, tak diyorum kahkaha atıyorlar. bunlar bana nasıl teşekkür ediyor, olm mal harikaymış, ne kafası varmış zart zurt. dedim siz durun daha hatunlara gidicez o zaman görün.
    neyse bunları bindirdim arabaya, sanırım burada ki her istanbullunun bileceği bir mekana geldik.
    mekan cıvıl cıvıl. istanbulda ne kadar 40 yaş üstü alkolik varsa orada. tam aranan ortam. masamıza doğru yürüyoruz. oturduk, bir solist var allah günah yazmasın dilberay ondan daha güzel. hoşgeldiniz beyler diye selamladı bizi. dayım diyor ki vay bin solisti de mi tanıyorsun? gibtin mi lan doğru söyle? estağfurullah dayı dedim bize yakışmaz. garson geldi, dedim reyis bunların kafa roket sen masayı doldur.
    beş dakikada ne kadar ölüm riski taşıyan meze varsa masaya doldurdular. masada keyifler yerinde ben de kendi halimde eğleniyorum filan masaya bi döndüm, yunan cigaranın etkisiyle masada ne varsa silip süpürüyor. inşallah dedim zehirlenmez. bunlar deliler gibi eğleniyor tam istedikleri ortamı sağladım kendimle gurur duyuyorum, dayım işi alıcak neyse abi bizim yunan tuvalete gitti geldi, dayıma dönüp; erkan abi bir ishal olmuşum allah seni inandırsın zütten işedim. konslar şok. bizim beşir masaya oturdu ardından mekanın güvenlikleri patara kütere bizim yunana bir giriştiler, atatürk böyle zulmetmemiştir yunana. vurmayın herif yunan ülkeyi kötü tanıtıyorsunuz filan bağırıyorum ama kimse duymuyor. olay duruldu abi ne oldu dedim; amk çocuğu pisuvara sıçmış dediler. utançtan yerin dibine girdim, yunan gülüyor.
    tabi dayım o arada korkudan ayılmış. durumu, ortamı, rezaleti fark edince; ulan şerefsiz senin getireceğin mekanı gibiyim bu karılar ne lan
    diye bağırınca güvenlik bu kez dayıma girişti. ne olmuş lan karılara diyip
    dövüyorlar. dedim bari iyi dövün de beni dövecek gücü kalmasın aq
    neyse hesabı filan ödetip bizi attılar dışarı. dayım dayağı yiyince ayılmış, kafası yerinde ama yunan hala pert. ölümden ilk kez korktum. bindik arabaya kimse konuşmuyor. arada bir yunanın osuruk sesleri harici çıt yok. abi acil tuvalet bulun dedi bizim beşir. aha dedim sıçtık.
    arabayı durdurdum dedim in aşağı amk arabaya sıçma seni denize dökerim. bu kahkaha atayım derken zütü tutamıyor zart zurt bırakıyor.
    neyse bunu indirdik ayakta duramıyor dayaktan anası gibilmiş hala gülüyor. sapa bir köşeye çektim dedim şu bahçeye gir duvarın dibine sıç.
    dayım arabada kımıldamadan oturuyor, beni nasıl öldüreceğinin planlarını yapıyor bende arabaya yaslanmış beşir'in sıçmasını bekliyorum. 10 dakka 15 dakka derken beşir'den ses yok. dedim bakayım öldü mü bin. bahçeye yaklaştıkça osurma sesleri geliyor. iyi dedim ölmemiş. kafayı bi uzattım bu baya tuvalete oturur gibi oturmuş ama pantolon filan üzerinde. dünyam başıma yıkıldı. geri zekalının kafa nasıl gidikse donu filan sıyırmadan oturup sıçmaya başlamış. kanka hala var da sıçamıyorum diyor. dedim pantolon dolmuş, bi ayağa kalk yer açılsın. dayı dedim beşir böyle böyle yapmış. dayım dedi ki beşir kalkarken pantolonu çorabın içine sok dökülmesin. böyle sükunet olamaz.
    beşir kalktı pantolon çorabın içinde şıpıdık şıpıdık yürüyor. ceket meket ne bulduysam serdim koltuğa beşir'i oturttum. arabada bir koku var sanırsın beşir insan yemiş. polis filan çevirse kokudan 50 sene yeriz. bütün camlar açık, öğüre öğüre geldik eve.
    nihayetinde beşir işi dayıma verdi

    sistem33

    edit : okuyun ama şukulamayın rica ediyorum, en beğenilen entry'm olacak yoksa

  • mimarisini cok iyi bildigim, acik uygulamanin ne demek oldugunu teknik altyapasiyla birlikte anladigim; hem objective c, hem de swift dillerinde uygulama gelistirdigim telefon.

    bence, gecin o ayaklari. uygulamalarin uyumasi diye bir sey var ios'te, cok sukur ki. android'de bunun telefonu nasil patlattigi da belli ki, bir suru "close all" butonlari, "task manager" gibi uygulamalari var.

    uygulamalarin uyumasi, gerektiginde background job calistirabilmesi, ios'in sizin "kullanim tarziniza adapte" olmasi gibi ozellikleri var. ornegin, facebook'u sadece geceleri kullaniyorsaniz, ios gunduzleri o uygulamaya cok cok az kaynak ayirir ama geceleri o uygulamayi daha sik background job olmaktan cikarir ve islemlerini yapmasina izin verir gibi.

    bu telefon icin 1gb ram yeterli. otesini tartismaya gerek yok. ios ile android'in isletim sistemi mimarileri cok farkli. buraya gelip de, teknik hicbir sey bilmeden, baglanti yavasken youtube iki kere takilmis diye "android'deki gibi 4gb ram gelsin yeaaa" demek kadar sacma ve teknik bilgi yoksunu bir yorum yoktur.

    herkes yazilim muhendisi, herkes teknoloji uzmani olmus amk.

    ek: he yavrum he, seri kotuleyince apple mimari degistirecekmis. level 5'te.

  • motorla aracının yanına yaklaşıp camını kırıp 36000 eur parasını gasp edenleri eşekler cennetine gönderen dimitry kardeşimin ellerine sağlık diyorum. tüm hırsızların sonunun böyle olması dileğiyle. gaspçılar ayrıca silahla ateş de ettikleri için nefsi müdafaa ile kısa süre sonra çıkacağını düşünüyorum dimitry'nin. sizi bilmem ama bence adalet budur.

    link

  • 1- yaparız hayatım.
    2- gideriz hayatım.
    3- çıkarız hayatım.
    4- alırız hayatım.
    5- olur hayatım.
    6- nasıl istersen hayatım.
    7- sen daha iyi bilirsin hayatım.
    8- aaa çok iyi hayatım.
    9- özür dilerim hayatım.
    10- tabi ki hayatım.

  • en güzel uyandırılma şekillerinden biridir. bazen masaj yaparak, bazen öperek, bazen de ısırarak uyandırırlar.

  • kimse de demiyor ki, biz neden altınımızı, paramızı size veriyoruz? savaş mı var, kıtlık mı oldu? yoksa aç çekirge sürüsü ülkenye musallat oldu da tüm kaynakları tüketti, sıra halkın evindeki birikime mi geldi? kimse sormuyor.