ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
migrene kötü gelen şeyler
-
kötü gelenler: floresan, iş stresi, iş arkadaşları
iyi gelenler: floransa, tatil keyfi, arkadaşlar
demek ki birkaç harf neleri değiştiriyor..
a.kılıçdaroğlu'nun kaçak sudan hapis cezası alması
türk erkeğinin çok yakışıklısın'a vereceği cevap
-
+ çok yakışıklısın!
- yemezler sedat abi, borcunu yarına kadar öde.
şiddete uğrayan kadını kurtarırken katil olan genç
-
ortalıkta yığınla bekçi - polis dolaşıyor ama kavgaları görmüyorlar bilmem farkında mısınız?
çaykur'un türkiye'de 26 almanya'da 10 tl olması
-
ihraç ettiğimiz çayı ithal edebiliyorsak çok ucuza geliyor.
galatasaray'ın tarihten silinmesi
-
akp - mhp koalisyonu isteyen mal beyanı.
onurlu rakibimiz fenerbahçe filan ahahaha :d
(bkz: devlet sen misin?)
edit: ve başlık başa.
isveçli medeniyeti
-
türkiye'de bir kişinin bireyselliğine saygı gösterirseniz, o kendini "sizi yenmiş" sayar. mesela sokakta karşıdan gelene yol verin, o da iyice üzerinize yürüyüp size sürtünerek geçsin. metroda yanınızdakinin rahat etmesi için bir alan açın, ve o insan sizi daha çok sıkıştırmaya başlasın. bir kişiye karşılıksız bir iyilik yapın, ve karşınızdaki sizin "ondan çekindiğiniz için" bu iyiliği yaptığınızı sansın.
bu ülkedeki, çok az sayıdaki naif insanın sürekli başına gelen şey budur.
türkiye, birey olamamış eziklerin ülkesi. birbirine omuz atan kişiliksizlerin memleketi.
bu ezikler etraflarındaki kimsenin "bireysel alan"ına saygı göstermez. üstüne, gider isveç'teki adamların birbirine saygısını "samimiyetsizlik" olarak tanımlar.
bugüne kadar yenilmiş en boşu boşuna trafik cezası
-
tunalıda biri park ettiği yerden çıkıyor. çıkmayı beceremedi. ben de ikinci sırada az arkasında durup dörtlüleri yaktım. yanımdan polis geçti ne bekliyorsun dedi. "hanımefendinin parktan arabasını çıkarmasını bekliyorum oraya gireceğim" dedim. "hah tamam" dedi polis.
ikinci sıraya park etmişim gibi hatalı parktan ceza kesmiş.
edith piaf
-
3 yasinda menenjit geçirip kör olmus, sonra 7 yasinda kendiliginden görmeye baslamistir tekrar. ama hayati boyunca talihsizlikler, acilar pesini birakmamistir. küçük kizini yine menenjite kurban vermistir. ve cenazesini kaldiracak parasi bile yoktur o zamanlar.
hayatim adli otobiyografisinde geçen çok içli bir hikayedir bu: sabah saatin dördünde öyle ümitsizce para ararken, kendisi gibi fakir arkadaslarinin yardimlari da yetmezken ve cenaze masraflari için gerekli 10 frankin eksikligini hissederken bir adam laf atar arkasindan, "benimle birazcik eglenmek için ne istersin?" diye. "10 frank" der o da. küçük bir otele giderler. yabanci 10 frank'i pesin verir hatta. ve yapamayacagini anlar o zaman edith. aglamaya baslar adamin karsisinda; ve hikayesini, çocugunu kaybettigini, topraga verecek parasi bile olmadigini anlatir. ve adam parayi alarak gitmesine izin verir...
söyle yazar piaf (ki fransizca serçe demektir piaf): "iste, bugüne kadar darda kalanlara en ufak bir karsilik bile beklemeden yardim etmemin asil nedeni bu adamdir. peki, bu adam bana bir fahise gibi davranmis olsaydi... belki de bugün birçok insanin vücudunu, birçogunun da ruhunu son anda kurtaran biri olmayacaktim. bugün dahi, bana başkalarina yardim etme duygusunu saglayan bu insana minnettarim".
bilmiyorum, hislenirim ben...
duygu özaslan
-
yhaa canım ölmüşsün de mesajını şimdi gördüm. bundan farkı yoktur gözümde. rezil kadın. böyle tipler hep vardır ya biri ölür diğeri çıkar der ki yarım saat önce konuşmuştuk nasıl olur yhaa. anlatır da anlatır herkese onun ölümünden önce konuştuğunu. sahneye çıkmak ister .prim yapmak ister. soma madencilerinin ölümünde yüzüne kömür sürenlerden şu kadarcık farkı yoktur. kepazesiniz.