ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
üzerinde 'iskender 6.90' yazan bir yerde hesap ödenirken, adamın kredi kartını geçirmesi:
-bakiyeniz yetersiz efendim.
-kaç çektiniz?
- 7 lira.
- 6.90 yazıyo ama.
tekrar denenir ve banka onay verir.
padişahlığı geri istiyoruz
kış saati uygulamasının kaldırılması
-
nerde oğlum bu güneş? saat 8 oldu güneş yok lan! sizin yüzünüzden her gün geç kalıyorum. böyle saçmalık mı olur, gece yatıyom gece kalkıyom, güneş efendinin ancak keyfi oluyor da 8den sonra doğmaya başlıyor.
gece gözümü açıyorum, lan niye uyandım gece gece, akşam çayı fazla kaçırdım heralde diye düşünürken alarm çalıyor meğer sabah olmuş.
21 aralık’a kadar asker gibi şafak sayıyorum, en azından dipten dönelim diye, 20 aralık’ta şafak doğan güneş diyorum o güneş bile doğmuyor.
psikolojim bozuldu, çok gerginim çok.
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
" oglum korkaklar hiçbirşeye sahip olamazlar, olsalar da tadını çıkartamazlar. korkma..."
yıl 2000. lise 1 deki sevgilimin eski manitası ve arkadasları tarafından tartaklandıktan sonra.
tarık akan
-
turkiye'nin en yakisikli aktoruydu belki de yillarca. kendi deyimiyle 'derdi ve kavgasi olan' filmlerde yer almak istedi. bu yuzden ertem egilmez'e rest cekip arzu filmden ayrildi. bir daha is bulamamayi goze alarak. 80 darbesi sonrasi hapishanede iskence gordu.
haksizliga karsi kavgasi hic bitmedi onun. iki gram tipiyle paraya para demeyen aktor bozmasi tiplerin oldugu alemde, o hic kendini bozmadi, adam gibi yasadi. susanlardan, isime zarar gelmesin diyenlerden olmadi hic. haberi alinca abimi kaybetmis gibi oldum sanki. seninle ayni topraklarda nefes almak onurdu tarik akan.
yaran fıkralar
-
amerika'da nesli tükenmek üzere olan yeni bir maymun türü keşfedilir ve hemen koruma çalışmaları başlatılır... ancak maymunların yaşadığı orman ağaçları hem çok yüksektir hem de maymunlar çok çeviktir...
araştırma yapılır ve yakalama işini türkiye' den temel'den başkasının yapamayacağı anlaşılır....
hemen bir heyet oluşturulur ve temel'e giderler,durumu anlatırlar... temel işi yapacağını ancak bazı şartları olduğunu söyler ve sıralar:
1-çok para isterum,
2-köpeğim çomar da gelecek,
3-bir ağ isterum,
4-içinde domdom kurşunu olan dolu bir tüfek isterum."
heyet temel'în son isteğine bir anlam veremese de kabul eder tüm şartlarını... maymunların bulunduğu yere gidilir... temel inanılmaz bir
hız ve çeviklikle ağaca tırmanır,ağacın tepesinden bağırır "ağı geruun!!!"... dalı sallar maymun ağa düşer, ağdan seker yavaşça yere düşer... bu esnada çomar büyük bir hızla gelir ve yere düşen maymunu becerir, maymun bayılır...
rahatlıkla yakalanan maymun hemen kafese konur...
temel 2.ağaca tırmanır ve aynı şekilde 2.maymunda yakalanır...
temel 3.ye tırmanır ve tepeden yine bağırır "ağı geruun!!!"ancak bu kez temel'in üstünde bulunduğu dal zayıftır ve kırılmak üzeredir.. temel bağırır:
- "köpeği furin laan, köpeği furiiiin!!!!"
1990'da bahçelievler lisesinde çekilen belgesel
-
video
16 şubat 1990'da bahçelievler anadolu lisesinde "6 mat b" sınıfı öğrencilerinin çektiği 2 saat 10 dakikalık nostalji dolu belgesel.
almanya'dan gelen öğrenciler, almanca konuşanlar, öğrencilerin ve hocaların diksiyonu, saç ve kıyafet tarzları vs. her şey bir yana öğrencilerin şu sahne ve ilerisinde sanki yarınlar yokmuşçasına eğlenmeleri çok hoşuma gitti.
el sıkışmadıkları için vatandaşlık verilmeyen çift
-
"isviçre'nin lozan kentinde müslüman bir çift, karşı cinsle el sıkışmayı reddettikleri gerekçesiyle isviçre vatandaşlığı'na kabul edilmedi."
hayır yani gerçekten, kültürüne düşman olduğun bir ülkeye gidip neden vatandaşlık almak ister bu tipler anlayamıyorum!? insanlar da haliyle kendilerinin doğru buldukları bir şeyi yanlış olarak gören organizmaların kültür şoku yaşamamaları için en doğrusunu yapıyorlar.
kaynak
emrah serbes
-
alkollü araç kullanamazsınız, araç kullanırken fazla hız yapamaz, telefona bakamaz yemek yiyemezsiniz. yasak bunlar, anladın mı yasak? yasak olmasının da bir sebebi var. adam gelmiş bir çok insanın başına gelebilir yazmış.
kural tanımaz bir sığır değilsen bunlar başına gelmez, zorla mı alkol aldırıp direksiyon başına geçiriyorlar seni? alkollü araç kullanıp insanları öldürmek nasıl herkesin başına gelebilir lan? bu nasıl bir mantık?
ayrıca sizler nasıl insanlarsınız ki bu tipi hala savunmaya çalışabiliyorsunuz? yok yazarın hayatı başka eserleri başkaymış, yok herkesin başına gelebilirmiş. alkollü araç kullandığı için insanları öldüren birisi ne kadar iğrenç ise bu durumu savunanlar da en az o kadar iğrenç.
ek: şu ''hayatı başka eserleri başka'' kısmına biraz daha açıklık getirmek istiyorum çünkü hala bu düşünceyi savunmaya çalışanları görüyorum.
sizin bu eserlerinden ayrı tutmaya çalıştığınız hayatını o eserlerden kazanıyor ya bu adam, nasıl ayıralım lan birbirinden? isterse dört duvar arasında olsun sen o eserlere pozitif destek verdikçe eser sahibi maddi kazanç elde edecek ve daha rahat bir hayatı olacak.
hiç mi zorunuza gitmiyor bir katili finanse etmek? bu kadar aciz misiniz siz? bir kitaptan ya da diziden uzak kalamayacak kadar zavallı mısınız?
hiçbir chat programının msn kadar tat vermemesi
-
bence sebebi ilklerin unutulmaması değil.
mirc çılgınlığının en sonlarına yetişmiş, icq'yu dibine kadar yaşamış biri olarak msn'in tadının hiç bir şeyde olmadığını çok net bir şekilde söyleyebilirim.
msn'de her şey olması gerektiği kadardı, zamanlaması da muhteşemdi herkesi kendine bu şekilde bağlıyordu. herkesin internetinin olmaya başladığı dönemde, mp3leri kolay bulup paylaşabildiğimiz, yeni internet sitelerinin keyfini çıkartabildiğimiz, adam gibi video call yapıp fotoğraf paylaşabildiğimiz yıllardı. arkadaşlarımın hiç birisi eve geldiği gibi icq'da online olmazdı ama herkes msn'de online olurdu.
karşı cinsteki önemli kişinin whatsapp'ta en son ne zaman telefonuna baktığı değil, msn'de online olup olmadığı takip edilirdi. mesafeleri yakın etti, arkadaşlığımızı sadece buluşup görüşebildiğimizde değil online olduğumuz her saat yaşayabilmemizi sağladı. karşı cinsten birisinden hoşlandığında msn'ini almak devasa bir adımdı, dünya tarihinde hiç bir devir yoktur ki hoşlandığın kişiyle msn döneminde olduğu kadar birebir zaman geçirebilesin. msn'ini aldıysan olaylar gelişene kadar veya gelişmeyene kadar bir ton zaman geçirebilirdin. şimdi de haberleşiliyor ama msn farklıydı, sürekli yaşayan bir şeydi. facebook messenger, whatsapp hiç birisi onun yerini tutmaz.
12 rebiulevvel 1436 nakliyye-i yurt içi rezaleti
-
şahsımı namüsait kederlere sürükleyen rezalettir.
nakliyye-i yurtiçi denen şirket-i bihayriyye evime gelib zili çalmadan kapıya "zatı-ı alinizi ziyaret ettik ama namevcuttunuz" belgesi yapıştırmışlar. hemen umumi merkezlerine telgraf çektim, 3 aydır bekliyorum hala cevab vermediler. ziyadesi ile mağdur olmuş durumdayım. bir daha asla nakliye için kendilerini tercih etmeyeceğim.
hayatı cm olmak
-
- konor evladım ekmek al da kahvaltı yapalım...
- tamam bi saniye... yeni sezona başladım. şu hazırlık maçını yapayım alırım...
***
- yavrum hadi gitmiyo musun ekmek almaya...
- alıcam dedim ya... charity shield maçı var onu oynayım gidicem...
***
- nooldu çeriti şit maçı? ekmeği kardeşin aldı, hadi yumurtalar soğumasın..
- bi dakka, şampiyonlar ligi ön elemesi oynuyorum...sen çayı koy...
***
- oğlum hadi, çayın buz gibi oldu, gelsene...
- soğuk içerim ben onu... avrupa kadrosunu seçip kaydedeyim, ordayım...
***
- kahvaltı sofrasını kaldırdık. kalk şunun başından da pazara gidelim
vakitlice...
- lig kupasında arsenal deplasmanına gidiyorum, şu maçı oynayım bi dakka..
***
- eee seni bekleyemem... ben pazara gidiyorum. sen de babana uğra, su faturası yatırılıcakmış..
- oki doki... grup maçlarından sonra giderim...
***
- hala onun başında mısın sen. nooldu yatırdın mı faturayı?
- ha yaa, fatura vardı di mi... 31 aralıkta davids'le henry'nin kontratları bitiyo... bosman'la onları alayım, fırlarım...
***
- baban aradı, yarım saat sonra banka kapanıcakmış. kaçmıyo ya o oyun... gidiver...
- bi dur anne ya. zaten federasyon kupasında da arsenal deplasmanı çıktı. kasten mi yapıyo ne? her sezon aynı kura...
***
- oğlum niye gelmedin faturayı yatırmaya... cezaya kaldı bak senin yüzünden...
- pardon baba ya, dalmışım. şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktım da...
***
- yemek hazır...
- şimdi gelemem. şampiyonluk maçına çıkıyorum. sezon bitiyo zaten, az kaldı...
***
- hadi iyi geceler... sen yatmıyo musun?
- biraz daha oturucam. şampiyonlar ligi finaliyle, federasyon kupası finali kaldı geriye...
***
- lan camış, sen yatmadın mı hala? saat üç... bitti mi sezon?
-bitti de, bosman'la aldığım adamlar katılıcak takıma. davids'le henry'i bekliyorum... onlar gelsin yatıcam...
***
- hadi ben işe gidiyorum. bugün yatıralım o faturayı...
- tamam. dünya kupası başladı, kesin birileri kovulur şimdi. bi mili takım alıp biraz uyurum sonra da gelirim...
***
- baban aradı, "sıçtırtmasın bacağına, bıraksın o oyunu gelsin su faturasını yatırsın" dedi...
- öff ya, nasılsa cezaya girmedi mi fatura? ne var yarın yatırsak. bak altyapıdan bir sürü genç verdi, onları incelemem lazım...
***
- yavrum?
- sezon sonunda yılın futbolcuları açıklanacak. onu bekliyorum...
***
- konor evladım, kardeşin askere gitti, ablanı evlendirdik. evi sattık izmir'e taşınıyoruz. ha bu arada baban da seni evlatlıktan reddetti. ne halin varsa gör artık...
- lan iki dakka oynatmadınız be şu oyunu... neydi, ekmek mi alıcaktık?
8 mart 2014 malezya hava yolları uçak kazası
-
bence daha fazla vakit kaybetmeden bilim sanayi ve teknoloji bakanı fikri ışık'tan yardım istenmelidir.
bu karmaşık durumu çözse çözse o çözer. ben kendisinin hislerine güveniyorum.
ismet badem
-
bugünkü beşiktaş - itü maçında tv kumandasını kastederek
"bugün bu soğuk havada tv başında, bizi 'aletleri elinde' izliyenler çok zevkli dakikalar yaşadı!" yorumunu yapan ev ahalisini yaran adam.
(bkz: yapma canım yapma arkadaşım)