ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bundan böyle laikler evinde laik olacak
-
ben yıllardır ev laikiyim lan. ev işleri ile din işlerini hep birbirinden ayırdım.
türk kızının hayattan en büyük beklentisi
-
kapıda araba, beykoz sırtlarında villa, 2 tane erkek cocuk, her sene italya/ispanya tatili, ve bunları sağlayacak bir gerizekalı.
barda kıza yanaşıp seni cennetten kovmuşlar demek
-
- seni cennetten kovmuşlar
+ hayır grzkalı ben istifa ettm!!!
tanrının ateisti yaratırken kullandığı ilk söz
-
beni soran olursa yok de.
çukur dizisi 58. bölüm çatışma sahnesi
-
izleyenler dışında kimse ölmedi. onlar da gülmekten.
cem yılmaz'ın her filmde aynı oyuncuları oynatması
-
(bkz: mfönün fuatı özkan)
hurma
-
valla kökeninin arabistan mı olduğu, hindistan mı olduğu beni çok ilgilendirmiyor. sonuçta elimizin altında var mı? var.
köktencilik yapmadan rahatlıkla söyleyebilirim ki; hurma diyet yapanların ve diyabetiklerin baş tacıdır. olması gerekir.
öncelikle içinde hem demir, hem b12, hem a vitamini olan tek meyvedir kendisi. diyet yapanların sıklıkla yaşadığı yetersiz beslenmeye bağlı vitamin eksiklikleri için birebirdir.
sonra kalorisine gelelim. ortalama olgunlukta bir hurma 15-16 kaloridir. tadı bu kadar güzel olup, bu kaloride başka hiçbir şey yok canlarım. 55 kilo vermiş ve hala vermeye devam eden bir insan olarak araştırmalarıma güvenebilirsiniz.
gelelim glisemik indeksine. hurmanın glisemik indeksi çok düşüktür ve kan şekerinizi hayvan gibi zıplatmaz. kana geç karışır, delicesine insülin ihtiyacı doğurmaz. bu yönden de hem diyettekiler, hem diyabetikler, hem şekeri düşenler için mucizedir. aynı zamanda direk glikoza değil dekstroza dönüştüğü için de ayrıca ayrıca avantajlıdır.
diyettekilerin ve diyabetiklerin sıklıkla başına gelen şeydir tatlı aşerme. bunun sebebi temelde kan şekerimizin hızla düşmesidir. bunu komplike bir diyetle aslında kontrol altına alabiliriz ancak diyelim diyetiniz harika, yine de şeker atağı yaşadınız. evinizde-işyerinizde bir minik kase hurma sizi dünya kadar kalorili atıştırmalıklardan kurtaracak ve en yakın arkadaşınız olacaktır. (bir baklavanın 250 kalori, ortalama 1 stick gofretin 78 kalori olduğunu düşünürsek hurmaya olan sevgimi sanırım anlayabilirsiniz.)
diyet yapanların fazla bilinmeyen bir kabusu da kabızlıktır. allahım o ne fena şeydir, çeken bilir. hurma burada da imdadımıza koşar ve lifli bir yiyecek olduğu için bağırsaklarımızı çalıştırır.
ayrıca ayrıca şu an öğrendim ki anne sütünü de arttırıcı etkisi varmış.
dışarıdaki pazarlama tarzına lütfen takılmayın. domatesin kökenine bakıyor musunuz? hayır. bunu da önemsemeyin zira hurma; gerçekten de insanlığa armağan tadına bir meyvedir.
ay lav hurma, ay veri veri love hurma! <3
edit: yaş hurma değil arkadaşlar, kuru meyve olarak tüketilen hurmadan bahsediyorum elbette. ramazan hurması olarak bilinen şey yani. :)
önemli edit 2: rasyonel kupaj 145 uyardı. piyasadaki hurmaları daha güzel gözüksün ve daha tatlı olsun diye glikoz şurubuna bulayıp paketleyebiliyorlarmış. en iyisi organik marketlerden ya da emin yerlerden alın.
karamazov kardeşler gıda market
-
(bkz: seyit onbaşı fitness salonu)
hafızada yer etmiş gereksiz ayrıntılar
-
10-12 yaşlarımda ahmet cömert spor salonu'na abimin de benim de ilk gidişimiz olacaktı. salonu bulamama ihtimalimiz, akşam saatlerinde 5-8 numara gözleri bozuk abimin kararsız davranışlarıyla pekişiyordu. abim bu arayış telaşında bana bir araba gösterip "bu arabanın plakasını unutma. dönerken buna göre döneriz, yolumuzu kaybetmeyiz." demesi üzerine o günden bugüne asla unutmadığım bir saçmalık ortaya çıktı.
34 tc 6097.
doların yükselişi gerçek değil
-
(bkz: gerçek dolar bu değil)
lisedeki felsefe hocası yazılıda tek bir soru sorar:
-doların yükselişinin gerçek olmadığını kanıtlayın.
herkes uzun uzun cevaplar yazar. arz-talep dengesinden bahsedenler, reel faizden bahsedenler, ekonomide dışa bağımlılıktan bahsedenler vs. hepsi sıfır alır. yalnızca bir tek öğrenci 100 alır ve cevap kağıdında yalnızca şu kelimeler yazılıdır:
"hangi dolar?"
not: o zeki öğrencinin kim olduğu hakkında çok da değişik rivayetler yoktur.
çocuklarla girilen trajikomik diyaloglar
-
istiklal caddesinde, dokuz on yaşlarında, büyük olasılıkla tinerci, iki çocukla konuşan polis, birine sorar: "nerede oturuyorsun sen, evin nerede senin?"
çocuk: "evim filan yok, orada burada uyuyorum" der.
polis öbürüne döner "peki, sen?"
ikinci çocuk: "komşuyuz!"
(bkz: sokak çocukları)(bkz: umut çocukları)