hesabın var mı? giriş yap

  • arabanın durduğun an ile motorcunun çarptığı an arasındaki zaman boşluğuna bakılırsa motorcu çok hızlı gelmekte. ayrıca yaya geçidi olan bir yerde duran araç yanlış bir şey yapmamıştır.
    vefat eden kişiye allah rahmet eylesin.

  • hic unutmuyorum tek başıma ilk gittiğim zamanlardı 19-20 yasında var yokum pek paramda yok eskiden bu piçler ağız birliği yapıp tek fiyat vermiyordu aralarında daha ucuza satanlar oluyordu. kumpirleride güzeldi yalan yok. önlerinde gezerken hepsi böyle bagırıyor yine öküzün biri dur dur gitme dedi oyaladı beni, o sırada baska müsterilerde geldi benim önüme geçtiler.

    bende o sırada biraz tüyer gibi diğerlerine bakmaya gittim o öküz hayvanoglu hayvan tam alacagım yere geldigimde siparisi verirken sipariş verdigim kadına bagırdı oradan, ona vermeeeğğğ ona satmayacaaaksaaaan, kumpircidr korktu veremedi korkusundan kadın. cok utanmıstım hayvan oglu hayvan ya. gittim sahildeki kafetarya lokanta tarzı mekanda yemiştim bende.

    tamamen doğulu ahlaksız hayvanların elinde olan yerlerden biri gitmeyin yemeyin aç kalıp belki insan olur hayvan oglu hayvan olanları…

  • - ülke bölünmedi.
    - apo hapisten çıkmadı.
    - hdp verdiği sözlerden dönmedi.
    - selo onu başkan yaptırmadı.
    - küçük enişte ya koalisyon ya muhalefete mecbur kaldı.
    - rte 2 gündür sarayından çıkamadı.
    - selo emanet oylara teşekkür etti.
    - meclis'te kadın milletvekili oranı ilk kez yüzde 18 oldu

    (bkz: ben tatmin oldum)

  • yunanistan da krizdeyken eurodan ayrılıp kendi para birimine geçmeyi düşünüyordu krizden kurtulmak için.dostum sorun para birimi degil üretimdir.sen üret istersen para birimi olarak akçe kullan

  • 80'li yılların başında beşiktaş'a çok büyük bir miktarda nakit hibe ederek beşiktaş'ı ayağa kaldıran ve bunu yaparken yönetim kurulunda dahi olmayan büyük beşiktaşlı erdoğan demirören'in frankenstein'a benzettiğim oğlu, iyi bir beşiktaşlı.

    yıllar sonra gelen edit: iyi bir beşiktaşlı olduğu konusunda bizleri şüpheye düşürmüş insan.

    daha bi yıllar sonra gelen edit: ben de bu adama "iyi bir beşiktaşlı" demişim ya, ağzıma sıçsınlar benim. 19 yaşında yazıp da 26 yaşımda pişman olduğum çok şey var ama bu bi başka mına koyim. acı çekiyorum resmen.

    en son edit: olm adam fenerbahçeli çıktı lan?

    en bi son edit: erdoğan demirören için söylediklerim de içime kaçmış bulunmakta. hayırlı olsun.

  • ben 38 yasinda, kimya ögretmeni bir genç bayanim. üç ay kadar önce
    kismetim açildi ve iyi niyetli bir gençle tanistim. geçen hafta da nisanlandik. mutluluktan uçuyordum ki dün laboratuarda korkunç
    bir sey kesfettim.nisanlimin bana aldigi yüzügü denemek için civaya attim ve maalesef yüzdü. halbuki saf altinin özgül agirligi civaninkinden fazla, yüzügün batmasi gerekirdi. demek bana aldigi yüzük saf altin
    degil, öyleyse sevgisi de saf olamaz. simdi ben bu civayi nisanlimin yemegine koyup bu isi bitirmeyi düsünüyorum,
    ne dersiniz?

    güzin abla' nin cevabi :

    arsimet'in hayatiniza her yönüyle vakif oldugu anlasiliyor. yalniz
    yüzey gerilimini hesaba katmamissiniz, civanin yüzey gerilimi
    suyunkinden çokdaha fazladir, böylece kendinden agir cisimleri de, kaldirabilir, çünkü o cisim batarken ortaya çikartacagi yüzey için
    harcamasi gereken enerji, kendi potansiyel enerjisinden fazla olabilir. ayrica civanin saf olmama ihtimali de var, o yüzden ani kararlar vermeyin derim.

    *

  • önce kayak öğrenmiş daha sonra snowboarda başlamış birisi olarak sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. snowboard öğrendikten sonra birisine öğretmek için kayak kiraladığım günler hariç kayak için hiç özlem duymadım. şimdi ikisini naçizane kıyaslayacak olursam;
    -kayak öğrenmek daha kolaydır, snowboard öğrenmek biraz daha uzun zaman ve fiziki kondüsyon gerektirir (hele ki ilk gün sonunda bacak kaslarınızın tüm liflerini hissedersiniz).
    -kayak yaparken hız ve slalom yapmak keyif sebebi ve amaçtır, board yaparken ise hızdan ziyade farklı varyasyonlarda kayabilmek ve arasında geçişler yapabilmek amaçtır ve keyif alma yoludur.
    -kayak yaparken hız yapmak keyiftir dedik fakat dezavantajı 5 dakikada pisti bitirip 15-20 dakikada tekrar yukarı çıkmak için sıra beklemek zorunda kalırsınız. snowboard ile pistte aktif olarak daha fazla zaman geçirirsiniz.
    -kayak ile ileri seviye değilseniz genelde pist dışına çıkamazsınız. board ile "bi de şurdan geçeyim, ağaçların arasına dalayım şurdan zıplayayım" gibi pist dışını da rahatlıkla kullanabilirsiniz.
    -kayak kullanıyorsanız akşam botları ayağınızdan çıkarınca ördek yürüyüşünden insan moduna geri dönersiniz, snowboard için böyle bir sıkıntı olmaz, kaymadığınız anlarda hareket serbestiniz daha fazladır.
    -snowboard yapanlar göze daha hoş görünür, daha kuul takılır. doğruya doğru.
    -kask ikisi için de önemlidir fakat snowboard için olmazsa olmazdır. çünkü düştüğünüzde yerle ilk temas edecek ve darbe alacak olan genelde kafa ve el bileklerinizdir. (bir sefer sertleşmiş karda düşüp kasksız başımın arkasını çarptığımda beynim jel haline geldi sandım. kask önemli!)
    -kayak yaparken çabuk özgüven kazanırsınız ve daha fazla hız yapayım derken kendinizi daha kolay sakatlarsınız. bilmiyorum ama snowboard ile o özgüven biraz daha zor geliyor. galiba iki ayağın da sabit olmasından dolayı. fazla hızlanmaya başlayınca dizler titremeye başlıyor mutlaka.

  • yıllar sonra,
    moda'da, ikimizin de yanında çocuklarımız var...
    beraber dondurma yediğimiz dondurmacının önünde sen o çok sevdiğin tutti frutti, çilek ve çikolatalı dondurmanı sipariş veriyorsun... 6-7 yaşlarındaki oğlun benim kafada, çikolata karamel ve fıstık istiyor... kızım da tutti frutti nin ismini sevmiş olmalı ki "babacıım ben de o teyzenin dondurmasından istiyorum" diyor...
    sen "o teyze" sıfatı ile gülümseyerek dönüyorsun seni minik parmağı ile gösteren kız çocuğuna, kızın olsun isterdin, hatırlarım... ve gözgöze geliyoruz... elindeki dondurma oğlunun ayakkabısına düşüyor... gülümsüyorum, gülümsüyorsun...
    sana bir gülümsemede "nasılsın ? mutlu musun ? beni arıyor musun ? hatırlıyor musun ?" diye soruyorum sen ise bir gülümseme ile bana "iyiyim, mutluyum, ya sen ? seni unutmadım ama neye yarar ki? " diyorsun... kızıma sesleniyorum, ikiniz birden dönüp bakıyorsunuz...
    elinden tutup yürüyorum, ah evet, o gün de arkamı dönüp yürürken ağlamamaya çalışıyordum...
    belki başka bir hayatta.....
    .......