hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle söyleyeyim peta üyesi değilim. arkadaşlar benim zenci arkadaşım da var, alevi arkadaşım da var, afedersiniz fenerbahçeli arkadaşım da var; kimseyle bir sorunum yok.

    ancak 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçında wesley sneijder adlı şahsiyetin halihazırda peta'nın türü tükenmekte olan cinsler listesinin tepelerinde olan sakallı ayıya milyonların gözü önünde yaptıklarına sessiz kalamayacağım.

    saat 20.00 gibi galatasaray lisesi önünde başlayacak protesto yürüyüşü nevizade'de sonlanacaktır. herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.

  • bütün politik, ekonomik, dinsel güç öğelerinin merkezinde bulunan melanjın evrendeki tek kaynağı olan arrakis gezegeninin çöldeki yaygın adı.

    resmi yerleşimler genelde daha soğuk olan kuzey kutbu etrafında toplanmış köy ve kasabalardır. yaşamın imkansız kabul edildiği güney enlemlerinde ise gizli siyeçlerinde imparatorluk kayıtlarına geçmeyen fremenler yaşar.

    fremenlerden ve kaçakçılardan aldıkları yüksek rüşvetlerden memnun olan uzay loncası gözlem uyduları için çok para isteyerek, gezegenin güneyindeki iklimin yol açtığı kontrolsüzlüğe destek olur. çölün efendisi kum solucanları da buna destek olmaktadır. çöldeki bilimsel araştırma zorluğu yüzünden kum solucanları ve melanj arasındaki bağlantı çözülememiştir.

    gezegen yüzeyinde açık çölde kara ulaşımı fremen olmayanlar için imkansızdır. kum solucanları her türlü titreşimi hisseder ve bölgesini korumak üzere saldırır. ayrıca aşırı hassas algıları yüzünden vücut kalkanlarının yaptığı elektrik alanı da solucanları çıldırtır. çölde bir kalkanı ancak bir ahmak kullanır. böyle durumda kalınması ihtimaline karşı alınması gereken önlem yanında bir fremkit taşımaktır. bunun içinde bulunan damıtıcı giysi günlük su kaybını minimuma indirir. ayrıca bu kitte bulunan gümlerler kullanılarak solucanların dikkati başka yöne çekilerek kayadan kayaya yürümek umulabilir.

    gezegen üzerinde hiçbir açık su kaynağı bulunmadığından su ihtiyacını gidermek çok pahalıdır. şehirde büyük oranda su ithalatçıları tarafından karşılanır. ufak bir kısmı rüzgar yoğuşturucularıyla havadaki çok az su buharından elde edilir. fremenler tamamen bu yolu kullanır.

    gezegen bütün yönleriyle doğal bir çile çekme mekanı, bir cehennemdir. bir eliyle verdiğini öbür eliyle alır.

    ----------
    teşekkürler frank herbert.

  • ev arkadaşımın odasından hatun sesi geliyordu geçen gece. adamı tanımadığınız için size paranormal gelmeyebilir tabi şimdi.

  • genel olarak saat, ama özellikle mekanik saat illetine bulaşmada atlanılan ilk eşik seiko'dur. çoğu insan saatleri başta çok önemsemez, şekline bakar beğenir. bir gün saatlerin göründüğünden çok daha fazlası olduğunu, arkasında derin bir tarih, inanılmaz hikayeler ve dahiyane tasarımlar barındırdığını anlar. işte tam bu aşamada karşısına seiko çıkar. youtube'da (bkz: a. lange & söhne) izlerken, otomatik ve hikayesi olan bir saat almak için milyoner olmak gerekmediğini fark eder. ben ve tanıdığım pek çok saat sever, seiko ile başladı bu işe. o yüzden seikonun yeri bizde özeldir. bu girizgahın ardından sahip olduğum seiko saatler hakkındaki fikirlerimi yazayım dedim ki, bu modelleri merak eden birileri çıkarsa belki bir fikir vermiş olurum.

    (alfabetik)

    - snk623k:
    37mm, küçük bir saat. entegre bileziği de kalın olunca bileklik gibi bir görüntüsü oluyor. bu saati uygun fiyatı ve günleri tam adlarıyla göstermesi (monday, tuesday vb.) sebebiyle almıştım. 7s26 mekanizması var. gün içinde sapması 30 saniyeden çok olmuyor, pek de arka arkaya takmadığım için uzun vade sapma testini yapamadım. elle kurma ve saniye durdurma özelliği olmayan bi mekanizma. sağlam bir mekanizmadır, rahatlıkla çok uzun yıllar çalışabilir. saatin kasasınınüretim kalitesi fiyatına göre oldukça başarılı. hardlex bir camı var. bileziğinin kalitesi ise ortalama üzeri diyebilirim. baklaların içleri diğer saatlerde görmediğim bir şekilde tasarlanmış. arka kapağının cam olması sayesinde mekanizma da izlenebiliyor, giriş için güzel bir saat.

    - spb119j:
    alpinist. 39mm, ekstra bir bezeli de olmadığı için daha küçük görünüyor. normalde yeşil olan alpinist en popüleridir ama burada daha sade olan krem kadran-siyah kayış kombinasyonunu tercih ettim. 6r35 mekanizma var. 70 saat güç rezervi sunuyor ki gerçekten 3 güne yakın durmadığını bizzat test ettim (60 saat civarı). sapma çok düşük. saatin kadrandaki ve kollardaki işçilik muazzam. gerçekten kalitesini belli ediyor. bir de içinde, ikinci tepe ile ayarlanabilen bir pusula var. çok kullanışlı bir pusula değil, güneşe bakarak yön bulma mantığı ile çalışıyor ama bir dağcı saati olduğu için tasarım dilini güzel tamamlıyor. vidalı tepesi sayesinde 20 bar su dayanıklılığı var. çok kaliteli bir kasa işçiliği var. çizilmeye epey dayanıklı bir kaplama ve kusursuz bir cilalama uygulanmış. deri kayışı da oldukça kaliteli, uzun süredir kullanmama rağmen çatlama olmadı. tokalı kayışı sayesinde takıp çıkarması da çok kolay. arka kapağı cam.

    - srpd79k:
    seiko 5. simsiyah kadranı, indisleri ve kolları ile beni çekmişti. 42mm, kısa bacaklarıyla çok ideal bir boyutu var. kim koluna taksa, tam oluyor. tüm seiko 5'ler gibi 4r36 mekanizma kullanıyor. bu mekanizma esasen 7s26'nın geliştirilmiş, saniye durdurma ve elle kurma özellikleri eklenmiş hali. sapması ve güç rezervi benzer. tamamen kurulduğunda 35-40 saate yakın çalışıyor. sapmasını ölçmek biraz zor. gün sonunda hiç geri kalmadığına da şahit oldum, 30 saniye geri kaldığına da. biraz gün içindeki kullanımıza bağlı sanırsam. kasa işçiliği, özellikle fiyatına göre, çok başarılı. mat siyah kaplama hem spor, hem askeri bir görüntü veriyor. siyah nato kayışıyla beraber inanılmaz şık bir görüntüsü oluyor. camı hardlex olduğu için karşıdan bakıldığında o simsiyah, mat görüntüyü tam veremiyor olabilir ama yine de gören herkes saatin marka-modelini soruyor. bu saatin de arka kapağı cam.

    - srpg13k:
    tortoise. seiko prospex serisinden olan saatin lakabı turtle (deniz kaplumbağası) saatlerin aksine saate yeşil tonlarından oluşan kadran, indis, kolllar ve kayışıyla kara kaplumbağası teması verilmiş. 4r35 mekanizması var. esasen 4r36'nın gün penceresi olmayan hali. saat prospex ruhuna uygun şekilde 20 bar su direnci ile geliyor. 42mm kasa çapı var ama turtle saatlerde olduğu gibi kasanın yanlarındaki ufak çıkıntılarla, yanlarda biraz daha kalın olabiliyor. bacakları kısa olduğu için bu saat de çok güzel kola oturuyor. ön camı safir, ama hiçbir anti-refle işlem uygulanmamış. biraz yansıma yapabiliyor. bunun bilerek yapıldığını okumuştum bir yerde. saatin arka kapağında ışık ile yapılabilen yardım çağrıları gösterilmiş. yansıma bunun için deniliyordu, emin değilim. saatin kumaş-deri kayışı çok sert. almadan önce araştırma yaparken de en çok bu şikayeti görmüştüm. ben şahsen yumuşak bir kayış olup 3-5 ayda kendini bırakmasındansa sert olup yıllarca diri kalmasını tercih ederim.

    - srpk25k:
    seiko 5 sports, snoopy limited edition. 38mm, biraz küçük tarafta kalıyor. renklerinin tatlılığı ve snoopy temalı olması sebebiyle ülkemize gelir gelmez almıştım, bulmak biraz zor olmuştu. yine 4r36 mekanizma kullanıyor. açık renk nato kayışı çok spor bir görüntü veriyor. tam bir yaz saati, zaten kadrandaki snoopy de elinde sörf tahtası tutuyor. kadrandaki diğer renklerin uyumu da harika. sanki seiko 5 değil de, prospex serisinden bir saat gibi duruyor. arka kapağı cam ama üzerinde snoopy işlemeleri olduğu için mekanizmayı izlemek biraz zor.

    - ssc769p:
    bu saate tamamen şans eseri denk gelip almıştım. 6 gen tasarımlı 41mm kadranı ve siyah beyaz renkleriyle çok şık görünüyordu. ayrıca kronograf sevdiğim için ekstra ilgimi çekmişti. solar bir saat, v176 mekanizma var. tam şarj olduğunda 6 ay kadar çalışmaya devam edebiliyor. kronograf kolu, seikonun meca-quartz kronograflarının aksine saniyeleri tek tek atlıyor. 12 yönündeki küçük kadranda 1/20 saniye ölçümü yapılabiliyor. ön camı safir, neredeyse hiç yansıma yapmıyor. kasa ve cila işçiliği çok başarılı. fiyatına göre oldukça iyi bir bilezik kalitesine sahip.

    - sse147j:
    seiko astron. 8x42 mekanizmalı gps solar bir saat. tam şarjda 6 ay kullanılabilen bataryası sayesinde gps üzerinden veri toplayarak 0 sapma ile bulunduğunuz konumu saatini otomatik ayarlıyor. belli aralıklarla gps üzerinden kendini kontrol ederek sapmayı sıfırlıyor, yani saati kontrol ettiğinizde hep telefonunuzla saniyesi saniyesine aynı olduğunu görüyorsunuz. 45mm ile oldukça iri ve kalın bir saat. çok üst düzey bir kasa ve kadran kalitesi var. zaten ilk çıktığında da 3000 dolar civarı bir fiyat ile satılıyordu. kadranın içindeki ince işçilik detayları, kolların üzerindeki cilalamalar, tarih penceresi, seramik bezeli ve küçük kadranlarındaki detaylarıyla çok kaliteli bir saat olduğunu gördüğünüz anda anlarsınız. biraz ağır bir saat. sadece premium markalarda görebileceğiniz kalitede bir bileziği var.

  • sınır dışı edilsin. bizim de karımız, kızımız, annemiz var. huzuru bozan her sığınmacı sınır dışı edilsin. ülkendeki durumdan kaçıp buraya gelip “sığınıyorsun”. edebinle otur.

  • ayni soruyu california'lilar da sormus yillar once. o yuzden konutlarin ezici cogunlugunu ahsap yapmaya, sadece depreme dayaniklilik raporu alabilecek dayaniklikta binalari betonerme yapmaya karar vermisler.

    bugun california'da evlerin cogu ahsap, yollarin cogu da betondur (asfalt sicaktan eridigi icin).

  • bilmesek bunların bir yakınına sarhoş bi şoför çarpti da öldürdu sanacagımız poz.

  • ben: baba bana elhamı öğret, öğretmen istiyor
    babam:
    elhamdürüsiyle
    kızlar sürüsiyle
    hergün birisiyle
    yarabbi şükür allahım

    ben: aman be baba
    babam: oğlum ne var, hocanız bile bilmez bunu, hem bir tutarsa duan, ehi ehi
    ben: ablam gibi dayak yiyeyim sonra değil mi* ? .. anneee , bana elhamı öğret...
    babam: dur ben sana elemtereyi de öğreteyim.
    elemtere ellipara
    babam gider kochisara.... nereye gidiyon, daha bitmediki
    annem: offf bey offf, cocukların hepisini göndereksin cehenneme, günaha giriyorsun
    babam: ehi ehi ehi he

    * ablam ilkokul birde "kuran kursuna gideceğim" diye tutturur, bizimkiler her zamanki kayıtsızlıkları ile aman gidersen git derler. ablam ilk gün gelir ve babama, "baba bana sübhanekeyi öğret, hoca istedi" der, ertesi gün kursa giden ablam biraz sonra yüzünde şamar iziyle kıpkırmızı şeklide eve döner. şimdi babamdan ablama öğretilen sübhanekeyi dinliyoruz:

    sübhaneke
    sümbülteke
    anam eke
    babam teke

    diye gidiyordu hatırladığım kadarıyla. bu arada babamın 9 yaşından beri beş vakit namazını kılan, orucunun birgünün bile kaçırmayan bir insan olduğunu belirteyim

    (bkz: niye benim babam herkesin babası gibi değil)