hesabın var mı? giriş yap

  • vay arkadaş neptün soyer üniversiteyi 14 yaşında bitirdi demek ki:)

    peşin edit: paralı troller yalan haberi yaymadan ben gerçeği paylaşayım. neptün soyer üniversite son sınıftayken tunç soyer 'in ailesi tarafından isteniyor. neptün soyer' in babası "üniversite bitince düğün yapabilirsiniz" diyor ve bu şartla üniversite son sınıfta kendilerini nişanlıyor(2 dersi mi ne kalmış) . şayet neptün soyer 14 yaşında üniversite bitiren bir dahi değilse haber yalan. ek olarak 1988'de evlenmişler(1990 değilmiş)

    edit2: çomarlar msj atıyor haberi buraya ekliyorum
    röportaj videosu

  • öyle tırt biriydim ki, mezuniyet töreninde kepim kaybolmasın diye havaya atmadım. bi de havaya atıp tutmuş gibi yavşak tavırlar sergiledim.

  • bunun sebebi yatırım ihtiyacı ve yapılan yatırım miktarıdır.

    sadece oyuncu alıp satmak anlamında değil; yönetici yetiştirmek, alt yapı tesis yatırımı yapmak, alt yapı koçları için yatırım yapmak, alt yapı oyuncularına yatırım yapmak ve tabi ki kadrolara yatırım yapmakla alakalı genel bir yatırımdan bahsediyorum. basketbol branşında avrupa genelinde başarı yakalayabilmek için yapılması gereken yatırımlar futbol düzeyinde değil, kaldı ki genel başarıya bakacak olursak basketbolda altyapıdan oyuncu yetiştirme konusunda istediğimiz seviyede değiliz halen. yönetici yetiştirme ve koç yetiştirme de daha iyi yerlere gelebilmemiz lazım. şimdilik eksik olan kısımları dışarıdan devşiriyoruz. efes'in başarısı neden önemli, çünkü dışarıdan devşirilenler oyuncular, kalan parçalar ülke içindeki yatırımların sonucu.

    türkiye'nin en başarılı olduğu branş erkek basketbolu değil ama, kadın voleybolunda dünyanın ve avrupanın en iyisi durumunda. orada yukarıda saydığım tüm parçalara ülke içinde yatırım yapılıp gelişim sağlanarak temel bir organizasyon gücü ve kültürü oturtulmuş durumda. erkek voleybolu için de yine adım adım aynı kurguyu işletiyorlar ve bundan 5-10 sene sonra yüksek olasılık orada da aynı seviyeye geleceğiz.

    bunu futbolda yapmak çok mu zor diye sorabiliriz tabi, evet çok zor. daha doğrusu yaygınlığı ve takip yoğunluğu yüksek olan her sporda bunu yapmak çok zor. avrupa içinde yaygınlığı ve takip yoğunluğu en yüksek spor futbol ve açık ara bu şekilde. her ülkede takip ediliyor, en büyük ülkelerde takip ediliyor ve çok takip ediliyor. böyle olunca büyük pazarda çok para oluyor ve bu parayı toplamak için (başarılı olmak için) çok ciddi bir yatırım ve organizasyon gerekiyor.
    avrupa'nın diğer en yaygın sporları basketbol ve buz hokeyi (kafa kafayalar seyirci sayıları olarak) ama buz hokeyi güneyde, basketbol da kuzeyde takip edilmiyor. sadece gelişmiş ülkelerde belirli bir düzeyde takip ve rekabetçi katılım var.
    voleybol ve hentbol'un yaygınlığı da aynı düzeyde belki bu iki spora göre ama onların da takip yoğunlukları daha az. böyle olunca pazar daralıyor, başarı için gerekli yatırım miktarı azalıyor.

    bence mesela türkiye'nin yapması gereken bir numaralı işlerden biri bu sporların ülkenin seçili bölgelerinde (her spor için farklı illerde) yaygınlaştırılacak şekilde yatırım yapması ve ülke genelinde spor takibinin yaygınlaştırılmasını sağlamak. zaten nispeten ufak yatırımlarla avrupa'da da rekabetçi olunabilir durumda, bu şekilde ülke genelinde rekabetçi sporun takibi de sağlanmış olur.