hesabın var mı? giriş yap

  • el cerrahisinin hassas bir ihtisas olduğunu vakti zamanında bir arkadaşımın iş kazası geçirmesi sonucu anlamıştım. tabi şimdi gelde bunu videodaki arkadaşa anlat.

    hepimiz kabul edelim adamın cüretkarlığı cehaletinden çok "elitlerin iktidarını yıkıyoruz" ayağına fetöcülerin doluştuğu harbiyeyi, "monşer bunlar" diyerek mülkiyeyi, şimdide "giderlerse gitsinler" diyen tıbbiyeyi ayağa düşüren zihniyetten geliyor. 20 yıldır iktidarda olan sadece bir siyasi parti değil bu zihniyet. işte anketlerde şaşırdığınız aç açık olmasına rağmen oy veren %30'un 29'uda bunlar, geri kalan %1'ide iktardan rantlananlar.

  • gün doğumu bir başkadır... çoğu zaman o büyüleyici, eşsiz manzarayı izlemek için çaba sarfeder, ışığını bize yansıttığı ilk dakikalara tanıklık etmek isteriz. hayranlıkla, doya doya izlemek isteriz. çünkü o anlar kadar eşsiz başka bir şey yoktur.

    gökyüzü kızıllara bürünür yavaş yavaş, gözlerinize ufuktaki ilk ışık taneleri düşer. sadece gözlerinizde değil yüreğinizde de hissedersiniz bu ışığı. hayranlık duyarsınız, söz konusu manzarayı bir daha göremeyecekmiş gibi heyecanlanırsınız.

    sonra, dakikalar içerisinde hayranı olduğunuz o kızıllığın yok olduğunu acı bir şekilde fark edersiniz. heyecan duyduğunuz o kızıllıktan eser kalmamıştır.

    uğruna nice çabalar sarfettiğimiz insan da böyledir. güneş'in ilk ışığı gibi yüreğimizin bir köşesine, hislerimize iz bırakır. sonra fark ederiz ki; masumiyetini, sevgisini, aşkını büyük bir hayranlıkla izlediğimiz o kişiden geriye hiçbir şey kalmamıştır.

    güneşin ilk parıltısını özler gibi özleriz o "birini."

  • 40 bin liraya sattığı arabaya 12 dolar maliyetli bluetooth sistemini eklemesini 2012 yılında reklam konusu yapan sektör.

    ayrıca aynı sektör, 10 dolar maliyetli cd playeri konsola entegre ettiğinde sıfır fiyata 5 bin lira ekleyebiliyor.

    bu sick.ko sektör farzı misal bilgisayar sektörü ile aynı "kafada" gelişse idi şuan uçan arabalara biniyorduk.

  • basın camiasının en çetrefilli konularından biridir. basın kişisini vezir edebileceği gibi, rezil de edebilir. bir sohbet sırasında, bu konuda bir hayli deneyim biriktirildiği anlaşılmıştır. e paylaşalım o zaman.

    off the record'u veren kişi açısından bu herşeyden önce riskli bir adımdır. gazeteci, öncelikle, karşısındaki kişinin bu riskin bilincinde olup olmadığını yoklamalıdır. sonra olaylar gelişir..

    -off the record, açıklayıcı olması için verilen bir bilgiyse off the record'tur.

    yani.. adam sana bir konuda birşey söylüyor. bunun gerçekliğine inanmıyorsun gazeteci olarak, anlamıyorsun ya da tereddütlerin var. çünkü anlamsız görünüyor. adam sana diyor ki. bunları yazamazsın ama şöyle şöyle gelişmeler oldu. bu nedenle o şeyleri söylüyoruz ya da mevzubahis olayın gelişme yönü, senin bilmediğin bu nedenle o yöne gitti. off the record'un çeşitlerinden biri budur.

    -off the record, gazeteciye yön göstermek için verilir.

    efendiciğime, haber kaynağı gazeteciye yol göstermek amacıyla kullanır bu bilgiyi. gazetecinin tek dikkat etmesi gereken, "kullanılıyor muyum" dur. kullanıldığını farkeder ve çıkarına uygunsa bu kullanılma biçimi, hiç takmaz gider o yöne. kullanılma-kullanma olağanüstü riskli bir iş olduğu için zaten haber kaynakları bu konuda aşırı bir dikkat gösterirler. çünkü, olay sadece gazetecinin kullanılması değil, o yazının-haberin çıkacağı gazete-tv olduğu için haber kaynağı başına çetrefilli bir bela alabileceğinin farkındadır. bu türden off the record, gazeteciye iyilik yönünde gelişir çoğunlukla.

    -off the record veren kişinin ne yaptığını bilmesi gerekir.

    yani, "ankara'da suya zehir karıştı 5 bin kişi ölecek ama bu off the record yazma" diyemez kimse.. böyle off the record olmaz..

    gelin şimdi de "off the record" denilen ama gazetecinin de ağzının suyunun aktığı, "olum bunu yazarsam ortalığım mna koyarım" diye damarlarına adrenalin hucum etmesine yolaçan bir bilgi ile karşı karşıyayız ne yaparız ona bakalım.

    1- haber kaynağı seni sınıyor olabilir. (güvenilir mi değil mi diye) kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez..
    2-haber kaynağı seni sınıyor olabilir, (haberden anlıyor mu anlamıyor mu diye) yazmamak aptallık olur.
    3-basın ilişkilerini fazlaca bilmeyen insanlar bu off the record konusunda sık hata yaparlar. yani adam ağzından kaçırmış olabilir.

    zor değil mi?

    yazıp yazamayacağını anlamanın "teknik" bir yolu yok. ruh halinden, adam ile diğer birimler ile ile ilişkilerinin durumundan hareketle, yazıp yazmamaya karar verecen artık.

    kıvırma yollarına gelince;

    1-haberin bir kısmını başkasına verirsin o yazar, "aa çorap söküldü" deyip patlatırsın.

    2-adamı ikna edersin.

    3-haberi kurumunun bir başka servisine verirsin. alakasız gibi görünür.

    4-başka bir adama söyletirsin o aynı şeyi..

    elbette bunlar kural değil.. yaratıcılığa açık bir durum, daha iyi bir kıvırma bulanlar kullanabilir.

    hadi son bir not daha: off the record denilen bir bilgiyi aldın, ağzın sulanıyor, adrenalin tavana vurdu. bu bilgi gidip de şef-editör-müdür artık herneyse o masa kişisine, "bende şöyle bir haber var ama off the record, ne yapayım" denmez. yazamayacağın haber masa kişisine söylenmez. "yaz" derler de yazamazsan, masa kişisi ben olsam ağzına...

    aklınızda, kurbağaların sindirim sistemi bilgisinin yanında köşede bir yerde dursun işte. nebiliym işinize yarar marar.

  • allah her iktidara böyle halk nasip etsin. ne güzel lan ne terörden sorumlusun,ne ekonomik krizden. şehit geldi mi cehape de, dolar uçunca dış güçler de ama ne dersen de halk sana oy versin. yemin ederim adamlar bu halk sayesinde dünyada cenneti yaşıyor.
    tanım: yanlış bir hareket.
    edit: imla
    büdüt: “yüzünden” kelimesi,”sayesinde” ile değiştirildi. uyaran arkadaşlara teşekkürler.