hesabın var mı? giriş yap

  • 27 subat 2015 galatasaray sai k. erciyesspor maci basligi altinda suna benzer bir entry okumustum:

    "diger takim taraftarlarinin unuttugu bir sey var: son haftalarda galatasaray ile sampiyonluk yarisina girerseniz kaybedersiniz. icinde galatasaray'in olmadigi bir sampiyonluk yarisini herkes kazanabilir ama boyle bir yarista gecilmek galatasaray'in genlerinde yoktur."

    bunlarin yazildigi tarih 22.haftaya tekabul ediyor; ligin bitmesine daha 12 hafta var.
    simdi yeniden bakacak oldum o entry'ye ama yazar ya hesabini kapatmis ya da ucurulmus.
    ne diyeyim, takimimi benden daha iyi tanidigi icin kutluyorum kendisini.

  • dunyadaki en zor islerden birini basarmis, tarihte isil isil parlayan insanlardan biridir kanimca otto. prusya gibi henuz basat guc olamamis bir devleti alip, yuzlerce irili ufakli alman devletcigini birlestirmistir. bu birlestirme bile basli basina muazzam bir basariyken, buna ek olarak bir de almanya'yi orta avrupa'da basat bir guc haline getirmistir.

    birlesme seceneklerinin oldugunun farkinda bile olmayan bir ulusu bu kadar cabuk birlestirmenin ne kadar buyuk bir basari oldugunu anlatmaya gerek yok sanirim. o donemde alman devletciklerinin sayisi bile yuzleri asarken, boyle bir ortamda bir kac para birimi olan devletlerin dahi olmasi islerin coktan ne kadar dallanip budaklandigini, "almanya"yi olustururken ne kadar cok caba sarfedilmesi gerektigini kanitlar suphesiz. bu genc ve kurulmasini tamamlamamis kucuk prusya'nin alman devletleri uzerinde genislemesini gerceklestirirken catir catir bunyesine kattigi alanlarda derinlesmesini de hemen basarmis, kisa surede avusturya-macaristan imparatorlugu ile almanya hakimiyeti hususunda mucadele edebilecek konuma gelmistir. hatta 1866 sadowa savasi'nda bu eski imparatorlugu oyle bir yenilgiye ugratmistir ki, ne viyana'yi ne de meclisi savunan avusturya-macaristan kuvveti kalmamistir. iste bu noktada bismarck'in ileri goruslulugu ve zekasi devreye girer; avusturya-macaristan'i inanilmaz agir sartlarda bir baris antlasmasina bile razi edecek avantaja sahipken, bu devletin ulusal gururunun kirilmasi ve imparatorlugun rencide edilmesinin bolgede kalici bir barisi imkansiz kilacagini bildiginden avusturya-macaristan'la sadece dogu ve guney almanya uzerindeki imparatorluk etkisini ve egemenligini silecek bir antlasma yapar. boylece avusturya'nin yuzyillardir suren kendine bagli bir alman birligi hayali de son bulur.

    daha sonra prusya ufak ama modern ordusunun sagladigi guven ile durdurulamaz bir sekilde batiya ve guneye dogru ilerler. alman devletleri'nden sonra 1871'de fransa'yi da yenerek alsace-lorraine bolgesini ilhak eder. bu cevredeki son devletlerin de prusya egemenligine girmesiyle alman birligi nihayet tamamlanmis olur. prusya krali alman imparatoru, bismarck da ilk alman sansolyesi olur.

    bundan sonra bismarck'in politikasini belirleyecek olan sey almanya'nin orta avrupa'daki sikismis konumudur. fransa ve rusya ile ayni anda savasmaktan olumune korktugu icin bir dizi cilgin ittifak olusturur (bu ittifak zincirleri birinci dunya savasi'ndan sonra ingiltere tarafindan bu savasin cikmasinin temel sebebi olarak algilanacak ve ingiltere dis politikasini buna gore olusturacaktir). en az bismarck kadar etkin, ama hazira kondugu icin, kan ve demir doneminin tecrubesine sahip bismarck kadar temkinli ve dikkatli olmayan, almanya ezelden beridir buyuk bir gucmuscesine herhangi bir devlete karsi (donemde altin cagini yasayan ingiltere dahil) agresif bir tutum takinmakta bir beis gormeyen imparator ii. wilhelm, bu konuda bismarck'i cok elestirmis, hatta "ezik misin olm savasiriz iki cephede n'olcak" demistir.

    boylece bismarck ile imparatorun arasi acilmis, bismarck da "madem cok biliyorsun al sen yonet" diyerek 1890 yilinda bu islerden elini etegini cekmistir. bismarck gibi usta bir diplomat ve siyasetciden artik yoksun, ii. wilhelm'in ihtiraslari ve hirslari dogrultusunda ilerlemeye baslamis olan ve dunya savasi'yla sonuclanan artislik surecinin nihayete erdigi noktada bismarck'siz almanya daha geriye dusmustur.

    bismarck'i digerlerinden ayiran ozelligi avrupa'daki guc dengesini yiyip bitirmis olmasindan kaynaklanmaktadir. seytan isi ittifaklar (bkz: bismarck ittifaklari) yaparak hep dogru zamanda dogru devletle savasmis, savastigi zaman da diger ulkelere ufak odunler vererek tarafsiz kalmalarini saglamis, boylece verdigi odunlerle kiyaslandiginda devasa avantajlar elde etmistir. almanya'yi yoktan var ederek avrupa'nin merkezine "iste bu da benim ulkem" diye yerlestirmis, guc dengesini paramparca etmis, dunyayi yerinden oynatmistir.

  • bedenin sansürlenmesine karşılarmış. belli bir ücret karşılığında sanırım...

    ablacım madem karşısınız bedavaya göstersenize. hayır merak ettiğimden değil, argümanları saçma.

    beyin yakan sjw saçmalıklarının bir diğeri.

    ek: bir de demişler ki "bağışlar" yüksek lisans eğitimimizi destekleyecek. bu kadınlar dilenci değilim diye lafa giren dilenciler gibi mi yoksa düpedüz beden satıcısı mı bilemedim.

  • ünlü bilim kurgu yazarı kurt vonnegut 'un bombalanmasından ve arkasından gelen firestorm dan şans eseri kurtuldugu kent. vonnegut'un slaughterhouse 5 adlı kitabı yazarın bu kentte bir amerikalı savaş esiri olarak yaşadıklarını yazarın kendisini temsil eden billy pilgrim adında bir karekterin gözünden anlatır.

  • 'devletin malı deniz, yemeyen keriz' gibi vecizeler üretmiş, rüşvetçi, ikiyüzlü, dedikoducu halktır.

  • yer: istanbul teknik üniversitesi fen edebiyat fakültesi anfilerinden biri.

    bahsi geçen anfinin ısınma konusunda problemleri vardır. ön taraflar kaloriferlerden fazlaca ısınıp fırın olurken arka taraf titremektedir. derste ogrencilerden biri bu malum problemi 'hocam cok üsüyoruz' seklinde dile getirirken, anfinin acık olan kapısından bir hademe girer

    hademe : 'hocam bu anfi yanlış yapılmıştır. bu anfi ısınamaz. termodinamiğin 2. yasasına göre bu anfi ısınamaz' der ve çıkar.

    2016'dan edit : anfi ne lan, amfi'dir o.

  • "beni, annem kadar sevecek ve babam kadar merak edecek hiç kimse yoksa eğer; kimse bana aşk'tan bahsetmesin." diyen şair, yazar, üstad.

  • yaş ortalamasının 75, gurbetçi oranının %90 olduğu anadolu jet amsterdam uçağında, uçak amsterdama vardığında, yolcuların alkışlaması üzerine, teyzelerden birinin feci olay çıkarması, "bizi buraya getiren cenab-ı hak, siz niye pilotu alkışlıyonouzz" diye bağrınması..

    aynı uçuşta, yanımda oturan teyzenin "nereye gidiyounn" demesi ayrı bir tuhaflık..

  • tanıdığım devrimci bir öğretmen batman'da şehit edilmiştir. ve tayin isteyip memleketine dönme şansı varken okulunu, öğrencilerini bırakmamak için batman'da kalmışken lojmanının önünde vurulmuştur. köhne ulusalcı devlet ideolojisinin başrol oynadığı öğretmen dediğiniz adamı o devlet yıllarca öğretmen olarak bile görevlendirmemiştir devrimci geçmişi yüzünden.
    siz mi devrimcisiniz adnan öğretmen mi? faşistlik türklere özgü bir özellik değildir. faşist görmek için aynaya bakın.