hesabın var mı? giriş yap

  • insanın default hali olması gerekirken nasıl mantıksız falan addediliyor şaşırıp duruyorum. esas mantıksız olan dünyanın çoğunun binlerce yıldır bulutların üzerinde sihirli bir adamın var olduğuna inanması. enteresan adamlar vesselam neyse ki sayıları yavaş yavaş da olsa azalıyor.

  • yaratıcılık hakikaten ölüyor. özellikle son dönemde bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğundan, içinde neyin olduğundan çok daha önemli hale geldi. mesela bir hikayede tek boynuzlu at olacaksa atın kafasına bir tane çubuk bağlamanın yeterli olacağını düşünüyorlar. bu tek boynuzlu at nereden gelmiş, nasıl güçleri varmış, bildiği şeyleri nasıl biliyormuş kimsenin umurunda değil. at var mı var, boynuzu var mı var. daha ne olacaktı deyip geçiyorlar sanırım.

    bunun bir benzerini şimdi üzerine konuştuğumuz dizide de net bir şekilde gördük ilk iki bölümde. herhangi bir oyuncunun kulağına ek yaptığınız zaman o kişi birdenbire elf'e dönüşmüyor arkadaşlar. bu karakterin bir ağırlığı, bi dünya hakkında bildiği şeylerin hal ve hareketlerine etkisi olması lazım ama o havayı bir türlü yakalayamamışlar çünkü şekle verdikleri önemin yüzde birini bile evren kurmaya harcamamışlardı.

    şimdi üçüncü bölüm ile birlikte dizinin yaratmaya çalıştığı evrene daha çok dahil oluyoruz. farklı farklı ve karakterler görüyoruz. peki bir toparlanma var mı? hazırsanız ona da bakmaya başlayalım.

    bir de yine inceleme videosu hazırladım üçüncü bölüm için. onu da görmek isterseniz yazının en altına linki bırakıyorum.

    --- spoiler ---

    öncelikle şunu söylemek istiyorum. ilk iki bölüm için yazdığım yazıda ve hazırladığım videoda geri dönüş olarak bana dizinin sadece karakter ve yer isimlerini aldığını, silmarillion'daki ana hikayenin haklarının satın alınmadığını söylemiştiniz. yani bunu ben de biliyordum öncesinde zaten derdim bu değil. yazının başında da bahsettiğim üzere hikaye akışı takip edilmese bile karakterlerin bi ağırlığını karizmasını falan aktaramamışlar asıl problem buradaydı.

    bu bölümde ise görebiliyoruz ki arkadaşlar bu sorun çözülmüş değil. hatta daha da derinleştirilmiş durumda. şimdi galadriel'in en yüce elf soyundan falan geldiğini hadi bi unutalım. hatta evrende yüce elf kavramı gibi bir şey olmasın (ki bunu zaten yansıtamıyorlar da hadi neyse) ve gloria diye bir karakterin numenor'a geldiğini düşünelim.

    mantıksızlık şurada ki normal bir insanın elf gördüğünde bile bi etkilenmesi bi şaşırması gerekir. neden? çünkü sizin sadece adını duyduğunuz, dünyanın yaratılışından da ortaya çıkan ve cennet gibi bir yer olan valinor'dan geliyor bu varlıklar. öff elf işte ya demek için çok saçma bir durumdasınız şu an. bunu deneyebilirsiniz kendiniz de ne bileyim bir hikaye yazarken ne bileyim apollon'u gören bir yunan köylüsünün yüzünde bir saygı, korku, şaşırma belirtisi olmasın. ne kadar saçma duruyor değil mi? hah bu dizinin de kendi mitolojik karakterlerine yaklaşımı da aynen bu şekilde.

    ayrıca bakın tüm silmarillion'da ve yüzüklerin efendisinde müthiş bir yitiklik hissi vardır. çünkü valinor ve orta dünya aslında iluvatar ve ainur tarafından güzellik düşüncesiyle yaratıldı. ancak melkor yüzünden bu fikir tepe taklak oldu ve işte çağlar boyu savaşlar çıktı, elf'ler birbirini öldürdü, denizler yarıldı falan. mesela mordor'a falan bakın bu dünya yaratılırken kimsenin aklına böylesine kötücül bir yerin ortaya çıkacağı gelmemişti. ama oldu işte. bu nedenle kuleler ne kadar yüksek, duvarlar ne kadar sağlam olursa olsun o ilk güzellik ve huzur fikri kaybolduğu için hem silmarillion'da hem de yüzüklerin efendisinde temel bir hüzün vardır.

    bu dizide ise o ağırbaşlı havayı hiç göremiyorsunuz. evet o çağda morgoth karanlığa gönderilmiş ve uzun zamandır sauron'dan haber alınamıyor ama o zamana kadar o kadar çok şey oldu ki özellikle elf'lerin bunları ömürleri boyunca unutmasına imkan yok. o nedenle dizinin atmosferini ben hala çok başarısız buluyorum. çünkü temel bir fikri uygulayamamışlar.

    uygulanamayan bir diğer nokta da ana karakterimiz galadriel ile ilgili. arkadaşlar dünyanın en kötü şeylerinden biri rolün hakkını veremeyen oyuncu olabilir ya. mesela buradaki galadriel'e karizmatik, lider ruhlu, inatçı, dik kafalı gibi bir ana karakterde olması gereken bir yığın özellik yazmışlar. ama karakteri canlandıran hanımefendi bunu sadece sert ve anlamsız bakmak olarak yorumladığı için ortaya bu kötü sonuç çıkmış.

    öte yandan oyunculuk olarak başarılı bulduğum karakterler de var. örneğin dizi yayınlanmadan önce cast tercihi nedeniyle çok eleştirilen ismael cruz cordova dizideki tek elf'e benzeyen elf. arondir ağır başlı, az konuşuyor ve en önemlisi aktarması gereken duyguları hal hareket ve tavırlarıyla falan aktarıyor. gerçi bazen robotq bağladığı oluyor ama wheel of time'ı batıran ekipteki yönetmenlerden birini getirip bu dizide de yönetmen yaparsanız oyuncuların performansının da bi üst sınırda takılı kalması normal.

    ikinci güzel oyunculuk örneğin de hobbit'lerin kısmında görüyoruz. birincisi nori gerçekten bilbo gibi maceraya düşkün ve bu evrenin çocuksu tarafı olan hobbit kitabını andıran bir yapıya sahip. bir de gandalf olduğunu düşündüğümüz meteor adam gerçekten güzel rol yapıyor. şimdi gandalf gerçekte bir maia malum. ve sauron gibi maiar'ların aksine orta dünyaya gelmeye çok istekli değil. yine de görev olarak gönderiliyor. yani bi önceki bulunduğu yerde çok güçlü ve bilge olsa da dünyayı tanımıyor aslında. e geliş şeklinin de şoku var. o nedenle daniel weyman, burada çok güzel bir iş çıkarıyor diyebiliriz.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak dizinin atmosferi çok başarısız ve ana karakter olan galadriel bize hala geçmiyor. bu noktada da tercihlerin yanlış olduğunu söylemek mümkün. çünkü madem ana hikayenin haklarını satın almadınız keşke nori ve arondir gibi sonradan karakterler bulup evrenin büyük lore'una pek dokunmadan ilerleseydiniz. o şekilde eminim en azından insanların izlerken eziyet çekmediği bir sonuç çıkardı ortaya.

    yukarıda da inceleme videosu için link bırakacağımı söylemiştim. izlemek isterseniz de buradan göz atabilirsiniz.

    https://youtu.be/zdmg5_6gdjc

  • babanın bir bacağı kesilmiştir. en başta kendisi, başına gelen bu durumu büyük bir metanet ve hatta esprilerle karşıladığı için; ailece iyi atlatabilmişizdir. yani ne kadar iyi atlatabilirsek. protez takılana kadar babanın daha rahat dolaşabilmesi için, kendisine bir tekerlekli sandalye alınmıştır. baba, anne ile birlikte yaşamaktadır ve anneden bir telefon gelir.

    - kedi, naber?
    - ne olsun annem. almanca çalışıyorum. münih'e gideceğim ya.
    - aa! ne güzel. bir şeyler öğrenebildin mi bari?
    - öğrendim. du bist meine lokomotive andreas!
    - ne demek?
    - asdfghjk! boşver! babam nasıl?
    - çok iyi. şimdi deniz kıyısındayız, çay içiyoruz. hava almaya çıktık. babanın fotoğraflarını çektim arabasıyla. hatıra kalsın diye. yakında ihtiyacı kalmayacak ya nasıl olsa. (gülüşmeler...)

    işte bu cümleden sonra, telefonun ucundan gelen babanın kahkahasını duymak...sizin için pek bir şey ifade etmiyordur ama, benim için nasıl güzel bir detaydır anlatamam.

  • kupa da sana çok meraklıydı sanki.

    gündemden kendine pay çıkarmaya çalışanlardan birisinin beyanı.. daha fazlası değil.

  • aci cekerler. etraflarindaki kotulukleri, kotu kalpli insanlari, acimasiz insanlari gordukce bitmez tukenmez bir sekilde aci cekerler. etrafindaki haksizliklardan etkilenmeyen, baskasinin acisini goremeyen insanin ruhu guzel olmaz cunku.

  • ali ihsan bey merhaba.

    bunu bileceğinize eminim:
    10 harf, türkiye kökenli bir terim; aniden hızlı ve seri bir şekilde yapılan ve karşısındakini gafil avlamaya yarayan şaşırtma metodu.
    harf alayım dediğinizi duyar gibiyim, merak etmeyin 5 harf benden :)

    ş_k__d_n_k

  • adam 90 dakika boyunca 4 net toplam 6 kurtarış yaptı.takım arkadaşlarından biri de gidip gel altay bi öpeyim seni demedi ya.ersin sosa'nın frikiğini çıkardıktan sonra 3 takım arkadaşı tebrik etti.bir fenerbahçe taraftarı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki fenerbahçe'nin takım olmakla alakası olmadığını gösteren bir detaydır bu.