hesabın var mı? giriş yap

  • yıllardır istanbul'un nüfus problemini nasıl çözeriz diye, göçü tersine nasıl çeviririz diye düşünüp duruyoruz... bu projenin gerçekleşmesi demek bunun da kendiliğinden çözülmesi demektir.

    her sene 15000 üniversite öğrencisi yurt dışına mastera gönderilecek, 10 senede en az 50000 doktora yapmış beyin yeni kurulacak tesislerde çalışmaya başlayacak.

    ben akp, mhp ve hdp'nin yerinde olsam dükkanı kapatır chp'ye katılıp bu proje için çalışırım. bence ülke olarak yapmamız gereken şey budur. hatta pkk'lı olsam dağdan inerim şu an. musul olsam türkiye'ye katılmak isterim.

  • aklıma deniz gezmiş'in "biz daha aşık bile olmamıştık" sözlerini getiren fidan... belki henüz aşık bile olmamıştı. şairin dediği gibi `gül benizli sevgilinin titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya` kara toprağa gitti. belki pilot olmak istiyordu, belki henüz uçağa bile binmemişti. belki arkadaşlarıyla ispanya'nın bir balıkçı kasabasında tatil yapmayı hayal etmişti. belki izlemeyi planladığı bir film listesi, öğrenmek istediği felsefi akımlar, ezberlemek istediği şiirler, satın almak istediği kitaplar vardı. belki o gün akşam canı annesinin yaptığı patatesli börekten çekmişti, belki açtı dövüldüğünde, belki de tok.

    insan hazmedemiyor. nefes alıp verdiği ülkede gencecik bir canın yok olmasına insanların seyirci kalmasına, birilerinin hayasızca iftiralarına, yüzsüzlüklerine tahammül edemiyor. ali keşke senin adını hiç bilmeseydim. vardlığından bile haberdar olmadan yaşayıp gitseydik ikimiz de. keşke bir tren garında ateş isteseydim senden ve bana cevap bile vermeden çekip gitseydin... seni öldürenle, beni öldürecek olan arasında fark yok. yarın canımı alsa bu şiddet, şu satırları bile yazdığımı bilmez kimse...

    ölmeyeceksin, kalbimizde yaşayacaksın demeye dilim varmaz benim. sen öldün. seni öldürdüler. kalbini durdurdular, nefesini kestiler. bir gün birileri tarih kitaplarına senin "öldüğünü" yazacak. hain olduğunu, terörist olduğunu yazacak... inandırmayacağım, bana düşen senin benden farksız bir masum olduğunu gücümün yettiğince anlatmak olacak. senin öldürüldüğünü, katillerinin de aramızda hayatlarına devam ettiğini, faili meçhul bir cinayet olduğunu, annenin sensiz bırakıldığını torunlarıma kadar anlatacağım... anlatacağım ki kanın, yalan hikayelerini yazacakları kırılasıca kalemlerine mürekkep olmasın...

  • yemek yapiyorsun, yiyorsun, artiyor, sonra onu yemek istemiyorsun mesela tekrar. baska bir sey cekiyor canin. iste oyle zamanlarda, artan yemegi bir kaba bosaltip, buzluga attiginda, istersen bir hafta sonra cikarip isit ye tadi degismiyor. hem cope dokmemis oluyorsun, hem ayni yemegi yapmak icin tekrar ugrasmiyorsun.

    yalniz bu dondurup, sonra isitip yedigimiz yemek yine artarsa, o zaman tekrar dondurmuyoruz. bir yiyecek bir kere dondurulur, bir kere cozdurulur. ikincisi olmaz. deli gibi mikroorganizma urer, zehirlenmeye kadar gider, tehlikelidir.

    ek: queen of the damned uyandirdi. ufak kaplara bolup dondurursan en temizi, diyerek... yemin ediyorum aklima gelmemisti bu. her seferinde ''tekrar donduramam, o yuzden hepsini bitirmeliyim'' diye kendimi paraliyordum. gerizekaliysam demek ki...

  • aziz nesin dost ağırlamada, yedirme içirmede, ikramda bonkör bir adamdır.
    fakat, çöpe giden bir pirinç tanesine bile üzülür.

    nesin aynı zamanda çok cimri bir adamdır. cimriliğini kendisi ilan etmiştir:
    "ben çok cimriyimdir. bu cimrilik emeğe saygımdandır" diyerek cimriliğinin nedenini açıklar. emek aziz nesin için "kutsaldır".

    tan gazetesinde köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştığı yıllarda 50 lira maaş almaktadır.

    geçim sıkıntısından "al takke ver külah" yaparken bir tanıdığına 50 lira borçlanır.
    bu ay olmadı gelecek ay derken... alacaklı bir gün iyice sıkıştırır.

    aziz nesin adama; " yarın saat 11:00'de gel paranı al" demiş bulunur.

    borcunu ödemesinin tek yolu; çalıştığı tan gazetesinin patronu halil lütfi'den avans almaktır.

    patron, aziz nesin'den daha cimri, aynı zamanda huysuz bir adamdır.

    fakat, cimriliğinden dolayı aziz nesin'i çok sever. nesin, gazetedeki mürekkep hokkasına özel kalemini batırmış adam değildir.
    mürekkep uçar diye, hokkanın ağzını açık bıraktığı hiç görülmemiştir.

    herhangi bir nedenle, gazetenin tek yaprak kağıdını özel işi için kullanmamış, gazetede kullandığı her eşyayı gözü gibi korumuştur.

    aziz nesin aynı zamanda çalışkan, okunan ve sevilen bir yazardır. bir gazete patronu böyle bir adamı sevmesin de kimi sevsin?

    ***

    aziz nesin, alacaklısı geleceği gün saat 10:00'da, patronu halil lütfi'nin odasına gider:
    - efendim, birisine 50 lira borcum var. buraya gelecek. bu ay ki maaşımı avans olarak verin de adama borcumu ödeyeyim.
    - ne zaman gelecek adam?
    - saat 11:00'de.
    - 11:00'de gel al parayı.
    - saat 10:00 zaten. adam az sonra gelir. parayı şimdi verin de adam gelince mahçup olmayayım.
    - 11:00'de gel 11:00'de.
    - neden illa ki 11:00?
    - yav aziz; saat 11:00'e kadar bakarsın adam ölür, ben sana parayı vermekten kurtulurum. bakarsın sen ölürsün, ben yine parayı vermekten kurtulurum.
    - efendim; bende bu şans varken ne adam ölür, ne ben ölürüm. siz ölürsünüz ben parayı alamam. şimdi verin şu parayı.

  • vefatından yaklaşık 40 dk. veya 1 saat önce söylediği "belki evin barkın yok, belki evlenmedin beni dinlemedin, belki çok paran da yok, ama benim oğlum hayırlı evlattır. hakkını helal et oğlum, allah senden razı olsun" cümlesidir.

  • öncelikle beter olsun. beğenmiyorsan işini, git daha üst düzey iş yap.

    haber'deki detaya göre, "tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir katarak veya başka suretlerle bunları bozarak kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürmek'ten 2 yıldan 15 yıla kadar" ayrıca "'mala zarar vermek' suçundan da 4 aydan 3 yıla kadar" hapis cezası talep edilmiş.

    tarım bakanlığı yayınladığı listede yer alan firma sahipleri için de aynı davayı açıyor mu?

  • --- spoiler ---

    filmdeki düzeneği kuran para ödülünü veren demirören olsaydı büyük ihtimal kazanan kendisi olurdu.

    bütün filmi şirket kesin bir şeyler yapacak para ödülünü vermeyecek diye izledim. türkiyede yaşamanın verdiği paranoya.
    --- spoiler ---