hesabın var mı? giriş yap

  • oy verme egilimleri söyle diye tahmin ediyorum:

    meryem - akp
    peri - chp
    yasin - mhp
    gülbin - hdp
    gülbin'in ablasi - akp
    sinan - chp ya da iyi parti
    hoca - saadet partisi
    meryem'e asik filozof genc - deva partisi
    hocanin kizinin arkadasi - tkp
    ruhiye - gecersiz*

  • üstünkörü anlatmak gerekirse le corbusier'nin ütopik bir şehir yapılandırma planı vardı:

    binalar büyük sütunlarla yerin birçok metre üstüne inşa edilir, binalara ulaşım asansörlerle gerçekleşir. binaların altında kalan kısma yeşil yeşil parklar yapılır ya da olan doğal güzellikler elde tutulur. böylece yerin güzelliği ve ferahlığı sağlanmış olup, doya doya doğada gezip tozabiliriz.
    ayrıca binaların çatıları açık olacağından(bu zaten kendisinin getirdiği yeniliklerden biridir), çatılara yine yeşil ortamlar, gerektiğinde okul(havadar), havuz(güneşli), tenis kortu gibi şeyler kurulması en iyi seçim olacaktır.
    araba trafiği yer altından yapılıp(gerekli havalandırma sistemi ile), yüzeye çıkmak yine asansörlerle gerçekleşecektir.

    bu ütopik planlamadan da anlaşılacağı gibi le corbusier asansörü büyük bir teknik ilerleme olarak görmüş ve bunu en ileri düzeyde(fonksiyonel) kullanmak istemişti.

    bir de le corbusier'nin aslında mimarlık eğitimi almadığını, isviçrede bir saatçide(meydan saatleri olsa gerek) aldığı formasyonla buralara gelmiş bir şahıs olduğunu da söylemeden olmaz. yani resmi olarak mimar olmadan asrın en büyük mimarı olmayı başarmış bir insan, alaylı mimar, fikir adamı.

  • kopeklerin icinde en akillisi, sereflisi, iyihuylusu, merti, durustu, tezcanlisi, cansiperanesi, insancanlisi, hossohbeti, dududillisi, dusuncelisi, efendisi, halden anlayani, kadir kiymet bileni, alcakgonullusu, ketumu, tutumlusu, seveceni, dosta guven dusmana korku salani, gozupeki, harbi delikanlisi, kotu gun dostu, eliacigi, aza tamah edeni, malda mulkte gozu olmayani, mutedeyyini, intizamlisi, titizi, iffetlisi, vakuru, nefsine hakim olani, harama uckur cozmeyeni, sikiagizlisi, esprilisi, iyiniyetlisi, hos guluslusu, hayirseveri, liderlik vasiflarina sahip olani, ne mutlu turkum diyene ruhuna bagli olanidir.

    bilen bilir, bbc de bir belgeselde gordum, john connor diye bir cocuk var. bu cocuga bir terminator musallat oluyor. insan tutuyorlar olmuyor, terminator tutuyorlar olmuyor, cocugu kim korumaya kollamaya kalksa telef oluyor. en sonunda bir cift kangal tutuyorlar, kangallardan birisi saldiran terminatoru onden oyalarken, digeri arkadan dolasip once gogus atarak devrelerini bozuyor, sonra da ustune sivi hidrojen dokup sey ediyor. terminator tabi hasat oluyor, tuzla buz.

    bizim de bir kangalimiz vardi, bir gun dara dustuk borca kefil lazim oldu. ese soruyoruz yok, dosta soruyoruz yan ciziyor, en sonunda kangal dedi ki "abi bana sormadiniz ama, yani gerekiyorsa ben sizin icin bos kagida bile imza atarim abi". ya ne gerek var, olur mu diyoruz, dinletemiyoruz. allem etti kallem etti, o imzayi atti, dahasi sivasta arazisini de guvence gosterdi. bizi bataktan kurtardi. sonra bir gece ciktik laleli de bir muzikhole gittik, oturduk yemekler, mezeler geldi, kangal yemiyor. abi dedik ne oldu bir sey mi var? dedi abi sen ye demeden hayatta yiyemem. aaa davetiye mi bekliyorsun dedim de oyle yedi.

    sonra bir ihale isine girdik, olaya mafyatik insanlar da girdi. dediler o ihaleden cekileceksiniz. o sirada bizim kangala baktim arkadan dolasiyor. o an anladim ki sirtina gogus atip belini kiracak, sonra da bogazlayacak. kas goz ettim, abi ne yapiyorsun, manasinda? hemen anladi, durdu. mafya hala vidi vidi ediyor, dedim siz en iyisi bir kangallaa gorusun. kangalla bunlar odaya girdiler, 15 dakika gecmedi, kol kola ciktilar mafyayala. kangal mafyayi ikna etmis, dahasi, bizim nicedir anitlara bagli oldugundan icki ruhsati sorunu cikaran bir dukkan vardi, o isi de arada halletmis. buna da komisyon teklif etmisler tarlabasindaki bir pavyondan, bu da ye demedigimden avantayi yiyememis.

    1 milyona yakin atasozu ve deyimi, 10 bine yakin matematik ve fizik formulunu, 20 bine yakin kelimeyi hafizasina alabildigi icin ne zaman bulmaca cozecek olsam kangallarima danisirim. kangallar bulmacayi gorduklerinde hmen ikiye ayrilirlar. birisi onden yatay satirlari doldururken, digeri arkadan dolasip bulmacanin beline gogus atar, sonra dikey satirlari doldurur. bitirdikleri bulmacanin da basinda oturup beklerler, eger ki bitmemis bu dersen oyle gunlerce dururlar.

    gunde iki bulgur tanesi ile yasayan kangallar, bayramlarda ve onemli gunlerde telefon acarlar, olmadi bir kart atarlar. sesleri cok guzeldir, sahane uzun hava okurlar. 8 oktav ses araliklari vardir. bbc de bir belgeselde gormustum, promyer gecesi alto, soprano, bas, bariton, tenor kim varsa zehirleniyor. ilk mudahaleyi kangallar yapip, opera sanatcilarinin midesini yikadiktan sonra "show must go on" diyerek sahne aliyorlar. ilk kangal onden soprano aryasini okurken, digeri arkadan dolasip kanon yaparak basso profundo tonlar arasinda dolasarak eslik ediyor. bu arada opera binasina dadanan bir kurtu da olduruyorlar ki, bunu sonra gabriel knight beast within isimli oyunda islediler.

    bu entryde zorlandigim yerlerde entryi kangallara devrettim, birisi onden girizgahi yazarken digeri arkadan dolasarak kangallar hakkinda gerekli materyali toplayip, pdf haline getirdi, sunumu da powerpointten yapti.

  • yeter be abazanlar. yok traktör süren afet, yok saban yapan afet, yok inek sağan afet. her gün sol tarafta bu şekil bir başlık. nasıl bir yokluk içerisindesiniz anlamadım ki?

    edit: imla

  • saatlerin geri alınacağını duyunca fenalaşan zafer çağlayan'a durum izah edilmeye çalışılıyor.

    debe edit: taşşak yapıyoruz da bu kan denizinde parmağı olanlar katledilen üç "can"ın silah arkadaşlarına, halka, ana babasına, vicdanlara durumu nasıl izah edecekler onu bilemiyorum.

  • amber heard ve johnny depp arasında geçen ve beni çok etkileyen, rahatsız eden tartışma kaydı. kendi yaşadıklarımı gördüm resmen. karşında her fırsatta, her sorunda sana saldıran, seni suçlayan, konuşmana izin vermeyen, konuştuğunda her kurduğun cümleden cımbızla bir şeyler çeken ve onlarla tekrar saldıran bir kadın. bu şekilde iletişim olmaz. iletişim kuramıyorsan da o ortamdan uzaklaşmak en iyisidir.

    benim için çabalamıyorsun diyor. çabalamamaktan kastettiği; bağıra çağıra kavga etmemek, birbirine bir şeyler fırlatmamak, şiddet uygulamamak, o an uzaklaşıp tarafların sakinleşmesi için fırsat yaratmak. bence johnny depp en iyisini yapıyor. çünkü insanlar sinirliyken, öfkeli iken, birbirlerine bir şeyler fırlatıyor ve şiddet uyguluyorken sağlıklı bir şekilde tartışılamaz ve kesinlikle olaylar daha da şiddetlenir ve daha da kötü bir hal alır. karşında sürekli sana saldıran, sürekli suçlayan bir kişi varken yapabileceğin en doğru şey o ortamdan uzaklaşmaktır.

    karşında bu şekilde sana sürekli saldıran bir kişi varken ça-ba-la-ya-maz-sın. adım atamazsın. zeytin dalı filan uzatamazsın. böyle bir durumda karşılıklı adımlar atılmalı değil mi? sen adım atıyorsun ama karşındaki saldırmaya devam ediyorsa adım madım atamazsın. atmamalısın da. çünkü karşındakinin istediği sorunu çözmek, ilişkiyi düzeltmek filan değil. karşısındaki kişinin koşulsuz olarak ona biat etmesini istiyor ve sürekli tartışacak bir şey bularak mağduru oynamak istiyor. çünkü egosunu mutsuzlukla besliyor. bu tarz insanları mutlu edemezsiniz. bunlar ne olursa olsun mutsuz olacak, tartışacak bir şey bulurlar.

    amber heard’ ın yaptıklarını -sadece bu kayıtlarda değil- johnny depp yapsa adam linç edilirdi, belki de hukuki ceza alırdı. tam bir ruh hastası. ben olsam bu zamana kadar bile yanında durmazdım bu kadının. bir de adama benim için çabalamıyorsun diyor. sözlükte de benzer başlıklar açılıyor. (bkz: bir kadın için çabalamayan erkek)

    adam sussa psikolojik şiddet, konuşsa şiddet, bağırsa şiddet, ona vurana vursa şiddet, tartışmada şiddet varken karşılık vermeyip kaçınca korkak. ne istiyorsunuz? ne yapalım? erkek sürekli kadının etrafında pervane olsun, aklı olmasın, karşı bir görüşü olmasın, kadının her dediğini kabul etsin, sürekli onun için bir şeyler yapsın, tartışmasın, kadın bağırırken ve şiddet uygularken kaçmasın, gel dediğinde gelsin, git dediğinde gitsin, her türlü komutu alarak istediklerini yapsın, bazen de komut vermeden istediklerini tahmin ederek de istediklerini yapsın. affedersiniz ama s.çarım ben böyle ilişkiye. ben istemiyorum. yalnız yaşarım daha iyi.

  • başlık : karıncayı yalancı duruma düşürdüm amk

    1. dün güzel bi hava var neyse yerde bi karınca ufak bi şeker parçasını yüklenmiş gitti fazla değil 6-7 metre ilerde yuvasına girdi tekrar geldi gibimin kurnazı yere küp şeker bıraktım geldi bu lavuk kaldırmaya çalıştı baktı kaldıramıyorum diğer karıncaları çagırmaya gitti yuvaya sonra giderken şekeri aldım ordan kalabalık 15-20 karınca şekerin olduğu yere dogru ilerlerken öndende bizim karınca bi baktı şeker yok lan sevgi kodumun arkaü bizi mi atlatıyon amk sahtekarı la olm harbi burdaydı lan hay amk diye bi tartışma yaşandı aralarında sanırım
    (depeyi ?, 24.02.2012 14:29)

  • buna gülünmesini bekleyenler sayesinde şahanlar şafaklar ferrari kullanıyor.
    aziz nesin'in yetiştiği bir ülkede mizah nasıl bu hale geldiyse kim getirdiyse allah bin belasını versin.

    yıllar sonra 2021 yazı yangınlarından sonra gelen edit: şahan kusura bakma.

  • en beklemediğim ülkenin soykırımı tanımasıdır. ayrıca diasporamızın ne kadar güçsüz olduğunu göstermektedir.

    sen hala yurt dışında en büyük nüfusunun bulunduğu yerde sözünü geçiremiyorsan bir problem var demektir.

  • videoda tam bir safkan çomar görüyorum. başkanın bu tiplerle muhatap olması üzücü biraz, ama yine de sakinliğini ve sabrını ayakta alkışlıyorum.

    o videonun yalan olduğunu en iyi sen biliyorsun çomar esnafcık. bu satırları sana ve senin gibiler için yazıyorum. muhtemelen oruçlusundur. bu ramazan ayında attığın iftira ve yediğin kul hakkı yanına kalmaz umarım. o inandığın allah varsa eğer, ilk önce seni yakar zaten.

    ateist halimle beddua ettirdin bana aşağılık herif.