hesabın var mı? giriş yap

  • gercekten para verebilecek durumda olmayanlari anlarim da, her boka para harcayip bunun gibi seylere aylik uyelik ucreti odemekten cekinen insanlarin psikolojisi su sekilde sanirim;

    asgari ucretten biraz fazla paraya calisan bir kuzenim var, aileden zengin falan da degil.

    kendisi yeni iphone cikinca 24 ay vadeye girip napar eder alir.
    2 kez araba degistirdi 26 yasina kadar.
    her hafta sonu bilmemnerde pazar kahvaltisi qeyfi turk kahvesi qeyfi bilmemne.
    kuafore gidip 450 liraya sacini sariya boyatir.
    olmayan parayi harcayan, orta sinif olmayi kabullenememis bir stereotype kisacasi.

    gecende geldi yine "ya ben bu itunes'tan nasil aticam bu sarkilari bilgisayarimdakileri sildim falan filan". dedim spotify diye bisey var gosterdim begendi baya. ama tabi ayda 10 lira gibi astronomik (!) bir ucret oldugunu duyunca vazgecti. 2 saat itunes'la cebellestik.

    bir onceki iphone'u bozuldugunda yuzlerce fotografi da telefonla birlikte tarihe gomulmustu. bilgisayarda yer olmadigi icin bilgisayara da atmamis. la dedim cloud kullansana hangi devirdeyiz. 50 gb ayda 3 lira gibi yine astronomik (!) bir rakam oldugu icin hic sicak bakmadi.

    sanirim bu insanlarin tek para harcama amaci cevresindeki insanlara hava atabilmek. onun disindaki hic bir seye para harcamayi sevmiyorlar, ne kadar cuzi bir miktar olursa olsun. o anda fakirlikleri aklina geliyor ama statu yukseltmeyle ilgili her seye sinirsiz para harcanabiliyor.

  • söylediği şeyi cidden savunuyorsa annesi hala kürtaj düşünebilir diye düşünüyorum. olay sadece bilinç ise

  • eskilerin motive etmek amaçlı yaptığı eylem(di).
    kesinlikle motive etmiyor, tecrübeyle sabit. peki ne yapıyor, yazayım.
    * bir süre sonra kimsenin sizi başkasıyla kıyaslamasına gerek kalmıyor. siz kendinizi kıyaslamaya başlıyorsunuz. bunu tetikleyen de elbette beslendiğiniz ilk kaynakların -anne, baba, anneanne, dede vs- sizi sürekli başkalarıyla kıyaslaması.
    * her yaptığınız ya da yapmaya giriştiğiniz işte referans noktanız kendiniz değil o kıyaslandığınız kişi(ler) olmaya başlıyor.
    * zamanla hiç son bulmayacak ya da çok ama çok zor sonlanabilecek bir "yetersizim, başarısızım, hiçbir zaman onlar gibi olamayacağım" hissi yapışıyor ve kalıyor. yaşınızla ve başarılarınızla birlikte azalıyor ama ne yaparsanız yapın bir işi başkalarının başarı olarak kabul etmesi kendinizin başarı olarak kabul etmesinden daha önemli oluyor.
    * bu "yetersizim, başarısızım" hissi elbette yaşamınızın her anına yayılıyor. zaten ebeveynlerin çocuklarına davranışlarını ayarlarken akıllarından çıkarmamaları gereken en önemli noktalardan biri şu: ona sarfettiğiniz bir sözcük, ona karşı yaptığınız kaba bir davranış sadece o anda ve o davranışta etkisini göstermez. başka pek çok ana ve alana yayılır. örneğin arkadaşlık ilişkileriyle ilgili kırıcı bir sözünüz ya da kıyaslamanız hooooooop bir bakmışsınız çocuğun gün içinde yaptığı herhangi bir şeyi de -yemek yemesini, ders çalışmasını, yazı yazmasını, sohbet etmesini vs.- etkilemiş, sekteye uğratmış. zaten o sebeple psikologlar, eğitimciler ısrarla söyler ve vurgular: "eleştirecekseniz o andaki davranışı üzerinden eleştirin, cümleleriniz kişiliğini zedeleyecek sözcükler içermesin."
    özetle, başkalarıyla kıyaslamak bir ebeveynin çocuğuna yapabileceği en büyük kötülüklerden biridir ve çocuk hakkı ihlalidir.

  • geçmiş olsun kardeş. konsantre askerlik yapmışsınız. bu dediklerini kısa dönemlere 6 ayda uzun dönemlere 12 ayda günlere serpiştirerek yapıyorlar. sizin vakit dar olduğu için 21 günde ne yapabilirse yapmışlar. neyse yemişsin askerliği işte hürgeneral kardeşim. boşver unutursun zamanla...

  • almanya dışişleri bakanı sigmar gabriel'in açıklamalarıyla başlayan ve şansölye angela merkel'in açıklamalarıyla devam eden, henüz türkiye'nin yanıt vermediği, ciddi bir krizin başlangıcı olarak işaretlenmesi gereken gün.

    kaynak

    ne dedi gabriel, bakalım:

    *türkiye'ye çok sabır gösterdik
    *türkiye politikamıza yeni bir yön vermemiz gerekiyor
    *türkiye sadece avrupa değerlerinden değil nato değerlerinden de uzaklaşıyor
    *hukuki güvencenin olmadığı bir ülkede hiç kimseye yatırım yapması tavsiyesi veremeyiz

    bunlar tabi, açıklamalarından sadece bir bölüm.

    ve merkel de çıktı, dışişleri bakanını doğruladı. velhasıl türkiye için kötü sinyaller geliyor.

    türkiye de yanıt vermiş. cumhurbaşkanlığı sözcüsü ibrahim kalın bakın ne diyor:

    "bu talihsiz açıklamaların yaklaşan seçimlere yönelik iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz"

    kaynak

    "kişi kendinden bilir işi" diyorum. gülünç.

  • global olarak düşünürsek benim düşünceme göre:
    insanlar robotlaşacak.
    gelişmiş ülkeler marka marka şekil şekil biyonik kol bacak kalp böbrek geliştirecek. kusursuz çalışacaklar.
    diyelim ki sen kolunla maksimum 20 kg kaldırıyosun, bi kol takacaklar sana 40kg hiç zorlanmadan kaldırabileceksin. akşamları şarj edeceksin falan. olacak bunlar. kanada, abd, fransa, almanya bu sektörü coşturacak.

    şimdi de ülkemizde olacak şeylere bakalım:
    4. boğaz köprüsü
    adanaya hızlı tren
    konyaya kainatın en büyük camisi.
    5 kavanoz bal 120 tl olacak.

    edit: bykush uyardı sağolsun kainatmış kahinat değil.

  • çocukların yüzü gülüyor, büyüklerin yüzü ağlamaklıysa o semt fakirdir.
    büyüklerin yüzü gülüyor, çocukların yüzü ağlamalıkysa o semt zengindir.
    fakir yetişkinlerle zengin çocukların dertleri hiç bitmez...