hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul'daki, avrupa ve anadolu yakası fark etmeksizin, bütün yaralanma ve diğer kaza vakalarına bakan insan. 300. ve son bölümde yoğun bakım odasına çaat diye dalıp eline geçirdiği elektroşok cihazıyla bütün vücudu baştan aşağı yanmış bir mağduru hayata döndürmeye çalışıyordu. başaramayınca da yoğun bakım odasının penceresinden, adamın işi bitti işareti yaptı.

    kendisi tıbbın geldiği son noktadır ve bütün tıp dallarında ihtisası vardır.

  • adanın mülkiyetini alıp üzerine istediği yapıyı kurabiliyor olmasi bir tek bana mı tuhaf geliyor? bizler tarım arazilerinin köşesine iki odalı bir barınak koymaktan imtina ediyorken (kaldı ki yasak), başlı başına bir doğa güzelliği olan az sayıdaki adalarimizdan birinin bir kişiye kayıtsız teslim edilmesi çok garip değil mi?

  • robert briffault tarafından ortaya atılmış, doğadaki eril-dişi ilişkisini özetleyen kanun. şöyle demiş kendisi:

    "the female, not the male, determines all the conditions of the animal family. where the female can derive no benefit from association with the male, no such association takes place."`:http://en.wikipedia.org/wiki/robert_briffault`

    yani, briffault kanuna göre; bir kadın ile erkek arasında herhangi bir ilişki olup olmayacağına kadın karar verir. eğer kadın bu ilişkiden ya da birliktelikten bir kazanç elde etmeyecek ise, bu birliktelik gerçekleşmez diyor. insanlar arasındaki kadın-erkek ilişkisine uygulanıp uygulanamayacağını ise bilemedim.*

  • sebze satışlarından sonra başkan recep tayyip erdoğan'ın kastamonu mitinginde dile getirdiği karar:

    "marketlerde neler varsa, onların da belli bir kısmını buralarda biz satmaya başlayacağız. çünkü bunlar terör estirdiler, terör. gıdada terör estirenlere gereken dersi verdik, veriyoruz. bakalım bundan sonra sırada ne var? hep birlikte yaşayıp göreceğiz"

    kaymak

    edit: milleti istanbul, izmir, ankara'ya istifle, üzerine 6-7 milyon suriyeli, pakistanlı, afgan, ıraklı yığ. bu büyük şehirlere giden otoyol ve köprü ücretlerini 5 katına çıkar, millete senelerce yerli tohumu yasakla, masa başı işlere ve yan gelip yatmaya özendir ve sonra da sebze fiyatlarına zam gelince şehir merkezlerinde icadı belki milattan önce 10.000 yılına dayanan "çadırda satış" yöntemiyle fiyat düşürmeye çalış.

    koskoca ülkeyi 3-5 tane holding ve balinanın insafına bırak, onlar da senelerdir lüks ve ithal tüketime alıştırdığı vatandaşı bir güzel sömürsün.

    sömürülmek sadece ingiltere, fransa, abd'ye sömürülmek değildir. sömürülmek üretmeyen holdinglere, üretmeyen para balinalarına, finans balinalarına ve spekülatörlere sömürülmektir. bizim ülkemiz maşallah büyük baş hayvan gibi bu dominant varlıklarca sağılıyor ve bizi yönetenler maalesef bunların bilincinde mi değil mi onu bile bilmiyoruz.

    geçen seneden beri beyaz eşya fiyatları en az %300 zamlandı, sebze fiyatları %300-700 arası zamlandı. açıklanan enflasyon oranı ise dalga geçer gibi %15-20 lerde.

    bari hakaret etmeyin bu millete, hepimiz enflasyon ve fiyat artış oranından haberdarız. çünkü kıt-kanaat geçindiğimizden her şeyin fiyatını artık çok sıkı takip ediyoruz.

  • sene 1997, mekan yurt odası.

    odada tek bir bilgisayar var, pentium 100.
    ram 8 ya da 16. (ben smyrna'nın uyarısıyla eklemek isterim ki megabyte!)
    internet bağlantısı falan yok he, insanlar minesweeper'da rekor kasarak eğleniyorlar sırayla.

    bir akşam odaya girdiğimde bir tedirginlik hissettim ama yorgunum zaten hiç takmadan çıktım ranzama. derken bilgisayarın sahibi geldi. birşeyler konuşuldu ve adam parladı!
    "nasıl nasıl?????" diye kükreyince de kulak kabarttım, duyduğum ilk şey:

    "ben 3 taneden fazlasını koymayalım demiştim, dinletemedim".

    ne üçü beşi, ne koyulmuş derken eleman bana seslendi "gel bir el at da şunu halledelim".

    olay şu ki minesweeper'dan sıkılmış ahali bir oyun bulmuş, oyun da 6 cd'lik (ulan devamını anlatamıycam utançtan). hepsini birden sığdıramayınca 4 tanesini cd sürücüsüne zorla sokuşturmuşlar. sonuç malum..

    biz kasayı sökerken kendini savunan olayın saçmalığının hala farkında olmadan söyleniyordu, "üçer üçer koyalım demiştim ben, dinletemedim".

    edit: bi de şöylesi var #16245044