hesabın var mı? giriş yap

  • şike yaptığı ortaya çıktığı sezon fenerbahçe puan silme cezası alırsa yarıştan kopmasın diye 34 lig maçında alınan puanlar yarım sayılıp, sene sonunda ekstradan 6 maç yaptırıldı. sonrasında bu ligde bir daha play-off oynandı mı? hayır.

    2011-2012 sezonunun ortasında etik kurulunun demirören tarafından ayar çekilmiş hali bile "şike yoktur" diyemeyince, küme düşme olmasın diye 58. madde bir gecede kimseye sormadan etmeden değiştirildi. ceza alınırsa çekilmesin diye de "erteleme" gibi saçma sapan bir kural eklendi disiplin yönetmeliğine.

    fenerbahçe avrupa'dan 2 yıl men cezası aldı diye yabancı sınırında kısıtlamaya gidildi. "asla kuralda değişiklik yapılamaz, bir kişi bile itiraz etse sıkıntı yaşarız" diye galatasaray'ın itirazları yok sayıldı. ertesi sezon fenerbahçe diego'yu alınca ve cristian'ı göndermekte sorun yaşayınca ne oldu? birden bire tribünde oturacak +1 kontenjanı geldi. kimseye sorulmadı.

    bu ülkede başta federasyonun şimdiki başkanının zamanında başkanı olduğu takım olmak üzere defalarca "kontrat dondurma" diye bir işlem yapıldı uzun süre sakatlanan yabancı futbolcular için. bundan fenerbahçe edu ile, beşiktaş delgado ile yararlandı mesela. ancak galatasaray'ın futbolcusu bruma sezonu kapattığında kendisi için "kontrat dondurma gibi bir uygulamamız yok, kendisinin kontratını feshedin, sonra yeniden imzalarsınız" gibi akıllar verildi.

    son 4 yılda başımıza gelen şu 4 örnek dahi kuralların kimin lehine değiştirildiğini kanıtlıyor sanırım. hala burada dallamalar gelip algı yönetmeye çalışıyor. "sizin fare yakaladığınız kadar..." diye bir laf vardır bildin mi?

  • istihbarat teşkiltları arasında yarışma yapılıyormuş. finale kgb(şimdi fsb), cia, mossad ve mit kalmış.
    demişlerki ormana bir zürafa sakladık kim önce getirirse o birinci olacak. cia gitmiş 2 saat sonra zürafa ile gelmiş, kgb gitmiş 1,5 saat sonra gelmiş, mossad gitmiş 1 saat sonra zürafa ile gelmiş. mit gitmiş yarım saat sonra fil ile gelmişler ama filin kafa göz yarılmış.
    - adamlar yahu bu fil demişler.
    fil hemen atılmış:
    - abi valla ben zürafayım

  • bu mac öncesi, sonrası yasananlar, havaalanındaki karsılasma sırasında bizimkilerin tezahuratları, bakısları, futbolcuların havalananında karsılasmanın ne olduğunu öğrenmeleri, manchesterli genclerin (aralarında david beckham da vardır) ali sami yen'deki muhtesem ortama şaşkın şaşkın bakmaları, büyük ihtimal sarı kırmızı sampiyon cimbom'un nasıl yapıldığını birbirlerine anlatmaları, bize has tribun tezahuratları (ilginclerden biri "manshester ibnesi kolla kendini"), mac sonu ingiltere'de takımı sampiyon yapan ama şl'de ön elemeyi gecemeyen alex ferguson'un yüzündeki ifadeyi görmek için.
    http://www.youtube.com/watch?v=jz0ua7f4fvi

    su da ryan giggs'in yıllar sonra four four two dergisine anlattığı bu macla ilgili izlenimleri:

    "being ready for what they're going to throw at you, sometimes literally, is crucial if you're to succeed in europe. galatasaray had the worst fans. when we played them in the champions league 1993, two or three thousand fans were waiting for us at the airport, two days before the game, late on in the evening, with "welcome to hell" banners. their reaction is so fiery, and it's hard to deal with because you don't feel safe, even at the hotel. the galatasaray supporters were ringing rooms and threatening us with this, that and the other. i was rooming with paul ince and he started swearing at them. i was thinking "what are you doing?" they started beeping their car horns outside the hotel and letting off sirens. it was a nightmare, but you've got to expect it.
    it's similar in greece because the olimpiakos and panathinaikos fans are fanatical. they throw flares onto the pitch, which isn't something you see in the premiership. the manager always briefs us on what to expect from the fans abroad, but the only way to get used to it is through experience. i was 18 when we played that galatasaray game, so i was forced to learn quickly. after that atmosphere, it all seemed easy. it couldn't get any worse that that, and now i actually relish playing in hostile areas."

  • bugün insan kaynaklarından aşağıdaki mail geldi ve bu başlığı gördüm.

    --- spoiler ---
    sevgili martin,

    2020 yılının şubat ayından beri tatil yapmadığını (yıllık izne çıkmadığını) gördük, her şey yolunda mı? izne çıkmaman iş yoğunluğu ile ilgili bir durumsa bunu konuşabiliriz.

    iyi günler dileriz,
    ik müdürün agnieszka
    --- spoiler ---

    5 yıl önce türkiye'de yaşarken cuma gününe denk gelen 1 mayısı birleştirip, üzerine 1 hafta tatil yapmak istediğimde (5 iş günü), yarı-kurumsal bir firmada mobbing gördüğüm müdürüm tatilin biraz uzun olmayacak mı, en azından bilgisayarını yanına al, bir gün çalış demişti (tatil için yurtdışına gideceğimi biliyordu).