hesabın var mı? giriş yap

  • (d o.d.ö 247-ö o.d.ö 182 veya 183) kartacanın büyük generali, roma'nın amansız ve müthiş düşmanı. hayatı hakkındaki bilgileri düşmanlarının verdiği kayıtlardan öğrensek de, onlar bile hannibal'in dürüstlüğünü, merhametliliğini ve dehasını övmekte birleşirler.

    hannibal'in babası, 1.pön savaşının kahramanı olan hamilcar barca idi. hannibal daha küçük yaşlarından itibaren babasıyla seferlere katılmaya başladı. ondan hem savaşmayı, hem de roma'dan nefret etmeyi öğrendi. babasıyla beraber ispanya ordusuna komuta eden hannibal, önce hamilcar'ın, ardından o.d.ö 221 yılında kayınbiraderi hasdrubal'in (öz kardeşi hasdrubal ile karıştırılmamalıdır) ölümünün ardından ispanya ordusunun komutanı oldu. roma'nın 1.pön savaşındaki başarısından cesaret aldığını ve ikinci bir savaşın kaçınılmaz olduğunu biliyordu. bu yüzden ilk darbeyi vuranın kendisi olmasında kararlıydı. iki yıl boyunca ispanya'daki konumu sağlamlaştırmasının ardından roma'nın müttefiki olan saguntum şehrini kuşattı ve sekiz ay sonra da ele geçirdi. kartaca senatosunun bu zaferini desteklemesi üzerine roma savaş ilan etti.

    seçkin birliklerden kurulu görece küçük ordusunu kuzeye hareket ettiren hannibal, az bilinen bir kara yolunu kullanarak romayı kalbinde, italya'da vuracaktı. pirene dağlarını düşman keltiber kabileleri ile dövüşe dövüşe geçen hannibal roma güçlerinin yetişmesinden önce rhone vadisine vardı, bölgedeki romalılar ile müttefiklerini atlatmak için vadi yukarısından bir yay çizdi ve alp dağlarını geçmeye koyuldu. büyük bir yük katarı ve filler ile beraber antikçağ koşullarında yapılan bu yolculuk askerlik tarihinin en çarpıcı başarılarından biridir. hangi geçidi kullandığı tam bilinmese en çok adı zikredilen noktalar mont genevre ya da küçük saint bernard geçitleridir.

    italya'ya inişini tamamladığı zaman, üstün süvari gücüyle po ovasını tarumar etmeye koyuldu. bu başarıları roma'nın bir diğer amansız düşmanı olan keltlerin gözünden kaçmadı. o.d.ö 225 yılında roma, kuzey italya keltlerini telamon muharebesinde kılıçtan geçirmiş, hemen hepsini bugünkü isviçre'ye dek sürmüştü. intikam ateşiyle yanan binlerce kelt savaşçısı hannibal'in ordusuna katıldı. kendisini durdurmaya gelen bir roma ordusunu da trebbia muharebesinde yok edince artık güney italya'ya giden yol açılmıştı. 217 ilkbaharında hannibal ve ordusu appeninleri geçerek güneye, roma'ya yürüyüşe geçti. trasimene gölü muharebesinde ana roma ordusu tam bir bozguna uğratıldı. fakat romalılar senatör quintus fabius maximus verrucosus'un tavsiyeleri ile vurkaç savaşına giriştiler, ellerinde kalan düzenli birlikleri ise demoklesin kılıcı gibi sürekli hannibal'i tehdit eder şekilde kullandılar. taktik işe yaradı: hannibal'in yürüyüşü epey yavaşladı, güçleri aşındı. bu durumda güçlü roma surlarını geçmenin yolu yoktu. bunun yerine hannibal roma kentini atlayarak güney italya'ya indi. amacı roma hakimiyetine henüz girmiş ve yoğun hoşnutsuzluk duyan latin şehir-devletlerini isyana kışkırtmaktı. bu niyetini sezen romalılar paniğe kapılarak büyük bir hata yaptılar: elerindeki son düzenli orduyu hannibal'in üzerine sürdüler. 216 yılında meydana gelen cannae meydan muharebesi tarihin en kesin sonuçlu imha harekatlarından biridir. 75.000 kişilik roma ordusu 40.000 kişilik (çoğu paralı asker) kartaca ordusu tarafından tuzağa çekilerek tamamen yok edildi. bu muhteşem zafer sayesinde, aralarında kritik önem taşıyan capua şehri de dahil olmak üzere neredeyse tüm güney italya hannibal'in tarafına geçti. ancak iki olay roma'yı düşmekten kurtardı: hannibal'in prestijinden korkmaya başlayan kartaca senatosu hannibal'e yeterli desteği vermedi; romalılar ise yeniden vurkaç savaşına başlayarak karataca güçlerini felç ettiler, biryandan da kölelerin bile azat edilmesiyle safları doldurulan yeni bir ordu kurmaya başladılar. roma kentini almak için son fırsat da böylece kaçmış oldu. hannibal'in kifayetsiz muhteris sivil politikacılarca sırtından vurulması ile roma'nın azimli direnişi tarihin akışını değiştirmişti.

    212 yılından sonra işler hannibal için ters gitmeye başladı. roma üzerine yaptığı cesurca bir ayartma manevrasına rağmen 211 yılında roma'nın capua'yı geri almasını önleyemedi. 207 yılında roma'ya yaptığı son bir akın püskürtüldü. ertesi yıl ise ispanya üzerinden bir yardım ordusuyla gelmeye çalışan kardeşi hasdrubal kuzey italya'da bulunan metaurus nehri kıyısında romalılar tarafından yenilerek öldürüldü. bu son yenilgiyle beraber hannibal artık italya'daki konumunu koruyamayacak hale geldi ve bruttium dağlarına doğru çekildi.

    203 yılında, ispanya'da büyük zaferler kazanan konsül scipio africanus güçlü bir orduyla kuzey afrikaya çıktı. başkenti korumak üzere geri çağırılan hannibal ilk kez askerlikte kendine denk bir komutanla karşı karşıyaydı. o.d.ö 202 yılında meydana gelen zama muharebesinde, scipio ordusunu dama tahtası düzeninde dizerek kartaca'nın süvari ve fil üstünlüğünü kullanamayacağı bir pozisyon aldı. netice roma için kesin bi zafer, kartaca için ise korkunç bir yenilgi oldu; öyle ki roma'nın dayattığı ağır koşulları kabulden başka çare kalmamıştı.

    kartaca'nın barış yapmasının ardından hannibal shofetliğe seçildi; hükümeti yeniden düzenledi ve roma'ya ödenen yıllık haracı sağlamak üzere yeni kaynaklar yaratmaya çalıştı. ancak roma en müthiş düşmanından öyle korkuyordu ki, barışı bozmak amacıyla entrikalar çevirdiğini iddia ederek kartaca senatosunun hannibal'i görevden almasını istedi. hayatını tehlikede gören hannibal roma'nın düşmanı olan suriye kralı iii.antiochus'un sarayına sığındı. antiochus kısa süre sonra roma ile savaşa tutuştu. eğer hannibal'in tavsiyelerini dinleseydi başarılı olabilirdi, fakat kendine fazla güvendi ve korkunç bir yenilgiye uğradı. hannibal tekrar kaçtı; bu sefer küçük bithynia krallığına sığındı. ancak roma'nın peşini bırakmaya niyeti yoktu. kralın kendisini romalılara teslim edeceğini öğrenince "romayı şu her günkü derdinden kurtaralım" diyerek yüzüğünde taşıdığı zehiri içti. tarihin en müthiş ve renkli simalarından birisi de işte böylece göçüp gitmişti.

    kaynaklar:

    www.encyclopedia.com
    the punic wars,terence wise&mark healy,osprey publications

    (bkz: kartaca)
    (bkz: roma imparatorluğu)

  • facebooktaki ergen sayfalarinda olan durumun aynisinin sozlukte de olmasidir. bir cumle yaziya bir bakiyorsun 200 fav gelmis, ucuncu sayfada yazsa tek oy alamayacak entryler bastaci oluyor, biz de girip eli yuzu duzgun entry okuyacagimiza debe listesinde recep ivedik ayarinda entryler okuyoruz.

  • merhabalar,

    godfather filminin bir yerinde, şu söz vardır, çok hoşuma gider ve her yerde kullanırım:

    -eğer birini seviyorsan, bırak gitsin... dönerse senindir, iskenderse benimdir!! hahahahahahaahhaahhaahah!!!

    bu kısa girişten sonrai kendimi tanıtayım... spontan bir insanım... mesela face'de profilini gördüm ve hemen sana yazmaya karar verdim...

    kendini nasıl tanımlarsın?

    asi?
    şatafatlı?
    kaderci?

    ilk harflerine bak, beni göreceksin:)

    mustafa

  • "eğer ülkeme yararlı olacak, diğer ülkeleri mahvedecek bir şey biliyorsam prensime önermem; çünkü ben önce bir insanım, sonra bir fransız’ım. ben zorunlu olarak insan doğdum ve tesadüfen fransız oldum."

    montesquieu

  • hayatın gerçeklerini tokat gibi yüzünüze çarpar. ben dün geceki maçta üç kere sigarayı bıraktım, iki kere hastanelik oldum, iki kere maç yapmaya tövbe ettim, kalede durduğum 6 dakika da 6 gol yedim... şimdi ise bir dağ evine yerleşip odunculuk yapıyorum.

  • 'kırkından sonra amcam çeker halayı
    amcamın zamanında halay mı vardı?'

    bu hayatın anlamını sordurtur kişiye.

  • kız sizinle zor bi durumunu paylaşmış, fikir almak istemiş, belli ki sizin kadar insan içinde değil, paylaşacak fazla insan yok etrafında, yaşça da küçük... sizin verdiğiniz tepkilere bak. yok imla yok bilmem ne.

    az biraz insan olun be. azıcık.

    inanmadıysanız, ciddi bulmadıysanız da "ya gerçektir falan" deyip başka bir başlığa gidiverin, zor değil. bir fikriniz varsa da insan gibi entry girin, yardımcı olun.

    birine yardım etmek iyidir, insan olduğunuzu, yaşadığınızı hissedersiniz.

  • yarın şahsım çıkıp dese ki "milletim bunları ülkeye dolduranların hesabını sandıkta sorar" akepe %60 oy alır.

    tanım: suriye uyruklu terörist.

  • bu entry de nasıl tarot bakılabileceğini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini ve kendi deneyimlerimi paylaşacağım. mini eğitim niteliğinde bir yazı olacak. eğer tarot bakmayı öğrenmek istiyorsanız, burada yazanları uygulayıp bol bol pratik yaptığınız takdirde siz de iyi bir tarot okuyucusu olabilirsiniz. şimdi madde madde anlatmaya başlayalım:

    1-) öncelikle, kartların anlamlarını tek tek yazmayacağım, zaten internette kart anlamlarını bulabileceğiniz pek çok kaynak mevcut. ben ilk başladığımda kartların genel anlamlarını şu siteden * öğrenmiştim. sayfanın en altına indiğinizde kart listesi mevcut, oradan tek tek tıklayıp okuyabilirsiniz. tarota ilk başladığım zamanlarda henüz kart anlamlarını bilmiyorken bu siteyi bol bol kullanırdım. ama dediğim gibi pratik yapa yapa artık ezberler hale geliyorsunuz ve zamanla siteye ihtiyacınız kalmamaya başlıyor.

    2-) link verdiğim sitede tarot kartlarının karakter özelliği olarak ne anlama geldiği, iş hayatı, kariyer, ilişki durumu, vb. gibi gündelik ihtiyaçlarımızın anlam listesini bulacaksınız. ama hayat tabi ki sadece bu konulardan ibaret değil. diyelim ki doğaüstü bir deneyim geçti başınızdan ve bunun anlamını sormak istediniz. veya diyelim ki bir hisseyi araştırıp yatırım yapmaya karar verdiniz, dur bir de tarota sorayım dediniz. bunlar gibi farklı alanlarda soru sorduğunuzda verdiğim link pek işinize yaramayabilir. bu tür durumlarda kartları iyi okuyabilmek için ezoterik sembollere hakim olmak gerekir, çünkü gördüğünüz üzere kartlar sembol dilini kullanır. profilimde onlarca sembolden bahsettim, anlamlarını uzun uzun yazdım. entry lerimi ciddiye alarak okuyan biriyseniz, bu noktada pek zorlanmazsınız diye düşünüyorum. sembol dili olarak önereceğim kaynak sorarsanız da, öyle bir kaynak yok. çünkü ezoterizmde sembol dilini kullanmanın amacı zaten hakikati bilmeyi hak etmeyen insandan hakikati saklamaktır. saklama ihtiyacı olmasa sembole gerek duyulmazdı, herkes herşeyi açıkça anlatırdı. keza yazdıklarımı da görüyorsunuz, 10 tane biliyorsam buraya 1 tanesini yazıyorum, herşeyi paylaşmıyorum. sembol dili size inisiye olup öğrenim derecenizi arttırdıkça açılır. bunun için de öğrenme tutkusu, emek ve zaman gerekiyor, öyle bir günde olacak iş değil.

    3-) nasıl ki giyim zevki, dekor zevki, vb. gibi kendi tarzlarımız varsa, tarot okuma konusunda da herkesin kendi tarzı olur. o yüzden iç sesiniz ve vicdanınız sizi ne şekilde tarot bakmaya yönlendiriyorsa o yöne gitmeniz gerekir. mesela ben kartlara ters olarak bakmam, hepsini düz anlamıyla okurum. ayrıca kelt açılımı, cart açılımı, curt açılımı, bunlara da bağlı kalmam. o an canım ne sormak istediyse ve kaç soru sormak istediyse o kadar sorar geçerim. bazen içimden tek kart çekmek gelir, bazen yeterli bulmam, üç kart çekerim, vs. ben kafa rahatlığı severim. kaynaklardaki açılım modelleri bana dayatma gibi gelir ve itici bulurum, darlanmaya gelemem. benim böyle bir tarzım var, ama bu size uymak zorunda değil. her yaptığı açılımda kelt modeline sadık kalıp dedikleri isabet çıkan okuyucu da çok gördüm mesela. özetle zevkler ve renkler tartışılmaz. tarot bakım tekniği olarak içinizden nasıl geliyorsa onu yapmalısınız. hatta kendi yaratıcılığınıza göre kendi bakım tekniğinizi de oluşturabilirsiniz isterseniz, size kalmış.

    4-) eğer sorduğunuz soru geçmiş & şimdiki zamana yönelikse ve gelen kartları da iyi okuduysanız, istisnai bir durum da yoksa, yorumlarınız %100 isabetli veya ona yakın şekilde çıkar. çünkü yaşanmış bütün olayların bilgisi akaşik kayıtlarda gizlidir. evren, bu tür konularda bir internet tarayıcısının mantığıyla çalışır. tarayıcıda hangi saatte hangi sitelere girilmiş, hangi dosya indirilmiş, vs. bütün bilgilere ulaşabiliyoruz. akaşik kayıtlar da buna benziyor.

    5-) eğer sorduğunuz soru gelecek zamana yönelikse, ne kadar iyi bir tarot okuyucusu olursanız olun, hiçbir zaman %100 isabet beklememeniz gerekir. (veya bekleyin, siz bilirsiniz) doğruluk oranınız maksimum %70-80 olacaktır. bu yalnızca tarot için değil, bütün kehanet araçları (astroloji, pandül, i ching, vs.) için geçerlidir. çünkü gelecek dediğimiz kavram özgür iradeye bağlı olarak değişime uğrayabiliyor. misal veriyorum, bir insan 10 sene aynı davranıp 11. sene karar değiştirebiliyor. o yüzden kehanet araçlarını kullanıp "vay be, ben çok iyi tahmin ettim, şöyle iyiyim, böyle profesyonelim" diyen tipleri ciddiye almaya gerek yok. onların amacı şov yapmak ve kitlelerin dikkatini çekerek ego tatmin etmektir. geleceğe dönük tarot okuması konusunda eğer benim izlediğim yolu sorarsanız, şahsen ben gelecek temalı sorularımı direkt nokta atışı değil de, olasılık alternatifleriyle sorarım. bir olay gerçekleşmiş ve bunun sonuçları neler olabilir? olasılıklar nelerdir? ne tür riskler ve fırsatlar bizi bekliyor? vs. şeklinde net olmayan soru kalıpları kullanırım ve kartlarda önüme çıkan bütün alternatif senaryolar için kafamda bir strateji belirleyip bunları lazım olduğunda uygulamak üzere hazırda tutarım. benim tarzım bu şekilde. siz yine de kartlarda %100 doğru çıkacağını saplantı haline getirip isterseniz kendinizi kandırmaya devam edebilirsiniz, bu da kişisel bir tercih.

    6-) kart çeşitlerinden biraz bahsedelim. gerçi bunu bir entry mde yazmıştım ama kısaca tekrar üzerinden geçelim. tarot dediğimiz şeyin orjinali 78 kartlık raider-waite destesidir. bu destenin haricindeki tasarım destelere "oracle" denir, onlar tarot değildir. ama insanlarda ağız alışkanlığı olmuş, bütün bakımlara tarot bakımı diyorlar. bunu özellikle belirtme ihtiyacı hissettim, çünkü internetten orjinal desteyi satın alacaksanız ürünün isminde özellikle "raider-waite" yazmalı. veya "klasik tarot destesi" olarak da geçer. satın aldığınız ürün beklediğiniz gibi gelmeyebilir diye bunu belirtiyorum. bazı tarot okuyucuları sadece raider-waite e bağlı kalmayıp diğer oracle kartlara da soru sorabiliyor, eğer kendinize uyumlu hissediyorsanız tabi ki oracle kartlarıyla da açılım yapabilirsiniz. oracle ürünlerinde beraberinde kullanım kitapçığı gelir, oradan kart anlamlarını öğrenebilirsiniz. kart adedi ve kart anlamları klasik desteden farklı olur. piyasada birçok oracle çeşidi mevcut; kimi animal spiritlere göre şaman destesi tasarlamış, kimi melek destesi yapmış, kimi katina destesi yapmış, vs. sizler de kendi yaratıcılığınızı kullanıp kendi oracle destenizi tasarlayabilirsiniz. yurtdışından sipariş verecekseniz "oracle deck" veya "oracle cards" diye aratabilirsiniz.

    7-) kartlarınızı satın aldınız ve kargodan geldi diyelim, şimdi ne olacak? gerek tarot destesi olsun, gerek başka malzeme olsun, fark etmez, dışarıdan başkasının elinin ve emeğinin değdiği herhangi bir majikal malzeme, o kişi veya kişilerin enerjisi ile yüklüdür. dolayısıyla yabancı enerjilerin o materyalden temizlenmesi gerekir ve materyali kendi enerjimizle uyumlandırmamız gerekir. ben yabancı enerji arındırması için adaçayı tütsüsü kullanırım, siz de isterseniz bu metodu uygulayabilirsiniz. sonrasında materyali avuçlarınıza alabilir, kalp hizanıza yakın tutabilir, gözlerinizi kapatarak meditatif hale geçebilir ve materyalin size uyumlu davranacağını imajine edebilirsiniz. zaten kartları kullandıkça kartlar ile aranızdaki bağın daha kuvvetlendiğini ve daha nokta atışı tespitler geldiğini göreceksiniz. ayrıca bir kere kendinize uyumlandırdığınız materyalinizi mümkünse bir daha kimseye göstermeyin, dokunmasına izin vermeyin. iyi niyetli kişilerde çok sorun olmayabilir ama özellikle art niyetli kişiler tıpkı sokağın ortasına çöp bırakır gibi maji malzemenize kendi toksik enerji atığını bırakır ve dolayısıyla bu durum tarot okumalarınıza zarar verir.

    8-) şimdi de kartlara nasıl davranmamız gerektiğinden biraz bahsedelim. tabiatta her varlığın astral alemde bir karşılığı olması gibi, tarotun da astral tarafta bir karşılığı vardır, dolayısıyla tarotun evrende bilinç sahibi olduğunu bilerek hareket etmek gerekir. her bilinç sahibinin vereceği doğal tepkileri tarot da size verir. siz kendiniz nasılsanız, tarot da size öyle davranır. mesela tarotu eğlence ve alaya alma olarak görüyorsanız, tarot da size dalga geçer gibi kartlar verecektir. tarota şüpheyle yaklaşıyorsanız, o da size ne idüğü belirsiz cevaplar verecektir. samimi olarak hakikati duymak istiyorsanız, tarot sizi ciddiye alacak ve hakikati olduğu gibi söyleyecektir. fakat yalanlarla kendini kandırmayı seven bir yapınız varsa veya hakikatleri duymaya henüz cesaretiniz yoksa, tarot sizi oyalayacaktır.

    9-) tarot bakımlarında "aynı ırmakta iki kez yıkanmaz" sözü fazlasıyla geçerlidir. yani şunu kastediyorum; tarot bakarken bilimsel ispat yapar gibi test yapılmaz. çünkü tarot, güven sorunu olanlar için ve aşırı materyalist eğilimli şüpheci insanlar için uygun bir alan değildir, gelen cevaplar saçma sapan olacaktır. nitekim böyle biri kendisiyle çelişir. keza ben de olsam aynısını yaparım. birisi bana hem bir konuda akıl danışıyor ve hem de sözüme güvenmiyorsa, o kişiye cevap vermek için neden vaktimi harcayayım ki? güvenmiyorsan soru sormazsın. tarotta da aynı mantık var. zaten tarotu da geçtim, direkt evrenin kendisine güvenmeyenlerin ruhsal gelişimde aşama kaydetmesi çok zordur.

    10-) tarot bakımlarında bir diğer önemli husus da, enerji sıkışmalarına dikkat edilmesi gerektiğidir. bazen peş peşe o kadar çok soru sorabiliyoruz ki, orada artık biraz mola vermeye ihtiyaç duyulabiliyor. yani islamdaki "tebdil-i mekanda ferahlık vardır" sözünün mantığı burada da geçerli. bişeyin peşinden aşırı hırsla koştuğumuzda bizden kaçabiliyor, ama sıkışmış enerjiyi serbest bıraksak ve bir müddet dikkatimizi dağıtacak başka aktivitelere yönelsek, o sıkışmış enerji artık çözülmeye başlıyor. sıkışmış enerjilerde gelen kartlar yüksek ihtimalle yanıltıcı olacaktır, bunu unutmamak gerekiyor. enerjiler ırmak gibi rahatça akmalıdır, baraj seti gibi patlamaya hazır halde tutulmamalıdır.

    10-) tarot bakımlarında özellikle bakan kişinin duygu durumu çok önemlidir. aşırıya kaçmış duygular kartları manipüle edebilir ve yanıltıcı cevaplar gelebilir. aşırı stresli, aşırı öfkeli, aşırı depresif, vb. ruh hallerinde ya bir başkasına bakım yaptırılmalıdır veya duygu durumu dengeli hale gelene kadar beklenmelidir. duygu durumunun dengelenmesi için duş alınabilir, su insanı rahatlatır. veya çeşitli nefes egzersizleri ve meditasyon çalışmaları da duygu durumunu dengelemek için yardımcı olur. bir ağaca sarılmak veya ona yaslanmak da insanın stresini alır, veya bir hayvanı sevip onunla oynamak. artık hangisi size uyarsa.

    11-) tarota evet-hayır olarak soru soracaksanız, kartların ne anlama geldiğini şu siteden * öğrenebilirsiniz. ilgili kartın "read more" kısmına tıkladığınız zaman açıklamalarında göreceksiniz. bazı kartlar "likely yes, most likely yes, maybe" gibi net olmayan anlamlar içerir. öyle zamanlarda "neden net cevap alamadım?" diye sorup tekrar kart çekmeniz gerekecektir.

    12-) tarotun bize verdiği bilgilerin kaynağının akaşik kayıtlar olduğunu söylemiştik. fakat akaşik kayıtlardan öğrenilmesi izin verilmeyen yasaklı bilgiler soruluyorsa, böyle durumlarda tarotun cevapları yanıltıcı olacaktır. bunu yaşamamak için "falanca bilgiyi öğrenmeme izin var mı?" şeklinde önden soru sorulmalıdır.

    13-) tarotta majör arkana, minör arkana, kartların astrolojik karşılıkları, kartların elemental karşılıkları, vs. şeklindeki bilgileri zaten kaynaklarda bulabileceğiniz için bu kısımlara çok değinmeyeceğim. fakat açılımlarda yorum yaparken bu bilgileri de göz önünde bulundurmak gerekiyor. mesela minör kartlar elementlere temel alarak 4 gruba ayrılmıştır ve misal veriyorum, açılımlarınızda gelen kartın su elementini temsil etmesi ayrı bir anlamdır, ateş elementini temsil etmesi ayrı bir anlamdır.

    14-) son olarak, tarot pratiğini nasıl yapacağımızı anlatıp bitirelim. bana göre bunun en güzel yolu, hali hazırda gerçekleşmiş ve ne olduğunu kesin bildiğimiz olayları sormak ve kartların tepkilerini gözlemlemektir. yani hangi olayı hangi sembol diliyle özdeşleştiriyor, bunu öğrenmeye çalışmaktır. mesela önceden izlediğiniz bir filmin senaryosuna dair sorular sorabilirsiniz. burada niyetiniz öğrenmek olduğu için tarot dalga geçer gibi cevaplar vermeyecektir, bakan kişinin niyeti önemli zaten.

  • ''kızlı erkekli yaşıyorlar ihbarı üzerine polis evimi bastı. memur beyle şu an kızı arıyoruz. inşallah doğrudur.''

  • ebu bekr el bağdadi'nin yutub'a biraz sonra koyacağı duyumlarını aldığım bir video.

    videoda bağdadi sıfır makyajla yer alacakmış.