hesabın var mı? giriş yap

  • bunlardan biri arkadaşımdı. bir gün ankara'da sinemaya gidelim dedik. yaklaşık 10-12 kişiyiz. bu arkadaş biraz durun hele dedi ve yarım saat sonra telefonunda bir düzine şifreyle geldi. adam başı 14 tl vererek i-max de film izledik ve mc donalds dan menü aldık.

    herkesin böyle en az bir arkadaşı olmalı.

  • derste hocanın "anlamayan var mı?" sorusundan sonra parmak kaldıran öğrencinin ikinci anlatıştan sonra verdiği "anladım" cevabıdır.

  • rick pitino, ncaa'deki en ünlü koçlardan biridir. başarı bir seçimdir kitabında bu başarısını, okuyanların şirket yönetmekten, çocuk yetiştirmeye kadar hayatın her alanına uygulayabilecekleri son derece basit bazı prensiplere bağlıyor. işte pitino'nun başarıya ulaşma yolunda birer adım olarak kabul ettiği 10 prensibi ve her zaman zirvede kalma konusunda yaşadığı o inanılmaz baskıyı nasıl göğüslediği konusunda ipuçları *:

    1- baskıyı pozitif olarak kullanmak: stres, bir konuya yoğunlaşmamızı engeller ve performansımızı düşürür. oysa baskı, sadece onu göğüsleyeceğimiz an için kötü hazırlanmış olduğumuzda negatif bir unsurdur ve aslında iyi çalışmayla bize inanılmaz başarılar kazandırabilir.
    2- iyi alışkanlıklar kazanmak: size olumlu açıdan yarar sağlamayan bütün alışkanlıklar, kötü alışkanlıklardır. örneğin, bir işyerindeki yaygın kötü alışkanlıklar arasında, sizi çalışmaktan alıkoyan herşeyi (şahsi telefonlar, birinci bardaktan ikinciye uzanan kahve makinası başı sohbetleri vs.) ve diğer bahaneleri (evet, saat 5'te çıkıyorum ama herkes öyle yapıyor) sayabiliriz. diğer bir kötü alışkanlıksa işe vaktinde gelmektir. evet doğru okudunuz: işe tam vaktinde gelmek kötü bir alışkanlıktır. bir sporcu saat 8'deki maç için saat 7:55'de salona gelmemeli. böyle yaptığı taktirde ısınmak için zamanı olmaz. işine zamanında gelen bir kişi, o günü karşılamak için hazır olduğunu nasıl düşünebilir? işe, her zaman gerektiğinden yarım saat önce gelmelisiniz; bu zaman süresince kişisel görüşmelerinizi aradan çıkarıp, kahenizi koyup, güne hazır başlayabilirsiniz.
    organize olun. yapılması gereken hiç bir işi ertelemeyin. sevmediğiniz işleri önce yaparsanız, günün geri kalanında sevdiğiniz işleri yapmak için serbest kalmış olursunuz.
    3- iletişim sanatını kullanmak: altı kelimeyle: daha çok dinle, daha az konuş!
    4- kendinize güveninizi geliştirin: başarıya ulaşabilmek için kendinize güvenmelisiniz. buna ulaşmanın yoluysa, başarıyı haketmekten, yani iyi bir iş ahlakı ve disiplin alışkanlığına kavuşmaktan geçer. ancak bunu tam anlamıyla başarabilmenin yolu çevrenizdeki kişilerin de kendine olan güvenlerini geliştirmektir. magic johnson'a, larry bird'e, michael jordan'a bir bakın. sahadaki varlıkları, oradaki herkesin performansını arttırmaya yetiyor. herkes yetenekleri olduğuna inanmak (inandırılmak) ister. bu hele anne-baba,öğretmen, patron ya da koçsanız çok önemli bir ders!
    5- her zaman olumlu düşünün: kural son derece basit: ne kadar zorlu zamanlardan geçerseniz, o kadar olumlu düşünmek zorundasınız. başınıza gelen değişiklikleri, daha başarılı olmak için bir fırsat olarak değerlendirmelisiniz.
    6- sıkıntılardan öğrenin: hepimizin karşısına şu veya bu zamanda ilerleme arzumuzu tehdit eden bir sıkıntı unsuru çıkmıştır. genellikle yaşadığınız önemli bir başarısızlık sonrasında, kendinizden ve kapasitenizden şüphe eder hale gelirsiniz.bu durumda yapılması gereken şey, bir geri adım atmak, bu başarısızlıktaki kendi rolünüzü incelemek ve payınıza düşen utancı kabullenmektir. benzer bir durum, sizin kontrolünüz dışında gelişen kişisel trajediler yaşadığınız sırada ortaya çıkar. böyle durumlarda ya çektiğiniz sıkıntılardan birşeyler öğrenir ve ayakta kalırsınız, ya da umutsuzluk denizinde boğulursunuz.
    7- başkalarından öğrenin: anahtar kelime: başkalarında takdir ettiğiniz olumlu özellikleri inceleyin ve başkalarının hatalarından öğrenin.
    8- olumlu anlamda ısrarcı olun: kararlılık bizi, herşeyden çok, ayakta tutan şeydir! herkes bir gün, bir hafta, bir ay için başarılı olabilir. ancak başarıya çalışarak ulaşanlar, onun uzun vadeli bir yatırım olduğunu bilirler.
    kazanmak için üzerinize düşeni yapmalısınız. bir gün bizim wildcat'lerden biri, jamaal magloire, kötü bir oyun çıkardı ve hiç sayı yapamadı. ertesi gün morali son derece bozuktu. "anlamıyorum" dedi "daha iyi oynuyor olmalıydım".
    ona hayatımın 15 yılını genç bir koç olarak bütün gün ve bütün gece direksiyon başında o basketbol kampından, bu basketbol kampına hem de günün birinde yolun ortasında dağılmasını beklediğim son derece eski bir renault kullanarak, scout tutarak, takımın yolculuklarını organize ederek geçirdiğimi anlattım.
    "aslına bakılırsa bütün bunları neden yaptığımı bilmiyorum" dedim ona. "22 yaşında new york knicks koçu olmalı ve 24'ümde de kentucky'nin başına geçmeliydim. keşke o zamanlar, insanlara 15 sene boyunca, bütün bu işleri yapmak istemediğimi söyleseydim. bütün bunları neden yapmak zorunda olduğumu bilmiyorum".
    ana fikir: jamaal henüz üzerine düşenleri yapmanın yakınına bile gelmeden şikayet etmeye başlamıştı ve işin kötüsü çalışmadan başarıya ulaşmasının yolu olmayışıydı. yapmanız gereken "zak" davranışını takınmak. bu "zavallı, aç ve kararlı" kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kelime ve her zaman daha fazlasını ve daha iyisini öğrenmek konusunda sizi motive edecek davranış şekli.
    9- kendinize çaba isteyen hedefler belirleyin: pek çok kişi başarılı olmak için çok çalışmak gerektiğini kendilerine öğretildiği taktirde, daha sıkı çalışmaya başlayacaktır. işin zor kısmı, onların zayıf noktalarının ne olduğunu anlamaktır ki bu sayede amaçlarını bu noktada düzeltecek şekilde belirleyebilsinler.
    hepimiz zayıf yönlerimiz için kendimize bahaneler buluruz. ancak bu zayıf taraflarımızı birer birer yenmedikçe, zamanımızı ve enerjimizi tüketecek ve önümüze çıkan fırsatları kaçırmamıza yol açacaklar. hepimmizin, zayıf yönlerimizin üstesinden gelmemizi sağlayacak amaçlar belirlememize ihtiyacımız var. unutmayın ki bir kez karar verdikten sonra ihtiyacınız olan yegane şey zaman ve disiplinli çalışmadır.
    10- ayakta kalma başarıdır: bugünün başarısı, genellikle yarının başarısızlığıdır. disiplini korumayı başaramazsanız, sizi şaşırtacak kadar kısa sürede uçup gidecektir. disiplin işte bu kadar hassastır. bu yüzden neyi doğru yaptığınızı asla unutmamalısınız. başarıya ulaşmanızda yararı olan ne kadar sırrınız varsa bir yere yazın. onlar üzerinde çalışın. bir daha işe yaramasalar bile, bir zamanlar başarı kazanmanıza neden olan şeyin talih olmadığını ve başarının bir hayat tarzı olduğunu size hatırlatırlar.

  • ben hiç karışmam hasta yakınlarına. hayvan gibi doluşurlar mesela. enfeksiyon olacakmış, işimizi yapmamız engellenecekmiş filan bunlar tırt sebepler. aradan sıyrılır bakarım, bakamazsam az bekler diğer tarafa geçerim. ama asla ses etmem. çıkın ya da güvenliğe çıkartın hasta yakinlarini asla demem. banane amk. şartlar suriye iken ben neden isviçre kalitesinde hizmet vermeye calisayim ki?

  • bence burda önemli olan yarım saatte eve varıyor olması değil, saat 17:00'de işten çıkabiliyor olmasıdır.

    ağzına sıçayım onun, öyle işi nerden bulduysa beni de aldırtsın. ne iş olsa yaparım.

  • hollywood'un ölümsüz kovboyu. döneminin karizmatik isimlerinden olan john wayne kovboy ve 2. dünya savaşı filmleri ile ünlenmiştir. hollywood'un bir çok ünlü isim 2. dünya savaşına katılmıştır. (bkz: )clark gable) ama john wayne savaşa katılmamasına ragmen savaş filmleri ile şöhretini dahada artırmıştır. savaş zamanında abd'deki ordu kamplarını dolaşıp askerlere moral vermiştir.

  • fellini filmi tadında görüntüler...

    taksiciler istanbul'un en büyük sorunu...
    çoğu çakal...
    kimi nasıl tokatlarız derdinde...
    belli ki taksici sorunu ülkeyi yönetenlerin de gündeminde..
    polise "taksicileri zıplatın" talimatı gelmiş..
    the marmara önünde trafik polisleri uygulama yapıyor..
    müşteri almayan, beğenmeyen taksicilerin taksileri artık trafikten men ediliyor..
    yok artık öyle "üç kuruşa beş köfte"
    direkt trafikten men..
    sonrası taksicilerin zıplaması..
    belgesel tadında görüntüler..

    edit: bazı arkadaşlar uygulama yolcu filan demiş..
    taksicinin yalan söylediği 1 km öteden belli oluyor...
    eskiden yolcu almayan taksiyi polis ceza yazıp gönderiyordu..
    --- spoiler ---
    kısa mesafe yolcu almadığı tespit edilen taksiciler için 2.265 tl idari para cezası kesilmektedir.
    --- spoiler ---

    şimdi işler değişti...
    yolcu almayan taksi direkt bağlanıyor..
    yeni olan bu...
    do you understand...

    edit: bugün rabbim verdikçe veriyor..
    taksicilerden sonra minibüsçüler de ceza manyağı yapılmış...
    (bkz: kadıköy'de minibüsçülerin zıplatılması)

  • başlık: bu başlıkta pratik bilgiler veriyorum

    entry: ilk olarak koltugunuza çay mı döküldü lekeden kurtulmak çok kolay hemen bir fincan kahve yapıp lekenin oldugu yere döküyorsunuz çay lekesinden iz kalmayacaktır.
    kahve lekesinden kurtulmanın yolu ilerleyen zamanlarda