ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
osmanlı dönemi'nde keller ve kellik tedavisi
-
osmanlı imparatorluğu döneminde kel olmak hem devlet içerisinde hem de sosyal hayatta büyük bir kusur olarak görülmüştür.
asırlarca varlığını sürdüren bu imparatorlukta neden kel paşa sayısı iki elin parmaklarını geçmez diye düşündünüz mü hiç meselâ?
çünkü devşirme alınacak çocuğun babasının bazı kusurlara sahip olmamasının yanında kel de olmamasına bakılırdı. hâl böyle olunca genetik miras olarak kelliğin enderunda da devam etmesi büyük oranda engellenmişti.
buna rağmen kel olan kimseler ise zaten bunu lakap olarak ömürlerinin sonuna kadar taşımışlardır çünkü bu durum istisnadır.
örneğin; kel hoca ibrahim paşa. 60 yaşında iken 21 gün sadrazamlık yapmış ve idam edilmiştir.
dünden bugüne istanbul ansiklopedisi'nin 3. cildinde de bahsi geçtiği üzere düztabanlık, aşırı boy kısalığı ve kellik, ahâlî arasında uğursuzluk belirtisi olarak görülmüştür.
bu sebepledir ki halk arasında da bir kişi kel ise ona bu ünvanı yakıştırma eğilimi osmanlı'da çokça görülmüştür.
osmanlı hekimleri, küçük yaşlarda hadım edilip haremde görevlendirilen ağaların saçlarının kat'a dökülmediğini fark etmişler ve kısırlığın saç dökülmesini engellediğini iddia etmişlerdir. sahiden de harem ağalarının yüzleri pirüpak iken saçları da oldukça gürdür.
tâ m.s. 1. yy.'da yaşamış olan romalı hekim ve bitkibilimin babası olarak görülen dioscorides pedainus'un önerdiği droglar osmanlı hekimleri tarafından da saç dökülmesine karşı kullanılmıştır.
zaten pedainus, osmanlı hekimlerince adı sürekli anılan kimsedir ve kendisinden skoridos olarak bahsedilmiştir.
fatih sultan mehmet'in hocası akşemseddin de mâi kibrit-i şerif risalesinde bahsettiği karışımla kelliğin çözülebileceğini iddia etmiştir.
ikinci mahmud döneminde istanbul'a gelen avrupalı hekimler de buradaki erkeklerin avrupa'dakilere göre daha az saç dökülmesi sorunu yaşadıklarını fark etmişler ve bunun birincil sebebi olarak türk hamamlarını işaret etmişlerdir. yani hamamların kelliğe engel olduğunu söylerler.
osmanlı'da kelliğe karşı bir reçete olarak sıkça sunulan merhem-i bâselikûn ile yazımı sonlandırıyorum:
20 miskal çam sakızı
20 miskal balmumu
10 dirhem fındık kabuğu külü
100 dirhem zeytinyağı
4 dirhem taneçadırı
20 miskal zift ( kara sakız yağı )
malzemeleri birbirine katılarak kelleye sürülür imiş!
denemenizi tavsiye etmem kel arkadaşlar*
millet ne mevkilere geliyor kel mel! dünya çok değişti.
ekşi itiraf
-
iki telefonum var, geceleri can sıkıntısından birinden diğerine -uyudun mu? diye mesaj atıyorum.
gheorghe hagi
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : eski sevgilime laf soktum faaaak
3. işte bu yüzden eski sevgilin
10. sen anca laf sok millet neler sokuyordur şimdi ona
yaran youtube yorumları
-
meriçte bi fare yakalamışlar farenin boyu 50 cm felan
yorum:
hay aq usta splinter lan bu
cinci hoca seansı
-
doktora gitseler yok karımın saçını gördü yok şöyle oldu böyle oldu diyecek ve arıza çıkaracak, belki de doktora saldıracak tipler bu hocalara hiç seslerini çıkarmıyorlar. adam, kadına başka bir şey yapsa hiç itiraz edecek gibi görünmüyor. cidden şu zihniyeti anlamak mümkün değil.
depremde 4 oğlunu kaybeden adamın reis yorumu
-
depremzedelere ev dağıtma töreninde anahtarı cumhurbaşkanımızın elinden alan bu baba olsun. haketmiş bunu.
türklere sorulan salak sorular
-
kanadada doktoraya gitmiş bir kız çocuğuna sorulur:
-sizin ülkede kızlar okuyabiliyor mu?
-yok ben türkiyede okuyabilen ilk türk kızıyım!
protez pipiyle 3 kadını kandıran kadın
-
ve halen aramızda 1 tane bile kız kaldıramayıp, sözlükte sağa sola abazanlık saçanların suratına tokadı yapıştırmış ablamızdır. yürü bea.
george michael
-
pek bilinmeyen çalışmalarından biri ile uğurlayalım kendisini..
https://www.youtube.com/watch?v=mtcjirhiue4
türk kızı vücudu
-
tecavüz edilmedik canlı veya cansız nesnenin bırakılmadığı bir ülkede yaşayan erkeklerin aşağıladığı vücuttur.
çok mu reddettiler sizi? kıyamam...
debe editi: (bkz: minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
boş geçmeyelim lütfen..
30 yaşından sonra aşk meşk işlerinin bitmesi
-
bitmez ama lise ya da üniversite yıllarınızda yaşadığınız aşkın heyecanını da vermez. çünkü artık ayakları yere sağlam basan, kendini tanıyan, neyi isteyip neyi istemediğini bilen birisinizdir. aldığınız bir çok kararda ve ilişkilerinizde mantığınız devrededir.
hayatınızda olacak insanın sizinle aynı frekansta olmasını ve sizi yormamasını istersiniz, eğer bunlar olmuyorsa o zaman “tek kişilik mutluluk iki kişilik mutsuzluktan daha iyidir” mottosu ile hayatınıza devam edersiniz.
(bkz: yalnızlık)
yaran fıkralar
-
bir adam bir gün bir petshopa giriyo kendisine en yakın duran papağanı gösterek
-pardon bunun fiyatı nedir diyor
-10000$ efendim
-neden bu kadar pahalı peki
-efendim o 300 tane kelime biliyor
biraz uzaktaki papağanı işaret ederek
-peki bunun fiyatı nedir
-20000$ efendim
-peki bu neden pahalı
-o aynı kelimeleri hem ingilizce hem türkçe söylüyor
onun yanındaki papağanı göstererek
-bunun fiyatı nedir
-30000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor
adam biraz daha bakındıktan sonra dükkanın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor
-bunun fiyatı nedir
-100000$ efendim
-bunun özelliği nedir
-valla bu pek konuşmuyo ama ordaki 3 papağan buna "hocam" diyorlar
sessiz insan
-
benim bu, ilkokuldan beri hep sessiz çocuk dediler benim için. halbuki ben sessiz değildim sadece anlatacak çok şeyim yoktu. 30 yaşındayım hala sessizim, birçok şeyi hala anlatılacak kadar özel bulmam. insanlar neden her şeylerini anlatır ki?
çok konuşan insanlar mı onları hiç anlayamadım bak...