ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
thy hayal edince reklamı
-
valla akp midir ne sikimdir bilmiyorum neye benzediğini ama gözlerimi doldurdu, köyde benzerini yapardım, acaba beni görürler mi diye el sallardım, gözlerim doldu, yapana, edene helal olsun.
kör baykuş
-
damıtılmış bir metin. bazı cümleleri akordiyon gibi, okuduğunuzda beyninizde açılıyor ve kat yerlerinden toparlayana kadar bir taraftan okuduğunuz sonraki kısımlar boşluğa gidiyor. bana çok oldu bu, bilmiyorum belki hayalci ve kendiyle konuşan biri değilseniz size olmaz, ama sayfaları tekrar tekrar okumaktan büyük keyif aldım.
“ömrüm azar azar eriyor bir mum gibi, hayır, yanlışım var, ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: öteki odunların ateşinde kavrulmuş, kömürleşmiş, ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. ”
avrupalı çocuk ve türk çocuğu arasındaki farklar
-
birebir şahit olduğum iki olay ile biraz olsun anlaşılabilecek durum;
mekan : barcelona'da bir cadde.
bir adam 6-7 yaşlarındaki 4-5 çocuğu gezdiriyor. çocuklar yorulmuş olmalı ki el ele tutunmuşlar ve taksiye binmek içim kampanya yapıyorlar:
taksi porfavor!
taksi porfavor!
diye küçük küçük bağırıyorlar.
adam onları yürütmekten vazgeçip taksi tuttu mu bilmiyorum ama bu kadar sevimli bir şekilde ihtiyaçlarını dile getiren çocuklara karşı geldiğini sanmıyorum.
şimdide ikinci olay.
yer : istanbul, ikea.
5 yaşında falan bir çocuk, ter içinde kalmış, yürümekten yorulmuş, babasının önünü kesip bacaklarına sarılıp kendisini kucağa aldırmak istiyor. babanın eli kolu dolu, kucakta yer yok. bunun üzerine çocuk çığlık atarak ağlamaya başlıyor. baba çocuğu sakinleştirmeye çalışıyor ama çocuk ancak kucağa alınırsa susacak. sonunda baba dayanamayıp elindekileri bırakıp çocuğa tokatı çakıyor. çocuk daha da bağırmaya başlıyor. ama baba rahatlamış gözüküyor.
"şimdi ağla" deyip yoluna devam ediyor. yani "ağlamaya değer bir şeyin olsun" der gibi.
bu kadar.
nar şarabı
-
nar taneleri preslenerek suyu çıkarılır. elde edilen 10 litre nar suyu için 2 kilo şeker ilave edilir. 250 gram arpa bir kilo suda 70 dereceye kadar ısıtılır. arpalar süzülür. arpa suyu ılık olarak nar suyuna ilave edilir.
nar suyuna herhangi bir bakterinin bulaşma ihtimali var ise, tümü 70 derecede ısıtılır.
nar suyu, şeker ve arpa suyu karışımı hava almayacak şekilde temiz bir bidona konulur. bidonda bakteri olmaması sağlanmalıdır. aksi takdirde fermantasyon sırasında bu bakteriler de üreyip şarabı bozar.
bidonun ucundan bir hortum çıkışı sağlanır. hortumun ucu su dolu kabın içine bırakılır. hortumdan su dolu kaba köpürme şeklinde gaz çıkışı devam eder. fermantasyon sırasında çıkan gazlar bu su dolu kabın içine verilir. bu sayede şıranın da hava almaması sağlanır.
fermantasyon için ortam ısısı 20 dereceyi geçmemelidir.
narın şeker oranı az olduğundan fermantasyon süresi de biraz uzundur. hortumun ucundan gaz çıkışı kesildiğinde şekerin sıfırlandığı anlaşılır. bir kaç gün daha beklenir. yaklaşık 40 gün sonunda olmuştur.
17 ağustos 2016 38 bin mahkumun salıverilme kararı
-
hapishanelerde yer kalmadığı içindir.
benim önerim şu, suçlular o kadar fazla ki suçsuzlar içeri girip izole bir hayat yaşasınlar. bütün suçlular da ne istiyorlarsa yapsınlar bu bok çukurunda.
robin van persie
-
kendisi, sözleşmeli ilkokul mezunu uzman çavuşun eline düşmüş kısa dönem doçenttir.
kız kardeşin hanımını eltim diye tanıtmak
-
kız kardeşin bir "hanımı" varsa kayınbacı duruma en uygun hitap olur.
sevgilinin gerçekten güzel olduğunu anlama anı
macar arşivindeki 19. yüzyıl istanbul fotoğrafları
-
macar arşivi istanbul'un 1860 yılı sonlarındaki halini yüksek çözünürlüklü olarak yayınlamış.
dikkat çeken bir fotoğraf var; galata kulesinde dalgalanan osmanlı bayrağı. 60 sene sonra indirilecek ve yerine ingiliz bayrağı çekilecekti. görsel
bu başlık vesilesi ile bu kadim şehri kurtaran atatürk'ü saygıyla anıyorum.
kaynak
edit: bazı fotoğrafların renklendirilmiş versiyonları da eklenmiştir. teşekkürler (bkz: wikus van der merwe)
1) galata kulesi
görsel
2) kız kulesi ( 50 kere restorasyon edildi, şu halinden eser yok)
görsel
renkli
3) dolmabahçe sarayı
görsel
renkli
4) ayasofya ( kapısının kemirilmemiş hali)
görsel
renkli
5) çemberlitaş
görsel
renkli
6) dikilitaş ( at meydanı, sultanahmet )
görsel
7) beyazıt yangın kulesi
görsel
renkli
8) galata kulesi'nden tophane ve boğaz manzarası
görsel
renkli
9) galata kulesi'nden bir manzara
görsel
renkli
10) galata kulesi'nden haliç ve süleymaniye manzarası
görsel
11) haliçte demirlenmiş osmanlı gemileri
görsel
renkli
12) şehzadebaşı camii
görsel
renkli
13) ayasofya içindeki ii. selim türbesi
görsel
14) rumeli hisarı
görsel
15) beyazıt yangın kulesi'nden eminönü ve karaköy
görsel
16) beyazıt yangın kulesi'nden süleymaniye, haliç ve kasımpaşa
görsel
17) galata kulesi'nden topkapı sarayı ve karaköy
görsel
18) sultanahmet camii ve yılanlı sütun
görsel
19) dolmabahçe sarayı ( uzaktan görünüm )
görsel
20) inşaa halinde olan kırım kilisesi
görsel
21) ayasofya'nın içinden ( talan edilmeden önceki hali)
görsel
görsel
görsel
görsel
renkli
renkli
22) i. mahmud çeşmesi, tophane
görsel
renkli
23) bayezid camii
görsel
24) beyazıt meydanı
görsel
25) anadolu hisarı
görsel
26) tekfur sarayı
görsel
27) galata köprüsü
görsel
renkli
28) unkapanı köprüsü
görsel
29) küçüksu kasrı
görsel
renkli
30) karacaahmet mezarlığı
görsel
31) aziziye camii, kağıthane
görsel
32) süleymaniye camii içinden
görsel
renkli
33) galata kulesi'nden boğaza bakış
görsel
34) bab-ü's selam, topkapı sarayı
görsel
35) galata kulesi'nden kasımpaşa semaları
görsel
36) sultanahmet çevresi
görsel
renkli
en iyi kürt futbolcu
-
berdan mardini'nin amca oğlu xherdan shaqiridir.
türkiye'de gereksiz yere pahalı olan şeyler
-
bana göre damacana su ve gsm bu şeylerin başını çeker.
suyu kaynağından alıp şişeliyorsunuz, şişenin depozitini alıyorsunuz, hani diyecem birçok işlemden geçiriliyor, o da yok. birçoğunun test sonuçları vasatın altında. neredeyse ham maddesi yurtdışından gelen, şişesi depozitsiz kola fiyatına satanlar var bunu.
hele gsmi anlamak mümkün değil. konuşsanda konuşmasanda o baz istasyonları bilgisayarlar vs hep faal zaten. belli bir aidatı anlarım ama konuşmayı ücretlendirmenin bir anlamı yok. şebekeler yetersiz kalır desen zaten kontrolsüzce her tarafı baz istasyonlarıyla donatmışsın belki yüzde 50 kapasiteyle bile çalışmıyorsun. 50-60tl fatura mı olur yani at alırız o paraya be.
kalıcı homeoffice çalışmaya geçilmesi
-
bazı "patron şirketleri" tarafından asla tercih edilmeyecek uygulamadır. neden mi? çünkü o eski kafalara göre işyerinde değilseniz çalışmıyorsunuzdur. sırf bu sebeple, ego tatminleri için çalışanlarını ofislere getirtmeye devam edeceklerdir.