hesabın var mı? giriş yap

  • 18. yuzyil basina kadar rusya nin tek limanin arkhangels olmasi nedeni ile ki o limanda cetin hava kosullari nedeniyle ancak 3 ay kullanilabilimekteydi bu yuzden zaten gemiler konusunda saplantili olan deli petro nun baslattigi politika. bu baglamda ladoga golune ve voronezh nehrine donanmalar kurdurmus. ladoga nehrindeki donanmasi ile isvec lilerden su andaki st. petersburgun oldugu bolgeyi almis. don donanmasi ile ise azak kalesini almistir.

  • daha saçması yapılana kadar en saçma oluşum budur.

    patron "firmamızın sıkıntısı var. bir yerden para bekliyoruz" gibi bir açıklama yapar. sizin iç ses: "bu benim maaş almamam için bir gerekçe değil ki aq" der. dış ses: "anlıyorum ama"lı cümleler kurar.

    kısacası işten soğutan, kabak tadı veren, ipe sapa gelmez, neresinden tutsanız elinizde kalacak bir durum.

    maaş ödemeyen işe girmeyin arkadaşlar. saçma bir tavsiye gibi duruyor ama böyle işlere girenler olduğu için uyarıyorum !! çünkü giren birini tanıyorum. ben amk...

  • hedef kitlem; cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insanlar . evet, hep beraber gülümseyelim istemez misiniz? haydi toplanın öyleyse.

    neredeyse her allahın günü üreticide yatıp kalktığımız günlerden bir gün, fabrikada bazı denemeler yapıyoruz yine. yorgunluk, sinir, stres had safhada. yüzler de, bunlarla doğru orantılı olarak, asık. ben de beş karışlık suratımla üretimde dolaşırken, pres makinasının arka tarafında duran atıl tezgahın üzerinde üç adet ansiklopedi gördüm. iki tane ana britannica bir tane de meydan larousse, gazetelerin verdiklerinden... önce yanlış görüyorum sandım, çünkü resimde öyle sakil duruyorlar ki. sonra tezgahın başına gittim, üstleri başları etrafa uyum sağlamış halde ve eser miktarda yağ içinde olan ansiklopediler orada duruyorlardı, evet. fırsatı kaçırmadım ve hemen pres ustasına seslendim;

    - hayırdır veysi usta, bunlar nedir?
    + ha, onlar mı? onlar benim büyük sözlükler. geçen hafta bizim evin oradaki çöpün kenarında buldum. birileri atmış, ben de aldım buraya getirdim. her gün vardiya molalarında, öğle yemeklerinden sonra, açıp okuyorum biraz biraz. bir görsen dünya bilgi dolu içi, bir sürü de şey öğrendim. bu yaştan sonra, bunun bağımlısı olduk iyi mi?

    (tarifsiz bir gülümseme ve ışıl ışıl gözler eşliğinde, devam ediyor)

    + bizim okuma şansımız olmadı ki. ortaokulu bitiremeden usta yanına verdiler bizi. şimdi benim çocuklar okusun istiyorum. ama her gün başka başka şeyler öğreniyorlar, görüyorlar, gelip evde soruyorlar, “bilmiyorum” demek çok ağrıma gidiyor. belki bunları okursam, onlara da bir faydam dokunur.

    bazı insanlara babalık nasıl da yakışıyor değil mi? veysi usta, o gün bana da babalık etti bir anlamda. okul okumadan da öğrenebildiği, ve etrafına öğretebildiği, şeyler var çünkü. bazılarımızın parayla pulla, çok okumakla, çok bilmekle sahip olmaya çalıştıkları var, onun cümlelerinde...

  • sevgili evinde gerçekleşmiş dünyanın en çaresiz mevzusu. şehrin uyuduğu saatlerde, tuvalette kitap sayfası çevirince bile sevgilinin uyandığı sessizlikte sıçmak zorunda kalan bünyenin, çaresizlikten terlikleri yere vurarak bok sesini örtbas etme çabası. adeta bir umuda yolculuk. büsbütün ayrıksı bir antoloji.

  • başlık: bilmeyen ekşi sözlüğü anlatmak

    entry: ya böyle ne kadar kıl tüy herif varsa orada amk. hani bizim köyde gancık hasan vardı ya ota boka laf ederdi. heee düşün ki binlerce gancık hasan var.

  • senarist kadrosunda bir suru loser barindirdigini dusundugum muthis channel 4 yapimi dizi. hayati iki loser ev arkadasinin gozunden bu kadar basarili ve dogal aktarabilmek icin, senaristlerin hayatlarinin bir bolumunde kesinlikle loser olmus olmalari sart. bence super hans de gercekten agir junkie o da ayri konu.

  • inanılmaz güvenlik önlemlerinin alınmasıyla gerçekleşmiştir. caddelerin trafiğe kapanması, güvenlik koridoru oluşturulması, sinyal kesiciler, keskin nişancılar, korumalar, sivil polisler ve daha neler neler.

    isteyince güvenlik önlemi alınabiliyormuş demek.

  • silahı olan bir insan bile bu saldırıya karşı koyup kendini savunamazmış gerçekten.

    şu an hayatta olmamızın tek sebebi o gün orada olmayışımız.

  • çocuk sesinden rahatsızlık değil mesele arkadaşlar bunun 7/24 olması. an geliyo işten yorgun argın geliyor ve sadece sessizlik istiyor insan. zihnen yorulan işlerde çalışan insanlar ne demek istediğimi anlar. çocuklu ailelerin anlaması gerekiyor ki orada sadece siz yaşamıyorsunuz, hastası olan var, ertesi gün sınava girecek olan insan var, var da var..