hesabın var mı? giriş yap

  • uzun yıllardır var olmayan sistemdir. eskiden normal yazı ile yazar, ayrıyeten güzel yazı yazma dersi diye bir derste el yazısı yazmayı öğrenirdik. birkaç senedir direkt o güzel yazı denen garip yazıyla yazmayı öğretiyorlar ve öğrenciler de bok gibi yazıyor doğal olarak.

  • eski çalıştığım yerin genel merkezine eğitime gitmiştik. yanımdaki arkadaş tanıdık birini gördü, "dur x'e selam vereyim" dedi. onlar konuşurken ben uzakta kaldım. x'e baktım, boylu poslu, son derece hoş bir adam. ama bunlardan çok bakışları etkiledi beni. hayır bana hiç bakmadı orada, sadece başka biriyle havadan sudan iş konuşurken bile gözlerinden ne kadar iyi kalpli ve merhametli biri olduğu hissediliyordu sanki. "böyle biri bana asla bakmaz" diye düşündüm. o dönem özgüvenim sıfırın da altındaydı. eğitim bitti, geldiğimiz yere döndük, sonraki iki yılda hiç görmedim onu. aynı şirkette birbirimizi hiç tanımadan çalıştık. ben arada bok gibi bir ilişki yaşayıp ayrıldım ama o ilişkinin özgüvenime az da olsa faydası oldu. 2 yıl sonra bizim departman onun olduğu yere taşındı ve biz de nihayet tanışma şansı bulduk. şimdi ise evliyiz, hehe. ilk izlenimim doğruymuş, gerçekten dünyanın en iyi kalpli insanıyla evliyim ve çok mutluyum.

    edit: efenim o çok sevdiğim bakışları klonladım, aynından minik bir tane daha yaptım*.

    büdüt: son derece iyi kalpli iki keçim var efendim. beyim çok iyi ama keçilerle yarışır bir inadı var. neyse ki ben inatçı değilim ama çocuğu klonlarken inadını da klonlamışım. şimdi bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi şarkısının canlı bir izleyicisi olarak hayatımı sürdürmekteyim. biriyle 13 öbürüyle 6 senedir birlikteyiz, halen çok sevmekteyim.

  • ilk genel seçim sonrasında meydanlarda milyonlarca insanın dinleyip göbek atacağı şarkıdır.

    ek: tarkan şarkıları hep böyledir. ilk dinlediğinde bu ne lan böyle dersin. ama ben sizi seneye şıkır şıkır oynarken göreceğim o meydanlarda. zamanla "iyimiş ya" oluyor o beğenmediğin tarkan şarkısı. herhalde tarkan bu yüzden tarkan.

  • açılın, pınar -sema arasındaki husumetin nasıl başladığını ve olayların nasıl bu akşam yayınlanacak bölümdeki hale geldiğini anlatacağım.

    pınar ve sema ilk olarak survivor 2017 sezonuna katılıyorlar. ikisi de aynı takımda yer alıyor ve hepimizin bildiği gibi ikisi de milli atlet. sema yine aynı takımda olduğu adem kılıççı, serhat akın, ilhan mansız gibi isimlere gidip pınar'ın sinsi,yalancı biri olduğunu; 2012 londra olimpiyatında pınar yüzünden koşamadığını ve pınar' ın kendisinin hakkını yediğini söylüyor. olayın aslını bilmeden sema' nın dolduruşuna gelen takım arkadaşları da pınar' a cephe alıyorlar. bu durumun yarışmayın ilerleyen günlerinde pınar' ın elenmesine dolaylı olarak da olsa katkısı oluyor ve pınar eleniyor. sema'nın kendisi hakkında büyük ithamlarda bulunduğunu öğrenen pınar 2017 final gecesinde sema ile bu konuda yüzleşiyor. merak edenler için https://youtu.be/_cknxr56bby?si=uuqhsd50d8w_5yud

    2012 londra olimpiyatları konusuna gelecek olursak da; pınar olimpiyatta 400 metre branşında yarışan ilk ve tek türk kadın atletimiz oluyor. aynı zamanda 4 çarpı 400 metre bayrak yarışında 3 milli atletimizle birlikte koşuyor ve derece alamadan yarışı tamamlıyorlar. sema bu yarışa yedek olarak katılıyor ve yedek olduğu için koşmuyor.pınar' ın ve onunla birlikte yarışan diğer atletlerin kariyerlerleri ve kazandıkları madalyalar sema' nın seviyesinin çok üzerinde. buna rağmen sema atanma durumu olduğu için yarışta kendisinin koşması gerektiğini, atanmaya çok ihtiyacı olduğunu bu yüzden hakkının yendiğini düşünüyor ve pınar' a bilenerek survivor hayatını etkileyecek şekilde pınar'ın dedikodusunu yapıyor. pınar da survivor 2017 final gecesinde bu durumu açıklıyor ve yarışta yer alacak kişilerin antrenörün belirlediğini, kişilerin ihtiyacına göre değil de performanslarına göre yarıştırıldığını anlatıyor. ki bu konuda yüzde yüz haklı bana göre. koskoca olimpiyata katılacak kişiler seçilirken sema atansın diye onu seçmelerini beklemesi inanılmaz abes bir durum. sema da iyi bir atlet tabi ki ama olimpiyat gibi çok çok önemli bir yarışmaya katılacak kişiler seçilirken kimse sema'nın kişisel hayatını düşünmez yani.sema da tuhaf bir şekilde bu durumdan pınar'ı sorumlu tutuyor. pınar da haliyle kendisini zan altında bıraktığı ve takım arkadaşlarına karşı doldurduğu için sema'yı hiç sevmiyor ve bu sene yarışmaya katılacağını öğrendiğinde eski konuları gündeme getiriyor.

    bu akşamki mevzu ise pınar'ın sema'nın ismini kağıda yazarken s harfini yılan şeklinde yazmış olması sonucunda çıktı. pınar geçmişten gelen husumetleri sebebiyle sema' yı kışkırtıyor bu doğru. ama ne olursa olsun bir yarışmacının diğerine fiziksel şiddet göstermesi kabul edilemez bir durum. zaten kişilik olarak pınar ve sema çok farklı karakterler. pınar boğaziçi ve nebraska mezunu, iyi eğitimli, başarılı ve kendini iyi ifade edebilen bir kadın.olay ne olursa olsun birine gidip fiziksel temasta bulunacak birisi değil.
    sema ise lise mezunu, atletizm konusunda başarılı ancak hafif tabirle avam bir kadın. duygularını düzgün şekilde ifade edemiyor, bu nedenle pınar'a olan sinirini zekası veya kendini ifade edebilme becerisi ile değil de fiziksel olarak saldırarak gösteriyor. daha önce katıldığı bir programda da uçakta tartıştığı bir kadını kafasını uçak koltuğuna vura vura nasıl dövdüğünü hiç utanmadan gülerek anlatmıştı. hatta şiddet uyguladığı doktor kadın kendisini polise şikayet etmiş, o dönemde milli atlet olması ve yarışmalara katılacak olması sebebiyle ikna edilerek şikayetinden vazgeçmesi sağlanmıştı. özetle sema duygularına hakim olup mantıklı hareket edebilecek biri değil maalesef. performans anlamında iyi olsa da fiziksel temasıyla kendini bitirdi bana kalırsa. bu hareketinden dolayı diskalifiye edilmesi gerekiyor.

  • dövmelerin sansürlenmesinin değiştirebileceği hiçbirşey yoktur. televizyonda görmeyen sokakta da görecektir dövmeli insanı. sigara için de aynı şey geçerli.

    sigara sansürlenirken, dövme sansürlendirilmek istenirken neden kimse silahlar sansürlensin demiyor?

    silah; sigaradan ve dövmeden daha öldürücü ve kötü örnek değil mi?

  • cenazesine hangi ülkelerden hangi düzeyde katılımın olduğuna bakınca somut olarak görülen durumdur.

    ziyaret ettiği ülkelerde 'burada istenmiyorsunuz' diye gazete manşetlerine çıkan, bütün otellerin 'yerimiz yok' diyerek rezervasyon yapmayı reddettiği, diplomatik rezalet çıkmasın diye evsahibi hükümet ricasıyla zar zor bir otelde yer ayarlanabilen birinin arkasından 'belki çaldığı kemiklerden bize de atar' diye koşuşturan zavallıların anlayamayacağı bir mertebedir.

  • var böyle birşey, dikkatli sürücüler de farketmişlerdir.

    arabanın içi en azından ısınmaya başlamış (10dkdır çalışıyor olsun) ve fan ön cama vuruyor sadece, dönüşlerde, virajlarda aracın içinde tatlı bir esinti oluyor virajı dönene kadar, bir soğukluk vs. ilk önce arkadaşın toyota corolla arabasında farkettik bunu, "direksiyonu çevirince bi yerden hava giriyor" şeklinde bir ilk tespitte bulunmuştuk.

    daha sonra kendi kullandığım astra aracımda da defalarca test etme fırsatım oldu, özellikle sağa dönüşlerde bir anlık soğuk bir esinti oluyor, sola dönüşlerde ise olmuyor.

    internette araştırdığımda mercedes-benz club tr isimli bir eski bir forum arşivinde bir başlığa denk geldim orada da birçok kullanıcı farklı araçlarda benzer deneyimler yaşadıklarını yazmışlar.

    sizler de dikkat edin aynı deneyimi yaşayacak mısınız kontrol edin ve kafa yorun bakalım, neden böyle birşey olabilir? diye

    benim yorumum: aracın içinde daha sıcak hava yukarıda, soğuk hava ise aşağıda kümeleniyor fizik yasaları gereği. virajlarda, dönüşlerde ise soğuk hava merkezkaç kuvvetinden dolayı aracın içinde virajın dışına doğru yığılıyor, sıcak hava ise virajın içine kaçıyor.

    bu durumda solda oturan şoför için: sağa doğru dönüşlerde şoförün belden aşağısının içinde bulunduğu soğuk hava kütlesi yukarıya doğru tırmanıyor, yani soğuk hava aracın soluna yığılıyor ve adamımız bir soğukluk hissediyor, tam tersi dönüşlerde ise aşağılardaki soğuk hava kütlesi yolcu tarafına kayıyor ve şoförün belden yukarıdaki sıcak hava kütlesi aşağılara doğru genişliyor ama o bölgede hissiyat çok güçlü olmadığı için, yüzümüze vuran 2snlik esintiyi hisseder gibi hissedemiyoruz pantolon/ayakkabı içinde. bu dönüşte de muhtemelen yolcunun esintiyi hissetmesi gerekiyor, daha onu test edemedim :)

    benim teorim budur, bahsettiğim forumda olaya çokça kafayı takıp sebebini bulamamış ve en sonunda herhalde araç virajda esniyor ve kapı fitilinin arasından hava giriyor ve 2. teori de dönüş sırasında havalandırma kanallarının içerisindeki soğuk havanın daha kısa bir yoldan aracın içine ulaştığı ve bi anlık daha soğuk hava üflediği gibi yorumlar var. bu ikincisi biraz mantıklı gibi gelse de benim tecrübelerime uymuyor pek, corolladayken arka koltukta hissetmiştik bunu, diz seviyesinde bi soğukluk oluyordu, kendi aracımda da fandan gelmediğine eminim.

    edit: dikkatli sürücüler dedim :)

    edit 2: arkadaşlar yüksek süratte arabanın pervazlarından vs her tarafından az da olsa rüzgar giriyor zaten, bu tespiti en güzel 50-60km gibi hızlarda atıyorum yonca kavşakta vs. anlayabilirsiniz. ayrıca mesaj yoluyla da bir çok yazar yıllardır aynı şeyi farkettiklerini ama kimseye paylaşamadıklarını iletti, yalnız değilmişiz :)

    edit3: bilimsel kanıt da geldi :), muratjunior the pumpkin isimli yazar sağolsun https://youtu.be/jkkemf38fiq

    edit4: https://www.youtube.com/…mzdvpkzfy&feature=youtu.be ben smyrna ve minimalistkatil tam olarak anlatmak istediğim şeyin videosunu ulaştırdılar, kendilerine teşekkür ediyorum :) , bu videoda ön/arka üzerinde daha çok durulmuş ama sonuçta aynı şeyden bahsediyoruz hepsinde "eylemsizlik" ve havanın araç içinde yığılması, burada balon daha hafif olan sıcak havayı temsil ediyor diye düşünebilirsiniz. yalan diyenlere de kafam girsin :p, son bir cümle, bu videoda arkada oturan erkek çocuk sen ne tatlı şeysin lan ^-^, inşallah senin gibi zeki bir çocuğum olur.

  • zeynep bastık'ın menajeri falan burayı okuyorsan lütfen parayla böyle entry girdirmekten vazgeç. kız ilk başlarda deri koltuğunda kendi kendine şarkı söyleyip giderken şimdi herkes ondan nefret etmeye başladı.