hesabın var mı? giriş yap

  • olmayan hatadır. olay silsilesini karıştırınca hata yapmış gibi gözüküyor ama öyle değil.

    ilk olarak dağdan bunları aslan akbeyi öldürsün diye mito kanadı çağırdı. yani devlet çağırdı. devlet görevlisi olarak mecburen geldi. laf olsun diyede sordu “ kimi indirecez?” diye. büyük bir iş adamı dediler bu aslan tombaladan sonradan çıktı.

    daha sonra buna bi liste verdiler. örgüte güya yardım edenlerin listesi. o listeden hariç pala hiç kimseye çökmemiştir. listeyi veren devlet işi veren devlet oala napsın? listeyi hazırlayanın aslında kirve olduğunu biliyor. e kirve kim ? palayı istanbula gönderen. kirve bir nevi devlet. mithat kuklası.

    önce kirve aşireti de ele geçirmek için hüsrev ağanın ayağını kaydırdı. mehmet karahanlının kılıç a dediği gibi “ sen kirvenin dahli olmadan mı hüsrevin isyan bayrağını çektiğini sanıyorsun ?” kirvenin burda 2 amacı var. 1 si aşireti ele geçirmek 2. si hüsrevi ruslara yaklaştırıp konseyden koparmak. 2 sinide başardı.

    yani pala bizzat devletin kendisi tarafından kullanıldı. dağda çatışan adam nerden bilsin bu kadar oyunu? emri verenler devlet görevlisi. ne yapacak yok armatöre çökmem mi diyecek ?

    sonra devletin diğer kanadı tarafından sorgu için yakalandı. doğu kanadı polat vasıtası ile yakalayıp sorguladı. bu noktada pala gerçeği anladı. kendisinin bizzat devlet tarafından gerçek devlete satıldığını. aslında ona emir verenlerin gerçek devlet olmadığını. emirlerden çıkış tam bu noktada.

    bu saatten sonra kendi başına hareket etti pala. dağa dönemez artık. devlet tarafından üstünün çizildiğini biliyor. tek şansı istanbulda kalmaktı.

    bu noktada akrep bekir iş teklif ediyor. kirve burda da ruslarda akreple oynuyor laz ziyanın deyişiyle. kirve vasıtasıyla iş palaya veriliyor. ama başaramıyor haloyu polat kurtarıp karahanlı bu sefer kirvenin oyununu bozuyor. halo işinin peşini bırakmayan pala halonun
    yeri için güllü dayıyı kaldırmaya çalışıyor başaramıyor ve güllü dayımız ölüyor. polat sonunda palayı yakalayıp sorgulayıp öldürüp güllü dayının intikamını alıyor.

    yani pala her şeyi emirle yaptı. ha beceriksizliği de devletin kendini yanlız bırakmasından dolayı.

  • erkenden kalkmak zorunda kalmışsınız, güneş daha odanıza gelememiş, sarı ampula muhtaç etmiştir sizi. yatağınızda dogrulup bi müddet yatak sıcaklığından kopamamış halde oturursunuz. tek corabınızı giyersiniz ve ikincisi elinizdeyken birden donarsınız. kurtulamazsınız kolay kolay, gözleriniz dalar ve bakar kalırsınız bir noktaya (halıya ya da ötesine). (bkz: uyku katatonisi)

  • başlığı açan yazarın iyi niyetini anlıyorum, yardım etmek isterken yaptığının çok doğal bir hareket gibi geleceğini de tahmin ediyorum, bana da öyle gelirdi ama zaten hiç kimseye izinsiz dokunulmaması gerekliliği bir yana, görme duyusunu kaybetmiş birinin birden sırtında bir el hissetmesi çok ürkütücü olabilir onun adına. şehirde binbir türlü insan var ve herkes iyi niyetli değil. kibar bir şekilde derdini anlatmış. anlayışla karşılamak gerek.

  • hala yaşıyorsan bu; ters gidecek şeylerin bitmemiş olduğunun göstergesidir...

  • güvenilir erkek, sizi cok sevecek erkek var lakin burda palavra sıkmayın bulamıyoruz diye. kriterleriniz sadece güvenilir olması değil çünkü:)

    edit: bir şeyi düzeltelim. sadece kelimesine takilmis cogu kimse haklı olarak. ınsanlarin tek kriteri olmaz dogru. benim sitemim onceliginin sadakat, guven, kendisine deger verilmesi, sevildiğini hissetmek oldugunu iddia eden kadınlar iliski yasayinca bu kriterlerini bir kenara atıyor. çünkü erkeklerin hatta moderen tabirle "beta erkeklerin" ilgisini sömürünce tatmin oluyorlar ve yollarina devam ediyorlar.

    sonra şu cumleleri duyuyorsunuz:

    -mutlu degilim
    -kafam karışık
    -bi seyler eksik vb.

    sevgi, ilgi açlığın vardi. seni cok sevecek, prenses gibi hissettirecek erkegi buldun. karnını doyurdun ve bye bye. ınsanlara net olun.

  • + özgeçmişinizde son iki yıldır nerede çalıştığınız belirtilmemiş?
    - çok gizli bir projede çalıştığım için onu yazamadım oraya tabi.
    +ne kadar gizli?
    -çook!
    +kamuyla ilgili bir iş mi?
    -kamu vaaaar, özel sektör vaaar, amerika vaar.

    yemediler.

  • birkaç ay içinde özetle şunlar oldu; çok sevdiğim dedem sağ çıkma ihtimali düşük bir beyin ameliyatı geçirdi, akciğer kanseri olduğu ortaya çıktı, kemoterapi almaya başladı, annem iflas etti, cepte beş kuruş kalmadı, akşam yemeği olarak yemekhaneden ekmek çaldığım günler oldu*, evi satışa çıkardık. beş kardeşler, diğer kardeşlerinin hepsi çil yavrusu gibi dağıldı, dedeme sadece annem bakıyor ve telefonda sürekli teyzemlerden aldığı taciz telefonları yüzünden ve ödenmesi gereken kredileri yatıracak para olmadığından sinir krizi geçirir hale geldi, biz bir arkadaşımla birbirimize girdik, hop tek dersten kalırsam okulun uzayacağı stresli sınavlarım başladı, zaten hali hazırda okulu uzatmışım, bitirmeye çalışıyorum, sınavların tam ortasında bir dünya sebebin birleşmesiyle ev taşımak zorunda kaldım. tam sınavlar bitti, memlekete gittim, hastanelerde koşturuyoruz pat başka bir kötü haber.... artık son nokta gibi geldi.

    derin bir nefes aldım, dolu dolu ulan dedim hayat ben senin ta amk. ne bok yemeye çalışıyorsun? birkaç gün kafam güzel gezdim. sonra sakinleştim. kalktım ayağa.

    mevlana'nın bir sözü var, diyor ki; ''her şeyin üstüne gelip, seni dayanamayacak bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme; işte orası kaderinin değişeceği noktadır.''

    her şey insan için. hikmetinden sual olunmaz, vardır elbet bir hayır. sıkıntılar gözüne perde olmuşken görmeyi bekleme. geçer gider. su yolunu bulur bir şekilde. pollyanna olacak son insanım ama sabah ola hayrola güzel kardeşim. bir şeyler değişip de bunlar olduysa, başka şeyler değişir neler neler koyar önüne. gecenin en karanlık anı şafağa en yakın anıdır. takma. şafak doğan güneş.

    edit: dedem o yıl rahmetli oldu. teyzelerimle bir daha hiç görüşmedim. annem işlerini düzeltti, borçlarını kapattı ve emekli oldu. ben geçen yaz nihayet diplomamı aldım. şimdi az aksiyonlu, işten eve gidip gelmeli bir hayatım var. ufak tefek günlük sorunlar dışında can sıkıcı pek bir şey olmuyor. öyle işte sevgili sözlük...