ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bate borisov
-
bu kazmalar topluluğunun başına bir de teknik direktör olarak aykut'u koysalar izleyen kör olur samimi söylüyorum.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
muslukla lavabo arasındaki mesafenin, su doldurmak istediğiniz şişeden kısa olması.
chp'nin seçim kampanyasını bitirecek tweet
-
chp'den açıklama gelmiş. reklam kampanyalarını bitirip seçimden çekilmeye karar vermişler. bu twiti atan arkadaşa da genel başkanlık teklif edeceklermiş.
sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
-
sevgililik müessesine yıllarını verip yılmış kimsedir.
zenon paradoksları
-
achilles ve kaplumbağanın yarışını konu alan paradokslar. (bkz: cevaplamasi zor sorular/4)'te bir tanesi ele alınmış. bu paradoksun basitleştirilmiş iki versiyonu şöyledir:
1- amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır.
2- aynı problemi ele alalım. a'dan b'ye gitmek için öncelikle mesafenin yarısını "hele bi" katetmek gerekiyor. peki bu "yarım" mesafeyi aslında katedebilmek için öncelikle onun da yarısını katetmemiz gerekmiyor mu? hayhay, edelim fakat bu "çeyrek" mesafenin de öncelikle ilk yarısını bitirmemiz gerekmiyor mu ki sonradan diğer yarısını düşünelim? aaa ilk paradoksta anlatılan "hedefe ulaşamamak" şöyle dursun, yerimizden bile kıpırdıyamıyormuşuz demek ki.
zenon sanırım burda sapıtıyordu, lafı "hareket yoktur" demeye getiriyordu. örnek olarak da şöyle bir paradoksla çıkagelmişti.
3- havaya bir ok attığınızı düşünün. bu ok size hareket ediyormuş gibi gelebilir, sebebi x süre içinde y kadar mesafe gitmesidir. x'i küçük aralıklara bölün, birer saniye mesela, o zaman diyebilirsiniz ki birinci saniye boyunca ok şu kadar gitti, 2. saniyede şu kadar, bunları topladım y'yi verdi. zaman aralıklarını daha da küçültelim, hatta öyle küçük olsunlar ki, bir daha bölünemesinler, buna "an" diyelim. şimdi bakalım bu ok "an" sürede ne kadar mesafe gider? hiç gitmez. (okun fotoğrafını çektiğinizi düşünün, ok fotoğrafta durmaktadır değil mi?) e her "an" 0 mesafe giden bir ok nasıl olur da hareket eder?
zenon'un devrinde büyük ihtimalle infial yaratan bu paradokslar yıllar sonra limitin, sonsuz toplamın vesairenin devreye girmesiyle çözülüvermiştir.
hayatın ne kadar ibne olduğunun anlaşıldığı anlar
-
cok afedersiniz ama kendinize fitil tatbik ettiginiz an.
lutfen yanlis anlamayin dostlarim, aha gotume fitil sokuyorum ibne oldum falan gibi bir sey dedigimi sanmayin; zira tip alaninda ayip olmaz. hayir dostlarim hayir, bu basur nerden gelip beni buldu da demiyorum. dogarken garanti belgesiyle dogmuyoruz ki, elbet hastaliklar olacak. benim sorunum fazla empati kurmak. ayiptir soylemesi gofret yerken etiketini, tuvaletteyken deterjan kutularini okurum. bu huyumun da hangi gofret e 323 maddesi iceriyor, hangi kirlilik seviyesindeki camasira kac olcek deterjan konur gibi konulara hakim olmak disinda bir getirisini gormedim ama huy dedigin birakilmiyor. neyse, demin bahsettigim fitil tatbiki aninda da ilacin kutusunu okuyordum ve boylece fitilin yuzde 3 oraninda kopek baligi karacigeri yagi icerdigi bilgisine haiz oldum. simdi dostlarim kendinizi kopekbaliginin yerine koyun. o kadar muthis bir dizayniniz var ki 30 milyon yildir evrim gecirmenize gerek bile kalmamis, sozlukte insanlar adiniza basliklar acip dogru bilinenler yanilgilar diye birbirini yiyiyor, besin piramidinin tepesindesiniz ve okyanuslarin hakimisiniz. bu arada anti parantez dunyanin yuzolcumunun %70'inin suyla kapli oldugunuda belirtmek istiyorum, yani bir nevi dunyanin kralisiniz. ve sonunuz yaginizin cikarilip maymundan evrilmis bir lavugun gotune girmek oluyor. insanlar size basur devasi gozuyle bakiyor. olacak sey mi bu? adaletin bu mu dunya?
esenyurt'ta mama yiyen dev fareler
-
(bkz: istanbul'da sıçan sorunu)
avlanarak beslenmesi gereken kedileri yan gelip yatmaya alıştırdık. kedilik yan gelip yatma yeri değildir.
mahir ünal'ın sucuk yiyen öğrenci görüp şaşırması
-
şu seçimler bi olsun birileri sucuğa doyacak!
mesut özil'in üç hilal ve bozkurt dövmesi
-
türk milli takımı yerine, alman milli takımını tercih etmiştir, öyle milliyetçi bir insandır kendisi. isterse reenkarnasyon ile bu yaştan sonra kendini kürşad'a dönüştürsün, bu gerçek değişmeyecek. amatör eğlendirir yani pepito.
site bahçesinde sürekli bağıran çocuklar
-
insanın parasını ödediği evinde bir parça sessizlik istemesi türkiye gibi ülkelerde lükstür. bunu dile getirince de ''çocuk düşmanı, hiç mi çocuk olmadınız'' gibi beylik demeçlerle karşılanırsınız.
(bkz: türkiye'de sessizliğin lüks olması)
mario'nun ünlü olmadan önce figüranlık yapması
-
hayatin bir gercegi olan durumdur.
hayatini kardesi luigi ile birlikte baba meslegi olan tesisatcilikla kazanan süper mario, ailesinin gecimini saglayamayinca ek isler yapmaya baslar. bunlardan bir tanesi de atari figuranligidir. evet yanlis duymadiniz, o süper kahraman mario, video oyunu kariyerine zannedildigi gibi basrol kahramani olarak degil kimi zaman ekranda sadece gozuken bir figuran, kimi zaman esas kahramana zulm eden kotu bir yan karakter olarak baslamistir.
iste süper mario bros. ve benzeri oyunlardan once nintendo'ya figuranlik veya yan karakterlik yaptigi o oyunlar:
donkey kong jr. - jumpman (baba gorili tutsak edip bebek gorili oldurmeye calisan kotu karakter) -> https://en.m.wikipedia.org/…g_jr._(arcade_game).png
tennis (nintendo) - hakem -> http://www.marios-hat.com/…13/10/wiiu_tennis_02.jpg
pinball - mario (bonus bolumlerde elde demir tasiyan usta) -> http://media1.gameinformer.com/…os/mariopinball.jpg
golf- asabi golfcu dayi -> http://upload.wikimedia.org/…9/92/golf_coverart.png