hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • 36 kişinin öldüğü tren kazasının ardından yunan ulaştırma bakanı istifa etmiştir.

    https://www.25newsnow.com/…kills-16-hurts-least-85/

    45 bin kişinin öldüğü türkiye'deki depremden sonra istifa eden olmamıştır.

    edit: bir tane uyarı geldi. bahçeli beşiktaş üyeliğinden istifa etmiş :))))
    edit 2: vay arkadaş, halbuki ne de sevinmiştim... bahçeli'nin üyeliği aidat ödemediği için düşmüş :((( istifa yok yani...
    edit 3: "bahcelinin üyeliği düşmemiş. üyelik iptal dilekçesi göndermediği için üyeliği devam ediyor. borcu da yokmuş." gelen mesajlardan biri bu. hadi görevinden istifa eden yok, bari en azından spor kulübü üyeliğinden istifa eden bi tane siyasimiz olsaydı :(((

  • her yönüyle şüphe uyandıran kazıdır.

    göbeklitepe dahil türkiye'de yapılan hiçbir tarihi kazıda bu kadar büyük güvenlik önlemleri alınmamıştı.

    tarihi bir kazıda müze yetkilileri bulunduğu söyleniyor ama arkeoloji dünyasından hiç kimsenin konu hakkında fikri yok.

    ülkenin zenginliğini kendi malı gibi gören bir hükümet var ve milletvekili dahil kimse alana giremiyor.

    kazı bittikten üç ay sonra recep tayyip erdoğan vatikan'a davet ediliyor, daha önce 1959 yılında celal bayar gitmiş, başka davet alan yok.

    hangi tarihi kazıda mit ve özel harekat görev aldı bugüne kadar, ülkede eline harita alan define kazısı yapıyor.

    öldürülen polis memuru eşine, kral mezarı ve çıkarılan altınlardan bahsediyor.

    gün gelecek orada görev yapanların korkuları son bulacak ve gerçek ortaya çıkacak.

  • dünya genelinde harry potter fanları tarafından doğum günü kutlanan karakter. yaşasaydı bugün 62 yaşına girecekti.

    işin bu kısmı her zaman biraz tuhaf gelmiştir. bugün bile sirius black, harry potter fanları tarafından çok sevilir. hatta birçok kişinin en sevdiği karakterdir. neden bu kadar seviliyor? biraz ilginç değil mi? bunu açıklamak bir taraftan çok kolay ama diğer taraftan da bir o kadar zor.

    düşünsenize. seri boyunca çok etkili ve güçlü karakterler gördük. oysa sirius'un olay örgüsüne çok da büyük bir katkısı yok. beşinci kitapta yoldaşlık'a tek katkısının evini vermek olduğunu söylediği sahnedeki "yapabildiğim tek yararlı şey de bu zaten" cümlesi sirius'un yedi kitaplık seriye somut katkısını da açıklıyor aslında. hattta filmlerde toplam sahneleri sadece yedi (7) dakika. sirius'un bugün gördüğü sevgiyle filmlerde yer alma süresini düşünün. sekiz filmlik seride film başına bir dakika bile düşmüyor.

    dahası, sirius seride olay örgüsünde etki yaratan ya da olay örgüsünü gerçekten değiştiren bir isim de değil. üçüncü kitapta peter'ı durdurmak için elinden geleni yaptı ama olmadı. sonunda da harry merhamet ettiği için kaçıp gitti. yine aynı kitabın sonunda tam harry'ye sahip çıkacak, onu dursley'lerin elinden kurtaracak dedik, bu da olmadı. ateş kadehi'nde ejderhayla mücadelesinde harry'ye yardım edecekti ama cümlesini bile tamamlayamadı ve harry farklı bir yöntemle turu atladı. beşinci kitapta ise yoldaşlık'a evini vermesi ve harry'yi babası konusunda teselli etmesi dışında somut bir varlık gösteremiyor. bütün bu arka planda kalışı yetmezmiş gibi perdenin arkasına geçerek ölüyor. ölümünde bile cenazesini yapacak bir bedeni yok. ölümünde bile ortada bir "somutluk" yok.

    matematiksel olarak incelendiğinde ciddi bir somut katkısı olmayan bir karakterin bugün bu kadar sevilmesi biraz sıra dışı değil mi? harry'ye ateşoku hediye etmesi, evini hizmete sunması ve şahgaga'yı kurtarması dışında biz ne görüyoruz? snape ya da dumbledore denilince aklımıza hemen büyük kahramanlıklar geliyor. sirius için böyle bir şeyden bahsetmek o kadar da kolay değil. en yakın arkadaşı james'i korumaya çalıştı, olmadı. harry'yi korumaya çalıştı, olmadı. şahgaga'yı korumaya çalıştı, olmadı. voldemort'a karşı savaşmaya çalıştı, o da olmadı. yine de bu kadar olmamışlığın arasından onu sıyıran, daha üst noktaya taşıyan şey somut olarak değil, soyut olarak onun neyi temsil ettiği gerçeği.

    evet, bir kahraman olmadı. evet, olayların akışını değiştirmedi ama fanların hayatında sözüm ona kahramanlardan çok daha derin bir iz bıraktı. evet, sirius denilince akla nasıl iki taraflı casusluk yaptığı, grindelwald'u yendiği ya da voldemort'u düşürdüğü akla gelmiyor ama "iyilik," "cesaret," "dostluk" ve "fedakarlık" geliyor. harry potter serisinin fanlar için temsil ettiği tüm o özelliklerin vücut bulmuş hali sirius. ve aslında biz fanları bu kadar etkileyen de bu soyut kavramlar. sonuç olarak süpürgeye atlayıp ejderhadan kaçacak halimiz yok ama sirius'un temsil ettiği iyi niyetli olmanın, cesaretin ve fedakarlığın hayatımızda bir önemi var. muhtemelen çoğumuz sirius black gibi bir arkadaşımız olmasını, onun gibi birinin hayatımızda bulunmasını istemişizdir. veyahut onun gibi biri olmayı dilemişizdir.

    sirius'un sorgulamadan, şüpheye düşmeden ve karşılık beklemeden yaptıkları dostluk, cesaret, iyilik, fedakarlık gibi kavramların en saf halini taşımasını sağladı. öyle ki, toplam yedi dakikalık sahnelerle insanların gönlünde taht kurdu. hayatınızda sırf siz ve aileniz yaşasın diye kendini sır tutucu olarak ortaya atıp aslında sır tutuculuğunu başkasına veren birinin olduğunu düşünün. sirius, james ve lily'yi kurtarmak için kendisini sır tutucu olarak gösterip onun peşinden gelmelerini sağlayacak ve hedefi şaşırtacaktı. esas sır tutucu bilinmediği için de arkadaşları güvende olacaktı. peter ihanet etmeseydi ve plan olduğu gibi devam etseydi muhtemelen voldemort onu bulup arkadaşlarının yerini öğrenmeye çalışacaktı ama sirius gerçek sır tutucu olmadığı için hangi büyüye maruz kalırsa kalsın sırrı söyleyememiş olacaktı. sonunda da öldürülecekti. voldemort'u şaşırtma uğruna hayatını düşünmeden feda etmiş olacaktı ve bu sirius'un fedakarlığının, cesaretinin örneklerinden sadece biri.

    işte bu, sirius'u olay örgüsündeki etkinsizliğine rağmen öne çıkarıyor. evet, seride ona çok fazla sahne ve sayfa düşmedi ama hareketlerinin ardındakini açıklamaya da kitaplar yetmez. diğer karakterlerin cesaret örneklerinde, iyiliklerinde, fedakarlıklarında bir "ama" var. geçmişte verilmiş zararlar var. yok edilmiş hayatlar var. sirius'ta bu yok. o ne kadar kendini suçlarsa suçlasın, aslında elinden gelenin elini yapmış, daha ne olsun? voldemort'a kendini yem olarak atmayı göze almış. yine olaylar nasıl gelişirse gelişsin, aslında elinden geleni korkusuzca ve düşünmeden, tereddüt etmeden yapmış.

    iyilik, dostluk, cesaret ve fedakarlığı (belki biraz da yaramazlığı) seride en iyi temsil eden kişilerden biri olduğu için bugün bu kadar kişi tarafından seviliyor ve unutulmuyor.

    gerçi bunda sirius'un yakışıklılığının da payı olabilir. özellikle gary oldman'ın karizmanısı ve karakterin kitaptaki tasvirini düşünürsek.

    kitaplarda ve filmlerde iz bırakan sahneleri/cümleleri için (bkz: #82956138)

  • toplu taşımada sadece türbanlı kadınlara yer verir. diğerleri kadın değil tabi, onlar başka dünyadan.

  • öğlenden beri gerçekleştirdiğim mükemmel aktivite. sebepsiz yere bere karşıma çıktı ve kafama taktım, yedi saattir kafamda. arada çıkarıyorum ev sıcak olmasına rağmen hafif bir esinti geliyor.*

  • “toby insan kaynaklarında, teknik olarak şirket için çalışıyor. yani ailemizin bir parçası değil. ayrıca toby boşanmış, yani kendi ailesinin de bir parçası değil.”

    -michael scott.

  • bekir var öğrencim, mezun olacak 10 gün sonra liseden. harçlığını çıkarmak için garsonluk filan yapıyor hafta sonları ve hedefi için harıl harıl tirat çalışıyor. bir kaç ay evvel elime zorla bir oyun tutuşturdu; "hocam n'olur bir okuyup ... karakterin hastalığını söyler misiniz? ona göre hastalığı araştırıcam, performansıma yansır..." öyle içten istedi ki, zaten tiyatro okumayı da severim, aldım, okudum, anlattım.

    geçen ay, rica etti, indim konferans salonuna, bir oynadı; ağzım açık kaldı.

    sınava gireceği yerleri sayıyordu geçen; mimar sinan, akdeniz... en son ısparta dedi. "ısparta'dan emin misin? sıkıntı yaşama sonra" dedim. araştırmış, fransa'ya erasmusla öğrenci yolluyormuş ve yurtdışında eğitim almak en büyük hayali imiş, o nedenle önemliymiş.

    bilemedim.

    mart 2017 editi: bekir girememis, bir türkiye klasigi olarak özel bir durumundan dolayı ailesi tarafından dışlanmış, egitim alamamış, parasız kalmıs ve is arıyor. antalya'da iş konusunda yardım edecek ve/veya konservatuar sinavına girerken ona kocluk yapacak (tek basıma halledebilirim sanırım dese de) bir arkadaşım olur da bana ulasırsa bahtiyar olurum.

    kasim 2017 editi: bekir istanbul'da garson olarak çalışıyor bir yandan ve hâlâ onu çalıştıracak üstadını arıyor. parası yok, sadece yeteneği, hayali ve kendisi var.

    (bkz: stigma)

  • the sun adlı, ingilizlerin kendilerinin bile tuvalet kağıdı olarak nitelendirdiği gazete olaydan liverpool taraftarlarını sorumlu tuttu ve ilginçtir, o günden beri gazetenin nüfusa oranla en az sattığı kentlerden biri liverpool'dur.

    hatta graeme souness liverpool'un başındayken the sun'a röportaj verdiği için taraftarlarca aforoz edildi, bu kamplaşmalar yönetim tarafından adamın görevine son verilmesine kadar gitti... gerçi ben bilerek yaptığını iddia edeceğim, ayrı konu.