ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dünyanın güneşe her sene 5 milyon km yaklaşması
-
doğrusu "dünyanın güneşe her sene 5 milyon km yakınlaşıp uzaklaşması" olan başlıktır. dünyanın güneşe uzaklığının her sene 147 milyon km ile 152 milyon km arasında değişmesi olayıdır. "dünya güneşten 1 metre uzakta olsa donardık, 1 metre yakında olsa yanardık" diyen pilavlı sohbet adamlarının içine dert olan olaydır ayrıca.
türkiye'nin en saygın meslekleri
-
doktor dayak yiyor, hakim tutuklanıyor, ünv profesörü ne diyor dinleyen yok, öğretmen kpss ile kafayı yedi, general tutuklanıyor, mimar müteahhitlerin elinde oyuncak oluyor.
itibar bunun neresinde bilemedim.
sonu et ile biten lokanta adı alternatifleri
-
ceset amk.
ruhsatlı silah taşıma yaşının 18'e indirilmesi
-
(bkz: kurtlar vadisi kampüs)
chernobyl (dizi)
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
pet shop'ta konuyla alakasız olduğu her halinden belli olan bir adam bir akvaryumun önünde tezgahtarla konuşmaktadır.
-şu mavi balıklar ne kadar?
-abi o balık 20 lira.
-kilosu mu?
kilosu mu dedi ya ahjasjdsgdskads
spora gidiyorum diye vücut geliştirmeye gitmek
-
(bkz: tamam şişman kardeş)
lisede yapılan hayvanlıklar
-
boş derste camdan aşağı ceket atıp alt katta derste olan hocanın bakmasını sağlamak, ceketi köşeye atıp üstünde ceket olan bir arkadaşın üstünü başını silkeyerek yürümesi, hocanın sen atlayan çabuk yukarı gel demesi, üstünü silkeleyen arkadaşın koşarak kaçması, müdür yardımcısının ertesi sabah sırada, dün üçüncü kattan atlayan çabuk kürsüye çıksın demesi.
18 kasım 2021 tarihli genel seçim anketi
-
akp ve mhp toplamının %51 çıktığı, süleyman soylu'nun sipariş ettiği ankettir.
megapoll denen şirket 2017 yılında kurulmuş. kurucusu ve tek hissedarı "murad kafadar". adındaki "d harfi" çok şey anlatsa da araştırmayı derinleştirmek gerekir ki önyargılı damgası yemeyelim.
twitter adresine bakıyoruz: #soylununyanındayız hashtag'i kullanılmış ve hesaptan sayısız süleyman soylu öven tweet atılmış. bir başka örnek
araştırmayı burada sonlandırıyorum. benim açımdan yeterli.
not: daha önce ses-ar ve info araştırma gibi çer çöp araştırma şirketleri ile münasebeti olmuş.
edit: benzer çalışmayı birkaç anket şirketi için daha yapmıştım. şimdilik "areda survey" ve "ada araştırma" entry'lerini buldum. anketlerin başlıklarını hep aynı suser'ın açması da ilginç bir detay.
hepsi bir arada:
(bkz: akp'ye hizmet eden anket şirketleri veritabanı)
ermeni askerlerden azerbaycan şehidine barbarlık
-
istanbul'da yaşayan bir ermeni kardeşiniz olarak bu öküzler adına tüm türk ve azeri halkından özür diliyorum. bu kekolar ile lütfen türkiye'de yaşayan kökü burada olan insanları bir tutmayın. bu tür videoları görünce haberleri duyunca inanın hepimizin tüyleri diken diken oluyor , hepimizin tansiyonu çıkıyor. sanki bu kekolar yüzünden, buradaki eşimiz dostumuz komşularımız da bu kafada olduğumuzu düşünüyor gibi geliyor.
vestel'in ithal telefonlar için vergi talep etmesi
-
ithal telefonlara ilave vergi talebi yerine, yerli telefon üretiminde vergi indirimi, satışında vergi indirimi, vs gibi bir talep olsa daha az irite edici olurdu. rakip ürünlerin fiyatının arttırılmasını talep eden bir firma, rakip ürünü kullanmak isteyen kullanıcıları çekemez. geri teper..ama daha ucuza satmanın yolunu bulursa, sırf ucuzluğundan alacakları çekebilir..
veya devlet kurumlarında falan yöneticilere telefon alınıyorsa, yerli mecburiyeti getirmek de bir çözüm. ya da bunun gibi şeyler..
yerli üretim desteklensin..ama yöntem bu değil.
ahmet hakan'ın 29 temmuz 2016 tarihli yazısı
-
-geçen senelerden birinde sırf artistlik olsun diye 10 kasım'da saat 9'u 5 geçe ayağa kalkmamış ve bunu marifetmiş gibi bu köşeden cümle aleme ilan etmiştim
türkiye'nin en çok okunan gazetesinde köşesi olan bir adamın kalibresi bu işte. artizlik olsun diye. yazık.
gerek yok ahmet hakan, "gölge etme" yeter.
çocuğunun duvarı boyamasına izin veren anne
-
çocuk gelişimi uzmanı bir psikoloğum. bu sorunla her gün en az bir kez karşılaşıyorum. ülkemizdeki veli profili de buradaki yazarlar gibi genelde. bunun çok yanlış olduğunu düşünen, katı bir şekilde karşı olan, duvar boyama üzerinden disiplin vermeye çalışanlar, bunun çok sıradan bir şey olduğunu düşünen, kendi kendini modern çocuk gelişimi uzmanı bir anne olarak gören ve yaratıcılığı bu yolla teşvik edeceğini sananlar ve bir de sadece kendi odasını silinebilir boyayla boyasın diyen uzlaşmacılar...bunların gündeme gelmesi de genelde çocuğun bir halıyı ya da pahalı bir eşyayı boyaması, gidilen bir misafirlikte veya anaokulunda duvara resim yapmak istemesi veya diğer eşyalara başka yollarla kalıcı zarar vermesi şeklinde oluyor. çocuk gelişimi bir bütündür, o çocukla birlikte geçirdiğiniz vakti nasıl değerlendirdiğiniz bütün süreci etkiler. sizin terbiye etme, kural koyma, sınırlarını öğretme tarzınız neyse, çocuk onların toplamı olacaktır. çocuğunuz en kaliteli binbir renkli su bazlı boyalarıyla "özgürce" duvarları boyarken siz onunla vakit geçirmek yerine telefonunuzda oyun oynuyorsanız ya da ilgisiz şefkatsiz bir bakıcıya emanet ettiyseniz, o çocuktan üstün bir yaratıcılık, özgüven beklemeyin. resmin nereye yapıldığı değil, o resmin sizi ne kadar birleştirdiğidir çocuğunuz için ayırt edici olan.
not: çocukların duvara resim yapmasını tercih etmiyorum, eğer duvara resim yaparlarsa kendileri temizlemek durumunda kalacaklarını bildiklerinden onlar da tercih etmiyor :)