hesabın var mı? giriş yap

  • olay tam bir vahşet. burada kızın hayatını kurtaran yazara ve onun arkadaşına teşekkür ederken bir de polislere teşekkür etmek gerekli. olayı bir daha değerlendirip gençlere telefonla dönüş yapması ve arama izni çıkartıp tekrar o eve gitmeleri inanılmaz. polis kısmını okurken kendimizi amerikan vatandaşı gibi hissettirdi. diğer kısımlar normal türkiye. tekrar tebrikler ikinize. adamsınız.

  • şekil üzerinde kısa bir çalışmayla doğruluk payı olup olmadığı rahatlıkla anlaşılabilecek iddia.

    - ulan hepiniz oradaydınız be. (oldu)
    - oğlan hepiniz oradaydınız be. (olmadı)

    eş anlamlı başka kelimeler üzerinde deneyelim şimdi de:

    - sandalyeye oturma, kırık. (oldu)
    - iskemleye oturma, kırık. (oldu)

    şu saatten sonra kazık kadar adamlara eş anlamlı kelimeler üzerinde ders mi verelim lan? ayıp denen bi şey var.

  • lan ios alışkanlığı yüzünden kullanıyorum ama artık batarya işini çözmezlerse mümkün değil almam. androide de alışırız nedir yani. ulan iphone 5s var. telefon değil ağır böbrek hastası sanki. hergün diyalize bağlar gibi şarja bağlıyoruz.

  • sağlam yamuk yapmıştır, tanımadan&tanışmadan gönül koyduğum yazarlar kervanına katıldı..

    14 aralık ekşi sözlük kemal kılıçdaroğlu buluşması için kendisine katılmak istediğimi belirten bir mesaj attım. 1-2 gün sonra dönüş yaptı ve beni listeye aldığını söyledi. çok mutlu oldum. uzun zamandır istediğim bir görüşme olacaktı. kılıçdaroğlu'na yöneltilecek sorularımı hazırlamaya başladım. sonra benden iletişim bilgilerimi istedi, gönderdim. günü biliyordum ama saati sordum. cumartesi günü de çalışan bir kapitalizm kölesiyim. özellikle yılın bu zamanları çok daha yoğun oluyoruz. saati de söyledi ve o saat için yöneticimle görüşüp izin aldım. yaklaşık 3 saat izin aldım ve o 3 saate gelen müşteri randevularımı arayıp tek tek erteledim özür dileyerek.

    neyse sonra kendisi 20 kişilik listeyi açıkladı, heyecanla adımı aradım ama bulamadım. listeyi açıklamasından 120 saniye sonra mesaj attım kendisine, o derece bekliyorum çünkü. unutmadım seni, sen de varsın, geliyorsun dedi. ben de çok absürd birşey sormadım, acaba dedim yedek listeye mi attın beni. yok bildiğin varmışım ekipte ama ne hikmetse ismim yazılmadı. editlesin diye bekledim editlemedi. iletişim bilgilerimi vermiştim, buluşma yeri ve saatini bekledim haber gelmedi.

    şu an galiba görüşme yapılıyor ve ben işyerinde çalışıyorum. galiba beni yedek listeye koyduğunu [eğer böyle bir liste varsa] dahi söyleyebilecek kadar bile kıymet vermiyor karşısındakine, diyalog kurduğu yazara. çok daha farklı şeyler yazabilirdim ama yazmıyorum, sağlık olsun. bu vesileyle tanımış oldum kendisini. belki de makul bir mazereti vardır, kim bilir..

  • 40 yıllık kadın geçmişi olan, dünyayı yemiş bitirmiş ekşici piçlerin tespit ettikleri yaştır. amk ergenleri.

  • ilginç bir hikayesi var. kitaplaştırılan, belgeseli ve filmi çekilen bir hayat örgüsü. güneydoğu afrika'daki ülkesi malawi'de, kasabasına elektrik getirmek için bilimi kullandığında sadece 14 yaşında olan bir çocuktan söz ediyoruz. hem kendi ailesinin, hem de komşularının kaderini değiştiren bir çocuk. kamkwamba'yı bu kadar özel yapan şey ise her şeyi kendi başına yapmadı, köydeki herkesin ona karşı olmasına rağmen hatta annesinin bile onun çılgın olduğunu düşünmesine rağmen vazgeçmedi.

    kamkwamba 5 ağustos 1987'de malawi'de dünyaya açıyor gözlerini. yedi kardeş, anne ve babası wimbe isimli bir köyde yaşıyorlar. babası bir mısır çiftçisi. 2001'de ilkokulu bitirdikten sonra malawi'de büyük bir kıtlık yaşanıyor. o yıl düzensiz yağmurlar neticesinde mısır yerel halkı doyurabilecek kadar çok yetişmiyor ve o sene 500-1000 kişi arasında kişi açlıktan hayata gözlerini yumuyor.
    kamkwamba'nın ailesi de bu açlıktan etkilenenler arasındaydı. mısır mahsulü yeteri kadar yetişmemiş ve günde sadece bir öğün yemek yiyerek hayatta kalmaya çalışılan bir hayat mücadelesi. kamkwamba o günleri "neredeyse yok olacaktık" diyerek hatırlıyor. baba kamkwamba'nın satacak mısırı olmadığı için, okul masraflarını karşılayamıyor ve okuldan ayrılmak zorunda kalıyor william.

    tüm bu yaşananlar onu yıldırmak yerine kamçılıyor aslında. bir kütüphane buluyor ve bilim kitaplarına merak salıyor. "enerjiyi kullanmak" adlı bir kitabı eline almasıyla her şey değişiyor. bu kitapta rüzgar enerjisi ile elektrik üreten dinamo adında bir cihazdan söz ediliyor. kamkwamba'ların evinde elektrik yok tabi. yağ lambası yakarak aydınlanıyorlar ve bunun maliyeti aşırı fazla geliyordu. bu sebepten elektrik üretmek için bir yel değirmeni kurmaya karar veriyor. her ne kadar ingilizcesi zayıf olsa da yel değirmeninin parçalarının isimlerini öğreniyor.
    yel değirmeni inşa etmek için gerekli parçaları bulmak kolay değildi, bu yüzden kamkwamba'nın kaynakları çok iyi kullanması gerekiyordu. aradığı şeyleri bir hurdalıkta buluyor. bunlar ise şöyle:
    kırık bir bisiklet, bir traktör motorunun pervanesi, eski borular ve hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren bir dinamo.

    kamkwamba birçok deneme yanılmadan sonra bir lamba için yeterli miktarda elektrik üretebilecek beş metrelik bir yeldeğirmeni kurmayı başardı. akabinde yeldeğirmenini büyütmüş ve bir evi aydınlatacak kadar enerji elde etmeyi başardı. cesaretlenen mamkwamba, üçüncü bir değirmen kurdu ve su pompasını çalıştırabilecek kadar çok enerji üretmeyi başardı. bu pompa köye hayat getirecekti adeta. kurak tarlalar sulanabilecek ve daha çok ürün yetiştirilebilecekti.

    kamkwamba'nın başarısı kısa zaman içerisinde çevre köylerde de duyuldu. malawi'deki gazetelerde hakkında haber çıktı ve daha sonra ünü tüm dünyaya yayıldı. abd'de bir üniversiteden davet aldı ve 2009'da rüzgarı dizginleyen çocuk isimli kitabı yazıyor. 2019'da hayatını anlatan bir film yapıldı. güncel olarak dünyanın dört bir yanında temiz su, güneş enerjisi ve aydınlatma projeleri üzerinde çalışıyor. cümlelerini ise, ne olursa olsun, pes etmeyin diye bitiriyor kamkwamba.