hesabın var mı? giriş yap

  • alisveris yapilmis, eve gerekli ivirzivir alinmis eve donulmustur. paket icerisinden alinanlar cikarilirken goz ufuk*'a takilir, adam tuvalet fircasinin posetini yirtmis (tamamen cikarmamis ama) aradan cikan fircayi yalamaktadir..

    - lan? olm napiyorsun?
    - yaliyorum???
    - niye lan ? manyak misin?
    - e kullaninca yalayamicaz olm dusunsene

  • del bosque ye ayar verirken rıdvanın ayarına maruz kalan eski futbolcu, yeni futbol yorumcusu..

    güntekin onay: del bosque’yi anlatır mısın biraz sergen?
    sergen yalçın: adama kamp dediler, ‘o ne’ dedi. kamp yaptırmamış ki hiç, kampın ne olduğunu bilmiyordu.
    rıdvan dilmen: ne üzülmüşsündür sen de kamp olmadığına..

  • beşir - behlül'ü serada gördüm
    adnan - kiminle gördün beşir, kiminle?
    beşir - behlül ile.........bihter.

    adnan yardırarak koşar, yalıya girer, yatak odasına çıkar, kapıya dayanır, kırar ve içeri dalar.

    (30 saniye sessizlik, adnan'ın soluk alıp vermesi, behlül'ün ağlak gözlerle adnan'a bakması)

    adnan - koşun beşir sayıklamaya başladı, saçma sapan konuşuyor bir el atın da hastaneye kaldıralım....bu arada beyaz çok yakışmış bihterim....e hadi ama

  • kuyrukluyıldızların çoğunun, güneş'ten bir ışık yılı yani yaklaşık 9.5 trilyon kilometre uzaklıktaki gezegenlerin arkasında yer alan oort bulutu'ndan ve neptün ile plüton yörüngelerinin hemen arkasındaki kuiper kuşağı'ndan çıktıkları düşünülüyor.

    1950'de hollandalı gökbilimci jan oort, kuyrukluyıldızların, güneş sistemi'ni saran dev bir bulutun içinde bulunduklarını öne sürmüştür. bu "oort bulutu"'nun neptün'ün yörüngesinin içlerinden başlayıp, güneş sistemi'nden iki ışık yılı (en yakın yıldıza olan yolun yarısı) dışına kadar uzandığına inanılıyor. gökbilimciler, böyle bir bulutun varlığını doğrudan gözlemleyebilmiş değil elbet; ancak burada donmuş halde bulunan ve güneş'in etrafındaki farklı yörüngelerde dönen milyon kere milyon tane kuyrukluyıldız'ın var olduğu tahmin ediliyor. ara sıra, geçen bir yıldızın çekimiyle yörüngelerinden çıkan bu kuyrukluyıldızlar, güneş sistemi'ne giriyor. kabaca her yıl on kadar yeni kuyrukluyıldız güneş sistemine denk düşüyor. halley'de olduğu gibi, bunları bir kısmı tutuluyor.

    bileşimi: çekirdek kısmında buz ve toz karışımı var iken kuyruk kısmında gaz ve toz karışımı var.

    etkileri: dünya'ya eşit hızla çarpacak, eşit büyüklükteki bir asteroid ile kuyrukluyıldızın vereceği hasar hemen hemen aynı olacaktır. ancak, kuyrukluyıldızlar saniyede ortalama 70 km. (dakikada ortalama 4.200 km, saatte ortalama 250.000 km) hızla yol alıyorlar. yani, asteroidlere göre çok daha hızlılar.

    büyüklükleri: bazı bilimadamlarına göre çekirdek kısmı 18 km çapında olan halley kuyrukluyıldızı tipik bir büyüklüğe sahiptir. 1997 senesinde dünya'dan izlenen hale-bopp ise bunun altı katı kadardır.

    kuyrukluyıldızlar genel olarak üç grupta toplanır:

    1- periyodik olmayan kuyrukluyıldızlar: bunların yörüngeleri çok geniş; güneş'in etrafında dönmeleri milyonlarca yıl alıyor. örneğin delevan kuyrukluyıldızı 1914 senesinde görüldü, güneş sistemi'ne bir sonraki giriş tarihi 24 milyon yıl sonra olacak.
    2- uzun dönemli kuyrukluyıldızlar: bunlar yörüngelerini en az 200 yıl, en çok 1000 yıl kadar sürede tamamlıyor.
    3- kısa dönemli kuyrukluyıldızlar: bunlarda gezegenler tarafından tutuluyorlar. bilhassa jüpiter civarında görülür. en kısa süreli olanı mesela encke kuyrukluyıldızı'dır. yörüngesi ortalama 3 yıl sürüyor.

    notlar: kuyrukluyıldızların büyük kısmı soluk gibidir. sadece dürbün ve teleskop ile izlenebilirler. yine de, çok parlak olanları ansızın çıkabilir. bazı gökbilimciler, kuyrukluyıldız arama konusunda uzmandır. bu çok güç bir iştir. eğer bir gökbilimci yeni bir kuyrukluyıldız keşfederse, ona bulanın adı verilir.

  • -sen kilo mu aldın ?
    - sen zayıfladın mı ?
    -sen daha iş bulamadın mı?
    -sen de saçları iyice döktün mü?
    -sen daha evlenmedin mi?
    - çocuk yapmıyor musunuz ?

    bunları ve buna benzer soruları soranlar azaldıkça , anlayın ki toplum olarak çağ atlamış bulunuyoruz.

  • bize gelip bununla ilgili egitim vermislerdi. sirkette bir cok eski asker oldugundan, calisanlarimizda ptsd varsa nasil yaklasiriz ederiz, belirtileri nedir falan.

    cok ilginc seyler anlatmislardi. ptsd'den sadece catismaya girenler muzdarip degilmis. misal, catisma cikiyor ve yardim istiyorlar. catisanlarin yardim istedigini duyanlar, yardim etmek istiyor ama edemiyorlar diyelim. gidip onlari kurtarmak veya onlarla beraber catismaya katilmak istiyor. catisma bittikten sonra, catisanlar saglam, ama yardim istegini duyanlarda ptsd gorulebiliyormus. ayni sekilde, bir birlik sevk edildikten sonra (diyelim irak), amerika'da birlikte kalanlarda da olabiliyormus. adam ben niye onlarla degilim diye gidiyormus. muharebe gorenlerdeki birbirine destek olma ve destek verme hissinin yardimci oldugu dusunuluyormus. iste atiyorum o telsizle yardim cagrisini duyan ise, ben bunlara neden yardim edemiyorum diye kendini caresiz hissedip ptsd'ye yakalanabiliyormus.

    ptsd'nin tek bir nedeni yokmus yani anlayacaginiz. onune gecmenin en onemli seyin destek hissi oldugu soyleniyor. ihtiyac aninda destek gorebiliyor musun yoksa goremiyor musun...