hesabın var mı? giriş yap

  • bir yaz günü, arkadaşınızı oyuna çağırmaya gittiğinizde, evin önünde onu beklerken annesinin "aaa sen toz toprak olmuşsun oğlum, ayıp böyle gezilmez" deyip bahçe hortumuyla kafanızı, yüzünüzü köpürte köpürte bir güzel yıkadığı günleri yaşamış olmaktır. seni kendi evladından ayrı görmeyen, senin kirli gezmeni kendi ayıbı sayan o kadının hakkı ödenir mi hiç? bir ömür ödenmez.

  • + ya okudum da baba, dili çok ağırdı pek bi şey anlamadım.
    - haklısın oğlum. bunları yazanlar bu kadar cahil bir neslin yetişeceğini ön görememiş kabahat onların.

  • süper bir oyun. ya aslında bu oyun değildi, başka bir dünyaydı. araba yarışı vardı, team race, crash bash diye tunruvalı olanı vardı, dr neo cortex vardı, onun gibi psikopat dr. n. gin. vardı, crash'in kardeşi uyuz coco vardı, çok komikti, tempo bir an olsun düşmüyordu. çok güzel düşünülmüş detayları vardı. saatlerce oynadığımızı bilirim, yemek yemeyi unuttururdu. uka uka ve aku aku'nun ortaya çıktığı an oyunun hızlanması, o müzikler, o tropik adalı olan en güzeliydi. günlerce uğraşıp 3. adaya geçtikten sonra birden cd'nin bozulması üzerine yıkılmıştım.

    aradan yıllar geçti, kazık kadar insanlar olduk kuzenimle oturduk bunu oynadık geçen yaz, üşenmeden kurduk emektar playstationu, sabah başladık, akşama kadar sadece arada denize girmek için evden çıktık, dönerken cips aldık. tropik adalı cd bozuktu zaten. crash bash'in bazı turnuvaları da çalışmıyodu. araba yarışı vardı bi tek elimizde ama olsun. nostalji filan güzel şeyler bunlar.

  • başlık: oruç tutmak ne kadar kolaymış beyleeeeeeeeer

    entry:dün hayatımda ilk defa oruç tutmaya karar verdim .neyse gece kalktım sahura yedim bişiler. geçtim yatağa yattım tam uyuycam bi baktım ezan okundu. kalktım açtım orucumu daha acıkmamıştım bile ne kadar kolaymış amk oruç tutmak

  • aşk diye adlandırılan duyguyla 29 yaşında karşılaştım. öncekilerin aşk olmadığını biliyordum ama ne kendime ne de etrafımdakilere itiraf edemiyordum. aşık oldum kişiye de pat diye söylemiştim zaten garibim şoka girmişti :) aradan geçen onca zamandan sonra birbirimize karşı değişmeyen şeyler çok fazla; hala saatlerce bıkmadan konuşmak, görünce heyecandan kalp krizi geçirecek kıvamda olmak, dile getirilemeyen karşılıklı kıskançlık, aramızdan birinin diğerinden önce ölme endişesi ve her yeni doğan günde onu üzmemek adına umut dolu yaşamak.
    kendi yaşadığım aşktan yola çıkarak gönül rahatlığıyla aşkın bitmediğini söyleyebilirim.

    ve sezen aksu'nun da söylediği gibi aşka şükrederim...

  • the cultural tutor adlı twitter hesabının yazıya döktüğü açıklama. türkiye'de ekonomik bir cendereye sokulduğumuz ve ihtiyaçlar hiyerarşisindeki en temel aşamaların dahi içini dolduramadığımız şu günler ve yıllarda bizim gündem çerçevemizin çok dışında kalmış olsa da aslında bir noktada bu sıkıntılarımızın bir kısmının kaynağında yatan insan doğasına düşman şehirleşme anlayışımıza da dokundurduğu için buraya alıyorum:

    - - -

    bazı şehirlerin neden diğerlerinden çok daha güzel olduğunu hiç merak ettiniz mi?
    bu muhtemelen iyi "üçüncü mekanları" olduğu içindir.
    üçüncü mekan nedir? üçüncü mekan evde veya işte olmadığınızda her nereye gidiyorsanız orasıdır...
    görsel

    zamanımızın çoğunu nerede geçiriyoruz?
    yetişkinler için ya evde ya da işte (bu da giderek aynı yer haline gelmekte) ve gençler için ya evde ya da okulda.
    ve... başka neresi var?
    zamanımızı geçirdiğimiz yerleri üç kategoriye ayıran bilindik bir teori vardır.
    ilk mekan: ev.
    ikinci mekan: iş.
    üçüncü mekan: kafelerden barlara, kütüphanelerden parklara, kiliselerden camilere kadar hemen hemen her yer.

    üçüncü mekanların belki de en eskisi ve en önemlisi kent meydanlarıdır.
    tek bir amacı olmayan, genellikle trafiğe kapalı, kafeler ve restoranlarla dolu, belki bir orkestra için sahnesi olan ve genellikle tarihi mimariye sahip geniş bir kamusal alan.
    görsel

    turistler neden roma, paris veya prag gibi yerlere gitmekten keyif alıyor?

    pek çok neden var elbette, ancak belirli etkinliklerin ötesinde, bu şehirlerde olmanın tam olarak neden bu kadar keyifli olduğunu tespit etmek oldukça zordur; ta ki insanların ne yaptığına dikkat edene kadar.

    turistlerin neredeyse her şeyden daha çok keyif aldığı şey, kendi şehirlerinde olmayan türden büyüleyici eski bir meydanda bir kafede öylece oturmak.
    çalışmıyorlar, evde değiller, etrafta iyi bir mimari var ve araba yok.
    bu kadar basit.
    görsel
    görsel

    ve aslında ne yapıyorlar?
    konuşuyor, gülüyor, içiyor, atmosferi içlerine çekiyor, hatta belki yeni insanlarla tanışıyorlar.

    bunda görünüşte "üretken" veya "yararlı" hiçbir şey yok; daha ziyade, insanların her zaman yaptığı ve yapmaya ihtiyacı olan şeyi yapıyorlar: yani hiçbir şey.

    bu aynı zamanda bir yer ve kimlik duygusu ortaya çıkarır.

    pek çok şehirde fena halde eksik olan cazibe ve karakter gibi maddi olmayan nitelikler, insanlara kahve içmek ve öylece oturmak için hoş bir kamusal alan sağlayarak yaratılabilir.

    bu tür meydanlar bir kentin gerçek kalbidir.
    görsel

    arnavut kaldırımlı bir ara sokak, dolambaçlı bir yan sokak, çeşmeli ve birkaç ağaçlı küçük bir meydan bulmak, oturup bir kahvenin veya kahvaltının tadını çıkarmak, zararsızca sohbet etmek veya tamamen uzaklaşmak.

    bundan daha basit ve daha keyifli çok az zevk vardır; turistler yalan söylemez.
    sadece kahve alıp içtiğimiz yerin bizi bu kadar farklı hissettirebilmesi gerçekten hayret verici.

    ve bu önemlidir, çünkü tüm üçüncü mekanlar benzer değil - bazıları diğerlerinden daha iyi.
    görsel

    pek çok kasaba ve şehir, uygun bir meydandan, hatta pek çok ünlü şehre kendine özgü cazibesini ve karakterini veren küçük meydanlardan yoksundur.

    toplanma yerleri olmayan otoyollar, otoparklar ve kulelerden oluşan bu tür kentsel tasarımlar, esasen insan doğasına düşmandır.
    görsel

    ancak halka açık meydanların - iyi üçüncü mekanların - faydaları mutluluğun çok ötesine uzanır.

    bir anlamda medeniyetin merkezi bir direğidirler. insanların kaynaşması, anlaşması, tanışması, konuşması ve ortak bir güven ve kimlik duygusu oluşturması, herhangi bir sivil toplumun gelişmesi için çok önemlidir.
    görsel

    - - -
    kaynak twitler burada: https://twitter.com/…tatus/1683631168711798784?s=20

  • türk takımlarıın zorlu rakipleri çektiği kura.

    beşiktaş - liverpool
    trabzonspor - napoli
    galatasaray - balçova yaşamspor
    fenerbahçe - bayburt il özel idare

  • gelinle damadın çıkışı esnasında, geçiş yolu boyunca yakılan meşalelerden birinin gelinin duvağını tutuşturması; gelinin, önce söndürme çabaları ile helak edilişi, akabinde panik halindeki davetliler tarafından, yanı başındaki havuza atılması...

  • o kadar gezecek enerjiyi nereden bulduğu konusunda aydınlandığımıza göre başlığını daha fazla hortlatmayalım derim.