ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1874 yılı osmanlı telgraf hattı haritası
-
http://i.imgur.com/lz7pjn3.jpg
içi komple dolu siyah noktalar, uluslarası iletişimin mümkün olduğu istasyonları, yarısı dolu siyah noktalar ise sadece ulusal iletişimin sağlandığı istasyonları belirtiyor.
ayrılık sonrası kararları
-
komik kararlardır. her ayrılık bir milattır, önemsenen bir ilişki olduğunu varsayarsak tabi.
1. artık kolay kolay "seni seviyorum" denilmiycek
2. hisler ne derse desin akılla hareket edilecek
3. hiç bir klasik taktik küçünmeyecek hepsi uygulanacak (kaçan kovalanır vs)
4. her içinden geldiğinde aranmayacak sevgili yada adayı
5. düzelir diye beklenmeyecek, düzgün değilse en karizmatik şekilde baybay denecek
6. yeni stajyerle yüz göz olunmayacak, herkesle hanım bey diye konuşması sağlanacak
7. kimseye, yeni stajyere de acınmayacak, en ağır işler sınavı olsa bile ona yüklenecek
8. gülümseyerek uyanılacak, sevgili olsa da olmasa da
9. anne iki günde bir aranacak
10. her zaman hoş ve bakımlı görünülecek
11. eski dostlar aranacak, onlara zaman ayrılacak, sonra niye kimse beni aramıyo diye hayıflanılmayacak
12. az içilecek, ortamlardan ve mekanlardan mümkün olduğunca uzak durulacak
13. öküz olma sanatı öğrenilecek
14. bencil olma sanatı öğrenilecek
15. dört aydan önce bağlanılmayacak
editle devam ediyoruz:
16. eski sevgiliye geri dönülmeyecek, her dilde, kültürde ve durumda asla! (gülmeyin len)
2011/17. karaoke yapılacak
2013/oylandıkça karşıma çıkıyor, gülüyorum da bu sefer en çok 15. madde güldürdü. 4 ay: ) stajyerle yine yüz göz olup sıçtığımı da eklemeliyim. neyse hadi bakalım, büyüyoruz, değişiyoruz ama silmiyoruz geçmişimizi.. ayrılık konusunda bunu yazdığım zamandan beri çok şey öğrendim, madem bu kadar sık okunuyor onları da burada söyliyim.
müptela olmayın sevgilinize. kendinize de müptela olmayın. müptelalık kötü değil, bilakis, en tepesinde "hayat"ın kendisi yazan bir "müptela olunacaklar listesi" yazabilirim buraya. mutluluğunuzun kaynağını tek bir insana indirmeyin. düşününce ne acı değil mi: o varken mutlusun, yokken mutsuz. saçmalık bu. ha, böyle bir gerçeği hepimiz yaşıyoruz, bir bacak entrisiydi: hayatlarımız o kadar boktan ki piyango çıkınca düzelecek sanıyoruz. gibi birşey. söylenecek çok şey var ve ayrılık acısı çekene gerçekten üzülürüm ondan yazıyorum. şunu da diyip kaçiyim şimdilik: zamanında kendimi biri için duvardan duvara vurmuştum. sonra biri için kendimi yerden yere attım. 3-4 ay önce de, yatakta tek başıma yatıyorum, birini seviyorum, çok severek yüzünü düşünüyorum, şöyle bir düşünce geldi: öncekiler iyi ki olmamış. şükür ki olmamış. ne şanslıyım ki olmamış. şimdi, bundan sonrası ne olur hiç belli olmaz ama ne olursa olsun, öncekiler iyi ki olmamış. bunun niyelerini nedenlerini yazamam, kendimden bahsetmek konusunda epey gerilediğim için şimdi bile kendimce fazla gitmiş olabilirim ama sizler için değerli ayrılanlar kendimi zorladım bak. üzülmeyin. üzülmeyince geri geliyorlar zaten: ) hadi çav şimdilik.
football manager 2007
-
wonderkidime;
ilk kez intercontinential finalinde gozgoze geldik
55. dakkada sonradan girdin oyuna
ne bir gol ne de bir asist yapabildin ama
seni topla gormek buyuledi beni
yolladim tabi scoutlari hic beklemeden
te anasinin gozune guney amerikaya
arastirin bakalim dedim kimin nesidir ?
decent signing dediler, senin altyapinda 10 larca var bundan
bi de onu benim gozumle gorseniz dedim
peki var midir bende gonlu dedim ?
might be tempted diye cevap geldi
baskanim bunu alin, whatever the price diye buyurdum
geldin
bir an once yemyesil traning oklarini gormeyi bekledim
her idmanda gozum sendeydi
iligine kadar ezbereldim attributelerini
kizarmaya baslamisti artik ratinglerin
gozum ne lig ne avrupa gormez oldu
iple cektim next seasonu
bir sezon pistikten sonra altyapida
monte ettim seni ilk onbire
firtina gibi esiyordun sol kanatta
goller senin asistlerinle yagmur olup yagdi
composure yoksunu forvetimi bile gol krali yaptin
sonra kakaladim o forveti iyi paraya
senin personal statusde wonderkid ibaresini gorunce
yeni baba olmus gibi sevindim
yesil sahalar bizim lunaparkimizdi artik
elinden tutup saatlerce seninle vakit gecirdigim
ama sonra wnt simgesi belirdi yaninda
o serefsiz menejerin pazarliyordu seni resmen bir mal gibi
elinde tencere, tabak kapi kapi dolasan pazarlamacilar gibi
cektim seni kenara nedir bu durum dedim
never leave the club he lovesdi aldigim cevap
ama kulagima geliyordu flattered by the interested being shown in him
ah keske o minimum fee miktarini kaldirabilseydim
yetenek torpusu real madrid caldi kapimizi
yine o pezevenk menejerin haber etmis minimum feeden
adamlarin elinde tapu gibi kontrat yuklendiler
neden reddedemiyordum bu teklifi ?
sen bundan kat kat fazla degerliydin benim icin oysa
stall offer ulan iki dakka bekleyin dedim
kostum senin yanina offer new contract desem ne dersin dedim
bir hafta dusunup kararini verdin
ama onlardan yana
o gozlerindeki futbol hirsi bozuk para gibi dokulmus ceplerinden tasiyordu giderken
sana verdigim babamdan kalma dizligi bir kenara atmissin
ben burdayim diye bagiran afili markalara burunmussun
tamam simdi herseye sahipsin
uctun yuvadan gittin
ama bana lutfen durustce soyle
bu aksamki macta nah surana bir aci saplanacak mi ?
benim filelerimi de havalandirabilecek misin ?
yoksa artik sen benim bildigim wonderkidim degil misin ?
messi'ye giydirilen tül
-
bundan 50 sene sonra messi’nin kupa kazandığı fotoğrafa bakacağım ve bunu göreceğim, allah belanızı versin.
satrancın en stratejik taşı
-
50 sayfalık başlığın 20 sayfası "piyon" yazanlarla dolu. "benim satranca bakışım farklı üstadım"
ahaha sizin farklı olma arzunuza çakayım kasaba entelleri sizi..
mustafa durdu'nun 27 kasım 2013 tarihli yazısı
-
okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.
game of thrones
-
--- spoiler ---
tywin lannister krallığı kendine borçlandırıyormuş. adam yıldırım demirören çıktı rıza baba.
--- spoiler ---
fileleri vatandaşlara ücretsiz dağıtacağız
-
hangi yandaş file işine girdi acaba.
a) cengiz inşaat
b) cengiz inşaat
c) cengiz inşaat
d) cengiz inşaat
e) cengiz inşaat
müslüm gürses şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
"hayalle yaşarken gerçek dünyada zamanı içmişiz haberimiz yok"
benim diyen izafiyet teorisine diz çöktürür bu söz.
üniversitede fark edilen gerçekler
-
eve gelindiğinde yemeğini önüne koyan, çamaşırlarını her daim hazır eden, ortalığı silip süpüren, ortalığı toparlayan anne meğersem başlı başına bir süper kahramanmış.
tüm gün boyunca yanmayan soba geceleri tütermiş.
hiçbir zaman benim için dağları aşar, enginlere sığmaz dediğin arkadaşlarınla mezun olurken yanında bulunan arkadaşların aynı kişiler olmazmış.
o öğrenci işlerine allah her daim bir eksik akıllı verirmiş.
sütten çıkmış ak kaşık olsan bile giyiminden saçının şekline, duruşundan bir ortama girdiğinde ki selam veriş tarzına göre belli gruplarca notun anında verilirmiş. bu not hocalara uçar ve resmiyet kazanırmış.
okul boyunca model aldığın ve düşüncesi seni zerre ilgilendirmeyen hocaların sana bakış açısı tamamen farklıymış.
sabahın ilk ışıkları vize ve final döneminde insanın içini burkarmış.
o diplomayı alsan bile mezun oluncaya kadar kendine birşeyler katmazsan üniversiteye başladığın anki statünle mezun olduğun anki statün arasında hiç fark olmazmış.
düğünde damadı çileden çıkaran gelin
-
damadın çok gereksiz bir tepki verdiği görüntü. madem o noktaya geldin sabredeceksin. bilemiyorum ama sanırım pasta imzalar atıldıktan sonra yeniyorsa gelinin " evet" pişmanlığı inanılmaz büyük olmalı
sevgili yüzünden kendin olamamak
-
nişan ve evlilik sırasında kişilerin bir anda kendileri olmasıyla beraber ayrılıklara sebep olan toplumsal tiyatro.
hala koronavirüs kapmayanların meslek sırları
-
is makinesi operatoruyum santiyede. yanima yaklasani 9 metre derine gomerim dedim. o gunden beri yaklasan yok... yemegimi cayimi termosta evden getiriyorum. ama tabiiki yusuf yusuf halindeyim.