hesabın var mı? giriş yap

  • benim bu çocuk.

    ablam 8 yaşındayken, ailesel problemler yaşadığı için depresyona giren anneme;

    - anne, sen bu teyzemler, dayımlarla uğraşıp duruyorsun, üzülüyorsun. ben de tek başımayım sana destek olamıyorum. yap bi çocuk, bok yıkamaktan onları düşünmeye vaktimiz olmasın.

    demiş. annem de hangi kafadaysa yapmış işte beni sağ olsun.

    dünyaya geliş amacım bu.

    not: 8 yaşında, evet 8 yaşında o cümlelerin hepsini toparlayıp söylemiş anneme canını yediğim.

  • doğacak çocuğada yazık anne ve babayada yazık onun için bu kararı alanları yargılamak yerine destek vermeyi düşünebilirsiniz...

    bir gün zihinsel engelli bir çocuğu olan, bir annenin duasına tanık oldum, hayatım boyunca unutamayacağım. " allah'ım evladımın canını benimkinden önce al diye dua ediyordu" nedenini ise kendi ölürse evladı perişan olur diye kaygılanıyordu!

    lütfen insanları yargılarken iki kere düşünün...

  • ön edit: lütfen konu ile ilgili fikri olan mesaj atmak yerine entry girsin. entry girin ki o müthiş fikirlerinizden sadece ben değil tüm herkes faydalansın. yoksa sabaha kadar çene çalsak ne olur en fazla beni ikna etmiş olursunuz.

    stad taş çatlasın 60 milyon liraya yapılabilir, geri kalan 100 milyon lira hayır olsun diye eşe, dosta, akrabaya, lise arkadaşına dağıtılabilir. hiç sevap kazanılmasın mı?

    "dini tilkiden öğrenen, tavuk çalmayı sevap sanır" hesabı.

  • tarifsiz bir huzur veriyor bana bu meret nedense. hele bir de o isigin altinda demlenmekte olan bir (tercihen iki) caydanlik, yanindaki tezgahta tepsi icinde beklesen bardaklar, iceride de bardaklarin yolunu gozleyenler varsa degme keyfime. kalabalik hissi aspirator isigi, kisin salonda yazin balkonda uzayan muhabbetlerin fonu. istatistigini tutmadim hic, ama hissatistigimle konusuyorum, misal bizim aile evinde aspirator isiginin yandigi gunlerde evde bir bayram havasi, annemin babamin beni cok sevdigi durumu hasil oluyorken yanmadigi gunlerde bir gam bir kasavet aliyor basini gidiyor. isin garibi aslinda diger aile uyelerinde de aspirator isigi yandigi gunlerde bir davranis degisikligi, bir uysallik, bir anlayislilik, bir konuskanlik goze carpiyor. ahdim var evdeki, ve dahi butun evlerdeki cirkin beyaz isiklari, florasan lambalarini, elektrikten tasarruf edelim diye insani insanliktan cikaran aydinlatma planlarini bu kendi ciliz ama tesiri muazzam aspirator isigi ile degistirecegim. serefsizim dunya cok guzel bir yer olacak o vakit.

  • düşünsenize, üniversite mezuniyet töreninize gidiyorsunuz, tören esnasında sokak köpeği tarafından ısırılıyorsunuz.

    bu olay, medeniyetten ne kadar uzakta olduğumuzu gösteriyor.

  • bir çok açıdan yeni moda oyun akımı yaratma gücüne sahip, zekice düşünülüp basit kurgulanmış bir board game. catan, 1995'te almanya'da yılın oyunu, 1996'da abd'de yılın oyunu seçilmiştir. 10 seneyi aşkın yolculuğunda türlü dillere çevrilmiş, bir sürü expansion pack'leri, add-on'ları çıkmıştır. nedendir inceleyelim:

    1) oyunun ana kurgusu:

    oyunda önemli olan, yerleşim merkezleri kurmak, bu yerleşim merkezlerine yollar ile bağlantılar yapmak ve haritanın olabilecek en uzak yerlerine ulaşmaktır. her yerleşim merkezi ayrı bi puan ve her turn ayrı bir kart hakkı tanır diyebiliriz kabaca. oyunda şans faktörü zarlarla sağlansa da, bu bir baharat olarak konmuştur. kazananı belirleyen, daha ziyade yerleşim yerlerinin stratejik konumudur.

    2) oyunun zayıf yönleri:

    ilk oynadığımda haritanın küçüklüğü, kartların çeşitli olmayışı gibi detayların oyunu bir süre sonra sıkıcılaştıracağını farkettiysem de, ne mutlu benden önce farkedenler olmuş, hem deniz hem de kara temelli türlü türlü haritalar ve grafikleri birbirinden güzel kartlar piyasaya sürülmüştür. telafi edilmiştir yani.

    3) oyunun güçlü yönleri:

    hızlı öğrenebilmek, kolay oynayabilmek, kurallarının karmaşık olmaması, grafiklerinin ortalamanın çok üzerinde oluşu ve değişik oyun seçenekleri olarak sayabilirim. risk'teki bir süre sonra rutine binen saldırma meselesi ve monopoly'deki aldım verdim ben seni yendim yaklaşımı burada daha farklı işlenmiş, hoş da olmuş. bu oyuna dinamizm katmış.

    kısaca böyle.
    (bkz: ben kısa konuşmayı seve)