hesabın var mı? giriş yap

  • linkten görülebilecek fotodur. 1 mayıs kimleri bir araya getirmiş!

    http://imgur.com/07mpo7q

    bunlar okurlarını 6 yaş seviyesinde filan mı zannediyor acaba?

    edit: lamneth haklı, başlığı dikkatsiz açmışım, 1 mayıs 1977'ye değil günümüze ışık tutan (!) bir foto aslında. özür dilerim.

  • ayar değildir. bir doktora yakışmayan cevaptır. doktorluk bu riske rağmen seçilmiş bir meslektir. aids'li hastadan aids kapma, hepatitli hastadan hepatit kapma gibi ağır riskleri de vardır.

    burada arkalarından atıp tutan ergenleri saymazsak bir çoğumuz için tam da bu yüzden kutsaldır.

    bu cevap ise tıp 1. sınıf öğrencisi cevabıdır.

    çin'de, italya'da maske takmaktan yüzleri mosmor olan, ailelerini göremeyen hemşireler dahi böyle saçma bir cevap vermez canından endişe eden bir insana.

  • şimdi sabah haberlerinde bir kaç gündür gözüme çarpıyor bu teyzeler, amcalar farklı versiyonlarla:

    bir adam "torununa 1 lira harçlık veremediğinden" yakınıyor, bir kadın "torununun muz istediğinden ama alamadığından"...

    ben fena kazanmıyorum, yani ortalama bir standardım var, hatta bazen çok bile kazanıyorum çeviri vs. ile. biraz da steril yaşıyorum; köyden kente, evden işe... böyle bir başınıza takılırsanız gözünüze gözünüze giremeyebiliyor gerçekler.

    bugün c sınıfı bir pazara gittim. (len pazarın da sınıfı mı olur demeyin. var: misal antalya'da altınkum pazarı bambaşka, altınyaka daha başka, sosyete pazarı ekstra başkadır.) iki üç çeşit meyve dışındakiler girmez o sınıf pazara mesela. ben bugün çakırlar pazarındaydım. balıkçıya durdum ve klasik deniz mi, çiftlik mi sorusundan sonra bir tane -bir tane- tekrar yazıyorum bir tane çupra tarttırdım: 20 lira dedi. yuh dedim. yuh deyince kenardaki küçük -adını şimdi anımsayamadığım balığı gösterdi. len dedim, ev geçindiren bir ebeveyni düşünsene, geliyor, bir balık yedirmek istiyor çocuklarına adam gibi, kenara attığı balıkları gösteriyor satıcı. içi acır lan insanın. benim evlatlarım evlat değil mi lan, der. der yani. ben olsam derdim.

    almadım, içeriye doğru uzadım. patates 3.5 lira (dün markette 5 liraydı, sinirlenip almadıydım), fasulye 7 lira, havuç 3 lira, patlıcan 3,5, bakla 7, pancar 4 tanesi 3 lira, marul 1,5, 4 tane yeşil soğandan müteşekkil bağ 1 lira... hangi sebzenin mevsimi dedim kabağı, havucu gösterdi, baklayı sonra, patates, soğan...

    çilek de 6 liraydı ha. eriği hiç saymıyorum.

    şimdi tv'de "insanlık onuru" diyor başbakan.
    insanlık onuru mu kalmış lan? verdiğiniz 900 lira maaş ile bir dede/nine torununa pazarda gördüğü meyveyi, balığı, sebzeyi alamıyor, hangi onurdan bahsediyorsunuz lan?

    yazık, vallahi yazık.

    dilerim ki bahsettiğiniz o insanlık onuru sizi ve sizin gibi çiğleri gün gelecek yiyecek!
    insanlık onuru, yalandan, hitabetten beslenen pezeveng herifleri yenecek.

    ha, muzdu di mi? muz göremedim pazarda.

  • yan koltukta oturan birine cevap vermeden önce yapılan frenler de bu mahiyette kıymetlendirilebilir.

    evet, var öyle bir şey. kadın şoförler, araç sürerken ön koltukta oturan bir yolcuyla sohbetleri esnasında, bilhassa hayretle karşıladıkları bir konuda cevap veriyorlarsa, önce frene basıyor sonra konuşuyorlar. denendi, %100 çalışıyor.

    bu hakikati bir örnekle taçlandıralım:

    {misal, bir kış günü çeşme otobanı, sol şerit.}

    yan koltuktaki: mürüvvet de boşanıyormuş.

    {fren}

    kadın şoför: yapma ya!

    {devir düşer, motor vurur tor tor tor}

    .

  • serbest bırakıldıktan sonra

    "adına 'özgürlük' diyorlar.
    hayatımızı inceleyip, özelimizi dinleyip, ardından 'pardon, yanlış anladık' deyip, adaleti de kendileri tayin edip, sonra da 'özgürsün' diyorlar.
    bence bunun adı özgürlük değil - tutsaklıktır!"

    şeklinde bir açıklama yapmış güzide oyuncu.

  • en büyük nedeni dünyada talep gören diğer yatırım araçlarının bu ülkede enflasyonun altında getiri vermesidir. tasarruf olarak biriktirilen para enflasyonun altında getiri kaydederse erir gider. enflasyonun düşük olduğu ülkelerde büyük sıkıntı olmasa da bizim gibi yüzde 20 enflasyon olan ülkelerde bu büyük sıkıntılar yaratır. o yüzden insanlar enflasyon üzerinde kar getiren yatırım araçlarına yönelir. en temel yatırım aracı olan mevduat hesapları son yıllarda izlenen politika nedeniyle genellikle yıllık olarak enflasyonun altında kalır. bist100 yine aynı şekilde dönemsel olarak iyi kar bıraksa da senelik olarak enflasyonun altında kalıyor. bu temel yatırım araçları her sene aynı performansı sergileyince insanlar doğal olarak parasını bunlarda tutmayıp alternatiflere yöneliyor. bitcoin yatırımlarının artması da, yıllardır artan dolarizasyon da, patlayacak denilip de patlamayan konut balonu da hep bu sebeplerle alakalı.

  • fransız heykeltraş auguste rodin'in eseri. türkiye'de akıl hastanesinin bahçesine konmuş bu heykeli diğer ülkelerin koyduğu yerler:

    * israil: tel aviv ve rad veri iletişimi merkezi’nin giriş lobisi.
    * japonya: tokyo’daki kyoto ulusal müzesi, batı sanatları ulusal müzesi
    * norveç: oslo’da national gallery of norway
    * ingiltere: cambridge üniversitesi (jimmy tide house)
    * vatikan: the vatican museums, collection of modern religious art
    * kanada: maclaren sanat merkezi,
    * meksika: museo soumaya.
    * amerika: maryland, baltimore museum of art, new york, canisius college, buffalo, cleveland sanat müzesi, columbia üniversitesi, michigan, detroit sanat enstitüsü, missouri, nelson-atkins museum of art kansas city, kentucky, louisville üniversitesi, pennsylvania, rodin müzesi philadelphia, washington, the maryhill museum of art, goldendale, san francisco, the california palace of the legion of honor, california, stanford üniversitesi ve norton simon müzesi, pasadena, washington d.c, the national gallery of art, florida, bal harbour shops, miami
    * avustralya: melbourne the national gallery of victoria ve sidney the sydney opera evi
    * arjantin: buenos aires parlamento binası önü