ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
boğaziçi mezunuyum benden yaprak sarma istiyor
-
gelin itiraf edelim. okul bitti bir şekilde işe başladık. kimimiz kpss ile atandı aileden uzak şehirlere gittik kimimiz özel sektörün cazibesi ile uzak şehirlere, ülkelere çalışmaya gitti. ilk zamanlar her şey çok güzel. cepte para var, özgürlük var. bir kaç ay sonra yavaş yavaş sorumluluk binmeye başladı üstümüze. yemek yapmak, bulaşık yıkamak, ütü yapmak, ev temizliği vb. işler uzayıp gidiyor. bir sonu yok.
o an işte hanginiz; "amk ben bunları yapmak için mi onca sene okudum!!!!" demedi? ben dedim. ama sonra evlendik barklandık. evin sorumluluğunu iki kişi paylaşmaya başladık. eşimizde çalışıyorsa çift maaş olduk. gelir seviyemiz ve yaşam standardımız yükseldi. ama aramızda bazı hayvanlar evin bütün sorumluluğunu kadına yükleme yolunu seçti. ana evi rahatlığını yaşamaya devam etti. halbuki o kadın onca sene öküzün birine hizmet etmek için mi okumuştu?
bence boşanma davasındaki bazı laflar cımbızlanmış ve haber değeri taşıması için uğraşılmış. yoksa kimse "ben boğaziçi mezunuyum sarma sarmam" "ben odtü mezunuyum ütü yapmam" demez. sanmıyorum. bence "ben bunca sene bu öküze hizmet etmek için mi okudum" demiştir.
evde hırsız varken yapılması gerekenler
-
bulduğunuz yerde öldürün. sonra yatağı öldürdüğünüz yere taşıyın.
mutfakta öldürürseniz yer yatağı yapın.
pakistan'da tecavüze tecavüz cezası
toplu taşımalarda koltuk sahibinin veliaht seçmesi
-
toplu taşımayı sık kullandığım dönem bu olayın tam tersi benim başıma gelirdi. otobüsün neresinde oturursam oturayım otobüse binen yaşlı teyzeler/amcalar doğrudan sanki benim oturduğum koltuk boşmuş gibi bana doğru yürür ve biraz girişken olanı "kızım yer vercen mi bana" şeklinde konuya girerken, daha çekingen olanı da koltuğa abanma, bana abanma, kucağımdaki çantaya abanma, oflama poflama modunda o koltuğu bir şekilde benden alırdı. sadece o değil, "eskiden böyle miydi, şimdiki gençler vatan haini, yer vermiyo" şeklindeki tiplerin ilk hedefinde de hep ben vardım. ufak tefek yapımdan mıdır bilmiyorum ama genelde otobüse bineni göremeyecek kadar yorgun olduğumdan bu yer vermediği için ayıplanma olayına çok bozulurdum. okuldan eve dönüşüm 4 saat sürüyordu çünkü normal şartlarda. sabah 5te uyanıyordum okula zamanında gidebilmek için. yaşımdan ve minyon olduğumdan beni olduğumdan daha küçük sanıyorlardır yorgun gözükmeme rağmen diye kendimi teselli ediyordum. yıllar geçti, en son yine tramwaya bindiğimde bi teyze hedefe kilitlenip dizimin dibine kadar geldi. tramwayda her yaştan insan doluydu, özellikle baktım. teyze dizimin dibine varınca geç otur teyze diyerek kalktım. teyze teşekkür bile etmeden şöyle dedi:
"kızım sen de yorgunsun tamam ama ben bi de yaşlıyım..."
sesinde sadece kızgınlık vardı. "eski gençler böyle miydi hiç!"
pes oynayan maç izleyen rakı içen güzel kız
-
yatakta da elinize verebilir. bir ihtimal yani. düşünmekte fayda var.
izmir kordon hırsızlık olayları
-
bir kaç hafta önce kafası güzel arkadaşlarımızla çimlerde oturduğumuz sırada yanımıza 2 tane velet geldi ve saçma sapan muhabbetler ederek iyice dibimize sokuldular. gerek tecrübeler olsun gerek gördüğümüz olaylar olsun bir kaç dakika sonra telefonların gideceğini anladım ve hiç müdahale etmeden izledim. velet elindeki ceketi yere(telefonların üstüne) bırakıp almak için eğildiğinde bileğini yakaladım ve geri ittim. hiçbir şey demeden yanımızdan uzaklastılar büyük ihtimal yeni kurban aramaya gitmislerdi. işin komik tarafı kafası güzel gerizekalı arkadaşlarım hala neler olup bittiğinin farkında değildi.. eğer bu kadar safsanız kordon çimlerinde oturmayın pls.
özetle: telefonları çimlere koymayın ve göremeyeceğiniz bir yerde olmasın.
evlilik alışverişinde pierre cardin cortlatması
-
böyle bir cortlatmaya ben de maruz kalmıştım. ne kadar "harun bunları giymez" desem de dinletemedim ailenin kadınlarına. illa o saten pijama takımıyla o deri terlikler alındı. al işte adam giymiyor pijamayı, yatakta kayıyormuş, bir yere tutunması gerekiyormuş dönerken. zaten evin içinde aborjin gibi yalınayak dolaşıyor, "deri terlik ney lan" dedi bana. terlik...isme bak. ter lik. kendime yabancılaşıyorum üst üste 5 defa terlik dersem.
yaran facebook durum güncellemeleri
ışık hızına ulaşıldığında zamanın durması
-
ışık hızında zaman akmaz. misal foton için işleyen bir zaman yoktur. sözgelimi andromeda galaksisinde oluşan bir fotonun bizim gözümüze ulaşması ikibuçuk milyon yıl sürerken foton için olan şudur: oradaki bir yıldızda oluşur ve aynı anda bizim gözümüze ulaşır. foton için bu böyledir. bu yüzden zaman sadece gözlemciye bağlıdır demiş anştayn reyiz.
babaları sayesinde meşhur olmuş insanlar
-
(bkz: hz. isa)
batuhan karadeniz
-
son tweet inin altındaki yorum daha cok yarmıştır;
"yaşın genç, sanayide bi ustanın yanında başlayabilirsin hala."