hesabın var mı? giriş yap

  • gol sonrasi sevinci cok itici. evet. deplasmanda rakibi susturuyor ve ronaldo'nun hareketini aynen kopyaliyor.
    gozlerimiz 4-5 gol gerideyken deplasmanda gol atip rakibe sus isareti yapan pembe yanakli kezban tuncay sanli'yi ariyor.

  • ismet yılmaz'ın bugün açıkladığı, sevdiğim bir dostumun da hakkında bir inceleme yazdığı yeni yerleştirme sistemi. yorumsuz bırakıyorum yazıyı buraya.

    "bugün, milli eğitim bakanı ismet yılmaz teog yerine getirilen sınavsız sistemi açıkladı. şimdi size bu sistem hakkında birkaç kelam etmek istiyorum.

    öncelikle sistem basitçe şu şekilde çalışıyor; öğrenciler girmek istedikleri 5 okulu tercih listelerine yazıyorlar. tercihler geldikten sonra ise sistem, öğrencilerin adreslerinin okullara olan uzaklığına göre öğrencileri sıralıyor ve en yakından başlayarak öğrencileri okullara atıyor.

    bir örnek üzerinden gidelim, varsayalım ki 3 öğrencimiz (i1, i2, i3) ve örneğimizin basit olması adına 3 okulumuz (s1, s2, s3) olsun ve tümünün kontenjanı 1 olsun. öğrencilerimizin tercihleri ise şöyle olsun ise şu şekilde olsun:
    i1: s1, s2, s3
    i2: s1, s2, s3
    i3: s2, s3, s1
    ayrıca öğrencilerin okullara adres olarak yakınlık durumu ise şu şekilde olsun:
    i1 s1’e, i2 s2’ye, i3 ise s3’e yakın.
    şimdi eşleştirme yapalım.
    ilk adımda her öğrencinin ilk tercihine bakalım ve öğrencilerin okullara yakınlık durumlarına göre uygulayacağımız öncelikler doğrultusunda öğrencileri yerleştirmeye çalışalım. i1 ve i2 s1’i istiyor, i3 ise s2’yi istiyor. i1, s1’e yakın olduğu için oraya eşleşti, i2 şimdilik boşta kaldı ve i3 ise ilk adımda tek isteyen o olduğu için s2’ye rahatça yerleşti. şimdi yerleşemeyen öğrencilerin (ki burada tek bir öğrenci var) ikinci tercihlerine bakalım. i2 s2’yi istiyor fakat i3 oraya yerleşti ve s2'nin kontenjanı doldu. bu adımda da i2’yi bir okula yerleştiremedik. o hâlde i2 son tercihi olan s3’e yerleşti. yani sonuç:
    i1 -> s1, i2 -> s3, i3 -> s2. ama aslında i2 s2’yi daha çok istiyordu ve s2’ye yakın oturduğu için önceliği olmalıydı ama yerleşemedi! bu tarz sonuçlar veren eşleştirmelere “stabil olmayan eşleştirmeler” denir ve elbette bu tarz eşleştirmeleri tercih etmeyiz. eh sonuçta görüyoruz ki pek de istenmeyen bir sonuç çıktı.

    burada görüyoruz ki öğrencilerin sadece istediği yerleri sıralaması pek de makul bir seçim değil. o hâlde sadece istedikleri yerleri sıralamak yerine kimi okullara girme şanslarını arttırmak için belirli stratejiler yapmaları gerekiyor. bu örnekte i2 eğer 1. tercihine s1 yerine s2 yazsaydı o okula girecekti, fakat yazmadığı için son tercihi olan s3’e girmekle yetinmek zorunda kaldı. yani strateji uygulayarak daha iyi bir duruma gelecekti. bu tarz sonuçlar veren eşleşmelere ise “strateji-geçirgen” (türkçesinin bu olduğundan emin değilim maalesef, ‘not stratgey-proof’ deniyor) eşleşmeler diyoruz. elbette böyle bir sonucu da istemeyiz çünkü bu eşleşmenin ana hedefi eğitimde fırsat eşitliği yaratmak ve öğrencileri büyük bir stresten kurtarmaktı. fakat öğrencilerin strateji yaparak, adeta kumar oynayarak, riskler alarak daha iyi konuma gelebileceği bir sistemin fırsat eşitliği konusuna sekte vurabileceği aşikâr. yukarıda bahsettiğim “stabil olmama” ve “stratejik-geçirgenlik” sistemlerini ortadan kaldırabildiğimiz teorik bir eşleşme mümkün ama bunun için sisteme eklememiz gereken birkaç adım daha var ve maalesef bunların uygulanması da neredeyse imkânsız (meraklısına bu imkânsızlık hakkında makale: https://goo.gl/sbrkte).

    bu sistemin adına boston okul seçim mekanizması deniyor. 2003’ten itibaren başlayan çalışmaların ve 2005’te haluk ergin ve tayfun sönmez tarafından yazılan makalenin sonucu olarak bu eşleştirme sisteminin istenen sonuçları vermediği görülmüş ve boston’da bu eşleştirme sistemi kaldırılmıştır (meraklısına ergin-sönmez makalesi:https://dlib.bc.edu/…-ir:103195/datastream/pdf/view). ayrıca amerika’da bu sistemi uygulayan başka eyaletler de yavaş yavaş bu sistemden vazgeçmektedir.

    birkaç sene içerisinde değişeceğinden emin olsak dahi, türkiye hiç akıl kârı olmayacak bir biçimde, bu sistemi uygulamaya başlıyor ve gençlerin liselere yerleşiminde doğacak büyük haksızlıklara ve eşitsizliklere yeni bir kapı açıyor. sonuçlarını göreceğiz.

    ek bir not: türkiye’de belli başlı okullara sınavla yerleşilecek fakat bu okullar yalnızca %10 oranında. geri kalan %90 okula öğrencilerin yerleşimi boston mekanizması ile olacak.

    meraklısı için bir ekleme: top trading cycle altında da bu sistem stabil sonuç vermiyor ama strategy-proofness’ı kazanabiliyorsunuz. ama zaten türkiye’de ttc uygulanmayacak."

  • ancak akp iktidarında gerçek olabilirdi, oldu da. zira olmayan yerli üretim uçağı seçim öncesinde yine göklere çıkarmayı başarmış olan tek parti akp idi. baktılar bu eyyamları halk çok beğeniyor, 24 km ray ile yurdu demir ağlarla döşediklerini iddia ettiler, ilki çok beğenilince, olmayan uçağı gökyüzüne çıkaranlar bu sefer olmayan rayları yeraltına indirdiler. oysa bakıyorsun karşılarına aldıkları, rakip gördükleri 1920'lerin iktidarı yılda ortalama 180 km ray döşemiş.

    şimdi birileri çıkıp diyecek ki "o zamanki raylarla bu zamankiler bir mi? her şey elektronik falan" o zaman ben de diyeceğim ki "be pezevenk, savaştan yeni çıkmış, parası olmayan, iş gücü olmayan, yorgun, bitkin, kafasını kaldırmaya çalışan türkiye cumhuriyeti ile bugünkü türkiye'yi kıyaslamasını biliyorsun ama!?"