hesabın var mı? giriş yap

  • tam bir azınlık düşmanı, egemenlerin istediği tipte bir düzen çocuğu. herhangi bir azınlığa mensup biri veya kendini azınlıkların yerine azıcık koyabilen insanları ciddi bir şekilde rahatsız edecek, mide bulandırıcı bir zihniyete sahip yazdıklarından bir demet:

    "hımm bunu mu giysem ayy bu da travesti bekir'in iş kıyafeti gibi duruyor".

    "taksidi ile bile bir rus kızını kiralayabileceğim fondötenimi ayy rengi ne iyiymiş dur süreyimdiye atladıkları zaman suratlarını cırmıklayasım geliyor".

    "yaz sıcağında omzuna koyduğun ince kazakla da kendine zengin süsü vermeye çalışmışsın ama buram buram kırıkkalede kuaförlük yapıyorum diye bağırıyorsun".

    "bronz tenin güzel bir şey olduğunu kim çıkartmışsa aklına sıçayım ben onun. arabaların önüne atlayıp silim mi abi diyen bebelerden bir farkı yok. bok rengi saç, kara sarı ten".

    çok öfkelendirici, çok zavallıca.. kendisinin beyniyle ilgili hiçbir halt söylemeyip, dış görünüşünü eleştirenlerin ("dış görünüş eleştirmek"? bir insan sabah kalkar ve saçını sağa veya sola doğru tarar, kimisinin dişi yamuktur, kimisinin saçı yeşildir.. 'eleştirmek' ne demek? nasıl sığ bir beyin, ne kadar da meşru durumda.. 2011 yılında..) bu 'eleştiri'leri de ayrıca mide bulandırıcı.

  • seçilsende seçilmesende chp kapanıp dernek haline gelene yada senin o dinozor tayfan yok olup gidene kadar, ne benden ne bir yakınımdan oy moy yok.

  • mısırlılar, nil nehrinin altına tünel yapacaklar.
    farklı ülkelerden projeler istemektedirler.
    fransızlar önerilerini getirmişler:
    -iki farklı ekip halinde işe başlayacaz. iki ekip, iki uçtan beraber çalışmaya başlayacaklar ortada buluşacağız. güzel bir tünelininiz olacak
    öneri beğenmişler ancak almanları da dinleyelim demişler.
    almanlar önerilerini getirmişler:
    - iki farklı ekip halinde işe başlayacaz. iki ekip, iki uçtan beraber çalışmaya başlacaklar ve ortada dışarı bir çıkış açacaklar. ekiplerimiz ortadaki çıkışta buluşacaklar. güzel bir tüneliniz olacak.
    bunu daha çok sevmişler ancak yine de türkleri de dinleyelim demişler.
    türkler önerilerini getirmişler:
    - iki farklı ekip halinde işe başlayacaz. iki ekip, iki uçtan beraber çalışmaya başlacaklar. ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık iki güzel tüneliniz olacak.

  • zeki demirkubuz'un 2015 yılında hürriyet'e verdiği röportaj sayesinde öğrendiğim olay.

    kulislerde zaten yıllardır konuşulan küslük olayı, 2015'te zeki demirkubuz'a sorulan "nuri bilge ceylan'la küs olduğunuz doğru mu?" sorusuna karşılık "evet, 2006'dan beri konuşmuyoruz" cevabıyla resmileşmiş. ben de bu olay üzerine internetten konuyla ilgili bir dedikodu toparlaması yapmak istedim.

    yaptıkları iş sebebiyle ortak noktaları da bir hayli çok olan ikili, bir dönem ciddi anlamda sıkı dostlar. derin sinema kulislerine göre zeki demirkubuz, bir gün nuri bilge ceylan ile sohbeti sırasında ceylan'a yılmaz güney'in baba filminin yeni versiyonunu çekmek istediğini, hatta oyuncu arayışlarına da başladığını söyler. bu konuşmanın yapılmasının üzerinden çok fazla zaman geçmeden demirkubuz'un kulağına, nuri bilge ceylan'ın üç maymun adlı bir filme başladığı dedikodusu gelir; ceylan'ın 2008 yılında vizyona giren filmi üç maymun'un omurgası tıpkı baba filmindeki gibi cezaevindeki bir adamın ailesinin, o cezaevinden çıkana kadar yaşadığı değişimdir. bu haberle sarsılan zeki demirkubuz, nuri bilge ceylan'a küser.

    ikili arasında yaşanan bu olaylar, o tarihten 2012'ye kadar sinema kulislerinde konuşulur ancak kimse meseleden tam olarak emin olamaz. 2012'ye gelindiğinde zeki demirkubuz, engin günaydın'ın başrolde olduğu yeraltı adlı bir film yapar. dostoyevski'nin "yeraltından notlar" adlı romanından esinlenilerek yapılan filmde sıkıntılı bir memur hayatı yaşayan kahramanımız, zamanla çok meşhur bir yazara dönüşen eski arkadaşının düzenlediği bir meyhane muhabbetine katılır. ankara sıkıntısı adlı bir kitapla büyük üne kavuşan, sağdan soldan çalıp çırptıklarıyla meşhur olan yazar ve şakşakçı arkadaşlarına sinir olan kahramanımız o rakı sofrasında masadakilere demediğini bırakmaz. hatta bir ara "sen bu gidişle nobel de alırsın oscar da alırsın..." gibi bir cümle de kurar. bilindiği gibi nuri bilge ceylan'ın mayıs sıkıntısı adlı bir filmi var ve kendisi iki kez türkiye'nin oscar aday adayı oldu. işte bu sahneden sonra derin sinema kulisleri, demirkubuz'un "yeraltı" filminde nuri bilge ceylan'a gönderme yaptığından emin olurlar.

    bitti mi? hayır... eylül 2012'de yeraltı filmiyle 19. adana altın koza film festivali'ne en iyi film dalında aday olan demirkubuz, festivalden eli boş döndü. o dönem birçok eleştirmenin "senenin en iyi filmi" olarak üzerinde birleştiği "yeraltı" böyle bir festivalden nasıl eli boş döndü? bu olayla alakalı olarak ahmet hakan'ın da köşe yazısına taşıdığı bir kulis dedikodusu vardı: nuri bilge ceylan'ın filmlerinin yapımcılığını üstlenen zeynep atakan, jüri koltuğundaydı ve iddiaya göre nuri bilge ceylan'ın, "yeraltı" filminin ödül alamamasında etkisi vardı. zeki demirkubuz, o dönem attığı bir tweet'le sonuçlara olan tepkisini şöyle göstermişti: “bu filmleri kendileri jürilik yapsın diye çektiğimi zanneden gerzeklerden çok sıkıldım artık. bundan sonra türk festivallerinde yarışmak yok.”

    evet, olaylar böyle... her ne kadar zeki demirkubuz, 2015 yılında hürriyet'e verdiği röportajda bu küslükle alakalı olarak "hayat böyledir. insanın arkadaşları olur, sevgilileri, ahbapları olur; bir dönem sonra herkes yoluna gider." gibi basit bir cümle kursa da yıllar yılı yaşananlar bu cümlede anlatılandan çok daha fazla gibi.

    edit: yol filmi, baba olarak değiştirildi.

  • çok doğru bir önermedir.

    algoritma şu şekilde işler erkekler açısından.

    10- düzgün müsün? evetse 20'ye , hayırsa 30'a git.
    20- sevgilin var mı ? varsa 40'a , yoksa 50'ye git.
    30- konumuz sen değilsin , bizi uğraştırma ve 60'a git.
    40- bakın düzgün ve sevgilisi var. 60'a git.
    50- demek ki düzgün değilsin.
    60- son.

  • eşimdi.

    o anlatırken sessiz sessiz gözlerinin içine bakıp işte bu dedim. evleneceğim kız bu.

    5 * yıllık ilişkimiz boyunca bir kez olsun pişmanlık duymadım.

    zarar gelmez olum bu tiplerden, aslında en korktuğun tip böyle ağzımdan laf kaçırır mıyım diye sinsi sinsi takılıp foyası sekizinci dokuzuncu görüşmede belli olandır sen onla dalganı geç.

    p.s : itiraf edeyim bizimkisi avukat olduğundan bayağı konuştu ama :)