ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
twitter falan hepsinin kökünü kazıyacağız
bayern münih'in hazırlık maçını 23-0 kazanması
-
üzen olaydır. daha geçen gün oradaydık şansa yaşıyoruz valla.
not: fb.
starbucks'ta bardakların üzerine nick yazdırmak
-
- isminiz lütfen
- godot
- ooo.. nah gelir sizin kahve..
- bekleriz..
ingilizce anlamı olan türk ismine sahip olmak
-
bizim bir arkadaşın adı toygun amerikaya gittiydi gülme krizine girmişler adını gördüklerinde. (bkz: oyuncak tabanca)
biopolitics
-
önce göçebe nüfusları yerleştirmek
sonra yerleştirdikleri isyan etmesin diye yerlerini değiştirmek
sonra -ve o sıralarda- onları saymak dökmek
sonra yine yer değiştirtmek*
bu esnada da kah hamiyet kah şiddet yoluyla sayılarını kontrol etmek
bunun ötesine de çocuk yapmalarını teşvik ederek * ve yasaklayarak* geçmek...
devletini yaratan toplumu sollayarak toplumunu yaratan devlete dönüşmenin bir sonraki aşamasında moleküllere sirayet etmek...
anne kızlık soyadınız en az 1 rakam içermelidir
-
annemin kizlik soyismi birgul oldugu icin sallamadigim uyari.
29 ekim 2023 ali yerlikaya tweet'i
-
çete lideri iç işleri bakanlığından gelinen nokta çok umut verici.
benim gözümde devlet görevini yerine getiren en iyi bakan.
savcıda şeref varsa tırda silah olduğunu ispatlar
-
(bkz: şeref demedim eşref dedim)
ömer lütfi akad
-
“adapazarı’na gitmeye hazırlanıyorduk. gitmeden önce bazı siparişler vermek üzere biriyle buluşmam gerekiyordu. birden, üstümün başımın pek güven verici olmadığını fark ettim, özellikle ayakkabılarım çok kötü durumdaydı. taksim sineması’nın (şimdi devlet tiyatrosu’nun bulunduğu bina) uzun duvarı boyunca art arda dizili ayakkabı boyacılarına doğru hızla yürüdüm, az vaktim vardı, en öndekinin sandığına ayağımı koydum. ‘çabuk usta, şişir, acelem var’ dedim. boyacı başparmağı ile arkayı gösterdi. ‘arkadaki arkadaşa geç beyim’ dedi. ‘neden, ne oluyor’ dedim. ‘ben ayakkabı boyarım’ dedi adam, ‘bu benim işim, şişirme istiyorsan arkaya geç’. bir an kalakaldım. bütün alacağı yirmi beş kuruştu, bir liranın dörtte biri. ayağımı sandıktan çekmedim. ‘buyur, bildiğin gibi boya’ dedim, ‘hakkını ver’. beni bekleyen sonsuza kadar bekleyebilirdi, ben burada hayatımın dersini alıyordum.”
lütfi akad, ışıkla karanlık arasında, sayfa 24.
türkiye iş bankası kültür yayınları, istanbul 2004
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
odamı yeşile boyamış.
o damı yeşile boyamış.
o, damı yeşile boyamış.
o da mı yeşile boyamış?
yukarıdaki 4 cümlenin anlamı da aynı diyorsanız benim daha söyleyecek bir şeyim yok. de/da, noktalama işaretleri, her ne geliyorsa aklınıza dilde olmasının bir nedeni var işte, niye kullanmamak için bahane üretiliyor anlamıyorum!