hesabın var mı? giriş yap

  • bu makalede arf, makinelerin düşünüp düşünemeyeceği sorusunu tartışıyor. makinelerin yalnızca düşünceyi taklit edebileceklerini, ancak gerçekte kendileri için düşünemeyeceklerini savunuyor. bu argümanını, makinelerin insan beyni ile aynı türden bir iç yapıya sahip olmadığına işaret ederek desteklemektedir. insan beyni öğrenebilen ve uyum sağlayabilen karmaşık bir sistemken, makineler sadece bir dizi talimatı takip etmek üzere programlanmıştır.

    arf ayrıca makinelerin insanlarla aynı türden bir bilince sahip olamayacağını savunmaktadır. bilinç, tanımlanması zor olan öznel bir deneyimdir, ancak düşünce için gereklidir. makineler insanlarla aynı tür öznel deneyime sahip değildir, bu nedenle gerçekten düşünemezler.

    arf'ın makalesi zihin felsefesi alanında bir klasiktir. düşüncenin ve bilincin doğası hakkında önemli sorular ortaya koyan, düşünceli ve iyi savunulmuş bir makaledir.

    işte makaleden bazı önemli noktalar:

    * makineler düşünceyi taklit edebilir, ancak kendileri için düşünemezler.
    * insan beyni öğrenebilen ve adapte olabilen karmaşık bir sistemdir, makineler ise basitçe bir dizi talimatı takip etmek üzere programlanmıştır.
    * bilinç, düşünce için gerekli olan öznel bir deneyimdir ve makineler insanlarla aynı tür öznel deneyime sahip değildir.

    arf'ın makalesi, düşünce ve bilincin doğası hakkındaki tartışmalara değerli bir katkıdır. makine zekası olasılığı hakkında önemli soruları gündeme getiren düşündürücü bir makaledir.

  • "micheal jackson taklidi yapayım diyen arkadaşıma yap dediğimde ölü taklidi yaptı o gün bu gündür görüşmüyorum. "

  • yıl 2004.
    yer batı taraflarda bir üniversite.

    salsa, chacha, merengue kursu açıldı. gittik kayıt yaptırdık ama kurs açıldıktan sonra ne görelim 30 kız var kursta ve toplam iki erkeğiz yurttan oda arkadaşımla. kızlar bizimle eş olmak için adeta yarışıyor. sırayla bütün kızlara eşlik ediyoruz. her akşam kurs çıkışı yemek ve kahve bahanesi ile kızlar bizi evlerine davet ediyor. bir nevi öldük ve cennete düşmüş hayatı yaşadık 1 hafta boyunca.

    daha sonra salsa kursumuzda erkek açığı var afişleri asıldı kampüsün bazı yerlerine. lanet olsun ki asan kişi gidip bir tane de teknik eğitim fakültesinin kantinine asmış.

    ertesi gün kursu yıktılar. bildiğin haçlı ordusunun saldırısına uğramış gibiydik. cengizhan'ın ordusu sıraya girmiş kayıt formu dolduruyor.

    o günden sonra da her kurs çıkışında halı sahaya gittik. zamanla kız stoğu tükendi. en son kurstan kaydımı sildirdiğim gün 3 tane erkekle ayrı ayrı eşleşmiştim. 30 kız 2 erkek olan kurs 300 spartalı oldu çıktı. daha sonra da sanırım kursun adını değiştirip kardeşler kebap salonu yaptılar.

  • benim neslim o kadar uzunca bir süre orijinal oyun alamamanın sorunlarıyla boğuştu ki şu anda gerek olsun olmasın, oyunu sevsin sevmesin steam indirim dönemlerinde varını yoğunu koyuyor ortaya.

    crack denilen o allahsız kitapsız dünyanın kahrını hayatımda bir tek sefer daha çekecek tahammülüm yok güzel insanlar. oynamayacak da olsam alırım, exe dosyasına bakar bakar eğlenirim.

    yapanın edenin yedi sülalesine dua ediyorum. büyük karanlıklardan kurtardılar insanlığı. hele son senelerde o cracklerin geldiği hali düşündükçe hepten aklım almıyor. dosyayı kopyala, interneti kopar, kod yaz, bilgisayarın saatini değiştir, balkon penceresini aç, tütsü yak.

    oyun mu oynayacağız, banka mı soyuyoruz.

    beni ve tüm sevdiklerimi bu beladan kurtardı ya yumurta satsın steam üzerinden alırım. kimse korsan ürün kullanmaz aslında şu sistemi her medya için yaygınlaştırsalar. güncel ürünü istediğin fiyattan sat, zaman geçtikçe fiyatı indir, paket yap, kampanya sun, arşiv hizmeti sağla vur gitsin.

    hırsız değiliz lan biz, sadece paramızın karşılığını istiyoruz.

  • -ya salak mısın sen?
    -aşkım vallahi elimden kaydın
    -ne demek elimden kaydın ya hasta
    -bak iyilik edelim dedik kötü olduk iyi mi?
    -resmen başım ağrıyor
    -migrenin mi?
    -yok salaklığın
    -hadi, başa döndük yine...

    allahım canımı al da kurtulayım. sakarlık dediğin ne noktalara kadar ilerleyebiliyor şaşırıyorum bazen. koltukta uyuyakalmış sevgiliyi, romantizm, aşk adamlığı adına; sarsmadan, bomba imha ekibi amiri gibi kavrayıp; odaya, tertemiz yatağımıza taşıyayım, yatağa koyunca uyanır, uyanınca da bu ilgi karşısında duygusallaşıp kesin beni arzular diyerek çıklan yolda sevgiliyi yatak odası ile salon arasındaki o daracık koridorda elinden kaçırmak da neyin nesi? hayır kız düştükten sonra üstüne basmayayım diye sıçrarken kızın koluna takılmak, darbenin ve kolunu ezmenin acısıyla bir anda uyanan nazlı yarin seni zeybek oynar bir halde görmesi nasıl izah edilir.

    neden aşkım hadi yatağa geçelim, uyuyorsun bak demek varken 60 kiloluk sevgiliyi kucaklayıp odaya taşıyabileceğini düşünmek ve sonuç odaklı hareket ederken asıl mevzuyu elden kaçırmak da neyin nesi? dünya üzerinde, komik videoları saymazsak kaç kişi vardır böyle yapan? biz kaç kişiyiz sevdiceği odaya taşırken yere düşürüp üzerinden geçen?

    -bak aşkım vallahi kazaydı
    -gülüyordun ama
    -ya ne gülmesi seni ezmeyeyim derken
    -bi de ezseydin
    -olur mu hiç, yere düşen sahibini at bile çiğnemez
    -salaksın yemin ediyorum
    -kolun iyi mi?
    -acıyor
    -bastım ya ondandır
    -aa sahi mi? embesil

  • (bkz: dost yoğurt)

    bim'den alışveriş yapmayı sevmediğim, huzursuz hissettiğim halde beni her daim bim'e çeken ürünlerden sadece biri. sadece bim'de satıldığını bilmiyordum. yani böyle kaliteli bir ürün migros'ta satılıyordur diye düşündüm ve migros reyon görevlisine sordum;

    +dost yoğurt var mı?
    - malesef efendim, pınar var, sütaş var, sek..
    + hiçbir zaman mı yoktu? yoksa kalmadı mı?
    - bildiğim kadarıyla dost yoğurt satan tek bir yer var beyfendi.
    + bim diyorsun yani... sen nereden biliyorsun?
    - aramızda kalsın ben de çok seviyorum.
    + vicdansız bunlar. kendilerine bağımlı hale getiriyorlar.
    - ayranı da çok iyi abi. bir de bir peynir markası vardı neydi...
    + yeter duymak istemiyorum!
    - ...
    +şu yarım kiloluk yoğurt ne kadarmış?
    - üzerinde yazıyor beyfendi.
    + oha. dost yoğurdun 1 kiloluğu fiyatında.
    - üstelik dost kadar lezzetli de değil...
    + sus...noolur sus...
    -...

    edit: çok severek tüketsem de uzun zamandır almıyorum. bozulmayan, ekşimeyen yoğurt, yoğurt değildir. başka bişeydir. besin değerinin düşük olmasından değil, farklı katkı maddeleri ihtiva etmesinden çekindiğim için almıyorum.

  • müziğin belirli akorlar, gamlar ve uyumlar üzerine kurulduğunu, bu uyumlarınsa matematik üzerine kurulduğunu gösteren kuramdır. müziğin dilidir. az gireyim içine, belki birinin ilerde işine yarar.

    notaları a'dan g'ye gösteririz. la'dan sol'e kadar bu harfleri alırlar. nasıl oldu?
    a=la b=si c=do d=re e=mi f=fa g=sol oldu. bu notaların 5'i tam ses, 2'si yarım sestir. do'dan re'ye bir tam ses vardır misal. do tam sestir yani. re'den mi'ye de tam ses vardır. yani re de tam sestir. ama mi? mi yarım sestir. mi ile fa arasında yarım ses vardır. fa, sol ve la da tam sestir. si yarım sestir. ne dedik, mi ve si yarım sestir, gerisi tam sestir dedik. şimdi, iki tane lafımız var. diyez ve bemol. diyez yarım ses ileri demek. bemol yarım ses geri demek. diyezi (#) böyle gösteririz, bemolü ise göstermek için kullandığımız işareti ekşi algılamıyormuş, şu an edit atıyorum o yüzden. işaretin kendisi küçük b harfine çok benzer, bizse burda almanların ß'sini kullancaz. doğru gösterim değil kesinlikle, idare edin artık. ileri demek ince demek bu arada, haliyle geri demek de kalın manasında. nitekim notalar yazılırken aşağıdan yukarıya doğru incelirler.

    hızlı bir hesaplama yapalım.
    misal, do'dan fa'ya kaç ses vardır?
    c, c#, d, d#, e, f. gördüğünüz üzere 5 yarım ses.
    aynı notadan aynı notaya ise hep 12 yarım ses vardır. zaten 5 tam ses 2 yarım dedik, 5x2+2 haliyle 12. "şu notadan şu notaya kaç nota var" denilmez hane. genelde yarım seslerden gidilir.
    mi ve si -ki artık bunları izninizle e ve b diye gösteriyorum- arıza almaz. arıza ne demek? diyez demek. bu notaların diyezi yoktur dedik zaten. ki mantık larak, e ve b diyez almaz ise, f ve c da bemol almaz. nitekim misal f# dile gß aslında aynı notadır. birisi fa'nın yarım ses ilerisi, diğeri sol'ün yarım ses gerisi.

    akor nedir? akor ya majör, ya da minör gamına göre notaları dizip belirli notaları almamız ile elde ettiğimiz sesler bütünüdür. gam nedir? hah, işte şimdi müzik teorisine girdik. gamlar belli kalıplardır.
    majör gamı: tam-tam-yarım-tam-tam-tam-yarım'dır. ne demek? bir notadan başla ve sırayla bu sesleri git demek. arıza almayan tek majör do majördür. buyrun bakın:
    c'dan tam ses git d, ondan tam ses git e, ondan yarım ses git f, ondan tam ses git g, ondan tam ses git a, ondan tam ses git b, ondan yarım ses git c.
    resmen c-d-e-f-g-a-b'dir do majör kalıbı. aynı anda oktav da oldu bu tabi.
    nasıl gösterilir akorlar? büyük harfle. hani burda hepsi küçük olacak diye diyorum. mesela tek başına büyük c gördün, do majördür. yanına küçük m koyarsan cm yaparsan, do minör olur. peki gamları böyle sıraya dizdik diyelim, akoru nasıl belirleyecez? valla ana sesler 1, 3 ve 5. seslerdir. c-e-g oldu. mesela elinde gitar var, 6 teli birden (daha azını kullanacaksan sırf onları çevir) bu üç sesten birine çevirirsin. piyanodaysan direkt bu üç sese basarsın. gamları bilmek neden önemlidir? misal birileriyle çalıyorsunuz, adam do majör çalıyor. sen solo atmaya kalkarsan, hiç diyez ses basmazsın. neden? c gamında diyez yok çünkü.

    daha kepçük bi majör gamı deneyek. mi majör misal.
    e-f#-g#-a-b-c#-d#-e. bakınız 4 diyezli gam. peki aga, biz bu gamların hepsini ezberleyecek miyiz? bunun kısa yolu yok mu? tabii ki var. diyezlerin sırasını bil. o ne demek? usta, f ilk diyezdir. bu lafı bil. ondan sonra 3'er nota geri say. 3'er yarım ses falan değil, direkt 3 nota geri say. birinci diyez f ise, ikincisi c'dir. üçüncüsü g'dir, dördüncüsü d, beşincisi a, altıncısı e, sonuncusu b. tam tersinden sayarsan bemoller olur. ilk bemol b'dir, ikincisi e, üçüncüsü a, dördüncüsü d, beşincisi g, altıncısı c, yedinci ve son bemol de f'dir. şimdi bu ne demek? aga, kaçıncı diyezde isen, o ana kadarki tüm diyezler, bir ileriki notanın gamında çıkar. ne demek istiyorum? mesela ilk diyez f dedik ya, bir sonraki nota g mi? g gamında bir tek f# vardır. f'den sonraki diyez c mi? c'den bir ileriki nota olan d'nin gamında, hem c# hem de f# vardır. bakın demin yazdığımız e gamına. e'den bir önceki nota neydi? d. d dördüncü diyezimiz. o nota ve o notaya kadarki tüm diyezler hakikaten de e gamında var. bak yukarı, f# var, c# var, g# var ve d# var. bu kuralı oturttun mu her şey gider.

    minör gamını mı merak ettin kuzum? verelim.
    tam-yarım-tam-tam-yarım-tam-tam. majör gamlarının tek arıza almayanı c idi di mi? minör gamlarının tek arıza almayanı da am'dır. gitar dersine başlayan ergenler çok gülerdi buna. bayağı am yazıyor kağıtlarda. la minör hani.
    am gamı: a-b-c-d-e-f-g-a.
    neyse, şimdi siz bana sorarsınız. do majör de diyez almadı, la minör de. o zaman, bunların gamı aynı olmadı mı? helal olsun be derim sana. tüm majör gamlarının, kendisiyle aynı gama sahip bir minör gamı vardır. biz buna "ilgili minör/ilgili majör" deriz. bunu bulmanın kolay yolu var mı? tabii ki var. majörden üç yarım ses geri gidersin. do majör mü? git do'dan üç yarım ses geri.
    c-b-bß-a. vallahi de am'a geldik. bu böyledir. misal f ile dm, g ile de em aynı gamlara sahiptir.

    şimdi bana deyin ki, lan diyez yarı ses ileri, bemol yarım ses geriyse, neden ikisine birden ihtiyacımız var la? misal a# ile bß aynı şey değil mi? neden iki ayrı isme ihtiyacımız var. sormanıza sevindim delioğlanlar. a# ile bß aynı nota mıdır? evet. aynı şeyi mi ifade eder? hayır. ne dedim lan ben? şimdi usta, bir akorun gamında a# varsa, başka deyişle tüm la'lar diyez ise, sen la'ya basmazsın. sen la diyez'e basarsın, la sesi bozar. peki ya si? si'ye de basabilirsin. ama eğer gamda bß varsa, hani si'ler bemolse, bu sefer si'ye basmazsın. la'ya basabilirsin. anladınız? helal.

    şimdi aslında bu majör gamını da, minör gamını da bilmem neyi de ezberlemeye gerek var mı? ezberlesen tabii iyi olur, ama şart mı desen bence değil. c'nun tek diyez almayan majör olduğunu bil, onun ilgili minörünün de 3 yarım ses geri gitme kuralından am olduğunu bil. ordan nota aralıklarını sayarsın, kuralını bulursun. bir de başka bir şeye dikkat edelim; 1,3 ve 5. sesleri alıyoruz ya, gam kurallarına bakalım:
    t-t-y-t-t-t-y
    t-y-t-t-y-t-t
    şu görülebilir ki, birinci sesten üçüncü sese majörde 4 yarım ses, minörde 3 yarım ses var. birden beşe ise ikisinde de yedi yarım ses. yani bir notanın minör ve majör akorları içindeki tek fark, üçüncü sesin majörde yarım ileri olması. birinci ve beşinci ses aynı yoksa. misal izleyelim;
    akorların ana/kurucu sesleri (gamların 1-3-5):
    c => c-e-g
    d => d-f#-a
    e => e-g#-b
    f => f-a-c
    g => g-b-d
    a => a-c#-e
    b => b-d#-f#
    şimdi sırf orta sesi yarım ses geri alarak minörleri kurabilirsin:
    cm => c-d#-g
    dm => d-f-a
    em => e-g-b
    fm => f-g#-c
    gm => g-a#-d
    am => a-c-e
    bm => b-d-f#
    olay budur.

    bu akorlar sadece karşınıza fa majör, do minör diye gelmez tabi. yalnız adisyonlara falan geçmeden şunu da hatırlatalım, diyez ve bemol seslerin de gamları/akorları olur. misal eß majör:
    eß-f-g-aß-bß-c-d-eß

    şimdi, sizlere değişik akor çeşitlerinden bahsedelim. sus vardır misal, suspended manasında. aradaki 3. sesi çıkartırsınız, yerine 2 veya 4 koyarsınız. misal c gamı neydi?
    c-d-e-f-g-a-b.
    1-3-5'i aldın c-e-g. şimdi 3'ü çıkar, 4 ekle mesela. c-f-g olsun. ne oldu? c sus 4.

    adisyon vardır mesela. addition hani. gama baştan dönmenizi ister. misal add9. her gamın sekizinci sesi kendisi olduğu için, verilen sayıdan 7 çıkartırsan istenilen notayı bulursun. misal add9 diyorsa, 2. sesi ekle diyordur.
    c-d-e-f-g-a-b-c-d dersen c gamında 9. ses gördüğün üzere d'dir. zaten 9-7'den 2 deyip, ikinci ses d'dir desen de aynı şey. napıyoruz şimdi? c-e-g'yi alıyoruz, sonunda bir ince d çaktık mı al sana c add9.

    sept akor vardır misal. 7. sesi eklemenin diğer adı. misal a için, bir g eklersin akora.

    ben sıkıldım la. gece gece yeter, eğlendik bence. sen eğer internete "müzik teorisi" yazıp, sonra "aa ekşi sözlük'te kesin bir şeyler vardır" diye buraya gelmiş isen, ne mutlu bana yardım ettiysek. müzik güzeldir, müziği sevin.

    not: dediğim üzere, bemol işaretini ß'na çevirmek durumunda kaldım. gerçekte küçük b'ye benzer bişey. neden küçük b kullanmadın direkt derseniz, içimden gelmedi. b si demek ya zaten. bir de büyük harfle gösterilmeli hep notalar ama büyük harf yazamıyorum. iyice karışsın istemedim.