ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bright osayi samuel
-
trabzon’un sahibi ve sefiridir.
üç beş kişiyi tek başına indirmiştir. 30 bin kişiye racon kesmiştir. son kabadayıdır.
sürmene döner
-
küçükçekmece cennet mahallesinde muazzam döner yapan karın doyurmalık keyif yeri.
cadde üstünde köşede çok iddialı durmayan bir mekan. ama arkadaş o nasıl müthiş bir dönerdir! yemeyen çok şey kaybeder.
entrinin saatine bakıyorum, gece gece acıktım lan ben.
döner filan hayalleri kurarken şu an yanımda baharatlı cips duruyor amk!
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
https://www.ifixit.com/guide
neyi nasıl tamir edebileceğinizi gösteren, arabadan, laptop'a, tablete ve fotoğraf makinesine kadar; hatta düğme dikmeye kadar pek çok olayın resimli anlatım rehberi, güzel bir site. tabii güzel ama ingilicçe. yine de resimli anlatım faydalı olacaktır kanaatindeyim.
gülse birsel
-
sayesinde yılların 'kıro'sunun etnik bir aşağılama olarak algılanmaya başlandığını öğrendik. 'kıroyum ama para bende' mottosu herkesin dilindeyken nerdeydiniz ulan ? kimseye uygulanan bir ötekilestirme falan yok, kıçınızdan ırkçılık naraları atıp adamın canını sıkmayın.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
telefon çalar. arayan kişiye bakılır. arayan baha dir.
telefon "naber lan sığır siki" diye açılır..
karşıdan gelen "senin azğına sıçarım ulan eşekoğlueşşek" cevabina çok şaşırılır.
"pardon baba ya bi arkadaş sandım seni" denir. yerin dibine girilir.
sonrasında telefon kapatılınca telefondaki baba ibaresi babam olarak değiştirilir.
hayvanlık ise bakidir
computer'ı türkçeye bilgisayar olarak geçiren tip
-
kanaatimce on numara bir iş yapmıştır ve bu resmen bir çeviri başarısıdır.
fatih sultan mehmet portresindeki ikinci adam
-
kenan komutan olabilir mi?
i. melih gökçek
-
yillar once eskisehir'de okurken, bir yandan da anadolu universitesi'nde iibf'de lab gorevlisi olarak calisiyordum. oturdugum ev visnelik'teydi. bu evin, ev sahibi de odunpazari'nda bir emlakci. hayatimda cok emlakci ile tanistim, iyisine denk geldigim pek soylenemez ama bu herif kotulerin arasinda bir numaraydi. paragoz olmasinin yanisira terbiyesizdi de.
bir gun, kira vakti geldiginde beni arayip kampuste isi oldugunu, o yuzden o ay bana ugrayip kirayi elden alacagini soyledi. tamam, iyi dedim. saat geldiginde bu yanima geldi konusuyoruz filan, o sirada disardan guvenlik gorevlisi geldi bu herifin plakasini soyleyip "bu aracin sahibi burada mi?" dedi, bu da "benim" diye disari cikti. birazdan soylenerek geri geldi ve soyledigi sey su oldu:
"neymis, dekanin yerine birakmisiz. ne olacak ? kac para kazaniyo lan bu dekan? benim kadar kazaniyor mu?"
yani; adamin kafasinda insanlarin degeri kazandigi paraya gore siralanmis durumda. kendisinden az kazanan herkes son derece degersizken, kendisinden daha cok kazanan birinin kopegi olabilir.
bu hikayenin i. melih gokcek ile dogrudan hic ilgisi yok. dolayli ilgisi ise, turkiye'nin bu tiynetteki adamlari dislamak yerine, onemli mevkilere getiren bir yapiya sahip olmasi. bu sayede bu adamlar, bu tiynetle milletin tepesine binip, kanunsuz, hukuksuz sekilde yagma yapabiliyor. ve yine, israrla, yillardir bu yagmaya devam etmelerine ragmen el ustunde tutulabiliyorlar. tam da bu yuzden, bu secmenler layik olduklari sekilde yonetiliyor, somuruluyorlar. olan da arada yanan yaslara oluyor.
i. melih gokcek'in odtu arazisinden agaclari kesip, sonra da uzerine "parasi neyse veririz" diye siritarak "al bu da basimizin gozumuzun sadakasi olsun" diyerek, kendisine ait olmayan halkin parasini kafasina gore odtu'ye diyet olarak gonderebilmesini saglayan da tam olarak bu rahatlik.
kahrolsun bagzi seyler.
tarcanlar oto ekspertize verdiğim ekspertiz raporu
-
edit: açıklama gelecek.
edit:
sevgili arkadaşlar,
tarcanlar ile beraber hazırladığımız ortak açıklama metnini sunuyorum:
tarcanlar ile yaptığımız görüşmeler neticesinde karşılıklı olarak paylaşımlarımızı kaldırma kararı aldık. nedenlerimizi detaylı olarak paylaşarak süreci daha fazla uzatmak istemiyoruz ve sizlerden de bu konuda anlayış bekliyoruz. aramızdaki anlaşmazlıkları sami bey ile görüşerek uzlastik, kendisine yapıcı tavrından ötürü teşekkür ediyorum. konuyla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen bu paylaşımlardan zarar gören tarcanlar şubelerinden ve isim benzerliği nedeniyle mağdur olan benli otomotivden özür diliyoruz. vermis olduğumuz rahatsızlıktan dolayı sizlerden de ayrıca özür dileyerek, bu süreç içerisinde kendi hizmet almadığınız firmalara yapmış olduğunuz spam yorum ve puanlamaları geri almanızı rica ediyoruz.
saygılarımızla.
ülkeyi içine düştüğü durumdan kurtaracak tek şey
-
"eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen, ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.”
sen öğrettin, biz öğrenemedik atam.
suskunlar (dizi)
-
ihsan oktay anar'ın güzelim kitabının başlığına sıçan dizidir.
dış mihrak
-
geçen hafta nikolay çavuşesku'nun son konuşmasını izledim. hani peşinden halkın hükümet binasını basıp çavukesku'yu helikopterle kaçmak zorunda bıraktığı ve üç gün sonra da yakalayıp kurşuna dizdiği.
çavuşesku son konuşmasında hala ısrarla "bunlar emperyalist güçlerin, dış mihrakların oyunu" diyor.
güzel kardeşim, halktan binlerce kişi ölmüş. halk kendisinden binlerce kişi öldüğü halde dış mihrak oyununa gelmek istiyorsa, bu oyuna razıysa, senin görevin o ülkenin yönetimini senden daha iyi yaptığı, halkla daha iyi iletişim kurduğu ortada olan dış mihraka devretmektir.
düşünsene önünde 10 kişi var 9'unu ölüme yolluyorsun ve kalan bir tane diyor ki "ben sana hala inanıyorum abi". böyle gücü ve karizması olan bir mihraka karşı senin diyeceğin ne olabilir? eğer dış mihrak bu kadar güçlüyse bu mücadeleyi sürdürmek sadece daha çok insanın ölmesine sebep olur.
diyor ki çavuşesku: "bunlar halkı fakirleştirmek, işsiz bırakmak, ekonomik gücümüzü kırmak, romanya'yı bölmek isteyenlerdir". e halk ikna olmuş sana ne ki? sana ne? madem "dış mihrak" adında bir sorumlu var, ve bütün olan bitenin sorumluluğunu üstüne alıyor, bırak gerisini onlar düşünsün. sen niye ısrar ediyorsun senden güçlü olduğunu kanıtlamış mihraklarla mücadele etmeye?
eğer halkının özgürlüğünün tehdit altında olduğunu düşünüyorsan o zaman o mihrak kimse ona savaş açarsın, "ama bazı mihraklar" deyip durmazsın. mihrak bir ülke değilse o mihrakın olduğu ülkeyi uyarır ultimatom çeker yine ülkeye savaş açarsın. yok savaş açacak kadar elinde hangi mihrak olduğuna dair net bir bilgi yoksa da o zaman o "mihrak" lafını ağzına almazsın. hayret bişi ya.
hüzünlü elektronik parçalar
-
dışarıya gösterdiğimiz yüzlerimize benzerler, biçim eğlendiricidir; lakin içte kocaman bir hüzün bulutu hakimdir.
en nadide misalleri:
oscar & the wolf - joaquim
reflekt - need to feel loved (adam k & soha vocal mix)
alpha 9- come home
hans zimmer - time (pen perry remix)
the xx - ıntroparra for cuva ft. anna naklab - wicked games
mark eliyahu - journey (mehmet gulec remix)
the avener - to let myself go (liva k & consoul trainin remix)
kadebostany - save me (liva k remix)
morandi- save me
morandi- angels(love is the answer)
nadia ali - rapture (avicii remix)
electric youth - ınnocence
tarkan - sen çoktan gitmişsin (deeperise remix)
era - mother (remix)