hesabın var mı? giriş yap

  • yer: bilkent merkez kampüs, ihsan doğramacı heykelinin önü
    şahıs : tikican

    - ok, gözlüklü atatürk heykelinin orada bekliyorum, öptüm, bye.

  • bugün 17 ekim 2010! galatasary lisesi önünde açıklama yapan ödp'lileri gören bir takım trabzonspor taraftarının attığı slogan.

    allah belanızı versin gerizekalılar diyor, bir dahaki türkiye iğrençliğinde görüşmek üzere iyi akşamlar diliyorum.

  • ampute milli takımı ankara büyükşehir belediye başkanı mansur yavaş'ın daveti üzerine 8 kasım'da kendisini makamında ziyaret etmişti.

    geçtiğimiz ay tarihinde ilk kez dünya şampiyonu olan ampute milli takımı oyuncuları, ankara büyükşehir belediye başkanı mansur yavaş'ı ziyaret edince disiplin kurulu'na sevk edildi.

    kaynak

    türk halkının seçimiyle başa gelmiş, başkentin belediye başkanını ziyaret etmek neden suç unsuru ? mansur yavaş yabancı bir ülkenin belediye başkanıda bizim mi haberimiz yok ?

    yada ekmek üreticileri sendikası genel başkanı (bkz: cihan kolivar) “ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir. dediği için neden hapiste ?

    aynı şekilde türk milletinin oyu ile seçilen türkiye'nin en büyük şehirinin belediye başkanı (bkz: ekrem imamoğlu) neden siyasi yasak davası görüyor?

    son soru akp ne yapmak nereye varmak istemektedir?

  • ortada tek tip formayla gezen 10 oyuncu arasından fark edilebilmek için kullanılan aksesuarların tartışmasız en başında gelir. torex, pro-shot, kinetix ve muadillerinden başlanır "fundamental versus time" grafiği ivmelendikçe nike, reebok, adidas çekilir ayağa. ankara'da üniversitede okuyan kuzenden sipariş üzerine gelecek olan ayakkabının 1 ay hayali kurulur. bir sabah ev telefonu çalar arayan kuzendir.
    +verdim koçum ayakkabıyı kargoya, hadi güle güle giy.
    -aslansın özgür abim benim.
    ertesi günkü maça yetişip yetişmeyeceği merak konusudur. ama süper anne yine imdada yetişir. kargoyla gelen ayakkabıyı evden koşa koşa spor salonuna getirir. gelen ayakkabı tamamen kuzenin zevkine kaldığından soyunma odasında kutu yırtılırcasına açılır. ve kutudan parıltılarla kendini gösterir. arkadaşlar arasında `glen rice ayakkabısı sayesinde o kadar üçlük atıyomuş` diye efsanelere konu olan ayakkabıdır o göz kamaştıran nesne. her gün ama her gün temizlenir, tozu alınır.
    kısacası 13 yaşındaki ergen için salt bir ayakkabıdan çok çok ötedir.

  • bu sefer kahramanlarimiz acemi asker degil komutandir. iki asteğmen birbirine komşu eğitim alaninda acemi eğitimi ile meşgulken biri diğerini çay içmeye davet eder. laflamaya başlarlarken acemilerden birini çağirirlar. eleman koşa koşa gelir.

    -bize 2 çay getirir misin
    -emredersiniz komutanim *

    eleman çaylari bir koşu kapip getirir ve komutanlarinin dikkatini çeker.

    -aferim ya ne çabuk getirdin. ama nefes nefese kalmişsin. sivilde napiyodun sen ?
    -komutanim "balıkesir cumhuriyet savcisiydim" der

    bizim asteğmen elemanlarin o an boğazlari düğümlenir. o çay ateş olur ellerinde. acemi asker elemanlarin yanlarindan uzaklaşir.

    -olm var ya bu bizi sivilde yakalasin öttürür lan
    -lan ne biliyim o kadar adamin içinden biz de savciyi bulduk iyi mi
    -amaan koy gitsin. savcinin elinden de çay içtik ya
    -ehehuehue

  • "fake olduğunu anlamazlar değil mi?" sorusuna "yok canım, fake olduğunu anlamazlar" cevabı verilen fake sesler.

    ak troller, bu kadar mı çaresizsiniz lan?

  • çocuğu köpekler yemiş yahu, siz neyin kafasındasınız? neyi savunuyorsunuz? rahatsız olmamak mı gerekir bundan? normaldir olabilir böyle şeyler denip geçilmeli mi?

    sokak köpekleri bir güvenlik sorunudur ve çözülmelidir.

    evet tek güvenlik sorunu değildir ancak tüm sorunları aynı anda çözmek zorunda değiliz, hangisini çözsek kar.